enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:13 Eski ehliyetlerini 1 milyon 799 bin 172 kişi yenileme işlemini yapmadı…
00:08 İstanbul’da, Afganistan ile Pakistan arasında Türkiye ve Katar’ın ara buluculuğuyla, ateşkese devam kararı alındı…
00:08 İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında, gözaltına alınan 5 şüpheliden 4’üne tutuklama talebi…
00:07 Yurt genelinde sıcaklıklar artacak
00:06 112 Acil Çağrı Merkezlerine 10 Ekim 2024-10 Ekim 2025 tarihleri arasında 96 milyon 919 bin 400 başvuru yapıldı…
00:06 Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) yapılan Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin açılışı,
00:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TRT’miz sorumlu yayıncılığın zeminini büyütüyor”
00:04 Kocaeli’nin Gebze ilçesinde çöken 7 katlı apartmanın yakınındaki bir bina daha tedbiren boşaltıldı…
00:03 İletişim Başkanı Burhanettin Duran, İsrail’in uyguladığı soykırıma karşı dünyanın sessiz kalmasını eleştirdi…
00:03 Bolu’daki otel yangını davasında karar açıklandı
00:02 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Şimdiden su konusunda çok ciddi tedbirler düşünmek zorundayız”.
00:01 Türkiye’nin yerli ve milli otomobil hayalini gerçekleştiren Togg, Avrupa’da ilk teslimatlarına başladı…
00:00 PFDK’dan 149 hakeme “bahis oynama” gerekçesiyle men cezası
01:38 Bakü, Gazze’ye askeri birlik gönderilmesi için BM kararını bekliyor
00:37 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’i resmi törenle karşıladı.
00:21 Hacıosmanoğlu: Hakemlik onur mesleğidir, bu onuru kirleten Türk futbolunda yer alamaz
00:20 Eski Mezopotamya’nın tarihini şekillendiren iki büyük nehir; Dicle ve Fırat.
00:10 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, İstanbul’da düzenlenen 18. Verona Avrasya Ekonomi Forumu’nda konuştu…
00:07 Trump, ABD’nin 30 yıl sonra ilk kez nükleer silah denemelerine başlayacağını açıkladı
00:07 Hollanda seçimlerinde, işçi partisinin kaybında Türkiye’nin rolü var mı?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Trump’tan Avrupa’ya Şok Tedavisi

Trump’tan Avrupa’ya Şok Tedavisi
20.02.2025
A+
A-

Trump’ın ilk döneminde Transatlantik ittifakının tehlikede olduğu mesajını almamakta ısrar eden Avrupa, geçtiğimiz hafta bu mesajın çok daha sert bir versiyonuyla karşılaştı. Ukrayna Savunma Kontak Grubu ve Münih Güvenlik Konferansı sırasında Trump yönetiminin yetkililerinin verdiği mesajlar, Ukrayna savaşının ötesinde Avrupa’nın kaderine etki edecek nitelikteydi. Avrupa, Trump’ın ilk dönemini sabrederek atlatmaya çalışırken Amerikan toplumundaki eğilimleri yeterince anlamamış ve bugünlere gerekli yatırımları yapmamış bir görüntü çiziyor.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

Avrupa Oyun Dışı

Trump’ın Putin’le görüşerek Rus tezlerine hak veren açıklamalar yapması, Ukrayna savaşında yeni bir döneme girildiğinin net mesajı oldu. Trump kampanya sürecinde bu savaşı hemen bitirebileceği yönünde vaatlerde bulundu. Zelenski’nin gördüğü ‘en iyi satış elemanı’ olduğunu söyleyerek Washington’ın verdiği milyarlarca dolarlık yardımı sorguladı. Amerikan basınına göre Trump şu aralar Ukrayna’nın nadir madenleri karşılığında güvenlik garantileri verme fikrine ısınmış görünüyor. Trump’ın karşılıksız yardımları hedef alarak seçim kazandığını ve bundan sonra da muhtemel bir anlaşmadan Batı’nın değil Amerika’nın karlı çıktığını ilan etmek isteyeceğini unutmamak gerekiyor.

