TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency, Nevşehir Kültür Yolu Festivali’nde

* TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency’ndan ANKARA Temsilcisi I Haber ve Yayın Koordinatörü Veysel KAVRAYAN, Nevşehir Türkiye Kültür Yolu Festivali’ni bizzat gidip, gördü ve yazdı…
* Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin yedi bölgesinde, yirmi şehirde gerçekleştirilen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin en büyüleyici duraklarından biri olan Nevşehir, dokuz gün boyunca kültür, sanat ve tarih dolu etkinliklerle adeta bir açık hava sahnesine dönüşüyor.
* İşte detayları!…
TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency
Gazeteci* Veysel KAVRAYAN
NEVŞEHİR (Ürgüp), 06 AĞUSTOS 2025 – T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Türkiye Kültür Yolları Festivali kapsamında, İKASD İstanbul Kültürlerarası Sanat Diyalogları Derneği tarafından projelendirilen ‘’Matraki bir Osmanlı Yıldızı’’ projesi sergisi 2-10 Ağustos 2025 tarihleri arasında Nevşehir Kültür Yolu Festivali kapsamında Meryem Ana Kilisesi’nde T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Nevşehir Valisi Ali Fidan, protokol üyeleri ve sanatseverlerin katılımıyla başladı, festival, Kapadokya’nın kalbinde, 37 farklı noktada yaklaşık 400 etkinlikle ziyaretçilere sanat, kültür, tarih ve eğlence dolu bir program sunuluyor.
Uluslararası Haber Ajansı ve Türkuaz Haber Ajansları’nın Haber ve Yayın Koordinatörü Gazeteci Veysel Kavrayan bu festivali ve sergileri takip ediyor.
Osmanlı tarihinin “Yükselme Dönemi“, Fatih Sultan Mehmed ile başlar, Sultan II. Bayezid ile sürer ve Yavuz Sultan Selim ile gelişir. Asıl karakterini ise 16. Yüzyılın ilk çeyreğinden sonra kazanır. Bu dönemde, Kanuni Sultân Süleymân’ın parlak zaferlerinin verdiği güçle, Osmanlı İmparatorluğu’nda her alanda doruğa ulaşılır.
Böyle bir uygarlığın içinde yetiştirilen, değer verilen önemli bir şahsiyet. “Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el Bosnavi” yani “Matrakçı Nasuh“. Nasuh, yaptığı çalışmalar, bıraktığı eserler ile bir dönemin aydınlanmasını ve anlaşılmasını sağlamıştır.
Nasuh’un; Kanûnî Sultân Süleymân’nın, ilk İran seferini anlattığı (1533-1536) “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân” adlı eserinin başında kendi tabiri ile adı “Nasuh es-Silahi eş-şehir bi- Matraki” olarak yer almaktadır. Bu eseri ile geleneksel kalıpların dışında “Osmanlı Manzara Ressamlığı” ve topografik haritaları ile 18.Yüzyıl sonuna kadar süren “topografik resim” geleneğini başlatır.
Matrakçı Nasuh’un “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân” eserindeki menzil rotası ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Türkiye Kültür Yolları Festivalleri kapsamında, küratörlüğünü Beste Gürsu’nun yaptığı ‘’Matraki bir Osmanlı Yıldızı’’ projesi, Nevşehir’den başlayarak Gaziantep, İstanbul, Mardin’de sanatseverler ile buluşacak.
Geleneksel ve çağdaş sanatların farklı disiplinlerinden sanatçılar; Ayşe Keskin Uysal (Minyatür), Başak Özerkan (Seramik), Deniz Erdoğan (Çini), Eda Özcan Yıldırım (Çini), Esra Mühürcü Yazıcı (Seramik), Göksu Gül (Resim), Gülay Şahin (Seramik), Gülmisal G. Eslek (Çini), Mamure Öz (Minyatür), Nil Bökesoy (Cam Altı Resim), Özgür Dönmez (Keçe), S. Beyza Umurca (Kat’ı), Sevgi İrteş (Kalemişi), Şehnaz Biçer (Minyatür), Tuğba Güzel (Enstalasyon) ve Zehra Akdeniz (Hat ve Tezhip) tarafından yorumlanan Matrakçı Nasuh’un şehir resimleri, Dijital İstanbul minyatürü ve uluslararası Osmanlı tarihçilerinin anlatımları ile Matrakçı Nasuh ve Osmanlı’nın 16. Yüzyılına ışık tutan ‘’Matraki bir Osmanlı Yıldızı’’ belgesel filmi ile dört ilde sanatseverler ile buluşacak.
Bu serginin Küratörü Beste Gürsu Küratör yorumuyla bize şunları kaydetti;
“Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el Bosnavi” (1480 – 1564) yani Matrakçı Nasuh; Osmanlı İmparatorluğu, Bosna Sancağı, Visoko’da 1480 yılında doğan ve 1564’te vefat eden, II. Bayezid döneminde yetişmiş, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yaşamış, Osmanlı tarihine iz bırakmış, asıl adı ise “Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el Bosnavi”.
Küçük yaşta saraya alındığı, II. Bayezid zamanında Enderun’da eğitim gördüğü bilinmektedir. Mana ve marifet sahibidir Matrakçı Nasuh. Matematikçidir, silahşordur, sporcudur, felsefecidir, tarihçidir, şairdir, hattattır, nakkaştır, ressamdır…
Sanatçıdır, ressamdır Matrakçı Nasuh. Eserleri Matrakçı’nın Rönesans sanatçıları ile aynı özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Zaman içinde, tarihi bilgilerde Osmanlı’nın renk ustası, Doğu’nun Leonardo Da Vinci’si olarak da adlandırılmıştır.
