enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
07:26 Aceleci Tepki Siyasetine Hapsolmak
07:25 Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), faaliyete geçtiği günden bugüne yapılan 52 bin 749 başvurudan 50 bin 770’ini sonuçlandırdı…
07:15 Gazeteci Veysel KAVRAYAN’dan Türkiye Kültür Yolu Festivali’den notları!
07:13 Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…
07:11 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
07:07 Nazım Hikmet Yaz Kampı’nın 10’uncusu Tamamlandı: Gençler Büyükada’da Buluştu
07:02 TBMM Başkanı Kurtulmuş: İnanıyorum ki komisyonumuz tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecek
07:00 Azerbaycan ve Ermenistan Barış Görüşmeleri : Abu Dabi
07:00 Kocaeli Ticaret Odası’dan (KOTO), Mobilya Sektörü’ne yönelik bilgilendirme ve istişare toplantısı
06:55 Sahte Diplomalı Akademi: Türkiye’nin Çürüyen Liyakat Sistemi
06:26 İzmir’de bugünden itibaren su tüketiminin yoğun olduğu 11 ilçede planlı ve dönüşümlü su kesintilerine başlanacak…
22:21 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:10 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
07:42 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
07:39 İslamofobi mi Yoksa İslam Düşmanlığı mı?
07:34 Rusya’da bilime ve akla yatırım
07:32 Mersin’de ünlüleri gençleştiren, şifa ve güzelliğin adresi: Getat uzmanı Dr. Işıl ÖZDEMİR!
07:20 İsrail ve Yunanistan bu gelişmeyi, sadece güvenlik değil, nüfuz mücadelesi açısından da kritik bir eşik olarak okuyor…
07:19 Devlet Bahçeli: Türkiye terör musibetinden kalıcı olarak kurtulacaktır
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İşgalcilerle Filistin direnişi arasındaki “savaş ahlakı” farkı: İşgalcilerin esirlerine ve Filistinlilerin esirlerine muameledeki büyük fark

İşgalcilerle Filistin direnişi arasındaki “savaş ahlakı” farkı: İşgalcilerin esirlerine ve Filistinlilerin esirlerine muameledeki büyük fark
18.08.2024
A+
A-

Siyonist işgalciler tarafından serbest bırakılan Filistinli esirlerin trajik durumu gözler önüne serildiğinde, izleyiciler İsrail esirlerinin direnişin elindeki durumlarıyla kıyaslama yapmak zorunda kalıyor. Bu durum, özellikle serbest bırakılan esirlerin sağlık durumlarına bakıldığında görülen fark, iki taraf arasındaki büyük “savaş ahlakı” farkını anlamamıza yardımcı oluyor. 

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

TÜHA Haber’in Filistin Enformasyon Merkezi’ne dayandırdığı haberinde, geçtiğimiz günlerde serbest bırakılan Filistinli esirler, Gazze’ye döndüklerinde adeta birer iskelet gibiydiler ve üzerlerinde hastalık ve zayıflık izleri vardı. Ayrıca işkence ve tıbbi ihmallerden kaynaklanan yaralar ve ağrılarla boğuşmaktaydılar.

Öte yandan, İsrail’in, Nuseyrat Mülteci Kampı’nda gerçekleştirdiği vahşi katliamdan sonra kurtarılan dört “İsrailli” esir ise gayet sağlıklı görünüyorlardı ve esaretleri süresince kendilerine iyi bakıldığı açıktı.

Geçtiğimiz Kasım ayında, Gazze Savaşı sırasında geçici ateşkes sürecinde, aktivistler, gazeteciler, siyasetçiler ve sosyal medya kullanıcıları, Kassam Tugayları’nın elinde bulunan esirlerin Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne teslim edildiği videoyu izleyerek olumlu tepkiler vermişti.

Videoda, Kassam Tugayları mücahitlerinin kadın ve çocuklardan oluşan bazı “İsrailli” esirleri Kızılhaç araçlarına götürdükleri ve esirlerin, direnişçilere selam verdikleri, direnişçilerin de onlara İngilizce karşılık verdikleri görülüyordu. Bu, canlı yayınlanan etik bir gösteriydi ve serbest bırakılan esirlerin korku veya hastalık içinde olmadıklarını, aksine direnişçilerin ellerinde iyi muamele gördüklerini ortaya koyuyordu.

