Cumhurbaşkanı Erdoğan,”Bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız. ” dedi.
TÜHA /TÜRKUAZ İnternational News Agency
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Başkaları ne yaparlarsa yapsın biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız”
Bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi biliyoruz, gayet iyi görüyoruz. Eleştiri tamam, özeleştiri tamam ama AK Parti’yi özellikle fedakarlık abidesi olan AK Parti teşkilatını eleştiri ya da özeleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz. Milletimiz dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyacımız yok. Partimizin ilgili kurulları her türlü detayı değerlendiriyor. Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz.
AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz. Bakanlarımız, siz değerli milletvekillerimiz, bütün teşkilatımız bugünden itibaren hep birlikte halkımızın içine gireceğiz, başımız dik, özgüvenimiz yüksek, umudumuz tam bir biçimde milletimize hizmeti sürdüreceğiz.
Başkaları ne yaparlarsa yapsın biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz buna bakacağız. Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız. Çok açık söylüyorum bu harekette şımarıklık olmaz, bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz.
Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki 4 yıl içinde enflasyonla mücadelemizi inşallah zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız.
“Bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur”
Hiç kimse ne şahsımın ne bu kadronun Filistin hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Milli Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayı millîye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz ama Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar er ya da geç rezil olacak, nasıl bir haksızlık yaptıklarını görecekler.
Aynı zamanda bu harekette yeise yer yoktur, bu harekette umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, nerede kalmıştık der, kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.
“Bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz”
Bundan sadece 10 ay önce 28 Mayıs’ta milletimiz bize bir yetki verdi. Önümüzdeki 4 yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız. Milletimizin bizden ve hükümetimizden beklentilerini çok iyi biliyoruz. Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki 4 yıl içinde enflasyonla mücadelemizi inşallah zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içeride ve dışarıda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hale getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz.
“Bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur”
Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, batıdan aldığı koşulsuz destekle büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların üzülerek söylemeliyim ki bazı çevrelerde karşılık bulduğunu hatta bize karşı kullanıldığını da gördük.
Birileri yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükümetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri halde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular. Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim, bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir.
Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, dğer bir çok ilkenin yanında Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir. Şunu da belirtmek durumundayım biz Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareketiz, böyle bir kadroyuz.
“Dünyada hiç kimse konuşamazken biz çıktık Hamas bir terör örgütü değil dedik”
Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyi dertleşeceğiz, konuşacağız. Unutmayın 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi Sincan’daki Kudüs gecesinin ardından geldi. Unutmayın MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, Siyonizm’in uşağı vatan haini FETÖ tarafından bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı. Bakınız biz bundan 15 yıl önce kimse cesaret edemezken şu anda sözde partileri olanlar da dahil Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle ‘One Minute’ dedik. Dünyada hiç kimse konuşamazken biz çıktık Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur dedik.
Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkanları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik.
“Milli Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye neise Hamas da işte aynen odur”
Burada çok açık ve net söylüyorum: Milli Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine, ne darbe girişimlerinize, ne ekonomik saldırılarınıza, ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.
Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum. 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yad ediyorum.
8’inci Cumhurbaşkanı, milletin adamı, icraatları ve hizmetleriyle insanımızın gönlünde taht kurmuş Turgut Özal’ın vefatının 31’inci yıldönümü. Vefatının senei devriyesinde rahmetli Özal’ı bir kez daha minnetle, şükranla, özlemle yad ediyorum. Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabbim kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum. (TBMM)