Gazze’ye kara harekâtı: İsrail’in hedefleri ve riskler

* İsrail’in tüm uyarılara rağmen Gazze kentine başlattığı kara harekâtı ne tür sonuçlar doğurabilir? Filistinliler ve İsrailli rehineler nasıl etkilenecek? Hamas’ın kaç savaşçısı var? İsrail halkı ve Arap dünyası ne diyor?
* İşte detayları!…
TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency
Stephanie Höppner & Kersten Knipp
DOĞU KUDÜS, 18 EYLÜL 2025 – İsrail, uyarılara ve
“yanlış yoldan dön” çağrılarına kulak tıkıyor. Gazze kentini ele geçirme hedefiyle başlattığı kara harekatından geri adım atmıyor.
İsrail askerleri, günlerce yoğun bombardımanlarla hedef alınan Gazze kentine ilerleyişini sürdürüyor.
Oysa sadece uluslararası toplum değil, kendi ordusu da bu harekatın muhtemel riskleri konusunda Benyamin Netanyahu başbakanlığındaki İsrail hükümetini uyarmıştı.
Uluslararası toplum ne diyor?
Almanya, İngiltere, Avrupa Birliği (AB) art arda açıklamalarla İsrail’in kara harekâtını kınayarak, buna son verme çağrısı yaptılar.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, New York’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze kentini “sistematik olarak yok ettiğini” söyledi.
Guterres, yaklaşık dokuz yıllık görev süresi boyunca hiçbir çatışmada görmediği ölçekte şiddete sahne olan Gazze’de yaşanları “korkunç” olarak nitelendirdi, “Gerçek şu ki: Bu ahlaki, siyasi ve hukuki açıdan tahammül edilemez” ifadelerini kullandı.
Papa 14. Leo da bugün bir açıklama yaptı. İnananları, “barış ve adaletin yakında doğması için” dua etmeye çağıran Papa, Gazze’de korku içindeki Filistinlilerin karşı karşıya olduğu koşulları ve topraklarını bir kez daha terk etmek zorunda bırakılmalarını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Papa, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını söyleyerek İsrail ile Hamas’a ateşkes çağrısı yaptı.
İnsani yardım kuruluşları da bu harekâtın durdurulması için uluslararası topluma müdahale etme çağrısı yapıyor.
Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children) tarafından, Gazze’de faaliyet gösteren 20’yi aşkın insani yardım kuruluş adına yapılan açıklamada, dün Cenevre’de açıklanan ve İsrail’in Gazze’de soykırım yaptığı tespitine yer verilen BM Bağımsız Soruşturma raporuna atıf yapılarak, “İnsani yardım örgütlerinin liderleri olarak, Gazze halkının ölümlerine ve acılarına doğrudan tanık olduk. Uyarılarımız dikkate alınmadı ve binlerce hayat hâlâ tehlikede” denildi.
Açıklamada, “Devletler, müdahale etmek için ellerindeki tüm siyasi, ekonomik ve hukuki araçları kullanmalıdır” ifadeleri yer aldı.
Kara harekâtı Filistin halkının hayatını nasıl etkiliyor?
İsrail, Gazze kentinin kontrolünü ele geçirerek Hamas’ı yenilgiye uğratmayı hedeflediğini söylüyor. Hamas, Batılı devletler tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor.
Ancak İsrail-Hamas Savaşının bölgedeki Filistin halkının hayatına etkisi tarif edilemez boyutta. İsrail’in tahliye emirleri ve bombardımanları nedeniyle yerinden edilenlerin sayısı hızla artmaya devam ediyor.
BM’ye göre Gazze Şeridi’nin yaklaşık iki milyonluk nüfusunun neredeyse tamamı, savaşın başlamasından bu yana en az bir kere yerinden edildi ve şimdi kuzeydeki Gazze kentine yönelik kara harekâtı ile birlikte bölge neredeyse yaşanmaz hale gelebilir.
İsrail’in Salı günü yaptığı açıklamaya göre, kentin tahliye edilmesi çağrıları üzerine Filistinli sivillerin yüzde 40’ı Gazze’den ayrılmış durumda. Şimdi onlardan Gazze Şeridi’nin güneyine gitmeleri istendi. Ama o bölgelerde de İsrail’in saldırılarına hedef olmuşlardı.
BM’nin Ağustos ayının sonunda açıkladığı verilere göre sadece 12 ila 20 Ağustos tarihleri arasında, yani 8 günlük bir zaman diliminde, Gazze Şeridi’nde 16 bin 800 Filistinli yerinden edildi ve Mart ayında son bulan ateşkes sonrası yerinden edilenlerin sayısı 796 bine ulaştı.
BM Sözcüsü Daniela Gross’a göre 795 bin Filistinlinin yüzde 95’ini, Gazze kentinden daha güvenli bölgelere kaçmak zorunda kalan Filistinliler oluşturuyor.
