enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
08:59 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
00:47 Mehmet Akif Ersoy soruşturmasındaki soru işaretleri
00:35 Şirketlerden N’Aber!
00:28 Fikret Yüksel Foundation ile Başlayan 27 Yıllık Yolculuk, Fikret Yüksel Eğitim Vakfı ile Türkiye’de Kök Salıyor
00:25 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
00:24 AK Parti’nin 60 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu TBMM Başkanlığı’na teslim edildi…
00:19 Donald Trump 900 milyar dolarlık savunma bütçesini imzaladı
00:17 Almanya’da tüketici güveni sarsıldı
00:13 ASELSAN’dan NATO üyesi ülkeye 410 milyon dolarlık ihracat
00:08 Süre yıl sonu doluyor: Suriye’de Kürtlerle anlaşma olur mu?
00:02 Yunanistan’ı kuranlar, onu kendi çıkarları için kullanmak isteyen İngilizler ve Fransızlardı…
10:22 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:04 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:16 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:09 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
05:01 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:51 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
00:43 Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine Karşı Hak İhlalleri Devam Ediyor…
00:36 Yunan Genelkurmay Başkanı Floros’un Tarihi Olayların Değerlendirilmesindeki Entellektüel Yaklaşım Eksikliği
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Libya’da toprak altından çıkan savaş suçu delilleri: Sivil cesetleri

Libya’da toprak altından çıkan savaş suçu delilleri: Sivil cesetleri
25.06.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Darbeci Hafter milislerinin Libya’da yaptığı katliamlara, temizlenen bölgelerde bulunan sivil cesetleriyle yenileri eklendi. İnsanlar bir yere kapatılmış, öldürülmüş, kimisi de gömülmüştü. Üzerinde yürüdüğümüz yerin altında belki de ceset vardı.

Elif Akkuş
TRT HABER : Elif Akkuş

Bin Gaşir bölgesine gittiğimizde, Hafter milisleri tarafından mühimmat depo alanı olarak kullanılan bir yere doğru ilerledik. Sivilleri katlettiği konteynere ulaşmaktı amacımız.

Daha depo alanına girmeden başladı koku. İnsan cesedi kokuyordu. Hafter’in katlettiği insanların cesedi. İlerledikçe koku artıyor, her yanımızı sinekler sarıyordu. Daha arabanın içindeyken her yeri sinek sarmıştı.

Kokuya dayanmak neredeyse imkansızdı. Tüm bu sürecin içinde bir an durup konteynere baktım. İnsanların içine sokulduğu, kapatıldığı ve ateş edilerek öldürüldüğü konteynere…

Onlar sivillerdi, Hafter milislerine karşı gelen siviller. Hafter’in kendisine karşı gelenler hakkında verdiği katletme emrinin uygulandığı ilk yer. Kaç gün kalmıştı o cesetler orada, bilinmiyor ama Libya ordusu askerleri bölge temizlendikten hemen sonra bu konteynere ulaşmıştı. Ve ortaya bilinmeyen bir gerçek çıkmıştı: Hafter sivilleri katlediyordu.

Ardından Tarhuna bölgesinden bir haber geldi. Bölge halkından birine ait arazide gömülü insan cesetleri olduğu ifade edildi. Bölgede hemen arama yapıldı. Toprağın altından elleri bağlanmış şekilde kadın ve erkek cesetleri çıkıyordu.

Hafter Tarhuna’da da kendisine karşı gelen halkı katletmişti. Tarhuna Libya ordusunun eline geçtikten ve toplu mezar ortaya çıktıktan sonra bu kez bölge halkı başvurular yapmaya başladı. Yakınlarını kaybeden herkes sıraya girdi. Her geçen gün artan sayı şu an için yüzlerce kişiyle ifade ediliyor. Bazı insanlar ailesinden 10, bazıları 15 kişiden uzun süredir haber alamadığını söyleyerek başvuru yaptı. Kimileri o toplu mezarlar kazılıp öldürülen siviller toprak altından çıkarılınca yakınlarını teşhis etmek zorunda kaldı. Çünkü o insanların aradıkları yakınları Hafter milisleri tarafından katledilmiş, gömülmüştü.

