Trump’ın İkinci Döneminin Erken Sonuçları

* İkinci Trump dönemi bugün resmi olarak başlıyor. Seçilmesinden bu yana Trump’ın ikinci döneminde, nasıl bir ulusal ve küresel siyaset izleyeceği uzun süre tartışıldı.
* Bu iki aylık geçiş döneminde Trump ve adamlarının açıklamaları, dört yıllık görev süresinde dünyayı nelerin beklediği ile ilgili erken sayılabilecek sonuçlar ortaya çıktı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce Türkiye’nin saygın, güvenilir Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, “Trump’ın İkinci Döneminin Erken Sonuçları” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Doç. Dr. MİŞ, daha göreve gelmeden Trump’ın, Grönland ve Panama Kanalı’nı ele geçirmek istediğini açıkça söylediğini belirterek, Kanada’ya, ABD’nin bir parçası olması için baskı uygulamaya başladığını söyledi.
İkinci döneminde Trump’ın, güvenlik, yeni enerji kaynaklarına ulaşma, değerli madenlere sahip olma ve tedarik zincirleri için lojistik hatları kontrol etme noktasında yayılmacı bir politika izleyeceğinin aşikar olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Nebi MİŞ, Trump’ın yeni yayılmacılık konusundaki tavrının ciddiye alınması gerektiğini ilk hamlelerinin net biçimde gösterdiğini ve Soğuk savaş döneminde, dünyanın ideolojik olarak iki kutba ayrıldığını hatırlattı.
Doç. Dr. MİŞ, “Tanımlanan ideolojik düşmanla ikiye bölünmüş dünyada mücadele, ABD için daha kolaydı. Trump ve en yakın adamı Elon Musk, eskinin bir benzerini kendi müttefikleri arasında da yeni bir bölünme hattı oluşturmak için kullanıyor” dedi.
Trump ve Musk’ın, kendisi ile uyumlu olmadığını düşündüğü seçilmiş liderleri devirmeye yönelik çağrılar yaptıklarını ifade eden Doç. Dr. Nebi MİŞ, şunları söyledi:
“Musk, Avrupa aşırı sağını açıkça destekleyen bir kampanya yürütüyor. ABD siyaseti açısından, ülke içi siyasetlere müdahale ederek, kendi çıkarlarına göre iktidarları dizayn etmeleri yeni bir politika değil. Eskiden askeri darbeler ve iç karışıklıkla bunlar yapılırdı. Bazı yerlerde buna demokrasinin teşviki denirdi. Şimdi Trump eski yöntemleri güncelliyor. Kozlarını açık oynuyor. Avrupalıların kafası bu anlamda karışmasın . Kendilerinin içinde olduğu Batılı güçlerin, batı dışı ülkelerde yıllardır yaptıklarını, Trump ve Musk Avrupa’nın kendi içine taşıyor. Kampanyasında Trump, “savaşları bitireceğim ” demişti. Görevi teslim almadan İsrail-Filistin savaşının durdurulması için baskı yaptı. Şimdilik ateşkes mutabakatı sağlandı. Sırada, Ukrayna-Rusya savaşı var. Trump’ın bu savaşları durdurması, barışçıl ve adaletli bir dünya istediği için değil. Güç üzerinden zorlayıcı bir diplomasi ile kendi ülkesinin çıkarlarını yeniden dizayn etme amacının bir tezahürü”.
Trump’ın, Ukrayna- Rusya savaşını bitirerek, bu savaşla meşgul olmayan bir Avrupa’yı “bir şekilde” yanına alıp Çin ile özel ilgilenmek istediğini belirten Doç. Dr. MİŞ, Çin’in, ABD için giderek daha zorlu ve agresif bir rakip haline geldiğini ve Çin’den yapılan ithalata yüzde 60 gümrük vergisi getirme sözü verdiğini hatırlattı.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, ABD’nin müttefikleri de dahil, dünyanın birçok ülkesinin Çin ile derin ticari ilişkileri bulunduğunu, dolayısıyla Trump’ın, Çin’i ticaret konusunda geriletmek için yeni bir blok oluşturmak istediğini ifade etti.
Trump’ın, teknoloji ve yapay zeka konusunda yaşanan rekabeti, yeni bir silahlanma yarışı olarak gördüğünü kaydeden Doç. Dr. MİŞ, şöyle devam etti:
“Çinli sosyal paylaşım platformu TikTok, ABD’de yasaklandı. Trump, bu şirketin ABD’ye satılması için 90 gün süre verdi. Trump, ABD ile Çin arasındaki yapay zeka rekabetini “dünyayı değiştirecek bir yarış ” olarak tanımladı. Bundan dolayı Trump, Amerikan teknoloji ve finans dünyasının patronlarının bazılarını yönetimde etkin yerlere getirdi. Biden veda konuşmasında, Amerika’da “yeni bir oligarşinin ” ve “teknoloji-endüstriyel kompleksinin yükselişi ” konusunda endişeli olduğunu vurgulasa da, Trump -Putin’in yeni Rusya’nın inşasında kendi oligarkları ile yol yürümesine benzer şekilde- teknoloji şirketlerinin genç patronları ile güçlü bağlar kuruyor”.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, bu genç tekno-oligarkların yeni bir dünya, toplum ve siyaset tasavvurları olduğunu, geleneksel devlet müdahalesini ve bürokrasiyi sevmediklerine vurgu yaparak, sermayenin ve teknolojinin belirleyici olduğu bir dünyada ulus devletlerin kontrolüne tabi olmak istemediklerini aktardı.
“Trump, Ortadoğu’da İsrail-Filistin savaşını bitirip, ilk döneminde hayata geçirmeye çalıştığı İbrahim Anlaşmalarını tekrar gündeme alacak” diyen Doç. Dr. MİŞ, “Körfez ülkeleri ile İsrail’in ilişkilerini normalleştirmeyi önceleyecek. Ortadoğu politikasının merkezini ise İran’a maksimum baskı politikası oluşturacak” dedi.
Trump’ın ikinci iktidar döneminde Türkiye ile ilişkilerin seyrini etkileyecek birçok başlığın da olduğunu dile getiren SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi MİŞ, Trump döneminde lider diplomasisinin belirleyici olması, en azından Türkiye’nin -terör örgütleri ile mücadele başta olmak üzere- birçok konuda endişe ve önerilerinin dikkate alınmasını mümkün kılacaktır” ifadesini kullandı.
Doç. Dr. MİŞ, Ticaret ve savunma gibi konularda daha hızlı iş birliğinin, bölgesel meselelerde ise koordinasyonu önceleyebilen bir ilişki biçimi gelişebileceğini belirterek, bunun yanında, İsrail sorunu gibi bazı konularda da ayrışmanın yaşanmasının ihtimal dahilinde olduğunu hatırlattı.
Doç. Dr. Nebi MİŞ, sözlerini şöyle noktaladı:
“Trump’ın ikinci döneminde, uluslararası ilişkilerin yerleşik işleyişi, ticaretin kuralları, uluslararası kurumların işlevi ve yetkinliği, enerji, iklim, göç, seyahat ve vatandaşlık hakları, sağlık, devlet yardımları ve bireysel hak ve özgürlükler gibi birçok başlıkta farklı bakış açıları birbiri ile çatışacak. Yeniden konumlanmalar toplumlarda ve siyasetlerde bölünmeleri derinleştirecek”.