Erdoğan: 10 Mart mutabakatı şer odaklarının hesabını bozacak
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “10 Mart mutabakatının altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayata geçirilmesi önemli bir düğümü çözecektir. Mutabakatın suhuletle uygulanması; istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir.” dedi.
Konuşmasında öne çıkan başlıklar:
-“Suriye’nin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını destekliyoruz”
-“Yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”
-“Korkunun esiri olsaydık, şimdi yanı başımızda bir kan gölü vardı”
-“Aynı dili konuştuğumuz kardeş bir devlet, küllerinden yeniden doğuyor”
-“Şimdi sıra inşallah Filistin’de”
-“Sözümüzü mutlaka tutacağız”
* İşte detayı!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
ANKARA, 10 ARALIK 2025 – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Mart mutabakatıyla ilgili şunları söyledi:
“Suriye’nin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını destekliyoruz”
Türkiye ve Türk milleti olarak Suriye’nin ve Suriyeli kardeşlerimizin inşa, ihya ve toparlanma çabalarını tüm imkanlarımızla destekliyoruz. Şunu gönül huzuruyla ifade etmek istiyorum: Suriye devrimi son bir yılda en zoru inşallah geride bırakmıştır. İnanıyorum ki önce Yüce Allah’ın yardımıyla, sonra da Suriye yönetiminin basiretli, dirayetli, kuşatıcı, kucaklayıcı ve adaletli politikalarıyla bir daha eski kötü günlere dönüş olmayacaktır.
“Yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız”
Bilhassa 10 Mart mutabakatının altında imzası olanlar tarafından ahde vefa ilkesi gereğince hayata geçirilmesi önemli bir düğümü çözecektir. Mutabakatın suhuletle uygulanması; istikrarsız, bölünmüş ve güçsüz Suriye’ye yatırım yapan şer odaklarının hesaplarını altüst edecektir. Böylece Suriye, toprak bütünlüğünü haiz, müreffeh, muzaffer ve bölgesinin muteber bir ülkesi olarak istikbale yürüyecektir.
Biz de nasıl Suriye’den gelen mazlumlara Ensar ruhuyla sahip çıktıysak, nasıl Suriye’nin kuzeyinde mazlumlar için güvenli alanlar inşa ettiysek, nasıl 13 buçuk yıl boyunca bir yandan uluslararası baskılara, diğer yandan içeride Türkiye’nin her köşesini “Suriyelileri göndereceğiz” afişleriyle donatan beşinci kol aparatlarına karşı sabırla direndiysek, yeni dönemde de kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağız. Bu ana muhalefet öyle demiyor muydu? “Biz Suriyelileri geldikleri yere göndereceğiz.” demiyorlar mıydı? Onlar bunu söylerken bu kardeşiniz ne diyordu? Asla gönderemezsiniz, gönderemeyeceksiniz diyorduk. Ve biz savaşta onlara sırtımızı dönmedik. Barışta da daima yanlarında olacağız. Türkler, Araplar, Kürtler, Türkmenler, Sünniler, Nusayriler omuz omuza verecek, Suriye’yi birlikte ayağa kaldıracak, birlikte imar ve inşa edeceğiz.
“Korkunun esiri olsaydık, şimdi yanı başımızda bir kan gölü vardı”
Bunu da korkarak, birbirimizden şüphe ederek, hele hele kavga ederek değil; birbirimize güvenerek, inanarak, dayanışmayla gerçekleştireceğiz. Bunu özellikle şunun için söylüyorum: Bakın değerli kardeşlerim, eğer biz korkaklara kulak verseydik, korkunun esiri olsaydık, şimdi yanı başımızda bir kan gölü vardı. Hatırlayın, devrimden önce bize neler söylediler? “Ortadoğu bataklığına girmeyin.” dediler. Kim? CHP’nin başındakiler. “Size ne Suriye’den?” dediler. “Akan kana sırtınızı dönün.” dediler. Buradan tur düzenlediler. Gittiler, Esad’ın elini sıktılar, sırtını sıvazladılar. En son ana kadar Baas diktatörlüğünün muhipliğini yaptılar. Eğer biz bu vizyonsuz ve vicdansızlara kulak assaydık, bugün çok ciddi güvenlik tehditleriyle yüzleşiyor olurduk. Ama biz kendimize inandık, Allah’a inandık, güvendik, cesaretle hareket ettik ve tuzakları, kumpasları, oyunları bozduk. Sabrettik. Allah’ın lütfuyla zafere de şahitlik ettik.