Yazar Muhammed Ebu’l-Fadl, askeri savaşın yanı sıra vizyon savaşının da doruğa ulaştığını belirtiyor. İsrail, rakiplerine karşı güç ve aşağılama görüntüsü çizerken, Hamas ise hoşgörü ve nezaket görüntüsü sunmayı tercih etti.

O dönemde İsrail medyası, Gazze’deki direniş tarafından serbest bırakılan esirlerin iyi muamele gördüğünü ve hiçbir şiddet veya hakarete maruz kalmadıklarını teyit eden ifadeler yayınladı. Bu durum, Ekim ayında serbest bırakılan yaşlı İsrailli esir “Levşitz” in ifadelerini destekliyordu.

Levşitz, Tel Aviv’deki bir basın toplantısında, “Bize dostane ve özenli davrandılar, bize yemek ve ilaç sağladılar, bizi muayene etmek için bir doktor ve yaralarımızı tedavi etmek için bir hemşire getirdiler” demişti.

Bu ifadeleri, İsrail’in 13. Kanalı’nda askeri muhabir olan Alon Ben David de doğruladı. Bazı esirlerin, Hamas savaşçılarının onları yer altındaki zor koşullarda bile mümkün olduğunca iyi beslemeye çalıştıklarını ve kendilerini rahat ettirmeye çalıştıklarını belirttiğini aktardı. Bu ifadeler, İsrail hükümetinin, Hamas’ın esirlerine kötü muamele ettiği iddialarını yalanladı.

Buna karşın, İsrail’in Filistinli esirlere yönelik muamelesi, işgalin gerçek yüzünü gösteriyor. İsrail askerleri, Filistinli esirlere geniş çaplı işkencelerde bulundu ve kendilerini şiddetli bir şekilde darp ettiler. Esirler, zor yaşam koşulları, baskı ve provokasyonlarla karşı karşıya kaldı. En son uygulamalardan biri de esirleri aç bırakma politikasıdır ki bir esir için verilen yemek, 7 ila 10 esire paylaştırılıyor ve yemeklerin kalitesi çok kötü.

Filistinli Esirler Komitesi Başkanı Kadura Faris, İsrail’in, Gazze’ye yönelik saldırılardan bu yana esirlere yönelik “kötü muamele ve intikam” politikaları uygulayan bir “çete” gibi davrandığını belirtti. Gazze’den kadın esirlerin de kötü ve vahşi muameleye maruz kaldığını, çoğunluğu başörtülü olan bu kadınların tutuklandıkları sırada başlarının zorla açıldığını söyledi.

Faris, kadın esirlerin güneyden kuzeye kadar her durakta saldırıya uğradığını, hakaret ve aşağılama yaşadıklarını ve düzenli yemek yiyemediklerini vurguladı.

Serbest bırakılan esir Semir Abdullah Mercan, Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi’ne verdiği ifadesinde, şiddetle dövüldüğünü, elektrik şoklarına maruz kaldığını ve üzerine bilinmeyen maddeler enjekte edilmeye çalışıldığını belirtti. Mercan, esirlerin her gün vahşice işkence gördüğünü ve elektrik şoklarıyla itiraflara zorlandıklarını söyledi.

Askalan Hapishanesi’nde durum daha da kötüydü. Mercan, 12 gün boyunca tek kişilik hücrede yiyeceksiz kaldığını ve işgalcilerin işkence ile direnişçiler hakkında bilgi almaya çalıştıklarını dile getirdi.


Serbest bırakılan diğer esir Amr El-Akluk, hapishanede Filistinli esir Muhammed El-Kehlut’un, işkence gördükten sonra şehit olduğunu ve cesedinin plastik bir torbaya konularak bilinmeyen bir yere götürüldüğünü söyledi.

İsrailli bir doktor, İsrail’in Nakab’da kurduğu gizli “Sidi Tyman” hapishanesinde, esirlerin kelepçelerden dolayı bacaklarının kesildiğini açıkladı. Gazze’den esir alınan Süfyan Ebu Salah, 50 günlük esaret sürecinde bacağını ve ağırlığından 30 kilo  kaybetti.

Filistinli esir kadın Vefa Zehdi Cerrar da, tutuklanması sırasında aldığı yaralar nedeniyle bacaklarının kesildiği bir ameliyata tabi tutuldu. İsrail, Cerrar’ı hayatının tehlike altında olduğunun anlaşılması üzerine serbest bıraktı.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.