enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:30 Cumhurbaşkanı Erdoğan: 15 Temmuz tarihimizin en kritik dönemeçlerinden biri oldu
23:08 Bakan Yerlikaya: “Türkiye Yüzyılı’nda ne FETÖ’ye ne de herhangi bir terör örgütüne asla geçit yoktur, olmayacaktır”
22:59 BAE Devlet Başkanı Al Nahyan Türkiye’ye geliyor
22:49 Dışişleri’nden İsrail’e Suriye tepkisi
22:37 Cumhurbaşkanı Erdoğan: FETÖ’cü alçaklar sonsuza kadar lanetle, nefretle hatırlanacak
19:32 LGS tercih süreci başladı
09:54 MHP Genel Başkanı Bahçeli: 15 Temmuz’da hainlerin başı ezildi
09:22 Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan “En Uzun Gece” destanının ilk temsili, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilecek.
09:06 İçişleri Bakanlığı, 15 Temmuz’da “Atatürk fotoğrafları yasaklandı” iddiasını yalanladı
08:58 Diyanet İşleri Başkanlığı, 15 Temmuz’u etkinliklerle anacak
08:44 FETÖ’nün hain darbe girişiminde neler yaşandı?
08:07 İstanbul ve Moğolistan Devlet üniversiteleri iş birliğinde yürütülen “Atlılar Kültürü” başlıklı arkeoloji kazı projesinin bu yılki ayağında çalışmalara başlandı.
07:37 Rezaletin de böyledi! Yurt dışından gelenlere dijital zulmü: Whatsapp bile kullandırılmıyor!
07:23 Marmara’da köpek balıkları ve vatozlar yeni yaşam alanları arıyor!
07:19 Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Başkanı Necmi Bulut, Haziran ayı dış ticaret verilerini değerlendirdi
07:09 Terörsüz Türkiye sürecinin en önemli aşamalarından birisi olan Meclis’te kurulacak komisyonu
07:07 Kartepe Belediye Başkanı Av. M. Mustafa Kocaman’dan Demokrasi ve Milli Birlik Vurgusu
00:29 FETÖ’nün hain darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti
23:01 KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, New York 5+1 Gayrıresmi Zirvesine katılmak için bugün New York’a gidiyor
08:56 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Ailesi, ‘Yaz Buluşması’ için Ankara’da bir araya geldi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Türkiye – Kuzey Kutbu ilişkilerine NATO gölgesi

Türkiye – Kuzey Kutbu ilişkilerine NATO gölgesi
25.05.2022
A+
A-

OSLO – TÜHA HABER / Ukrayna krizi, Arktik bölgesindeki dengeleri sarsmaya başladı. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini veto tehdidi ise Kuzey Kutbu’nda yankı buldu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, iklim değişimine bağlı olarak son yıllarda önemi giderek artan ve kısaca Arktik olarak adlandırılan Kuzey Kutbu havzasındaki işbirliğini de etkilemeye başladı.

Ukrayna’daki savaş, daimî üyelerini bölgeye doğrudan veya dolaylı biçimde sınır sekiz ülkenin (Rusya, ABD, Danimarka, Kanada, Norveç, İsveç, Finlandiya, İzlanda) oluşturduğu Arktik Konseyi bünyesindeki işbirliğini asgari düzeye çekmiş durumda.

TRT_Francais_680*100 banner

Konsey’deki işbirliği gerilerken Türkiye ise Arktik’te aktör olmak isteyen ülkeler arasında. Bölgede aktör olabilmek için ya merkezi Norveç’in kuzeyindeki Tromsø kentinde bulunan Arktik Konseyi’nde gözlemci statüsü elde etmek ya da bilimsel katılımla yol almak gerekiyor. Türkiye de gözlemci statüsü elde etmek için Konsey’e başvuruda bulunmuş, ancak bu başvuru 2015 yılında reddedilmişti.

Ankara’nın Arktik bölgesine ilgisini DW Türkçe’ye değerlendiren Arktik uzmanı Eda Ayaydın, Türkiye’nin başvurusunun reddedilmesinin salt siyasal gerekçelerden kaynaklanmadığı görüşünde. Tromsø kentindeki Arktik Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak görev yapan Ayaydın, “Bu politik bir karar mıydı? Bunu söylemek kolaya kaçmak olur. Konsey, iklim değişikliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı gündeminin ilk sıralarına koyuyor. Aynı zamanda yerel halkların haklarını geliştirmede önemli rol oynuyor. Bunun için de bilimi araç olarak kullanıyor. Arktik’te aktör olmanın birinci yolu çevre ve iklim değişikliği konularında tutarlı politikalar üretmekten geçiyor” diye konuştu.

Aynı zamanda Bordeaux Siyasal Bilimler Enstitüsü (Sciences Po) öğretim üyesi olan Ayaydın’a göre Türkiye’nin iklim değişimi ve çevre politikaları konusundaki bilimsel çalışmaları da yeterli değil. “Devam eden çalışmalar var ama bu çalışmaların bölgede görünürlüğü az” diyen Ayaydın, Türkiye’de bu çalışmaları yapan bilim insanlarını toplayan bir fon programı olması gerektiğine işaret etti. Böyle bir programdan Türkiye’nin herhangi bir yerinde Arktik bölgesi üzerine uzmanlaşan araştırmacıların yararlanması gerektiğini ifade eden Ayaydın, “Türkiye’nin Arktik bölgesine taahhüdü bilimsel olmalı. Yoksa hazırlıksız ve stratejisiz yapılan bir başvuru Türkiye’yi kuzeye taşımaz” şeklinde konuştu.

