enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:09 Nevşehir Kültür Yolu Festivali dokuz gün boyunca kültür, sanat ve tarih dolu etkinliklerle adeta bir açık hava sahnesine dönüşüyor
08:37 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda projelerin ayrıntılarını açıkladı
08:02 Orman Genel Müdürlüğü (OGM), “Yangın yönetim uçağı OTAĞ’ı 2025’te 246 saat uçarak 206 orman yangınını haritaladı”
07:33 Belirsizlikler Çağında BRICS+ ve Yeni Küresel Düzen
07:23 Analist Tuğçe TECİMER: “Barış Sürecinde Tarafsız Diplomasi Adımı: Abu Dabi Görüşmesi” 
07:17 Washington Fas’ın Batı Sahra üzerindeki egemenliğini desteklediğini açıkladı
07:12 AK Parti MKYK Üyesi ve Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar Açıkladı: Piyasalar Altüst Olabilir
07:10 Kamu işçisinin zam oranı belli oldu
07:10 Perspektif: Türkye’nin Balkanlardaki Yeni İşbirliği Girişi: Balkan Barış Platformu
07:00 Türkiye’nin en önemli sanayi ve ticaret merkezlerinden Gaziantep Sanayisinde Tehlike Çanları Çalıyor!
06:49 DMM: ‘400 akademisyen usulsüz şekilde atandı’ iddiası doğru değildir
00:49 İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) bağlı İSFALT ve İETT’deki ihaleler soruşturmasında, özaltına alınan 25 şüpheliden 5’i tutuklandı
00:05 Kocaeli merkezli Bifet firmasının ürettiği Salamda domuz eti, kıymada kanatlı eti çıktı
00:02 Portekiz kulübünün sportif direktörü Mario Branco, Kerem Aktürkoğlu için ilk etapta 30 milyon Euro istedi.
23:39 Kaynaklar: Trump, Azerbaycan ve bazı Orta Asya ülkelerini İbrahim Anlaşmaları’na dahil etmek istiyor
23:30 Antalya Büyükşehir Belediyesine yönelik rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında 1 kişi daha tutuklandı
22:32 Arabulucular İsrail’den “ pek de güven verici olmayan” sözlü bir yanıt aldıklarını bildirdiler
22:13 Gazze’de İsrail ateşi sonucu 12’si yardım bekleyen olmak üzere 22 kişi öldü
22:02 14 ilde DEAŞ operasyonu: 26 gözaltı
21:51 Türkiye’den Suriye’ye ilk doğal gaz akışı başladı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

‘Irkçılık, Covid-19 salgınından daha tehlikeli’

‘Irkçılık, Covid-19 salgınından daha tehlikeli’
10.06.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Irkçılık ve yabancı düşmanlığını, insanlığın geleceği açısından Covid-19 salgınından daha tehlikeli olabileceğini söyleyen AYM Başkanı Arslan, “Hukuksuz kalan devlet, yaşam destek ünitesine bağlı bir hasta gibidir” dedi.

Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Basri Bağcı için AYM Yüce Divan Salonu’nda yemin töreni düzenlendi.

Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Törende konuşan Arslan, Bağcı’nın engin mesleki tecrübesi, insan hakları hukuku alanındaki çalışmalarıyla anayasa yargısına katkı sunacağına inandığını belirtti.

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) önlemleri kapsamında maskeli ve sosyal mesafe kuralına uyularak sıra dışı bir yemin töreni yapıldığını belirten Arslan, gelişmiş ülkeleri bile aciz bırakan Covid-19’un ulusal ve uluslararası düzeyde yardımlaşmanın ne kadar hayati olduğunu hatırlattığını vurguladı.

Arslan, herkesi evlere hapseden Covid-19 salgınının, başta yaşam hakkı olmak üzere, kişi özgürlüğü ve güvenliği, seyahat özgürlüğü ile ibadet özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin önemini gösterdiğine dikkati çekti.

Anayasa Mahkemesinin çok sayıda kararında demokrasileri, “temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimler” olarak tanımladığının altını çizen Arslan, temel hakların korunmasının hukuki olduğu kadar aynı zamanda ahlaki bir mesele olduğunu belirtti.

“Bizim gibi olmayan, bizim gibi düşünmeyen ve bizim gibi yaşamayanların da haklarının olduğunu kabul etmemiz gerekir” diyen Arslan, Batı’da hastalıklı bir “öteki” tasavvurundan kaynaklanan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin, temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde tehdit etttiğini söyledi.

“Panzehir, adalet temelli çoğulcu anlayıştır”

Irkçılık ve yabancı düşmanlığını, “insanlığın geleceği açısından Covid-19 salgınından daha tehlikeli” olarak nitelendiren Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sınırlarına dayanan mültecileri ülkeye almamak için gerektiğinde öldüren hatta onları koronavirüsün sebebi olarak görüp şeytanlaştıran bir anlayışla erdemli toplum oluşamaz. Aynı şekilde renginden ya da inancından dolayı bir insana nefes alma hakkı tanımayan yaklaşımla da erdemli evrensel toplum inşa edilemez. Bu marazi zihniyetin panzehiri insanı ‘eşref-i mahlukat’ olarak gören, adalet temelli çoğulcu anlayıştır. Anayasa Mahkemesinin bir kararında vurguladığı gibi çoğulcu toplumda devletin farklılıkları ve farklı olanları tehditler karşısında koruma yükümlülüğü bulunmaktadır.”

