Türkiye’nin Mavi Vatan kararlılığı

TÜHA HABER / AKŞAM Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kararlılığının eksilmeden sürdüğünü belirterek, bugünlerde Yunanistan ile müzakere yapılacağına dair açıklamaların esasının, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki, haklarının müzakeresine yönelik olmadığını, iki ülke arasında, Ege odaklı sorunlara ilişkin 2002-2016 yılları arasında sürdürülmüş olan istikşafi denilen ve 60 tur yapılan görüşmelerin kaldığı yerden devam ettirilmesine dayalı olduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, kaleme aldığı ‘Türkiye’nin Mavi Vatan kararlılığı‘ başlıklı yazısını değerlendirerek, “Yunanistan ve arkasındaki güçler, Doğu Akdeniz’e dayalı rahatsızlıklarını masaya getirebilirler ama bu noktada esas olan Türkiye’nin tavrıdır. Türkiye’nin tavrı nettir ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz konusunu müzakere etmeyecektir. Zira Yunanistan doğrudan Doğu Akdeniz’e taraf değildir ve olamaz” dedi.
“Yunanistan’ın; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) üzerinden bugüne değin oldubittilere dayalı yaptığı hamleleri de nafiledir. Ne coğrafi gerçeklik, ne hukuk ona haklılık kazandırmaz” diyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığının koordinatlarını belirleyerek, 18 Mart 2019 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) bildirdiğini, buna dayalı olarak, ayrıca Libya ile deniz yetki alanlarını da karşılıklı saptayarak, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) mutabakatını da imzaladığını söyledi.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Ayrıca; tüm denizlerindeki coğrafi gerçekliğe ve hukuka uygun bir şekilde ve hiçbir kıyıdaş ülkelerin hakkını, hukukunu zedelemeyen Mavi Vatan haritasını da oluşturmuştur” ifadesini kullandı.
“Her şey çok açıktır. Türkiye’nin 462 bin km2’lik Mavi Vatan’ı, karadaki vatan toprağının devamıdır. Bir karış toprağının değeri neyse, bir damlası da aynı kıymettedir” diyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “Türkiye’nin Mavi Vatanını müzakereye açması demek, İstanbul, İzmir, Antalya’yı müzakereye açması anlamına gelir ki, bu durum doğal olarak asla düşünülemez” dedi.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Türkiye’ye yönelik şu sıralarda diplomasi trafiğinin artmasının, Türkiye için; sahada gösterilen aynı kararlıkla diplomasiye de alan açılmasına imkan tanımak anlamına geldiğine dikkat çekerek, “Sahadaki kararlılık neyse masadaki de odur. Türkiye sahadaki gücünü, masaya da yansıtacaktır. Zira haklılığı, diplomasideki gücüdür” ifadesini kullandı.
“NATO, AB, Yunanistan, Fransa, ABD ve diğerleri şimdi de diplomasi kulvarında mevzilenebilirler” diyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, bu mevzilenmede; sahada kıramadıkları kararlılığı, bu defa da masada deneyebileceğini açıkladı.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Ama inanıyoruz ki, bu muhtemel çabaları da nafile olacaktır. Türkiye sondaj-sismik arama filosuyla, Mavi Vatanında hidrokarbon arayışını da, sondajlarına da aynı inanç ve kararlılıkla devam edecektir” dedi.
Oruç Reis sismik araştırma gemisiyle, 3 bin 500 km2’lik alandan elde ettiği verilerin en güzel biçimde değerlendirileceğine inandığını ifade eden Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Yavuz sondaj gemisinin, Doğu Akdeniz’de ki sondajlarını sürdürmeye devam edeceğini ve bu konuda geri atmamızın söz konusu olmadığının altını çizdi..
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Siz bakmayın her zamanki asitli bünyelerin, diplomasi sürecini teslimiyet gibi gösterme çabalarına. Sömürgeci zihniyet sahada yaptığı sıkıştırmaları ve yıldırma çabalarını elbette masada da deneyecektir. Ama esas olan Türkiye’nin kararlılığıdır. Türkiye’nin kararlılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözlerinden yansıyanlardır; “Bir asır önce vatanımızı parçalamayı hedefleyen Sevr’i nasıl yırtıp atmışsak, bugünde Mavi Vatanı aynı kararlılıkla koruyacağız.” İşte kararlılığımızın kaynağı budur. Masadaki gücümüzde budur. Müzakeredeki ölçümüz de budur” diye kaydetti.
HABER : Ataner YÜCE
[TÜHA Haber Ajansı, 27 Eylül 2020]