enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:26 Petrolde Venezuela gerilimi: Arz endişesi fiyatları yükseltti
00:48 Trump’ın Ukrayna ’Barış’ Planı
00:42 Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu haftada da gündem yoğun olacak…
00:42 Çok Maksatlı ve Bulanıklaştırılmış Açıklamalar
00:38 “Türkiye-Azerbaycan Jeostrateji” Sempozyumu!…
00:35 Ukrayna’da Zoraki Barış Ne Kadar Kalıcı Olur?
00:19 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarihi değerlere sahip çıkarak kültür mirasını gelecek nesillere aktarıyor…
00:18 CHP Jön Türk, Meşrutiyet, Milli Mücadele Birikiminin Sahibi mi Hasmı mı?
00:09 KKTC’nde Kumsal Katliamı Nasıl Oldu?
00:07 Uluslararası Adalet Divanından Hukuki Tespit: İsrail Gazze’de İnsani Sorumluluklarını Ağır Biçimde İhlal Etti…
00:05 SDG/YPG’nin Entegrasyonu: Kojonktürel Zorluklar ve Yapısal Avantajlar…
00:04 Kocaeli Büyükşehir’den üst geçitlere buzlanma müdahalesi
20:31 Elektronik Müziğin Yeni İkilisi Mass Cust’tan Global Vizyonlu İlk Single: “Beginning”…
12:36 Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş’tan mübarek üç aylar mesajı
00:57 Sadettin Saran hakkında adli kontrol kararı
00:52 AJet Yönetim Kurulu Başkanı Bolat: “THY ile daha fazla iş birliği için çalışma yapıyoruz”
00:44 KODA, bir yıl boyunca sahada üretti, denedi, paylaştı…
00:38 Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınmada Kadın Derneği’nin (USKD) yeni hizmet binası hizmete girdi…
00:36 Kıbrıs’ta Rum barbarlığı: Kanlı Noel
00:35 İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlandı.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Uluslararası Adalet Divanından Hukuki Tespit: İsrail Gazze’de İnsani Sorumluluklarını Ağır Biçimde İhlal Etti…

Uluslararası Adalet Divanından Hukuki Tespit: İsrail Gazze’de İnsani Sorumluluklarını Ağır Biçimde İhlal Etti…
A+
A-

İsrail’in Filistin topraklarındaki ve Filistinlilere yönelik eylemleri 2004’ten bu yana çeşitli vesilelerle UAD önünde yargısal değerlendirmelere konu olmaktadır.

Prof. Dr. Yücel Acer (@rektoracer) / X

Prof. Dr. Yücel ACAR & Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İsrail’in Filistin topraklarındaki ve Filistinlilere yönelik eylemleri 2004’ten bu yana çeşitli vesilelerle UAD önünde yargısal değerlendirmelere konu olmaktadır.

Divan 9 Temmuz 2004’te açıkladığı görüşünde İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği duvarla Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ve Filistinlilerin temel bazı bireysel haklarını ihlal etmekte olduğunu ortaya koymuştur. BM Genel Kurulu 30 Aralık 2022’de Divandan danışma görüşü talep etmiş ve Divan görüşünü 19 Temmuz 2024’te açıklayarak bir kez daha Filistin ülkesinin sınırlarını tespit etmiştir.

Ayrıca Divan, Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkının altını çizmiş, İsrail’i işgalci güç olarak nitelendirerek derhal bu işgale son vermesi gerektiğini vurgulamış ve gereksiz uzayan işgal nedeniyle ortaya çıkan tüm zararlardan da sorumlu olduğunu belirtmiştir.

Yakın zamanda İsrail’e yönelik başlatılan bir başka hukuki süreç Divan önünde açılan soykırım davası olmuştur. Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in Gazze’deki saldırılarıyla Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme (Soykırım Sözleşmesi) kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiği iddiasıyla 29 Aralık 2023’te Divana başvurmuştur.

İsrail’in karşı karşıya geldiği bir diğer hukuki süreç de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) önünde yaşanmaktadır. Bu süreç Filistin devletinin 1 Ocak 2015’te UCM’nin “işgal altındaki Filistin topraklarında işlenen suçlar da dahil olmak üzere” yargı yetkisini kabul eden bir beyanda bulunarak 13 Haziran 2014’ten bu yana olan durumu herhangi bir bitiş tarihi olmaksızın savcıya havale etmesiyle başlamıştır.

Son olarak BM Genel Kurulu bu sefer Divandan İsrail’in işgalci bir güç ve BM’nin bir üyesi olarak BM’nin kurumları ve organları, diğer uluslararası örgütler ve üçüncü devletler dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarındaki ve bu topraklarla ilgili varlığı ve faaliyetlerine ilişkin yükümlülüklerinin neler olduğunu tespit etmesini talep etmiştir.

Aralarında İspanya, Norveç ve Slovenya gibi Avrupa Kıtası’ndan devletlerin de bulunduğu 23 devletin sunduğu tasarı 12 Aralık 2024’te Genel Kurulda 12 ülkenin olumsuz oyuna karşın aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 137 ülkenin olumlu oyuyla kabul edilmiştir; 22 ülke ise çekimser kalmıştır. Talep 23 Aralık’ta UAD’ye sunulmuş ve böylelikle İsrail’in bir eylemi daha Divanın önüne taşınmıştır.

DANIŞMA GÖRÜŞÜ TALEBİNİN İÇERİĞİ
İsrail’in Gazze’ye iki yılı aşkın süre öncesinde başlattığı ve 10 Ekim 2025’te yürürlüğe giren ateşkes mutabakatına rağmen halen devam ettirdiği saldırılar boyunca başta BM yardım organları olmak üzere Gazzelilerin temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere çalışan uluslararası sivil toplum kuruluşlarının da saldırıların hedefi olduğu bilinmektedir.

Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (FMYK, UN Relief and Works Agency for Palestine Refugees in the Near East), BM’nin başka bazı organları ve diğer uluslararası yardım kuruluşlarına, hatta Lübnan’daki BM Barış Gücüne (UNIFL) yönelik saldırılar İsrail’in dikkat çeken saldırı yöntemlerinden birisi olmuştur. Bu temelde BM Genel Kurulunun UAD’den talep ettiği hukuki görüşün yönelttiği iki temel soru olmuştur:

• İsrail’in işgalci bir güç ve BM’nin bir üyesi olarak BM’nin kurumları ve organları, diğer uluslararası örgütler ve üçüncü devletler dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarındaki ve bu topraklarla ilgili varlığı ve faaliyetlerine ilişkin yükümlülükleri nelerdir?
• Bu yükümlülükler arasında Filistinli sivil nüfusun yararına ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını desteklemek amacıyla Filistinli sivil nüfusun hayatta kalması için gerekli acil malzemelerin, temel hizmetlerin, insani ve kalkınma yardımının engellenmeden sağlanması ve kolaylaştırılması da yer almakta mıdır?

İsrail’in Gazze’de uyguladığı saldırı yöntemlerinden bu niteliğe sahip olanlarına dair UAD’den hukuki görüş istenmesinin özel bir önemi bulunmaktadır.

İsrail’in özellikle 7 Ekim 2023’ten bu yana başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında faaliyet gösteren BM organlarına saldırılar gerçekleştirmesi karşısında özellikle BM’nin alması gereken tavrın belirlenmesi gerekli hale gelmiştir. Nitekim İsrail’in bu türden saldırıları öyle bir seviyeye ulaşmıştır ki BM genel sekreteri 28 Ekim 20247 ve 9 Aralık 20248 tarihli mektuplarıyla hem BM Genel Kurulu hem de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) dikkatini çekmek durumunda kalmıştır.

Danışma görüşüyle birlikte ortaya koyulacak hukuki görüşün BM organlarının nasıl davranacağına dair bağlayıcı ilkeler ortaya koyacağı genel kabul görmektedir. Bu bağlamda İsrail’in başta FMYK olmak üzere BM organlarına ve hatta Lübnan’daki BM Barış Gücüne saldırılarının hangi hukuk ilkelerini ihlal ettiği ve nasıl muamele görmesi gerektiği belirlenmiş olacaktır. UAD’den istenen görüş 22 Ekim 2025’te açıklanmıştır.

UAD’NİN DANIŞMA GÖRÜŞÜNÜN İÇERİĞİ
7 Ekim 2023’te Gazze’de başlayan İsrail saldırılarından önce de BM özellikle 1949’dan başlayarak mülteci durumuna düşmeye başlamış Filistinlilere insani yardım sağlamak için meseleye dahil olmuş, 1949’da FMYK kurulmuş ve 1950’de faaliyete geçmiştir. Hatta 1967’de yaşanan savaşta İsrail, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze’yi işgal etmiş, akabinde FMYK ve İsrail 14 Haziran 1967’de işgal altındaki Filistin topraklarındaki Filistinli mültecilere yardım konusunda geçici bir anlaşma imzalamıştır. İsrail’in FMYK’nin görevini elinden geldiğince kolaylaştıracağı hükme bağlanmış ve Tel Aviv yönetimi tarafından üstlenilen bir dizi taahhüt de ortaya koyulmuştur.

BM Genel Kurulu 4 Temmuz 1967 tarihli ve 2252 (ES-V) sayılı kararıyla FMYK’nin yetki alanını, 1967 çatışmaları sonucunda yerinden edilen kişilere yardım etmeyi de kapsayacak şekilde genişletmiş, hatta FMYK o dönemden bu yana işgal altındaki Filistin toprakları ve komşu ülkelerdeki Filistinli mültecilere yardım ve destek sağlayan temel BM kuruluşu haline gelmiştir.

FMYK dışında BM’nin diğer kurum ve kuruluşları, BM’nin uzmanlaşmış kuruluşları, diğer uluslararası örgütler ve üçüncü devletler tarafından da işgal altındaki Filistin topraklarında yardım sağlandığı görülmektedir.

UAD’nin görüşünün başlangıcında bu tespitleri yaptıktan sonra İsrail’in temel argümanlarından birisi olan “7 Ekim 2023 saldırılarına bir dizi FMYK çalışanının karıştığı”, “FMYK tesislerinin Hamas tarafından askeri amaçlarla ele geçirildiği” ve “FMYK’nin
tarafsızlığını uzun süredir yitirdiği” iddialarının BM İç Denetim Hizmetleri Ofisi (OIOS) tarafından yürütülen bağımsız soruşturma ve değerlendirmelerle asılsız olduğunun tespit edildiğini belirtmiştir. Buna binaen İsrail’in bu iddialarının Divan tarafından kabul edilir olmadığı ortaya koyulmuştur.

Bu temel tespitlerden sonra UAD belirli başlıklar altında Gazze ve diğer Filistin topraklarında işgalci güç olan İsrail’in BM ve diğer uluslararası kuruluşlara yönelik yükümlülüklerinin neler olduğunu tespite odaklanmıştır. Bunu yaparken de önce yükümlülüklere dair genel tespitler yapmış; bu çerçevede İsrail’in Filistin topraklarında ve özellikle Gazze’de hangi yükümlülüklere sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Bu değerlendirmelerini de uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukunun yanında BM üyeliği ve kendi kaderini tayin hakkına saygı ilkesinden kaynaklanan yükümlülükler temelinde yapmıştır.(ULUSLARARASI İNSANCIL HUKUK)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.