Müzakerelerin Ukrayna ve Avrupa olmadan Amerika’yla Rusya arasında başlatılması, Trump’ın anlaşmanın ana hatlarını belirleyip dayatacağı korkularını artırmış durumda. Dışişleri Bakanı Rubio anlaşma aşamasında elbette Ukrayna ve Avrupa’nın masada olacağını söylese de Batılı liderlerin şu aşamada kritik bir rol oynayabileceklerini söylemek zor. Trump çok taraflı müzakereleri sevmiyor ve Amerika’nın kendi şartlarını dayatabilecek güce sahip olduğunu düşündüğünden birebir anlaşmaları tercih ediyor. Biden’ın aksine müttefiklerine karşı derin şüphe besleyen Trump’ın Avrupalıları oyun dışı bırakması şaşırtıcı değil.

Bu sürecin en önemli trajedisi Avrupa’nın figüran konumuna düşme ihtimali olacaktır. Fransa ve İngiltere Ukrayna’ya asker göndermeye hazır olduklarını ilan etseler de bu sinyali vermekte çok geciktiler. Biden’ın ‘Amerika geri döndü’ söylemine güvenerek Amerikan yardımının biteceği güne yeterli hazırlık yapmayan Avrupa’nın Ukrayna savaşını bitirmek için yeterlik diplomatik çabayı gösterdiği de söylenemez. Biden’ın ‘sonuna kadar destek’ politikası ve Putin’in savaş suçlusu olarak izole edilmesi yaklaşımı net bir stratejik hedeften yoksundu ancak Avrupalılar bunu dile getiremediler. Nihai barışın parametrelerini oluşturmadan Amerika’nın direksiyonda olmasına razı oldular.

Şok Tedavisi

Trump’ın Amerika’sı ise Avrupa’ya işlerin artık eskisi gibi gitmeyeceğini net biçimde söylüyor. Ukrayna’dan NATO’nun genişlemesine, ticaretten aşırı sağ siyasetin yükselişine kadar birçok meselede Avrupa Amerika’nın Trump 2.0 versiyonuyla yüzleşmek zorunda. Avrupa’nın kaderine stratejik etkisi olacak müzakerelerin bir Avrupa başkenti yerine Riyad’da başlayacak olması da ayrıca ironik bir gelişme. Avrupa Ukrayna’yı gerçekten kendi jeopolitik hayatta kalma mücadelesinin bir parçası görüyorsa, bunu Amerika olmadan yapmayı öğrenmek zorunda. Amerika’nın 2. Dünya Savaşı’ndan beri stratejik yönelimini belirlemeye alıştırdığı Avrupa’nın acilen strateji üretme genlerini bulup güçlendirmesi gerekiyor.

Öte yandan ilk döneminde Kuzey Kore ve İran gibi meselelerde istediği başarıyı sağlayamayan Trump’ın Ukrayna meselesinde başarılı olacağının garantisi olmadığını hatırlamak gerekiyor. Rusya’nın toprak kazanımlarının tanınması ve Ukrayna’nın NATO üyeliği ihtimalinin sona erdiği bir anlaşma Putin’in zaferi olarak okunabilir. Trump ise asıl kazananın Amerika olduğunu ilan etmek isteyecektir ve anlaşma detaylarından bağımsız olarak bunu yapacaktır. Müzakere sürecinde detaylara girildiğinde başlangıçtaki yüksek retoriğin yerini daha makul anlaşma maddelerini bırakması şaşırtıcı olmayacaktır. Yani Trump herhangi bir anlaşmayı kendi retoriğine uymasa da başarı ilan edecektir ancak Amerika’nın Ukrayna’yı zorlayacağı tavizlere rağmen tarafların anlaşamaması da ihtimal dahilinde.

Bu aşamada Avrupalılar barış formülünü şekillendirmek yerine müzakereleri zamana yayma ve Trump’ın vermeye hazır olduğu tavizleri engelleme stratejisine yönelirse yeni bir hata yapmış olur. Avrupa’nın, Trump’ın Batı ittifakının temellerini yerinden oynatan söylem ve politikalarının geçici olmadığını ve Amerikan halkı nezdinde ciddi karşılığı olduğunu anlaması gerekiyor. Bir sonraki Biden’a kadar sabretmek de gerçekçi bir opsiyon değil. Avrupa, uluslararası güvenlik ve askeri meselelerde kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmek zorunda. Bu mecburiyet, sadece Trump yönetiminin Avrupa’ya uyguladığı şok tedavisinin bir sonucu değil aynı zamanda halihazırdaki jeopolitik dengelerin bir dayatması olarak kabul edilmeli.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.