“Aynı dili konuştuğumuz kardeş bir devlet, küllerinden yeniden doğuyor”
İşte sizler de görüyorsunuz, şimdi yeni bir Suriye kuruluyor. Şam’ın, Halep’in, Hama’nın, Humus’un caddelerinde Türkiye’de yaşamış, Türkiye’de doğmuş gençler cıvıl cıvıl Türkçe konuşuyor. 13 buçuk yıllık hasretin ardından evlerine dönen kardeşlerimiz bizim için dualar ediyor. “Allah Türkiye’den ve Türk milletinden razı olsun.” diyor.
Hemen yanı başımızda, tıpkı Azerbaycan gibi, tıpkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi, aynı dili konuştuğumuz kardeş bir devlet, küllerinden yeniden doğuyor. Milletçe bizler de alnımız ak, başımız dik, bu şekilde bu muhteşem dirilişe, yeniden doğuşa sevinç gözyaşlarıyla tanıklık ediyor, kardeşlik ve komşuluk sınavından başarıyla çıkmanın haklı kıvancını yaşıyoruz. Rabbimizin daha nice müjdelerine nail olacağımıza yürekten inanıyoruz. Bir defa bizim şuna inancımız tam. Kardeşler, zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur.
“Şimdi sıra inşallah Filistin’de”
Bunu elhamdülillah Suriye’de bizzat gördük. Şimdi sıra inşallah Filistin’de. Filistin’de de mazlumların sabrı zaferle taçlanacak, oraya da özgürlük ve barış gelecek, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen bir Filistin devleti muhakkak Allah’ın izniyle kurulacak. Yıllardır büyük acılar çekmiş, tarifsiz işkencelerden geçmiş, yakınlarını, çocuklarını kaybetmiş, evleri yıkılmış, hayatları ve toprakları çalınmış Filistin halkı, kendi öz yurtlarında emniyet içinde yaşayacak. Bunun önünü hiçbir kirli, kanlı ve sinsi plan kesemeyecek. Herkesin bir planı varsa, elbette Kadir-i Mutlak olan Allah’ın da bir planı var. Kendilerini dev aynasında gören katliam şebekelerinin her senaryosunun, her oyununun, her tuzağının üzerinde Rabbimizin bir takdiri var.
Umudumuzu asla kesmedik ve kesmeyeceğiz. Filistin’de de zafer marşlarını aynen Suriye’de olduğu gibi hep birlikte terennüm edeceğiz. Sabrın, azmin, umudun ve mücadelenin karanlıkları boğduğuna inşallah hep beraber bir kez daha şahitlik edeceğiz.
“Sözümüzü mutlaka tutacağız”
Sizlere veda etmeden önce şunu da söylemek isterim: Katliamların en kesif günlerinde Suriyeli kardeşlerimize bir söz vermiştik. Allah’ın izniyle uzak olmayan bir tarihte o sözümüzü mutlaka tutacağız.
Rabbim bizleri, Suriyeli kardeşlerimizi, Filistin halkını ve dünyadaki tüm mazlum ve mağdurları umduklarımıza nail eylesin diyorum. Bu düşüncelerle İnsanlık İçin Güçlü Türkiye programının tekrar hayırlara vesile olmasını diliyorum. Programın düzenlenmesinde emeği geçen kardeşlerimi tebrik ediyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla”.