UNICEF’in Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Direktörü Edouard Beigbeder, İsrail’in kara harekâtının zaten travma geçirmiş ve bitkin düşmüş 450 binden fazla çocuk için yıkıcı sonuçlar doğurabileceği konusunda uyardı. BM Ağustos ayı sonunda Gazze kentinde kıtlık ilan etmişti.
İsrail’in hedefindeki Gazze kentinde durum ne?
Zaten Gazze kenti İsrail’in bu hafta başlayan kara harekâtı öncesinde de İsrail ordusunun yoğun saldırılarının hedefindeydi.
İsrail bu bombardımanlarda Hamas militanlarının hedef alındığını söylüyor. Ancak bu saldırılar esnasında okullar, yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındıkları kamplar, barınaklar da hedef alındı ve büyük bir bölümü çocuk çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti.
Gazze Şeridi’nin genelinde olduğu gibi Gazze kentinde de altyapı ağır tahribata uğradı. BM ve Dünya Bankası’nın geçen sene yayımladıkları raporlara dayandırılan haberlere göre sadece Gazze kentinin altyapısındaki zarar 7 milyar 290 milyon doları aştı.
Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) tarafından bu ay yayımlanan raporda, Gazze kentinde toplam 36 bin 611 binanın hasar gördüğü, bunlardan 8 bin 578’inin tamamen yıkıldığı belirtiliyor.
Hamas hâlâ güçlü mü? Kaç savaşçısı var?
Gazze savaşı, Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim 2023’te düzenlediği terör saldırıları sonrasında başladı. İsrail, Hamas’ı haritadan silme sözü vererek Gazze Şeridi’ne saldırmaya başladı. Şimdi de Netanyahu’nun planları doğrultusunda Gazze kentinin kontrolü ele geçirilmeye çalışılıyor.
İsrail’e göre Gazze kentinde yaklaşık 3 bin Hamas militanı bulunuyor.
King’s College London’dan (KCL) askeri uzman Marina Miron DW’ye verdiği röportajda, Hamas’ın bu kentteki varlığı ve çatışma yetkinliğini değerlendirmenin zor olduğuna işaret ediyor. Ancak Miron’a göre, halen Gazze kentini kontrol etmeye devam ediyor olması nedeniyle Hamas ile İsrail askerleri arasında sert çatışmalar yaşanacak.
Uluslararası toplum ne diyor?
Almanya,İngiltere, Avrupa Birliği (AB) art arda açıklamalarla İsrail’in kara harekâtını kınayarak, buna son verme çağrısı yaptılar.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, New York’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze kentini “sistematik olarak yok ettiğini” söyledi.
Guterres, yaklaşık dokuz yıllık görev süresi boyunca hiçbir çatışmada görmediği ölçekte şiddete sahne olan Gazze’de yaşanları “korkunç” olarak nitelendirdi, “Gerçek şu ki: Bu ahlaki, siyasi ve hukuki açıdan tahammül edilemez” ifadelerini kullandı.
Papa 14. Leo da bugün bir açıklama yaptı. İnananları, “barış ve adaletin yakında doğması için” dua etmeye çağıran Papa, Gazze’de korku içindeki Filistinlilerin karşı karşıya olduğu koşulları ve topraklarını bir kez daha terk etmek zorunda bırakılmalarını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Papa, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını söyleyerek İsrail ile Hamas’a ateşkes çağrısı yaptı.
Kara harekâtı Filistin halkının hayatını nasıl etkiliyor?
İsrail, Gazze kentinin kontrolünü ele geçirerek Hamas’ı yenilgiye uğratmayı hedeflediğini söylüyor. Hamas, Batılı devletler tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor.
Ancak İsrail-Hamas Savaşının bölgedeki Filistin halkının hayatına etkisi tarif edilemez boyutta. İsrail’in tahliye emirleri ve bombardımanları nedeniyle yerinden edilenlerin sayısı hızla artmaya devam ediyor.
Hamas hâlâ güçlü mü? Kaç savaşçısı var?
Gazze savaşı, Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim 2023’te düzenlediği terör saldırıları sonrasında başladı. İsrail, Hamas’ı haritadan silme sözü vererek Gazze Şeridi’ne saldırmaya başladı. Şimdi de Netanyahu’nun planları doğrultusunda Gazze kentinin kontrolü ele geçirilmeye çalışılıyor.
İsrail’e göre Gazze kentinde yaklaşık 3 bin Hamas militanı bulunuyor.
King’s College London’dan (KCL) askeri uzman Marina Miron DW’ye verdiği röportajda, Hamas’ın bu kentteki varlığı ve çatışma yetkinliğini değerlendirmenin zor olduğuna işaret ediyor. Ancak Miron’a göre, halen Gazze kentini kontrol etmeye devam ediyor olması nedeniyle Hamas ile İsrail askerleri arasında sert çatışmalar yaşanacak.
İsrail’in harekâtında çok kan dökülebileceği endişesini dile getiren Miron, “Çünkü Hamas’ın kaybedecek hiçbir şeyi kalmadı” diyor, ayrıca kentteki yüksek katlı binalar ve dar sokakların Hamas’a taktiksel avantaj sağlayabileceğini de sözlerine ekliyor.
