enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
22:46 Aceleci Tepki Siyasetine Hapsolmak
22:21 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
22:11 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
22:02 TBMM Başkanı Kurtulmuş: İnanıyorum ki komisyonumuz tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecek
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:10 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
07:42 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
07:39 İslamofobi mi Yoksa İslam Düşmanlığı mı?
07:34 Rusya’da bilime ve akla yatırım
07:32 Mersin’de ünlüleri gençleştiren, şifa ve güzelliğin adresi: Getat uzmanı Dr. Işıl ÖZDEMİR!
07:20 İsrail ve Yunanistan bu gelişmeyi, sadece güvenlik değil, nüfuz mücadelesi açısından da kritik bir eşik olarak okuyor…
07:19 Devlet Bahçeli: Türkiye terör musibetinden kalıcı olarak kurtulacaktır
07:16 WWF’ten plastik kirliliğine karşı güçlü ve hukuken bağlayıcı bir küresel anlaşma çağrısı
07:11 Doğu Türkistan’da neler oluyor? Doğu Türkistan sadece Doğu Türkistanlıların davası değil, Türklerin en büyük davası olması gerekiyor…
06:48 Bakan Uraloğlu: “Taşınabilir Elektronik Cihazlarla İlgili Uluslararası Kurallara Titizlikle Uyulması Gerekiyor”
06:35 Bakan Yerlikaya Suriye İçişleri Bakanı Hattab ile görüştü
23:24 Bakanlıktan, otel yangınıyla ilgili eski İş Başmüfettişi hakkında soruşturma izni
23:14 Milli İstihbarat Akademisi, İsrail ile İran arasındaki savaşı raporlaştırdı
23:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü
07:53 Trump’ın konuşlandırma emrinin ardından… Amerikan nükleer denizaltıları hakkında ne biliyoruz?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Ukrayna Krizinin Gölgesinde Putin’in Ziyareti

Ukrayna Krizinin Gölgesinde Putin’in Ziyareti
02.02.2022
A+
A-

NATO üyesi Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile aynı anda iyi ilişkiler içerisinde olmasını bu kriz ortamında ‘ciddi bir risk’ olarak görenler var. Ben aksi görüşteyim. Kanaatimce, Ukrayna krizinin seyri yakın bir dönemde Türkiye’nin diplomatik çabalarını önemli hale getiren bir noktaya gelebilir. Yakında gerçekleşecek Erdoğan’ın Ukrayna ve Putin’in Ankara ziyaretlerini bu şekilde görmekte fayda var.

Burhanettin Duran | Yazar | Kriter Dergi

Prof. Dr. Burhanettin DURAN, SETA Genel Koordinatörü

ABD ve NATO, Ukrayna krizinde geri adım atmadı. NATO’nun açık kapı politikasına sahip çıkarak “Ukrayna’nın hiçbir zaman NATO üyesi yapılmaması” yönündeki Rus talebini reddetti. Kamuoyuna açıklanmayan Amerikan yazılı cevabında önerilen “diplomatik çözümün” tam olarak ne olduğu ve Rusya’nın tepkisinin mahiyeti merak konusu.

Kremlin Sözcüsü Peskov, cevabın Rusya’nın temel güvenlik endişelerini hesap etmediğini ancak ABD ile diyaloğun devam edeceğini söyledi. Kremlin, Rusya ve Batı arasındaki gerilimi Soğuk Savaş dönemine benzetmekte de beis görmüyor. Bir kez daha top, Rus lider Putin’in sahasında.

2021 baharında olduğu gibi gerilimi düşürecek mi, yoksa Donbas’taki ayrılıkçılar üzerinden gerilimi yeni bir safhaya taşıyacak mı?

Ya da “Küba ve Venezuela hamlesi” tehdidini gerçekleştirerek Soğuk Savaş dönemi gibi büyük-uzun vadeli bir gerilimi tercih edecek mi?

ABD ve NATO ile Rusya arasındaki yazışma trafiği devam ederken dün Kremlin Sözcüsü Peskov, Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetini kabul ettiği, Kovid durumu ve programı uygun olduğunda Türkiye’ye geleceği açıklamasını yaptı.