Yüzlerce insanın Hafter ve milisleri tarafından katledildiği gerçeği, bir konteynerde başlayıp toprağın altından gün yüzüne çıkarak devam ediyordu. Ancak kayıp başvuru sayısı o kadar çoktu ki “Yeni toplu mezarlar olabilir mi?” sorusu sürekli gündeme geliyordu. Sonra yeni bir toplu mezar daha bulundu. Bir öncekine benzer, bölge halkından birine ait arazide arama yapıldı. Yer tespitleri yapıldıktan sonra alan güvenlik çemberine alındı. Ertesi gün kameraman arkadaşım Oğuz Karatoprak’la belirlenen alana gittik. Belki ayağımızı bastığımız toprağın altında bile sivillerin cesetleri vardı, bilmiyorduk.

Ekipler geldi, özel kıyafetler giydi, bize de giydirdiler. Çalışmalar başladı. Bir yanda işimizi yaparken diğer yanda kazılan alana baktım. Kayıp yakınlarından biri olsam ne hissederim diye düşündüm. Şimdi bu toprağın altından benim haber alamadığım yakınlarımdan biri çıkarılsa… Belki tek parça, belki daha farklı şekilde. Elleri bağlanmış… Ve ölü… Ne hissederim? Sadece bir an bile orada kayıplarını bulmaya çalışan insanlardan birinin yerine koymak kendimi, korkunç hissettirdi.

Libya halkına zarar veren, günlük yaşamı ilerleyemez hale sokan, sürekli saldıran, çoluk çocuk demeden öldüren darbeci Hafter’in insanları nasıl katlettiği, başkentin ateş hattından kurtuluşunun ardından ortaya çıkmıştı. Bir yanda artık bombaların düşmediği bir başkent varken, diğer tarafta ateşkes masasına oturmayan ve saldırılarıyla Libya halkına ölümü yaşatan Hafter’in işlediği savaş suçu. Kanıtlarıyla, delilleriyle, toprağın gün yüzüne çıkardığı cesetlerle Hafter’in katliamına dair tüm ayrıntılar ortaya çıktı, çıkmaya devam ediyor.

Yüzlerce insan, Hafter ve milislerine karşı geldiği için katledildi. Toprağın altından çıkan cesetler de, konteynerin içinde öldürülen siviller de tek tek, ayrı ayrı birer kanıt niteliği taşıyor. Bundan sonraki süreçte daha kaç toplu mezar bulunacak, bu bir soru işareti. Siviller öldürülerek mi toprağın altın gömüldü, elleri bağlanarak canlı olarak mı? Bu da şu an bir soru işareti ancak yapılacak otopsi sonrası ortaya çıkacak. Net olan gerçek ise şu ki yüzlerce sivil, Hafter ve milisleri tarafından katledildi, sadece kendilerine karşı geldiği için…

Şimdi artık Hafter’e destek veren ülkeler, insanları katleden bir darbecinin arkasında daha ne kadar duracak, yeni bir aktör mü devreye girecek, bu da Libya’da en çok konuşulan başlıklardan biri. Bir diğer başlıksa Sirte ve Cufra… Biri psikolojik, diğeri stratejik öneme sahip bu iki yerle ilgili süreç Libya’nın geleceğini de önemli ölçüde belirleyecek gibi görünüyor. Bundan sonrasını hem diplomatik görüşmeler hem de sahadaki durum şekillendirecek. Ancak meşru hükümet, Libya’nın bölünmeden, tek parça olarak yönetilmesi ve Sirte ile Cufra Libya ordusunun eline geçmeden masaya oturmamakta kararlı.

[TÜHA Haber Ajansı, 25 Haziran 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.