enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:16 İslam aleminin üç ayları Pazar günü başlıyor…
10:52 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
08:59 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
00:47 Mehmet Akif Ersoy soruşturmasındaki soru işaretleri
00:35 Şirketlerden N’Aber!
00:28 Fikret Yüksel Foundation ile Başlayan 27 Yıllık Yolculuk, Fikret Yüksel Eğitim Vakfı ile Türkiye’de Kök Salıyor
00:25 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
00:24 AK Parti’nin 60 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu TBMM Başkanlığı’na teslim edildi…
00:19 Donald Trump 900 milyar dolarlık savunma bütçesini imzaladı
00:17 Almanya’da tüketici güveni sarsıldı
00:13 ASELSAN’dan NATO üyesi ülkeye 410 milyon dolarlık ihracat
00:08 Süre yıl sonu doluyor: Suriye’de Kürtlerle anlaşma olur mu?
00:02 Yunanistan’ı kuranlar, onu kendi çıkarları için kullanmak isteyen İngilizler ve Fransızlardı…
10:22 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:04 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:16 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:09 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
05:01 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:51 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Balkanlar’da Erdoğan Liderliği ve Avrupa’nın Çıkarları

Balkanlar’da Erdoğan Liderliği ve Avrupa’nın Çıkarları
12.09.2022
A+
A-

TRT TÜRK yeni banner

Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’daki temaslarında Erdoğan’ın gündeminde istikrar, güvenlik ve ekonomik işbirliğine katkı vermek vardı.

  

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

Geçtiğimiz üç gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Balkan seyahatine katıldım.

Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’daki temaslarında Erdoğan’ın gündeminde istikrar, güvenlik ve ekonomik işbirliğine katkı vermek vardı.

İkili anlaşmalar, iş forumları ve lider görüşmeleri ile bu seyahatte Erdoğan, çatışma riski olan bölgede teskin edici ve barışa güçlü destek veren istisnai bir rol üstlendi.

Öncelikle 2 Ekim’de seçimlere gidecek Bosna Hersek, 1995 Dayton Anlaşması’nın kurduğu karmaşık ve sağlıklı çalışmayan siyasi yapının krizleriyle boğuşuyor.

Türkiye, bu ülkedeki üç toplumla da ilişkisini güçlü tutarak ekonomik gelişmesine yardımcı oluyor. Bu politikanın başarısını Başkanlık Konseyi’nin Sırp üyesi Dodik’in müteşekkir tavrında görmek mümkün.

Kuşkusuz, Bosna Hersek’te Erdoğan hem Boşnakların güvenliği ve geleceği için teminat hem de Sırplarla Boşnak ve Hırvatların sıcak bir çatışmaya gitmemesi için etkin arabulucu rolünde.

Türkiye, Bosna Hersek’in manevi garantörü durumunda.

TRT_Francais_680*100 banner

Seyahatin Sırbistan ayağı da imzalanan 7 anlaşmadan ötesini içeriyordu. Sırp lider Vucic, iki ülke arasındaki ilişkilerin “altın çağının” yaşandığını söylerken Erdoğan’ın liderliğine duyduğu hayranlığı gizlemedi: “Erdoğan’ın yapıcı rolüne büyük saygı duyuyoruz.
Biz küçük bir ülkeyiz ama kendisi bu bölgeye her zaman ilgi gösterdi. Bunun için minnettarız.”
Vucic, Erdoğan’a olan saygısını Rusya-Ukrayna Savaşı’na dair açıklamaları sırasında da gösterdi.

Erdoğan, Batı ve Rusya arasındaki denge politikasını gerektiğinde bütün başkentlere mesaj vererek yürütüyor.
Vucic, Avrupa’yı ürkütmeden Rusya ile işbirliğini devam ettirirken Erdoğan’ın Batı’nın hataları konusundaki açık sözlülüğüne hayranlığını gizlemiyor.

Kuşkusuz Erdoğan’ın Rusya- Ukrayna Savaşı’ndaki aktif arabulucu rolü güçlenerek sürmeli.
Yakın zamanda savaşın duracağına dair hiçbir emare yok.

Ancak tahıl koridorunun işlemesine ek olarak nükleer reaktörde bir felaketin ortaya çıkmaması ve esir takası konularında Türkiye önemli bir rol üstlenebilir.

AB’nin Rusya’dan enerji ithalatında tavan fiyatı koyma fikrine tepki duyan Putin, tahıl ihracatı için rotaların sınırlandırılması gerektiğini söylerken şu cümleleri kurdu: “Muhtemelen tahıl ihracatı için varış noktalarını sınırlamayı düşünmeliyiz ve bunu Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile görüşeceğim, çünkü bu planı o ve ben ortaya çıkardık.”

***

Putin’in cümleleri sanki Fransız Cumhurbaşkanı Macron’un “Kim Rusya ile görüşen tek gücün Türkiye olmasını ister” demesine cevap gibiydi.

Elbette hiçbir Avrupalı lider, Erdoğan’ın Putin ile yürüttüğü diplomasiyi taklit edebilecek yerde değil.

Yaptırımlar, enerji ve gıda kriziyle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali tam bir Avrupa krizine dönüştü.

Macron’un Rusya’yı daha fazla ötekileştirmeyelim uyarıları karşılık bulmadı.

Ancak bu kış AB, Erdoğan’ın “Rusya, hafife alınacak bir ülke değildir” cümlesini tartışacak gelişmeler yaşayabilir.
Şimdiden Rusya yaptırımlarının asıl Avrupa ekonomilerine zarar verdiğini söyleyenlerin sesi daha fazla çıkmaya başladı.

Rus ekonomisinin de ciddi sıkıntılar yaşadığı açık ancak kötü şartlara dayanmada Avrupa refah toplumlarının direnme gücünün Rusya’ya kıyasla zayıf olması beklenmekte. İşte bu kriz ortamında Erdoğan’ın Balkan seyahati, bu bölgenin ister iç sorunları ister Ukrayna krizinin yansımaları ile karışmaması için kritik önemdeydi. Avrupa medyasında Türkiye’nin Afrika ve Balkanlar’da güçlenen varlığını kaygıyla karşılayan yorumları dar görüşlü buluyorum. Büyük güç rekabetinin derinleştiği yeni belirsizlikler döneminde

Avrupa’nın ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu anlamak için Ukrayna krizi yeterli olmalı.

Türkiye’nin, kıtanın geleceğindeki vazgeçilmezliğini görmek için yeni krizlere gerek yok.

Ankara’ya “Avrupa siyasi toplumu” başta olmak üzere diğer yapı ve inisiyatiflerde etkin yer vermek Avrupalıların çıkarına.

[TÜHA Haber Ajansı, 12 Eylül 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.