enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:16 İslam aleminin üç ayları Pazar günü başlıyor…
10:52 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
08:59 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
00:47 Mehmet Akif Ersoy soruşturmasındaki soru işaretleri
00:35 Şirketlerden N’Aber!
00:28 Fikret Yüksel Foundation ile Başlayan 27 Yıllık Yolculuk, Fikret Yüksel Eğitim Vakfı ile Türkiye’de Kök Salıyor
00:25 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
00:24 AK Parti’nin 60 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu TBMM Başkanlığı’na teslim edildi…
00:19 Donald Trump 900 milyar dolarlık savunma bütçesini imzaladı
00:17 Almanya’da tüketici güveni sarsıldı
00:13 ASELSAN’dan NATO üyesi ülkeye 410 milyon dolarlık ihracat
00:08 Süre yıl sonu doluyor: Suriye’de Kürtlerle anlaşma olur mu?
00:02 Yunanistan’ı kuranlar, onu kendi çıkarları için kullanmak isteyen İngilizler ve Fransızlardı…
10:22 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:04 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:16 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:09 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
05:01 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:51 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Çelik: Milli iradeye dönük suikast girişimidir

Çelik: Milli iradeye dönük suikast girişimidir
06.05.2020
A+
A-
TÜHA HABER / AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, darbe çağrışımı yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan söylemlere sert tepki gösterdi. Ömer Çelik cunta çağrılarının, “Milli iradeye dönük suikast girişimi” olduğunu söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bir iktidarı siyaset yaparak seçimle göndermek istemek her muhalefetin demokratik hakkıdır ama ‘seçimle ya da başka yollarla gidecek’ demek bunun Türkiye tarihindeki anlamı bellidir. Bu millete karşı silah çekmenin, milletin iradesine karşı suikast girişiminde bulunmanın referansıdır.” dedi.

Çelik, Kovid-19 salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında video konferansla gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Toplantıda iç ve dış siyasi olayları değerlendirdiklerini söyleyen Çelik, koronavirüsle mücadele konusunda yapılan çalışmalar ve alınan tedbirlerin de incelendiğini kaydetti.

Çelik, dünyadaki koronavirüs durumunu takip ettiklerini, bunun Türkiye’ye yansımalarını değerlendirdiklerini ifade etti. 

Vatandaşların tedbirlere uymasıyla bir normalleşme sürecinin konuşuyor olmasının son derece önemli olduğunu belirten Çelik, “Tedbirlere ne kadar çok uyarsak normalleşme o kadar azami derecede mümkün olacak. Bütün vatandaşlarımızın sağlığını, sıhhatini gözeterek bu kolaylaştırıcı birtakım adımların atılması bizi kesinlikle rehavete sevk etmemelidir. Eğer rehavete sevk ederse onun sonrasında daha ciddi önlemler alınma durumunda kalınabilir.” diye konuştu.

Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Çelik, “İnsan odaklı sağlık politikası olmayan, sadece iri devlet olan birtakım devletlere nazaran nasıl güçlü bir mücadele verdiğimizi hep beraber görmüş olduk.” ifadelerini kullandı.

Çelik, son 10 gündür Türk siyasi tarihi açısından kayıtlara geçmesi gereken bir tartışmanın yaşandığını, bunun en son örneğinde, internet sitesindeki yazarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı merhum Başbakan Adnan Menderes’in akıbeti ile tehdit eden bir yazısının çıktığını ifade etti.

Bunun aylar evvel bir askeri bürokratın TBMM’ye saldırısı ile başladığını, Meclisin yasa yapma hakkını gasbeden bir yaklaşım ortaya koyduğunu dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

“Maalesef bildiğimiz bir parti işte her zaman olduğu gibi vesayet süreçlerine verdiği desteği burada da gösterdi. Arkasından çok bildiğimiz bir şey vardır; Türkiye’de belli odaklar, bunlara ben ‘demokrasiyi felç etme örgütü’ diyorum, bunların bazıları, bazı barolarda olurlar, bazı derneklerde olurlar, bazı partilerde olurlar ama yatay kesen bir örgüttür bütün bu yapıları. Devletin bürokrasisinde olurlar, bazen 367 kararıyla önümüze çıkarlar, bazen işte 27 Nisan muhtıra teşebbüsüyle önümüze çıkarlar, çeşitli şekillerde kendilerini gösterirler. Bazen bir baro açıklamasıyla kendilerini gösterirler. Bunun en acısı Yüce Meclis çatısı altındaki bazı milletvekillerinin bu demokrasiyi felç etme örgütünün gönüllü militanları olmasıdır. Bunlar bildikleri yola başvurarak yine bir rejim tartışması açmaya çalışıyorlar. Seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamına, milletin oyunu beğenmeyerek milli iradeyi beğenmeyerek ‘saray rejimi’ demeye başladılar.”