Kuşkusuz Putin’in Ankara ziyareti çok boyutlu düzlemde enerji ve savunmadan Suriye’ye kadar ikili ve bölgesel ilişkileri içerecek.
Ancak Erdoğan’ın şubat başında Ukrayna’ya gideceği ve Putin ile Zelenski’yi bir araya getirme fikrini birkaç kez seslendirdiği hatırlandığında “Acaba mevcut krizde Türkiye devreye mi giriyor?” sorusu akıllara geldi.

Türkiye Ne Zaman Devreye Girer?

Putin için Ukrayna krizinin öncelikle ABD ve NATO ile büyük pazarlık meselesi olduğunu biliyoruz. Bu yüzden Putin, mevcut gerilimi bir süre daha devam ettirmekte fayda görürse Erdoğan ile Ukrayna krizini kapalı kapılar ardında konuşmayı tercih edebilir. Ancak Zelenski ile Türkiye’de bir araya gelmeyi ise ABD ile yürüttüğü diplomasinin seyrine göre kabul edebilir.

Kriz yönetimi açısından bakıldığında başta Putin’in eli daha güçlü görünüyordu. Ancak Moskova’nın maksimalist taleplerini ABD ve Avrupa’nın kabul etmesi de mümkün değildi. Nitekim Biden yönetimi mevcut krizle ABD’nin küresel liderlik iddiasının test edildiğinin farkında.

Doğalgazda Rusya’ya bağımlılığı sebebiyle Almanya orta yolcu bir tavır alıyorsa da Batı ittifakı Rusya’yı yatıştırma yolunu seçmek istemiyor.

Bir yandan en ağır ekonomik yaptırım tehditleri yapılıyor, diğer yandan Ukrayna’ya silah yardımı devam ediyor.

Zaman geçtikçe NATO içerisinde konsolidasyon artıyor. Ukrayna işgale direnme konusunda kararlı. Baltık ülkeleri ve Doğu Avrupa da “Rus tehdidinden” daha fazla ürker konumda. Donbas’taki ayrılıkçıları zaten destekleyen Rusya’nın “küçük işgal” yoluyla elde edecekleri ile bunun sonucunda kaybedeceklerine dair iyi bir hesap yapması gerekiyor.

Erdoğan da ısrarla Putin’e bunu hatırlatıyor: “Rusya’nın Ukrayna’ya silahlı bir saldırı ve işgal yoluna gitmeyeceğini temenni ediyorum. Zira böyle bir adım ne Rusya için ne de bölgemiz için akılcı bir hareket olamaz… Rusya’yı dinlemeye ve varsa makul güvenlik kaygılarını gidermeye yönelik anlamlı bir diyaloğa da ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Rusya’ya da bazı taleplerinin niye kabul edilemez olduğunu anlatmamız lazım ve bu yönde de bir diyaloğun NATO’nun Rusya tarafından daha iyi anlaşılmasını veya anlatılmasını sağlayacağına inanıyorum.”

Batı ile Rusya Arasında Kalmak mı?

Erdoğan’ın lider diplomasisi Rusya’nın hem güvenlik kaygılarını giderme hem de taleplerinin kabul edilemezliğini gösterme amacı taşıyor. NATO girişiminin başarılı olmasını dileyen Erdoğan, çarşamba akşamı NTV yayınında Türkiye’nin krizdeki pozisyonunu daha da netleştirdi: “Türkiye, NATO müttefiki olmanın yükümlülüklerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yerine getirmeye devam edecektir.”

NATO üyesi Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile aynı anda iyi ilişkiler içerisinde olmasını bu kriz ortamında “ciddi bir risk” olarak görenler var. Ben aksi görüşteyim. Kanaatimce, Ukrayna krizinin seyri yakın bir dönemde Türkiye’nin diplomatik çabalarını önemli hale getiren bir noktaya gelebilir. Yakında gerçekleşecek Erdoğan’ın Ukrayna ve Putin’in Ankara ziyaretlerini bu şekilde görmekte fayda var.

[TÜHA Haber Ajansı, 02 Şubat 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.