Arktik uzmanı Eda Ayaydın
Arktik uzmanı Eda Ayaydın Fotoğraf: privat

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri

Ayaydın, Türkiye’nin Konsey üyeleri İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine karşı çıkışının da Konsey’de şaşkınlık yarattığına dikkat çekti. Arktik Konseyi’nin günümüz konjonktüründe siyasallaşmakta olduğunu kaydeden Ayaydın, “Savaş ve politik etik nedeniyle bölgede bilimsel işbirliği durmuşken, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine karşı çıkışı Arktik bölgesi ile zaten yok denebilecek ilişkisini zedeler. Dahası, şu anda bölgede ambargo uygulanan Rusya’nın yanında yer alması da politikleşen Konsey’de yakın gelecekte geri kalan yedi devletten onay alıp kendine yer bulmasını zorlaştırır” görüşünü dile getirdi.

Ayaydın, sözlerini “Türkiye bir gün Arktik bölgesi ile ilgilenir ve Konsey ile ilişkilerini arttırmak isterse, 2022’nin savaş ortamındaki söylemiyle birlikte, çevre politikaları ve iklim değişimi etrafında bilime yaptığı yatırım belirleyici olacak” şeklinde sürdürdü.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurularının kabul edilmesi halinde, Arktik Konseyi’nin Rusya dışındaki daimî üyelerinin tamamı Kuzey Atlantik İttifakı ailesine katılmış olacak. Rusya gibi bölgeyi ticari ve siyasal çıkarları açısından olağanüstü önemli gören Çin de bu olasılığa kaygıyla yaklaşıyor.

Arktik denklemi değişiyor

Moskova ise Ukrayna’da başlattığı savaş yüzünden bölgenin diyalog ve işbirliği platformu konumundaki Arktik Konseyi’nde de yalnızlaşmaya başladı. Uzmanlar, buna rağmen, yaklaşık 21 milyon kilometrekarelik bir yüzeye sahip Arktik havzasında Rusya olmaksızın işbirliğinin manasız olacağı görüşünde.

Arktik Konseyi 1996’da imzalanan Ottawa Bildirisi ile kurulmuştu. Yüksek düzey bir forum niteliğindeki Konsey, Arktik devletleri arasında iklim değişikliği, çevrenin korunması ve sürdürülebilir kalkınma alanlarında iş birliği platformu olarak gösteriliyor. Konsey bünyesinde Arktik havzasındaki yerli halklar daimî katılımcı olarak temsil ediliyor. Aralarında Çin, Hindistan, Japonya, Singapur, Birleşik Krallık, Almanya, Fransa’nın da olduğu 13 ülke ise “gözlemci” statüsüne sahip.

Daimî üyeler dışında birçok ülkenin Arktik havzasına giderek artan ilgisi, iklim değişikliğine bağlı olarak buzulların erimesiyle bu bölgede yakın gelecekte ortaya çıkacak yeni hidrokarbon ve maden rezervleri, deniz taşımacılığı rotaları ve balıkçılık potansiyelinden kaynaklanıyor. Çin ve ABD’nin Grönland’a yönelik ilgileri, örneğin, buradan gelirken aynı zamanda ABD için Rusya’yı çevreleme bakımından jeostratejik önem de taşıyor.

Konsey, ağırlıklı olarak bölgede iklim değişikliği üzerinde çalışmalar yapıyor
Konsey, ağırlıklı olarak bölgede iklim değişikliği üzerinde çalışmalar yapıyor Fotoğraf: abaca/picture alliance

Bölge için “yeni bir jeopolitik ağırlık merkezi” tanımlaması yapılmakta.

Arktik’te güvenlik de gündem

Eda Ayaydın, Arktik Konseyi’nin başlıca özelliğini “bölgedeki iklim değişikliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı ele almak” şeklinde özetlemekle birlikte, Ukrayna krizinin dengeleri değiştirmekte olduğunu vurguladı:

“Konseyin bir diğer önemi de güvenlik konularını dışarıda bırakmaktı. Şubat 2022’ye kadar askeri güvenlik ve yüksek güvenlik endişeleri gündeme gelmedi. Ta ki Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline kadar. Savaşın başlamasından yedi gün sonra Konsey, çalışmalarını ve bilimsel olanlar da dahil bütün işbirliklerini askıya aldığını beyan etti.”

Kasaba Doktoru_680*100 banner

Ayaydın, geçtiğimiz günlerde Grönland’de bir araya gelen uzman politikacı, diplomat ve bilim insanlarının genel olarak bölgede Rusya olmaksızın işbirliğinin faydalı ve anlamlı olmadığı görüşüne sahip olduklarını da söyledi. Ayaydın, sözlerini “Kimi İskandinav ülkelerinden araştırmacılar Rusya’yı dışarıda bırakma görüşünü savundu, ancak Arktik’te hegemonyası oldukça hissedilen ABD, Arktik Konseyi dışında bir yapılanmaya karşı olduğunu ifade etti” şeklinde sürdürdü.

HABER : Kayhan KARACA

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle

[TÜHA Haber Ajansı, 25 Mayıs 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.