Savaş başlamadan önce Hamas’ın askeri kanadında, beş tugay ve 24 taburdan oluşan yaklaşık 30 bin savaşçının bulunduğu belirtiliyordu. İsrail ordusuna göre, bu savaşçıların 23 bini öldürüldü, 20 tabur yok edildi.
ABD merkezli Yahudi lobi grubu J Street ise 2 Eylül 2025 tarihli bir makalesinde, Hamas’ın önemli ölçüde zayıfladığını, paramiliter bir örgütten bir gerilla gücüne dönüştüğünü, ağır kayıplar verdiğine dikkat çekmekle birlikte 30 bin yeni savaşçı topladığını öne sürüyor. Ama aynı zamanda makalede, bunlarının çoğunun askeri eğitim almadıkları, savaşma yetkinliklerinin sınırlı olabileceğine işaret ediliyor.
İsrail’in harekâtı Hamas’ın elindeki rehineleri nasıl etkiler?
İsrail’in kara harekâtı, Hamas’ın elindeki rehinelerin de hayatını riske atıyor.
İsrail ordusu tarafından öldürülen Hamas’ın askeri kanadının sözcüsü Ebu Ubeyde, İsrailli rehinelerin Hamas savaşçıları ile birlikte “savaş bölgelerinde” tutulduğunu açıklamıştı. Savaş bölgeleri ile Gazze kenti kastediliyor.
BM’nin İşgal Altındaki Filistin Toprakları Özel Raportörü Francesca Albanese de rehinelerin hayatının kara harekâtı nedeniyle tehdit altında olduğunu söylüyor. Albanese, Cenevre’de düzenlenen BM basın toplantısında “Gazze’nin son kalıntılarını ele geçirmek için devam eden saldırı, sadece Filistinlileri değil, İsrailli rehineleri de tehlikeye atacak” uyarısında bulunuyor.
İsrailliler kara harekâtı hakkında ne düşünüyor?
Hamas’ın elindeki rehinelerin İsrail’deki yakınları endişeli. Rehine Aileleri Forumu, İsrail’in operasyonunu genişlettiğini duyurması üzerine yaptığı açıklamada “teröristlerin elinde 710 gece geçirenler için artık bu son gece olabilir” ifadeleriyle öldürülmelerinden duyulan endişeye vurgu yaptı.
Ama sadece rehine yakınlarında değil, İsrail halkı genelinde de Gazze savaşı ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun planlarına tepki artıyor. Kitlesel protestolar düzenleniyor. Binlerce İsrailli Netanyahu’nun konutu önünde bir araya gelerek rehinelerin serbest bırakılması için Hamas ile anlaşma yapılmasını talep ediyor.
İsrail Demokrasi Enstitüsü’nün (IDI) son anketlerine göre, İsrail nüfusunun yaklaşık üçte ikisi, çatışmaların durdurulması ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesi karşılığında tüm rehinelerin serbest bırakılmasını öngören bir anlaşmayı destekliyor.
IDI anketinin sonuçlarına göre İsrailliler Filistinlilerin ne yaşadığından çok, öncelikle rehinelerin ve kendi askerlerinin kaderiyle ilgileniyor.
Arap dünyası ne yapıyor?
Arap dünyası İsrail’e öfkeli ama oldukça ihtiyatlı bir tutum sergiliyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği ülkelerinin liderleri hafta başında Katar’daki olağanüstü zirvede bir araya gelerek İsrail’in Hamas üyelerini vurma iddiasıyla Katar’ı hedef alması ile tırmanan gerilimi masaya yatırdı.
Zirvede liderler İsrail’e yönelik çok sert açıklamalar yaptılar. Hatta Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad al Sani İsrail’i soykırım yapmakla suçladı. İsrail bu suçlamaları reddediyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ise İsrail’i “hasım” olarak nitelendirdi.
Bu sert açıklamalara rağmen somut bir eylem kararı alınmadı. Sonuç bildirgesinde, “İsrail’in Filistin halkına karşı eylemlerini sürdürmesini engellemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemlerin alınması gerektiği” vurgulanıyor.
Ayrıca, tüm devletlerin İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerini gözden geçirmesi, İsrail’e karşı yasal işlem başlatması gerektiği belirtiliyor.
Konrad Adenauer Vakfı’nın (KAS) Körfez Ülkelerinden Sorumlu Programının Başkanı Philipp Dienstbier, DW’ye verdiği röportajda, devletlerin münferit olarak daha ileri adımlar atma hakkını saklı tuttuklarına dikkat çekiyor.
Dienstsbier, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in birkaç yıl önce İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için İbrahim Anlaşmalarını imzaladıklarını anımsatıyor, “Her ikisi de bu anlaşmaları ne pahasına olursa olsun ayakta tutmaya çalışmayacaktır” diyor.