enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
14:34 Cumhurbaşkanı Erdoğan Kuveyt, Katar ve Umman’ı ziyaret edecek
13:54 CHP’li marjinal gruplar, CHP Kocaeli İl Kongresi’nde Gazeteci Erdal Sertel’e saldırdı…
12:41 Bursa’nın Su Güvenliği Yağmuru Bekler Duruma Neden Düştü?
07:46 Sözde soykırım destekçisini savunmaya çalışan Don Kişot’un hezeyanı!
07:01 Dış Bakış Dergisinin “KIBRIS” Özel Sayısı Yayında
00:01 Körfez’de Taşlar Yerine Oturmaya Başlıyor!
07:57 Ambulansa yol vermeyen sürücülere ağır cezalar geliyor
07:43 Sıfır Atık Vakfı Onursal Başkanı Emine Erdoğan, “Sıfır atık kararı artık bir Birleşmiş Milletler politikasıdır”
07:41 Yüksek Seçim Kurulu, CHP’nin 39’uncu Olağan İstanbul İl Kongresinin devamı yönünde karar verdi
07:25 46 yıl önce kahpe ASALA tarafından öldürülen Ahmet Benler Bill Gates olabilirdi…
07:24 Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu, gelecek hafta son toplantısını yapacak.
23:36 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “(Filistin’de) İki devletli çözüm hayata geçerse biz burada fiili garantör olma sorumluluğunu almaya hazırız”
23:24 Türkiye’nin 17. “İyilik Gemisi”nden indirilen insani yardım malzemelerinin bir kısmını taşıyan 25 tır, Refah Sınır Kapısı’na doğru yola çıktı.
10:41 Gazze Görev Gücü’ne katılarak insani yardım faaliyetlerine gönüllü destek vermek isteyen vatandaşlar, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) başvurdu…
10:17 Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, “Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı (2025-2028)” Resmi Gazete’de yayımlandı.
09:27 Eski tip ehliyetler 1 Kasım’da geçerliliğini yitirecek
09:06 Gıda sevkiyatı kadar  temiz su temini de acil!
08:44 Kuzey Kıbrıs’ta kritik seçim: İki devlet mi, federasyon mu?
07:57 Moskova ve Şam geçmişi geride bırakıp ilişkilerini yeniden tesis ediyor
07:55 Gaziantep mutfağının eşsiz lezzetlerinden biri olan soğan kebabı, özellikle sonbahar ve kış aylarında artan talep ile dikkat çekiyor.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Yenidoğan Çetesi” Skandalı ve Özel Hastaneler

“Yenidoğan Çetesi” Skandalı ve Özel Hastaneler
A+
A-

Çok doğaldır ki İnsanın en duyarlı olduğu konu sağlığıdır. “İnsanın hayatı sevmesi, fakat ölüme mahkûm olması, doktorları daima hatırı sayılır insanlar yapacaktır.”(La Bruyére) sözü de bunu doğrulayan bir saptamadır. Bu yüzden insanın sömürüye ve suiistimale en açık yönü sağlığıdır. Doktorların ünlü Hipokrat yemini, insan sağlığının sömürü ve suiistimal konusu yapılmamasını güvenceye almak istemiş ve tüm dünyada doktor adayları bu yemini ederek göreve başlamışlardır. Ama başka alanlarda yapılan birçok yemin gibi bu yemin de gerektiği ölçüde tutulmamıştır. Sonuç, birçok doktorun çabuk ve çok zengin olma uğruna insan sağlığını kolayca feda etmesi olmuştur. Hasta/hasta yakını ile doktor/hastane arasında ortaya çıkan ihtilafların, kavgaların, davaların çoğu bu yüzdendir.

