enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:31 Devlet Bahçeli, “Uluslararası toplum, ABD-İsrail ortak yapımı cinayet ve yıkım politikasına sonuna kadar direniş göstermesi gerekiyor”
22:55 Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’e katılacağını duyurdu.
22:23 “Fenerbahçe’ye giderek hata yaptım”
22:15 Trendyol 1. Lig’in 6. haftası yarın oynanacak maçlarla başlayacak.
12:10 Dünkü ve Bugünkü Türkiye!
07:55 İsrail’in Sınır Tanımazlığında Yeni Boyut: Katar Saldırısı
07:49 Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, Karanlığı dağıtan, yol gösteren, ışık saçan, derin bilgisiyle sözüne güvenilen bir “GURU”dur…
07:44 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” mektubları şehit ailelerine ulaştırılıyor…
07:38 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, “AK Parti’nin Çarpık Ekonomi Politikaları Gençlerin Geleceğini Çaldı!”
07:35 İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım ve saldırganlık yalnızca Filistin’le sınırlı kalmamış, Tahran, Beyrut, Şam ve Sana’ya yönelik hamlelerle bölgesel bir boyut kazanmıştı.
07:34 Gazze’ye kara harekâtı: İsrail’in hedefleri ve riskler
07:08 AB’den İsrail’e yaptırım hamlesi
07:06 TBMM’de Tarihi Soru: Terörsüz Türkiye Gerçekten Mümkün Mü?
07:01 Moskova Crocus Fuarı’nda Türk firmalarına büyük ilgi
23:11 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bu yeni yerleşke, geçmişin tecrübesiyle geleceğin ufkunu birleştirecektir”
22:58 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 10. toplantısında konuştu
09:50 Türkiye’deki sinema salonlarında bu hafta korku ve gerilimden komediye, aksiyondan animasyona 9 film vizyona girecek.
07:58 Tarihi ve kültürel bir mirasın peşinde: Türk-İslam Arkeolojisi
07:33 Türkiye’nin demokrasi performansı, uluslararası endekslerde belirgin bir gerileme sergiledi…
07:25 Son Düzlük ve PYD/YPG/SDG Üzerinden Ayak Oyunları
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Hatırlatma dozu sürekli tekrarlanmak zorunda mı?

Hatırlatma dozu sürekli tekrarlanmak zorunda mı?
A+
A-

BERLİN-TÜHA HABER / İster Covid-19’a yakalanıp iyileşenlerde, ister aşı olanlarda: Antikor seviyesi bir süre sonra düşüşe geçiyor. Altı ay sonra ise bir hatırlatma dozu gerekiyor. Ancak T hücreleri sayesinde bu kısır döngü son bulabilir.

Dw - Deutsche Welle Logo Alt - 1172x428 PNG Download - PNGkit(TÜHA) Türkuaz Uluslararası Haber Ajansı Avrupa Temsilcisi Tuba Nur TÜRKELİ’nin (DW)’ye dayandırdığı Fabian Schmidt’in haberinde, Uzmanlara göre hatırlatma aşıları gerekli, çünkü zamanla kanımızdaki antikor sayısı azalıyor. mRNA aşıları için bu, genellikle COVID-19’a karşı temel bağışıklığın kazanılmasından yaklaşık altı ay sonra söz konusu oluyor.

Almanya Daimi Aşı Komisyonu (STIKO), Johnson & Johnson gibi tek doz uygulanan aşılar için hatırlatma dozunun biraz daha erken yapılmasını öneriyor.

Peki, bu kısır döngü sonsuza kadar devam mı edecek? Bundan böyle her altı ayda bir veya her sonbaharda, tıpkı gripte olduğu gibi bir takviye aşıya mı ihtiyaç duyacağız?

Bilim insanları şu anda bu sorulara cevap veremiyor, çünkü henüz yeteri kadar deneyim ve veriye sahip değiller.

Kesin olan şu ki, Covid-19 ile mücadelede pek çok faktör ve bileşen rol oynuyor. Korona aşılarının gelecekte yeni virüs varyantlarına uyarlanması kaçınılmaz görünüyor. Tıpkı günümüzde mevsimsel grip aşılarında olduğu gibi. Şu anda Delta varyantının belirli mutasyonlarına yönelik çok sayıda yeni aşı geliştirme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.

Pandeminin endemiye dönüşme riski var mı?

Dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara “Pandemi” adı veriliyor. Korona salgını, bilindiği gibi kısa süre içinde dünyanın dört bir yanına yayılarak pandemi haline geldi. Şimdi cevap aranan en önemli sorulardan biri de şu: Pandemi, dördüncü veya beşinci dalgadan sonra bitecek mi yoksa giderek artan farklı varyantların da etkisiyle bir endemiye mi dönüşecek? Bir enfeksiyonun veya hastalığın belirli bir coğrafyada veya toplulukta sürekli görülmesine, yani kalıcı hale gelmesine “Endemi” deniyor.

