enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
19:18 Eski tip sürücü belgesi kullanan 3 milyon 211 bin 157 kişi ay sonuna kadar ehliyetlerini yenilemezse, belgeleri geçersiz sayılacak.
18:54 Emine Erdoğan’dan ‘Terörsüz Türkiye’ mesajı
11:49 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez”
11:47 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor”
11:38 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye kazandı, milletim kazandı
10:57 Cups & Clouds Ortaköy’de Basın Lansmanı: Kahve Tutkusu Boğaz’la Buluştu
07:47 Hafta içi yaşanan Ankara Gündemi’nden kısa kısa!
07:46 İletişim Başkanı Burhanettin Duran, “Türkiye, terörsüz yarınlarda daha güçlü olacak”
07:20 MSB’den “metan gazı zehirlenmesi” açıklaması: Öngörülemez ve olağan dışı olarak gelişmiştir
06:35 AK Parti’nin Kızılcahamam kampı başladı
00:11 “Katilin Yol Haritası Değil, Milletin İradesi Geçerlidir!”
00:07 Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli ile telefonda “Terörsüz Türkiye” sürecini görüştü
00:05 Adalet Bakanı Tunç, terör örgütü PKK’ya ilişkin, “Silah bırakma sürecinin izlenmesiyle ilgili devletin kurumları konuyu hassasiyetle takip ediyor.”
00:03 Leman dergisinin yazı işleri müdürü Aslan Özdemir, yurt dışından Türkiye’ye girişinde İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı.
00:03 Özgür Özel kimin tetikçiliğini yapıyor?
00:02 Irak’ın Süleymaniye kentinde terör örgütü PKK’ya bağlı ilk grup silah bıraktı!
10:29 Hollanda tarihinde bir ilk: Cengiz SAHAN, Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri Başkomutanlık koltuğuna oturdu 
07:58 CHP’li belediyelere soruşturma: Böcek ve Karalar’dan sonra Tutdere de görevden uzaklaştırıldı
07:48 BM raporu: Türkiye’nin yüzde 88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya
07:26 Türkiye, HTŞ’yi ‘terör örgütleri’ listesinden ne zaman çıkarabilir?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Kim Yönetebilir Tartışması

Kim Yönetebilir Tartışması

İktidar ve muhalefet arasındaki rekabetin ana iddiası ülkeyi kendisinin yönetebileceğidir. Bu iddianın ikinci yüzü ise rakibinin ya da rakiplerinin yönetemeyeceğidir. 2023 seçimlerine giderken Türkiye’de güncel siyasetin her konusu bu tema etrafında şekilleniyor. En son muhalefet Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO’nun Madrid Zirvesi’nde Türkiye’nin taleplerini Finlandiya ve İsveç’e kabul ettirdiği üçlü mutabakatı eleştirdi.

   

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

İktidar ve muhalefet arasındaki rekabetin ana iddiası ülkeyi kendisinin yönetebileceğidir. Bu iddianın ikinci yüzü ise rakibinin ya da rakiplerinin yönetemeyeceğidir. 2023 seçimlerine giderken Türkiye’de güncel siyasetin her konusu bu tema etrafında şekilleniyor. En son muhalefet Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO’nun Madrid Zirvesi’nde Türkiye’nin taleplerini Finlandiya ve İsveç’e kabul ettirdiği üçlü mutabakatı eleştirdi. Pazar günü beşinci kez toplanan 6’lı masaya göre Türkiye’nin talepleri “somut güvencelere” bağlanamadı.

Erdoğan’ın zirvede gösterdiği lider diplomasisi becerisini Yunan, İsveç ve Fin medyası dahi dile getirirken muhalefetin genel başkanlarının bildik negatif siyasetin ötesine geçememesi şaşırtmıyor. Halbuki Madrid Zirvesi öncesi “Erdoğan’a yarar” kaygısını bir yana bırakıp terörle mücadelede Türkiye’nin milli güvenlik çıkarlarına destek olmaları çok iyi olurdu. Bunu yapmadıkları gibi iktidarın dış politika ve güvenlik konularındaki yönetebilme kapasitesinden rahatsızlar. Aynı hırçınlığı Ortadoğu ülkeleri ile normalleşme politikasına tepkilerinde de gösterdiler.