Benzer ifadelerin merhum Menderes ve merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’la ilgili de söylendiğini hatırlatan Çelik, bunun aynı şey olduğunu bildirdi.

“Saray rejimi” tartışmasının yeni olmadığını, TBMM’ye girdikleri ilk dönemde milli eğitim ve dış politikayla ilgili sürekli rejim tartışması çıkarılmaya çalışıldığını hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:

“Bir gün çok iyi hatırlıyorum, bir CHP grup başkanvekili, iktidarımızın ilk döneminde ‘Bu Meclisi biz bile açık tutamayız.’ gibisinden bir sözle grubumuzu tehdit ederek merhum Menderes zamanındaki bir tartışmaya gönderme yapmıştı. Yine çok iyi hatırlıyorum tarım politikasıyla ilgili bir meseleyi tartışırken bile meseleyi bir rejim tartışmasına çevirmişlerdi. Dolayısıyla bu bizim bildiğimiz ve mücadele ettiğimiz bir yöntemdir. Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin önündeki en büyük fitnelerden, en büyük engellerden bir tanesidir. Meclis iradesine saldırarak başlayan bu süreç arkasından bazılarının antidemokratik müdahaleleri dillendirmesi ile sürdü.”

CHP’de grup başkanvekilinden il başkanına kadar antidemokratik imalarda bulunanların olduğunu ifade eden Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

“Örneğin şöyle bir cümleyi Türkiye’deki siyasi tarihin idrakine sahip, Türkiye’deki yaşanmış, ödenmiş bedellerin vicdanına sahip hiç kimsenin kurmaması gerekir: ‘Bu iktidar seçimle ya da başka bir şekilde gidecek.’ cümlesi. Bir iktidarı siyaset yaparak seçimle göndermek istemek her muhalefetin demokratik hakkıdır ama seçimle ya da başka yollarla gidecek demek bunun Türkiye tarihindeki anlamı bellidir. Bu millete karşı silah çekmenin, milletin iradesine karşı suikast girişiminde bulunmanın referansıdır. Maalesef bugün bunun halen bu cüretle yapılıyor oluşu esasında demokrasimizi ve biricik Cumhuriyet’imizi, Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak konusunda ne kadar teyakkuzda olmamız gerektiğini bize bir kere daha söylemektedir.”

“Cunta çağrılarının arkasında her zaman için Yassıada rejimi vardır”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir gazeteciye verdiği beyanatta “Darbeden bahsedilmesini doğru bulmuyorum.” dediğini aktaran Çelik, şunları söyledi:

“Biz de işte bunu söylüyoruz aylardır. Çeşitli örnekler veriyoruz, sadece bu koronavirüs sonrası değil öncesinde de ‘Şu milletvekiliniz, şu sözcünüz, şu mensubunuz bakın darbe çağrısı yapıyor.’ ya da ‘Bu son 10 gündür bunlara karşı bir şey söyleyecek misiniz?’ diye, bunlara karşı herhangi bir şey söylenmiyor. Biz demokrasimiz ve cumhuriyetimiz konusundaki hassasiyetle bunları gündeme getirdiğimizde de ‘Bu tartışmaları niye yapıyorsunuz, başka şeyleri mi örtbas etmek istiyorsunuz.’ diyorlar. Biz asıl bu cunta çağrılarıyla Cumhuriyet’imizin ve demokrasimizin kazanımlarının örtbas edilmesine direniyoruz.

Tabii cunta çağrılarının arkasında her zaman için Yassıada rejimi vardır. Şunu unutmayın, Türk siyasi tarihinde temel konulardan bir tanesidir bu; kim rejim tartışması açıyorsa meşru siyaset alanını bir rejim tartışmasının içine çekmek istiyorsa muhakkak surette zihninin arka planında Yassıada rejimini yeniden hayata geçirme stratejisi vardır. Bu her zaman böyle olmuştur. Bunun yöntemi, bunun güzergahı, bunun yol haritası bizce malumdur, milletimizce malumdur.” 

[TÜHA Haber Ajansı, 6 Mayıs 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.