Bu meseleyle yakından ilgili olan bir diğer konu da sürü bağışıklığının sağlanıp sağlanamayacağı. Örneğin Afrika’da şu anda geniş bir alanda mevcut olan toplumsal bağışıklığın aşılardan mı yoksa istem dışı bir kontaminasyondan mı kaynaklandığı belirsizliğini koruyor. Ancak bu kıtada aşılama oranının çok düşük olması, ikinci ihtimali daha da güçlendiriyor.

Bir ortama herhangi bir yolla istenmeyen maddelerin, kirlerin, atıkların ya da virüs gibi mikroorganizmaların bulaşması veya bulaştırılmasına tıp dilinde “Kontaminasyon” deniyor. Bu istemsiz bulaşma, doğal yollarla olabileceği gibi çevresel veya kimyasal yollarla da olabiliyor. Mevcut görülme oranları göz önüne alındığında, böyle bir istemsiz bulaşmanın Avrupa’da da olması kuvvetle muhtemel.

Kenya'nın batısında yer alan Siaya kentinde organize edilen aşı kampanyası (19.11.2021)

Kenya’nın batısında yer alan Siaya kentinde organize edilen aşı kampanyası (19.11.2021)

T hücrelerinin rolü

“Bağışıklık söz konusu olduğunda, sadece antikorlara odaklanmak eksik olur.” Bu saptama, dünya çapındaki saygın bilim yayınlarından kabul edilen “Nature” dergisinin 10 Kasım’da çıkan son sayısında yer alan, İngiliz ve Singapurlu bilim insanlarından oluşan büyük bir araştırma ekibinin yaptığı çalışmanın en can alıcı cümlesi.

Araştırmacılar, SARS-CoV-2 bulaşma riski hayli yüksek olmasına rağmen, hastalığa yakalanmamış ve PCR testi temiz çıkan sağlık çalışanlarını büyüteç altına aldı. Bunlardan 58’inin kan testinde hiçbir antikora rastlanmadı.

Antikorsuz bağışıklık

Araştırmacılar, “Seronegatif sağlık sistemi çalışanları (SN-HCW)” olarak adlandırılan bu kişilerin daha fazla T hücresine sahip olduğunu tespit etti.

T hücreleri, bir akyuvar çeşidi olan lenfositlerin alt kümesini oluşturur ve bağışıklık yanıtında önemli bir yere sahiptir. ‘T’ kısaltması timüs sözcüğünden geliyor. Timüs bu hücrelerin son olgunlaşma evrelerinin geçtiği bir lenf organıdır.

Bu T hücreleri, özellikle virüsün çoğalmasından sorumlu olan ve kısaca “RTC” olarak adlandırılan “çoğaltma transkripsiyon kompleksine” karşı koyuyor.

Aynı zamanda söz konusu 58 kişide, çok erken bir SARS-CoV-2 enfeksiyon evresinin göstergesi olarak kabul edilen IFI27 proteini yoğun olarak bulundu. Tüm bu verileri değerlendiren araştırmacılar, SN-HCW deneklerinin, sekteye uğramış veya yarım kalmış bir korona enfeksiyonu geçirdiği, ancak semptom göstermediği sonucuna vardı.

Daha basit bir ifadeyle açıklarsak: T hücrelerinin, koronavirüs enfeksiyonunu çok erken bir evrede tanıyıp kesintiye uğratması mümkün. Ancak 58 SN-HCW deneğinin, alışılmadık miktarda güçlü T hücre bağışıklığını nereden aldığı hâlâ belirsizliğini koruyor: Soğuk algınlığı veya grip gibi başka bir viral hastalıktan mı, yoksa bizzat SARS-CoV-2 virüsünden mi? Şu aşamada her ikisi de mümkün görünüyor.

Viyana Teknik Üniversitesi'nde araştırmacıların görüntülemeyi başardığı bir koronavirüs

Viyana Teknik Üniversitesi’nde araştırmacıların görüntülemeyi başardığı bir koronavirüs

Sürü bağışıklığı sağlanabilir mi?

Kesin olan şu ki, T hücrelerinin ya da antikorların çoğalması, Covid-19’un endemik hale gelmesi ve bünyemizin farklı virüs varyantlarıyla tekrar tekrar temas etmesi gibi farklı senaryolarda, bağışıklık sistemimiz daha hızlı ve güçlü bir yanıt verecek konuma gelebilir. Bu da bizi, sürü bağışıklığına bir adım daha yaklaştırır.

Ancak araştırmacılar, bu yeni keşfe rağmen yine de rehavete kapılmamak gerektiği yönünde uyarıyor: Hiç kimse kendini SARS-CoV-2’ye karşı güvende hissetmemeli veya bünyesinin kendiliğinden bağışıklık geliştireceğini düşünmemeli. Zira şu aşamada farklı varyantlara karşı bağışıklığın henüz gelişmemiş olması, çok daha kuvvetli bir ihtimal.

Sonuç: Önümüzdeki sonbaharda da hatırlatma dozu yaptırmak suretiyle aşı korumamızı yenilemek zorunda kalıp kalmayacağımız, halihazırda belirsizliğini koruyor. Görünen o ki, bunu ancak o zaman geldiğinde öğreneceğiz!

[TÜHA Haber Ajansı, 06 Aralık 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.