“Türkiye, son yılların en büyük kuraklık sorunuyla karşı karşıya”

TÜHA HABER / Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Enerji Sistemleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canan Acar, Türkiye’de yağışların mevsim normalinin altında olması ve baraj sularının azalmasıyla, son yılların en büyük kuraklık sorunuyla karşı karşıya kalındığını açıkladı.
Doç. Dr. Canan Acar, kuraklık konusunda (UHA) Uluslararası Haber Ajansı‘na yaptığı açıklamada, karbon emisyonlarını azaltmanın, iklim değişikliğinin negatif etkilerinden kaçınmak için şart olduğunu söyledi.
Küresel iklim değişikliği sebebiyle dünyanın pek çok yerinde sıcaklıkların arttığını ve yağışların azaldığına dikkat çeken Doç. Dr. Acar, bunun da kuraklık olaylarının sıklığının ve tahribatının boyutlarını artırdığının altını çizdi.
Doç. Dr. Canan Acar, Türkiye’de kuraklığın tek sebebinin iklim değişikliği olmadığını hatırlatarak, “Su kaynaklarının aşırı kullanımı, kirletilmesi, doğru planlanmayan su altyapısı, tarımda vahşi sulama yöntemleri gibi yanlış kullanım ve su yönetim stratejileri ile su kaynaklarımız tehlike altına giriyor, kuraklık riski artıyor” diye konuştu.
Kuraklığın sadece çevresel olmayıp, çok ciddi sağlık ve ekonomik sonuçlarının da olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Acar, başta tarım olmak üzere, enerji, turizm ve ormancılık gibi sektörlerin kuraklıktan doğrudan etkilendiğini ifade etti.
Doç. Dr. Canan Acar, kuraklığın sağlık etkileri arasında yetersiz beslenme sonucu oluşacak çeşitli sorunları verilebileceğini belirterek şöyle devam etti:
“Pandemi döneminde sürekli tekrarlanan kişisel hijyeni kuraklık döneminde sağlamak çok zorlaşır. Bu da Kovid-19, kolera, ishal, zatürre gibi salgın hastalıkların yayılmasını hızlandırır. Kuraklığın ekonomiyi nasıl etkilediğine bir örnek olarak Avrupa’da geçmiş dönemlerdeki büyük kuraklıkların sebep olduğu milyarlarca Euro zararı söyleyebiliriz”
.Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Enerji Sistemleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canan Acar, Türkiye’de de 2007 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle özellikle büyükşehirlerde uzun süreli su kesintileri yaşandığını hatırlattı.
.”Bu dönemde tarım sektörü yüzde 7,3 küçülmüş, hububat üretiminde yüzde 10 azalma olmuştu” diyen Doç. Dr. Acar, kuraklığın enerji ve gıda güvenliğinden ekonomiye, turizme ve sağlığa pek çok alanda ciddi tahribatları bulunduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Canan Acar, “Bu tahribatlar çok boyutlu ve birbirini tetikler nitelikte. Örneğin, kuraklık sonucu zarar gören enerji sektörü aynı zamanda tarım faaliyetleri, turizm ve sağlık hizmetlerine zarar verecektir. Kuraklık nedeniyle artan salgın hastalıklar hem hastane yükü hem enerji tüketimini artıracak hem de ekonomiyi tahrip edecektir. Bu nedenle kuraklığın tahribatının gerçek boyutlarını öngörmek çok zor” dedi.
“TARIM, TÜRKİYE’DE KURAKLIKTAN EN ÇOK ETKİLENECEK SEKTÖRLER ARASINDA”
Doç. Dr. Canan Acar, yağışsız havaların tarıma ve turizme olan etkileri ile ilgili de açıklamalarda bulunarak, tarım, Türkiye’de belki de kuraklıktan en çok etkilenecek sektörler arasında yer aldığını, gıda güvenliğinin de tarımdan doğrudan etkilenen bir konu olduğununa vurgu yaptı.
Gıdanın üçte ikisinin sulu tarımdan üretildiğinin altını çizden Doç. Dr. Acar, kuraklık nedeniyle azalacak tarımsal faaliyetlerin doğrudan gıda güvenliğini tehlikeye atacağını belirterek, bu nedenle gıda güvenliği için tarım yapılmasının, ve bunun için ise su güvenliğinin şart olduğuna dikkat çekti.
Doç. Dr. Canan Acar, “Kuraklık tarımsal ürünlerin verimlerinde azalışa neden olarak üretim miktarının azalmasına ve fiyatların yükselmesine neden olur. Örneğin kuraklık nedeniyle şekerpancarı, pirinç gibi su tüketiminin yoğun olduğu ürünlerde ciddi azalma görülebilir.”dedi.
Tarımsal ürünlerde görülen verim ve mahsul miktarında azalma gıda güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atacağını açıklayan Doç. Dr. Canan Acar, aynı zamanda geçimi tarım üzerinden olan insanların büyük ekonomik zarar görmesine, işsiz kalmasına, bunun sonucu olarak kentlere göç ederek şehirlerde sosyoekonomik sorunların çıkmasına neden olabileceğini aktardı.
Kuraklık nedeniyle giderek küçülen nehirler, göller ve ormanlık doğal alanların ülkemize gelen turist sayısında azalmaya neden olacağının tahmin edildiğini ifade eden, Doç. Dr. Acar, “Bunun dışında otel, restoran gibi turizm sektörüne de hizmet eden kurumlarda susuzluk müşteri kaybına ve büyük ekonomik zararlara neden olabilir. Örneğin, küresel turizm gelirinin yüzde 30’una sahip Akdeniz havzasına aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle daha az turist gelmesi ve bölgenin turizm gelirinin azalması bekleniyor. Bir başka örnek olarak da azalan kar miktarı nedeniyle küçülecek kış turizmini verebiliriz” diye konuştu.
[TÜHA Haber Ajansı, 11 Ocak, 2021]