Küresel ekonomik sorunlarla birlikte ülkemizde yüksek seyreden enflasyonun mevcut haline bakarak muhalif yorumcular önümüzdeki seçimlerinin sonucunu iktidarın belirleyemeyeceği görüşündeler. Onlara göre asıl olan muhalefetin performansı. Halbuki seçmen iktidarın icraatı ile muhalefetin vaat ettiğini kıyaslar ve öyle karar verir. Bunu da birbiriyle bağlantılı dört alanın yönetimini (dış politika, güvenlik, ekonomi ve milli kimlik meseleleri) not vererek yapar. Ayrıca önümüzdeki seçimlerde muhalefetin (CHP’nin) iktidarda olduğu yerel yönetimlerdeki yönetme performansı da gündemde olacak. Üç yıl boyunca CHP’li İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları zihinlerde kalacak icraatlar yapamadılar. Bunu iktidarın muhalif yerel yönetimlerin alanlarını daraltması ile açıklayabilecekleri süre çoktan geride kaldı.

Seçmen Erdoğan’ın yirmi bir yıllık icraatını değerlendireceği gibi muhalefetin aday(ların)ın da ülkeyi yönetebilme profiline bakacak. İşte muhalefet bu açıdan hayli dağınık. 6’lı masa hâlâ “seçim sonrası yol haritası” hazırlamak ve “ortak adayın eşkâlini” belirlemekle meşgul. En son söylenenler şunlar: Açık ara farkla ilk turda kazanabilmek, sembolik olmak, 6 genel başkan ile uyumlu çalışmak ve onların çizdiği yol haritasına uygun davranmak.

Ortak adayın tarifini genişlettikçe işleri daha zorlaşıyor sanki birden çok aday seçeneğini güçlendiriyorlar. Aday hem Erdoğan’ı yarışarak yenebilecek profilde olmalı hem de 6 genel başkanın kendi yetkilerini kullanmasını kabul etmeli. Hem de 6 genel başkanın çizdiği yol haritasını millete benimseterek uygulayabilmeli. Yani aynı anda iki farklı sistemin (cumhurbaşkanlığı ve parlamenter sistem) cumhurbaşkanı gibi davranabilmeli. Aday belirlemeyi seçim takvimi dönemine bırakan 6 genel başkan iddialı bir ortak program da sunamıyor.

Muhalefetin dağınıklığını “iktidarın alan daralttığı” argümanı ile açıklayanlar var. Halbuki CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu her gün yeni bir iddia ile gündem oluşturabiliyor. Muhalefetin alanının darlığının asıl sebebi henüz ortak bir program ve aday ile seçmenin karşısına çıkamamasıdır. Bunun vebalini iktidara atmak sadece mızmızlık. Muhalefetin alanını genişletmesi için Suriye’deki PKK-YPG oluşumu, mültecilerin geri dönüşü ve Kürt sorunu gibi alanlarda ne yapacağını açıklamaktan geçer. 6’lı masanın “Yarının Türkiye’sini nasıl inşa edeceklerine” dair “kapsamlı bir demokratikleşme” programı ortaya koyamamasının önündeki engel iktidar değil, kendi aralarındaki ideolojik farklılıklardır. Ve bunların ülkeyi yönetmeye müsaade etmeyecek derinlikte olduğunun seçmen tarafından bilinmesidir. Ayrıca, muhalefetin “seçim güvenliği” adı altında siyaseti güvenlikleştirmesi demokrasimize katkı vermiyor. “Seçim sonuçlarını tanımazlar” ya da “iktidarı devretmezler” argümanları sadece dezenformasyon kampanyasının parçaları. “Bu iktidarı yeniden seçerseniz daha fazla otoriterleşirler” suçlaması Cumhur İttifakı’na “kazansanız da size yönettirmeyeceğiz” tehdidinden başkası değil. Ülkemizde sandık hiçbir iktidarın ya da muhalefetin karşısında duramayacağı bir güçtür.

[TÜHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.