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Zühtü Arslan, bir elinde terazi, diğerinde kılıç olan gözleri kapalı adalet figürünün, adaletin üç unsurunu sembolize ettiğini, bu unsurların, tarafsız ve bağımsız yargı, hakkaniyete uygun yargılama ve yargı kararlarının uygulanması olduğunu anlattı.

“Adaletin gözü bağlıdır”

“Evvela adaletin gözü bağlıdır, tarafların kim olduğuna bakmaksızın onlara eşit muamelede bulunur” ifadesini kullanan Arslan, yargının ve hakimin tarafsızlığının öncelikle bağımsızlığı gerektirdiğini vurguladı.

Arslan, Anayasa’nın 138. maddesine göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini, genelge gönderemeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını kaydetti.

Adaletin diğer sembolü olan terazi sayesinde de uyuşmazlıkların hakkaniyete uygun olarak çözüme bağlanacağını ve kamu düzeni sağlanacağını dile getiren Arslan, adaleti sağlayan hukuk düzeninin, toplum ve devlet bakımından rahmet olduğuna işaret etti.

Zühtü Arslan, “Hukuksuz kalan devlet, yaşam destek ünitesine bağlı bir hasta gibidir” değerlendirmesini yaptı.

Adaletin, hakimlerin adalet terazisinde tartarak verdikleri kararların uygulanmasını zorunlu kıldığının altını çizen Arslan, mahkemeye erişim hakkının en önemli unsurlarından birinin yargı kararlarının etkili şekilde yerine getirilmesi olduğunu söyledi.

Fotoğraf: AA

[Fotoğraf: AA]

Arslan, adaletin, bağımsız ve tarafsız yargı tarafından verilen hakkaniyete uygun kararların hakkıyla icrasını gerektirdiğini vurguladı.

Adaletin üç unsurunun hayata geçirilmesiyle adil yargılanma hakkıyla birçok sorunun ortadan kalkacağına değinen Arslan, “Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararlarının yarıdan fazlası adil yargılanma hakkına ilişkindir, yüzde 52,1 oranında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini görüyoruz. Bu da adil yargılanmayla ilgili önemli mesele olduğunu, bu meselenin çözülmesi gerektiğini söylüyor” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesinin görevinin, temel hak ve özgürlükleri korumak olduğuna dikkati çeken Arslan, Yüksek Mahkemenin, norm denetiminde ve bireysel başvuruda bir yandan artan iş yüküyle mücadele ettiğini diğer yandan da hak eksenli kararlar verdiğini belirtti.

“Bireysel başvuruları karşılama oranında ciddi seviye katedildi”

Zühtü Arslan, şunları kaydetti:

“Bireysel başvuruyu başarıyla uygulayan hiçbir ülkede bizde olduğu kadar başvuru yapılmamaktadır. Mahkememize sadece 2019’da 43 bin civarında bireysel başvuru yapılmıştır, geçen yıl yaklaşık 40 bin başvuru sonuçlandırılmıştır. Son iki yılda mahkememiz, yapılan bireysel başvuruları karşılama oranı bakımından ciddi seviye katetmiştir, bu oran yüzde 93 düzeyindedir. Biz bu önemli ve iyi performansı yeterli görmüyoruz. Hedefimiz, en azından yıl içinde gelen başvuru kadar başvuruyu karara bağlamaktır.”

Temel hak ve özgürlükleri koruyacak şekilde karar vermenin tek başına yeterli olmadığını söyleyen Arslan, bireysel başvuru sonucunda verilen kararlar ışığında uygulamanın değişmesinin de adaletin tesisi ve tecellisi bakımından önemli olduğunu vurguladı.

Arslan, Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru kapsamındaki haklarla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) içtihatlarını dikkate alarak temel kriterler belirlediğini, Türk yargı sisteminden ve idari yapıdan beklenenin bu standartları, kriterleri dikkate alarak uygulamaya geçilmesi olduğunu söyledi.

Bireysel başvurunun, bir ülkedeki tüm hak ihlali iddialarını karşılayacak, ihlalleri giderecek yol olmadığını ifade eden Arslan, yargısal ve idari mercilerin Anayasa Mahkemesinin belirlediği ilkeleri, kriterleri, esasları dikkate alarak meseleleri çözüme kavuşturması gerektiğini aktardı. Zühtü Arslan, kanundan kaynaklanan ihlallerin giderilmesi için de yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini vurguladı.

Covid-19 önlemleri kapsamında maske takan davetliler, sosyal mesafe kuralı çerçevesinde belirlenen yerlerden töreni izledi.

[TÜHA Haber Ajansı, 10 Haziran 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.