enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:54 Türk sanat müziğinin usta ismi Muazzez Abacı’nın ardından…
10:51 Yalova’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Gökçe Barajı’nda su seviyesi yüzde10’a düştü.
00:50 FIFA 2026 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri play-off etabının kura çekimi, bugün gerçekleştirilecek.
00:41 TRT Akademi’den aralık ayına özel spikerlik ve sunuculuk eğitimi
00:33 Tarım Bakanlığı’ndan sokak lezzetlerine sıkı takip
00:32 Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, ABD merkezli X şirketinin sosyal medya hesabından paylaşım yaptı…
00:30 İçişleri Bakanı Yerlikaya,”2026’da ikinci şark tebligatı yapılmayacak”
00:28 Saraybosna Safarisi: Zengin yabancılar Bosnalı sivillere nasıl ateş açtı?
00:26 Dışişleri Bakanı Fidan,”Kıbrıs Türk halkının huzur, refah ve kalkınmasına yönelik gayretlerimizi sürdüreceğiz”
00:24 Hızlı Tren (YHT) ve anahat tren biletlerinde öğretmenlere yüzde 50 indirim…
11:19 Böcek ailesinin Adli Tıp Kurumu ön raporu TRT Haber’de
00:57 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “Müze ve ören yerlerini yaklaşık 29 milyon 700 bin kişi ziyaret etti”
00:56 Beyaz Saray’ın Gazze Barış Planının Akıbeti Belirsiz
00:50 Bu hafta boyunca yurt genelinde hava yağışsız ve kurak olacak.
00:49 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kökü dışarıda ideolojik yaklaşımları reddediyoruz”
00:39 Bursa’da bir ay süren su kesintilerinin ardından, Büyükşehir Belediyesi su ücretinde yüzde 30 artışa gitti…
00:37 Bakan Göktaş, Engelli Hakları İzleme ve Değerlendirme Kurulu Toplantısı’nda konuştu
00:33 MHP Genel Başkanı Bahçeli: Gerekirse İmralı’ya kendim giderim
00:30 Macaristan Fahri Konsolosu Şahbaz’dan Başkonsolos Keller László’ya Ziyaret
00:15 Dışişleri Bakanı Fidan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Yasa Gecikince Kötülük ve Saldırganlık Giderek Normalleşiyor

Yasa Gecikince Kötülük ve Saldırganlık Giderek Normalleşiyor
04.07.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Türkiye’de sosyal medya ile ilgili düzenleme yapılmadığı müddetçe, sırayla her gün birileri nefret söylemi ve düşmanlıkla saldırıya uğrayacak. Düzenlemenin gecikmesi, sosyal medya alışkanlıklarında kötülüğün ve saldırganlığın normalleşmesini yaygınlaştırıyor.

Bakan Albayrak ve eşi Esra Albayrak’ın yeni bir evlatları dünyaya geldi. Berat Albayrak, ailesinin mutluluğunu sosyal medyadan duyurdu. Bakan ve ailesinin mutluluğunu paylaşan binlerce mesajın yanında az da olsa maalesef insanlıktan nasibini almamış mahlûklar, sosyal medya üzerinden çirkin bir saldırı başlattılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Üzerinde konuşmak bile insanın kalbini acıtıyor” dediği paylaşımlar, anneliğin kutsiyetini ve çocukluğun masumiyetini hiçe sayan hakaret ve nefret söylemlerini içermekteydi.

Lanetlenmesi ve ağır cezalar verilmesi gereken bu tip sosyal medya paylaşımları, maalesef her geçen gün artıyor. Yaygınlaşıyor. Hatta normalleştiriliyor.

Sosyal medyanın denetlenmesinin zorluğu ve uluslararası şirketlerin kendilerini her türlü denetimden muaf görmeleri; yalanı, iftirayı, manipülasyonu, nefret söylemini, düşmanlığı, kişi haklarına saldırıyı ve terörizmi cesaretlendiren içeriklerin yaygınlaşmasını teşvik ediyor.

Sosyal medyada gerçek adlarını gizleyen kişiler, istediği gibi at koşturuyor. Organize gruplar oluşturularak, hedefe konulan kişiler saldırı yağmuruna tutuluyor. Nasıl olsa üye oldukları sosyal medya şirketlerinin, kullanıcı isimlerini kolay kolay kaynak ülkeye vermediğini biliyorlar.

   Facebook, Youtube, Twitter, Instagram ve TikTok gibi küresel sermayenin denetimindeki bu şirketlerin ulusal devletlerle iş birliği ülkeden ülkeye değişiyor.

