enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:59 Manisa, 2025’i Büyük Bir Kayıpla Bitiriyor: Ferdi Zeyrek ve Gülşah Durbay…
07:47 Su Politikaları Derneği: Ankara’nın Birim Su Maliyeti Artacak!
00:59 Gazeteci Erdem Atay: Özgür Özel İmamoğlu’nu sattı Siyasette ‘Diploma’ ve ‘Rektör Ziyareti’ tartışması
00:52 ABD NATO’dan Ayrılıyor mu?
00:48 UNICEF: Gazze’de çocuklar ve hamile kadınlar arasında yetersiz beslenme oranları arttı…
00:43 Meryem Gülbetekin’in, “Yaradan”a dair hissiyatı
00:35 Yılbaşında kar yağacak mı?
00:11 Şehzadeler Belediye Başkanı Durbay vefat etti
07:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
07:17 Türkiye’de İşsizlere Yeni Bir İş Kapısı: İŞKUR – Endülüs İş Dünyası İş Birliği Umut Oldu
05:23 Orban’dan Rus varlıklarının dondurulmasına tepki: ‘Brüksel sınırı aştı’
00:59 Adalet Bakanı Tunç, NSosyal hesabından yaptığı açıklamada bulundu…
00:55 CHP, Kocaeli’de 13-0’a çok uzak!
00:43 Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı’ndan (WAFA) Gazeteci Duha HMİDAN’ın haberleri…
00:39 Sofralık Zeytin Ihracatı Yeni Sezona Yüzde 13’Lük Artışla Girdi
00:38 11 ilde zamana karşı yarış: Asrın inşa seferberliğinde sona gelindi
00:30 Suriye’de bir DEAŞ militanının düzenlediği silahlı saldırıda 2 ABD askeri ve 1 ABD vatandaşı hayatını kaybetti…
00:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nüfus artış hızı noktasında gerçekten dertliyiz”
00:13 Ukraynalı Nobel Barış Ödülü sahibi Euronews’e konuştu: Ukrayna’nın ‘demokrasi dersine’ ihtiyacı yok
00:12 Ukrayna’da bugün seçimler yapılsa kim kazanır?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Karabağ’ı bekleyen 30 yıllık umudun anahtarı

Karabağ’ı bekleyen 30 yıllık umudun anahtarı
19.10.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Dönüş gününü bekleyen Karabağlılar geride bıraktıkları, doğup büyüdükleri evlerin anahtarlarını hala saklıyor. Gözü gibi sakladığı anahtarlarla dönüş gününü bekleyen Musa Aziz de onlardan biri…

Damla Erikan
TRT Haber : Damla Erikan

Geçmişi uzun, acıları taze yeni hikayeler dinlemek için yola çıktık. Ankara’dan, ateşin ve rüzgarın şehri Bakü’ye indik. Kucaklandık, ”Türk kardeşlerimiz gelmiş, hoş gelmiş” dedi soydaşlarımız.

Başkentin batısında Dağlık Karabağ bölgesi 30 yıldır işgal altında. Azerbaycan ordusu, yerinden edilen 1 milyonu aşkın sivilin yeniden öz yurtlarına kavuşması için savaşıyor. Cephe hattının hemen gerisindeki Terter, Berde, Goranboy, Ağdere Ermeni güçlerinin ateşi altında. Cephe hattının uzağındaki büyük şehirler Gence ve Mingeçevir de füzelerle vuruluyor. Tarih boyunca olduğu gibi yaşanan her çatışma, vurulan her bina bir hayatı yerinden ediyor. Nedeni, sonucu ne olursa olsun kaybeden yine siviller oluyor.

”Ekmeksiz geldik inanır mısınız?”

Azerbaycan’ın ikinci büyük kenti Gence’ye, Karabağ Savaşı’nda memleketi Kelbecer’den ayrılmak zorunda kalan Musa Aziz ile tanışmaya gittik. 70 yaşındaki Aziz, 1993’te eşi Firengül Aziz ile Ermeni zulmüne sonuna kadar dayananlardan. Kelbecer’e 30 kilometre uzaklıktaki Başlıbel köyünde yaşıyordu. Bir gece köyün etrafı Ermeni güçleri tarafından çevrildi. Köylüler evlerini terk etmeye başladı çünkü askerler kadın, erkek, çocuk demeden Azerbaycan Türklerini katlediyordu.

2 oğlunu korumak isteyen Firengül Aziz, eşine ”Gitmeliyiz” dedi. Küçük kırmızı bir bavula birkaç parça eşya alıp düştüler yola. Dağ yolunu yaya aştılar Kelbecer’in merkezine geldiler. ”Burada da duramazsınız, tehlikeli” dediler. 2 çocukla kilometrelerce aç susuz yürüdüler. ”Ekmeksiz geldik inanır mısınız? Cemaat yolda kar yiyordu, Ermeni de ateşe tutuyordu” diyor Musa Aziz.

Fotoğraf: TRT Haber

[Fotoğraf: TRT Haber]

Bir gece Murov Dağı’nda kaldılar. Ardından yine yola koyulup şimdi yaşadıkları Gence’ye vardılar. Bir evladı dayanamadı bu zorluğa, Gence’ye vardıktan 1 yıl sonra hastalanıp vefat etti. 14 yıl Gence Devlet Üniversitesinin yatakhanesinde kaldı Aziz ve ailesi, ardından 2012’de devlet tarafından Karabağ’da yerinden edilenler için yapılan konutlara yerleştirildi.

Evinin anahtarlarını kilometrelerce taşıdılar

Salonunun baş köşesinde birkaç anahtar ilişti gözümüze. Burnunda tüten köyünün haritasının üzerinde geride bırakmak zorunda kaldığı Kelbecer’deki evinin anahtarlarıydı. O küçücük bavulunda üşümemek için aldıkları battaniye ve anahtarlar… Aslında evini yanında götürmüştü Musa Aziz. Döneceğinden emindi. O göremese de torunları açacaktı evinin kapılarını. Karabağ’dan çıkmak zorunda kalanların neredeyse hepsi, evinin anahtarlarını taşıdı kilometrelerce. Toprağı uğruna ölmeye hazır, son ana kadar direnen bir halkı evlerine dönemeyeceklerine inandırabilir misiniz?

”Tek bir gün gitsem, bir gün yaşasam, öz nehirlerimin suyunu içsem, evimi görsem” diyen Musa amcanın evini alsanız ne olur? O kapıları açacak ‘anahtar’ onun yüreğinde, bitmeyen umudunda, dağları aşıp getirdiği kırmızı bavulunda.

Gence’de, Bakü’de yaşayan milyonlarca Şuşalı, Hankendili, Kelbecerli bayram gününü bekliyor. Evleri yıkılsa da ölseler de zulüm de görseler Azerbaycan’dan ayrılmıyorlar. Hepsinin umutları aradan 30 yıl geçse de baki. Cepheden gelecek zafer haberi hasretle bekledikleri ata toprağı Karabağ’ın anahtarı onlar için.

[TÜHA Haber Ajansı, 19 Ekim 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.