Son günlerde Türk kamuoyunu derinden sarsan ve ülke gündeminin ilk sıralarını işgal eden “yenidoğan çetesi” olayı, özel hastanelerin suiistimale her zaman açık olmasının yol açtığı en büyük skandaldır. Türk özel hastaneleri işleyiş ve dürüstlükleri konusunda hiçbir zaman vatandaşa güven verememiştir. Tam tersine ülkemizdeki özel hastaneler, devlet hastanelerinden istediği zamanda ve hızda hizmet alamadığı için kendisine zorunluluktan dolayı başvuran vatandaşların/hastaların büyük çoğunluğunda, “Acaba aldatılacak mıyım, sömürülecek miyim?” tereddütlerine neden olmuştur.

Elbette çok sayıdaki özel hastane arasında işini düzgün, etik kurallara uygun olarak yapanlar da bulunmaktadır. Ama bunlar istisnadır. Çoğunluğu hastayı bir şekilde sömürme derdindedir. “Yenidoğan çetesi” facia çapında bir skandal olduğu için bu kadar gürültü koparmıştır. Yoksa özel hastanelerin kendilerine başvuran hastaların tedavilerini uzatması, çoğu zaman gereksiz tetkikler, tahliller istemesi, bunların da astronomik rakamlara mal olması sebebiyle hasta ve hastane arasında sürtüşmeler, kavgalar hep var olan bir durumdur. Özel hastanelerin baktığı SSK kapsamındaki hastalar için devletten daha fazla para alabilmek amacıyla verilen hizmetin bedelini normalden çok daha yüksek gösterdiği, hatta hiç verilmemiş hizmeti verilmiş gibi gösterdiği de çok görülmüştür.

Yıllar önce tanınmış bir tıp adamı Türkiye’de doktorların hastalardan istediği tetkik ve tahlillerin yüzde 70-80’inin gereksiz olduğunu söylemişti. Ama ülkemizde hastalar maalesef hem devlet hem de özel hastanelerde çoğu gereksiz tahlillere, tetkiklere, ultrasonlara, emarlara, tomografilere vb. yönlendiriliyor. Türkiye’de hastane bünyesindekiler dışında özel şahıslar ve şirketlerce işletilen çok sayıda tahlil, tetkik ve görüntüleme merkezleri bulunmaktadır. 20 yıl kadar önce İstanbul’un yalnızca Anadolu yakasında İngiltere’nin bütününde bulunandan daha fazla tomografi cihazı bulunduğu haberini okuduğumu o gün bu gündür hiç unutmadım. Elbette bu sağlıkta bir sömürü ve suistimal çarkının işlediğinin de bir kanıtıydı.

Bugün geldiğimiz bu yerde özel hastaneleri artılarıyla-eksileriyle, sevaplarıyla-günahlarıyla masaya yatırıp bundan sonrası için sağlam bir yol haritası çıkarmak kaçınılmaz olmuştur. Bu harita üzerindeki en önemli işaretlerinden biri, özel hastanelerin devlet desteğine dayanmadan ayakta durabileceklerinin güvencesini verebilmeleriolmalıdır. Bir özel hastane rolünü/görevini yapabilmek için ümidini şu veya bu ad altında devletten tahsil edeceği paralara bağlıyorsa onun bu ülkede işbaşı yapma şansı olmamalıdır. Türkiye’de bileğinin gücüyle kurulan ve sağlam bir şekilde işlevini yerine getiren hastaneler vardır ve bunlar da devletle anlaşmalı değillerdir.

Tam beş yıl önce “Özel Hastane Enflasyonu” başlığı ile yazdığımız bir yazıda sorduğumuz,“Bir ülkede ne kadar nüfusa ne kadar hastane gereklidir? Bunun ne kadarı devlet ne kadarı özel hastane olursa optimaldir? Gelişmiş ülkelerde özel hastanelerin devlet hastanelerine ve ülke nüfusuna oranı nedir?” (Cumhuriyet, 18.09.2019) şeklindeki sorunun da yanıtı doğru bir şekilde verilmelidir.

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.