Bu şirketler, birçok ülkede vergi vermemek için hâlâ direniyor. Birçoğu kaynak ülkede ofis açmaya bile yanaşmıyor. Hatta vergi denetimine girmemek için bazı ülkelerde kesilen cezayı ödemek işlerine geliyor.

Türkiye sosyal medya ile ilgili yasal düzenlemede çok geç kaldı. Küresel şirketler, bunun avantajını sonuna kadar kullanıyor.

Bugüne kadar Türkiye bu şirketlere, güvenlik tehdidi oluşturan içeriklerin silinmesi için başvurduğunda “ifade özgürlüğü” diyerek iletilen talebi geri çevirdiler. Terör örgütü üyelerinin hesaplarını bile dondurmaya yanaşmadılar.

Türkiye’de muhalefetin “iktidar düşünce özgürlüğüne kısıtlama getiriyor” diye bu düzenlemelere karşı çıkacağını baştan bildikleri için iş birliğine gitmiyorlar.

ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkeler küresel sosyal medya platformları ile ilgili çoktan ulusal düzenlemelerini yaptılar. Hatta Almanya ve Fransa ihtiyaç duydukça ilgili yasalarını daha ağır yaptırım ve cezalarla birkaç kez güncelledi.

Örneğin Fransız yasalarına göre, sosyal medya şirketleri nefret içerikli paylaşımları 24 saat içerisinde kaldırmak zorunda. Terör propagandası yapan içerikler ise bir saat içinde silinmek mecburiyetinde.

Ayrıca, nefret söylemi ve terör propagandası yapan kişilere bir yıl hapis ve 15 bin avro para cezası verilebiliyor. İnternette söz konusu paylaşımları kaldırmayan şirketler, 1,25 milyon avroya kadar para cezasına çarptırılıyor.

Almanya’nın cezaları da Fransa’dan hiç de geri kalır değil. Örneğin Alman yasasına göre zararlı içerikleri kaldırmaya yanaşmayan sosyal medya şirketlerine 50 milyon avroya kadar ceza verilebiliyor.

Bakmayın siz Türkiye’de benzer bir düzenleme tartışması başladığında, AB ülkelerinin “ifade özgürlüğünün zarar görmesinden endişeliyiz” açıklamalarına.

Salgın sırasında, sosyal medyadan paylaşılan zararlı içeriklerden dolayı AB ülkelerinin pandemi ile mücadelesi zarar görünce, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Joseph Borell, “bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi için ortak küresel mücadelenin gerekliliği”nden dem vurmaya başlamıştı.

Batılı ülkeler zarar ve tehditle kendileri karşılaşınca, başka ülkelere karşı kullandıkları “ifade özgürlüğü” pek akıllarına gelmez. Her türlü yaptırım ve cezayı uygulamaya koymakta hiç tereddüt göstermezler.

Kesin olan şu: Türkiye’de sosyal medya ile ilgili düzenleme yapılmadığı müddetçe, sırayla her gün birileri nefret söylemi ve düşmanlıkla saldırıya uğrayacak. Düzenlemenin gecikmesi, sosyal medya alışkanlıklarında kötülüğün ve saldırganlığın normalleşmesini yaygınlaştırıyor.

Almanya, Fransa gibi ülkelerin çoktan hayata geçirdiği yasal düzenlemelere benzer şekilde, Türkiye de kendi sosyal medya yasasını bir an önce çıkarmalıdır. Bu, ihtiyaçtan öte artık ertelenemez bir zorunluluktur.

***

Doç. Dr. Nebi Miş

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü
Lisans (2003) ve yüksek lisans (2005) eğitimini Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlayan Nebi Miş, doktorasını (2012) “Türkiye’de Güvenlikleştirme Siyaseti 1923- 2003” başlıklı teziyle tamamladı. Doktora sürecinde bir yıl süreyle Belçika Katholieke Universiteit Leuven’de araştırmacı olarak bulundu. Siyasal sistemler ve kurumlar, demokratikleşme, Kürt meselesi, sivil-asker ilişkileri, Türkiye’de güvenlik siyaseti, İslamcılık ve Ortadoğu’da demokratikleşme konuları üzerinde çalışmaktadır. Ayrıca bu konularda İngilizce ve Türkçe makaleleri yurt içinde ve dışında farklı akademik dergilerde yayınlanmıştır. Demokrasi Nöbetleri: Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi, Türkiye’de Siyasal Sistemin Dönüşümü ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi, AK Parti’nin 15 Yılı: Siyaset, Turkey’s Presidential System: Model and Practices kitaplarının ortak yazar ve editörüdür. Nebi Miş halen Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde ve Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü’nde dersler vermektedir. Aynı zamanda SETA Siyaset Araştırmaları Direktörlüğü görevini yürütmektedir.

[TÜHA Haber Ajansı, 04 Temmuz 2020]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.