Nasuh’un; Kanuni Sultan Süleyman’ın, ilk İran seferini anlattığı (1533-1536) 90 sayfa metin, 107 minyatür ve 25 resimden oluşan “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân” adlı eserinin başında kendi tabiri ile adı “Nasuh es-Silahi eş-şehir bi-Matraki” olarak yer almaktadır.
Bu eseri ile geleneksel kalıpların dışında “Osmanlı Manzara Ressamlığı” ve topografik haritaları ile 18.Yüzyıl sonuna kadar süren “topografik resim” geleneğini başlatır. “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân” kitabında İstanbul’dan başlayarak Tebriz üzerinden Bağdat’a ve buradan yine Tebriz üzerinden İstanbul’a kadar geçen yol üzerindeki tüm bu menzilleri bir harita gibi belgeler ve resimleri bir kurgu mantığıyla sıralar. Matrakçı Nasuh, bunu o denli büyük bir sistem ile yapar ki, resimler yan yana konulduğunda, bütün seferi gösteren bir film elde edilir adeta. Resimlerinde, hayvanları, bitki örtüsünü ve mimari unsurları işleyerek kayıt altına alır.
Tarihçidir Matrakçı Nasuh. 1520 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle İslam döneminin en önemli kaynaklarından sayılan Muhammed b. Cerîr et-Taberî’nin ünlü “Taberi Tarihi”ni “Mecmau ́t-Tevârîh” adıyla Arapçadan Osmanlıcaya çevirmiştir. Daha sonra, Sadrazam Rüstem Paşa’nın teşvikleriyle bazı ilaveler yaparak “Câmi’ü t-Tevârîh” adıyla yeniden yazmıştır.
Matrakçı’nın II. Sultan Bayezid hakkında yazdığı bu eser ile Osmanlı Devleti içerisindeki siyasi kimliği de anlaşılmaktadır. Matematikçidir Matrakçı Nasuh. İlk eseri 1517’de kaleme aldığı, “Cemal el-Küttab adını taşıyan bir matematik kitabıdır. İkinci matematik kitabı ise “Umdetü’l-Hisâb”dır.
Uzunluk ölçülerini gösteren cetveller hazırlamış, “Matraki Kafes Çarpımı” ile bu konuda kendinden sonra gelenlere, yani matematikçilere önderlik etmiştir. Sporcudur Matrakçı Nasuh. Spor alanında asıl ününü, kendi icadı olan ve adının bir parçası haline gelen “Matrak Oyunu’ndan alır. Şimşir ağacından lobutlarla oynanan bu yakın dövüş oyununu, Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadelerinin 1529 yılındaki sünnet düğünü şenliklerinde icra eder.
Sünnet şenliklerine, kâğıttan, yürüyen, duvarları nakışlarla süslü, “tekerlekli iki büyük kale dekoru” hazırlar. Karşı karşıya getirdiği kalelerde harp tekniklerini sergilemiştir.Silahşordur Matrakçı Nasuh. Mısır’a gitmiş, ünlü silahşorlarla yarışmış, galibiyetlerle dönmüştür.
1529 yılında Mısır dönüşünde ise silahşorluk sanatı üzerine “Tuhfet el-Guzât” [Gazilere Armağan] adlı bir kitap yazmıştır. Harp sanatlarına ait bu eserinde savaş usullerini, okçuluk, ok atmak, kalkan, topuz, gönder ve at ile temrinleri bilimsel olarak incelemiş, bunları krokilerle göstermiştir. Şairdir Matrakçı Nasuh. Kaleme aldığı kitapları beyitler ile süsler ve anlatır. Eserlerinde zaman zaman manzum bölümlere yer verir. Özellikle bu dünyanın geçiciliği, ölüm ve ecel temaları üzerinde durur.
Hattattır Matrakçı Nasuh. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1538 yılında gerçekleştirdiği Karaboğdan seferini konu alan “Fetihname-i Karaboğdan” adlı kitabını kaleme alır. Eserin hattatı da bizzat kendisidir. Nesih yazı stilinde değişiklikler yapmıştır.
Nakkaştır Matrakçı Nasuh. Bir renk üstadıdır. Osmanlı tarih yazıcılığında çok önemli yer tutan minyatürlü iki tarih kitabı daha vardır. “Tarih-i Feth-i Şikloş ve Estergon ve Istunîbelgrâd Süleymânnâme“. Her iki eser de bizzat Matrakçı Nasuh tarafından kaleme alınmış ve resimlenmiştir. Doğu seferini anlattığı “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân Hân” eserindeki kara manzaralarının aksine, güzergaha istinaden deniz manzaraları ve liman görüntülerinin öne çıktığı görülür.
Felsefecidir Matrakçı Nasuh, Osmanlı tarihinin başlangıcından 1551 yılına kadar olan dönemi felsefi yaklaşımla dile getirir eserlerinde. Matrakçı Nasuh’un birçok alanda gösterdiği ustalığı karşısında, Kanuni, 1529 tarihli fermanında; Nasuh’un İslam dünyasında ve sanatlarda tek olduğunu, herkesin Nasuh’u “Üstat” ve “Reis” olarak tanımasını, ona saygıda kusur edilmemesini buyurmaktadır.
2014 yılında ölümünün 450. Yılında UNESCO tarafından “Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri” kapsamında anılan Matrakçı Nasuh “Nasuh bin Karagöz bin Abdullah el Bosnavi” 1564 yılında izleri ve etkileri günümüze kadar uzanan sayısız eserini geride bırakarak hayata veda eder.