Uyuşturucuya Karşı Sadece Operasyon Yetmez!
* TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency’n Ege Bölge Temsilcisi Gazeteci Gül KABACAOĞLU, “Uyuşturucuya Karşı Sadece Operasyon Yetmez!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
* İşte detayı!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Gazeteci-Yazar* Gül KABACAOĞLU
İZMİR, 30 ARALIK 2025
Son yıllarda Türkiye’de uyuşturucuya yönelik operasyon haberlerini neredeyse her gün okur hâle geldik. Tonlarca uyuşturucu ele geçiriliyor, binlerce kişi gözaltına alınıyor, büyük şebekeler çökertiliyor.

Elbette bu operasyonlar önemli. Devletin kararlılık göstermesi, güvenlik güçlerinin gece gündüz demeden çalışması takdire şayan. Ancak kendimize dürüst bir soru sormak zorundayız: Bu kadar çok operasyon yapılırken, uyuşturucu neden hâlâ bu kadar yaygın?
Bir yurttaş olarak, bir anne, bir kadın, bir insan olarak bu soruyu sormayı görev biliyorum. Çünkü mesele artık sadece suçla mücadele değil; mesele toplumsal bir çöküş alarmıdır.

Uyuşturucu artık sadece karanlık sokakların, belli semtlerin, belli grupların sorunu değil. Liselere kadar inmiş durumda. Üniversite gençliği risk altında. İşsiz gençler, umutsuz yetişkinler, hatta çocuklar… Uyuşturucu, çaresizliğin ve sahipsizliğin adresi hâline geliyor.
Bugün yapılan operasyonlar bize “sonuç” gösteriyor ama sebep hâlâ yerinde duruyor.
Neden bir genç uyuşturucuya yönelir?
Sadece meraktan mı?
Sadece kötü arkadaşlardan mı?
Hayır. Asıl neden; gelecek kaygısı, değersizlik hissi, ekonomik çıkmaz, psikolojik destek eksikliği ve aile içi kırılmalardır. Bir genç kendini ait hissetmiyorsa, dinlenmiyorsa, görülmüyorsa; uyuşturucu o boşluğu doldurur. En tehlikelisi de budur.
Operasyon haberlerinde rakamlar görüyoruz ama hikâyeleri görmüyoruz. O yakalananların kaçı tedavi edilecek? Kaçı rehabilitasyon sürecine alınacak? Kaçı yeniden aynı döngüye düşecek?
Cezaevleri bir çözüm mü, yoksa sadece bekleme odası mı?
Uyuşturucu ile mücadele sadece polisle, savcıyla, operasyonla olmaz.
Bu bir eğitim, sosyal politika, ruh sağlığı ve aile destek meselesidir.
Okullarda hâlâ yeterli psikolojik danışman yok.
Bağımlılık tedavi merkezleri yetersiz.
Aileler çoğu zaman neyle karşı karşıya olduklarını bile bilmiyor.
Bağımlı bireyler ise damgalanıyor, dışlanıyor ve yalnız bırakılıyor.
Oysa bağımlılık bir suçtan önce bir hastalıktır. Tedavi edilmezse yayılır. Görmezden gelinirse köksalar.
Elbette uyuşturucu ticareti yapanlara, bu zehri para uğruna yayanlara karşı en sert önlemler alınmalıdır. Buna kimsenin itirazı yok. Ama kullanıcıyı da aynı kefeye koyup sadece cezayla susturmak, sorunu halının altına süpürmektir.
Bugün yapılan her başarılı operasyon, eğer eş zamanlı olarak sosyal önlemlerle desteklenmiyorsa, yarın yeni bir operasyonun habercisidir.
Biz rakamlarla övünürken, bir evde bir anne sessizce ağlıyor olabilir.
Bir genç, “benim başka çarem yoktu” diyerek karanlığa sürükleniyor olabilir.
Uyuşturucu ile mücadele; umut üretmeden kazanılamaz.
Gençlere hayal kurabilecekleri bir gelecek sunmadan,
İnsanlara tutunacakları bir dal vermeden,
Ruh sağlığını lüks olmaktan çıkarmadan bu mücadele eksik kalır.
Ben bu ülkenin bir yurttaşı olarak, operasyonları destekliyorum. Ama aynı zamanda şunu söylüyorum:
Sadece yakalamak yetmez, iyileştirmek zorundayız.
Aksi hâlde bugün ele geçirilen her paket, yarın başka bir sokakta, başka bir çocuğun hayatında yeniden karşımıza çıkacaktır.
