enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:48 SPD Başkanı Yıldız : Kuruyan Göllerimiz ve Kesilen Sularımızın Nedeni Benzer !
23:02 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sahte diploma soruşturmasına ilişkin, yargı sürecinin devam ediyor
22:33 Bakan Tunç: Kamu hizmetlerinin güvenliği hayati önemdedir
22:22 Kocaelispor lig için olumlu sinyaller veriyor!
21:54 TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency, Nevşehir Kültür Yolu Festivali’nde
07:26 Aceleci Tepki Siyasetine Hapsolmak
07:25 Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), faaliyete geçtiği günden bugüne yapılan 52 bin 749 başvurudan 50 bin 770’ini sonuçlandırdı…
07:15 Gazeteci Veysel KAVRAYAN’dan Türkiye Kültür Yolu Festivali’den notları!
07:13 Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…
07:11 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
07:07 Nazım Hikmet Yaz Kampı’nın 10’uncusu Tamamlandı: Gençler Büyükada’da Buluştu
07:02 TBMM Başkanı Kurtulmuş: İnanıyorum ki komisyonumuz tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecek
07:00 Azerbaycan ve Ermenistan Barış Görüşmeleri : Abu Dabi
07:00 Kocaeli Ticaret Odası’dan (KOTO), Mobilya Sektörü’ne yönelik bilgilendirme ve istişare toplantısı
06:55 Sahte Diplomalı Akademi: Türkiye’nin Çürüyen Liyakat Sistemi
06:26 İzmir’de bugünden itibaren su tüketiminin yoğun olduğu 11 ilçede planlı ve dönüşümlü su kesintilerine başlanacak…
22:21 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:10 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
07:42 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Suriyeli ve Afgan Sığınmacıları Nasıl Tartışmalıyız?

Suriyeli ve Afgan Sığınmacıları Nasıl Tartışmalıyız?
08.08.2021
A+
A-

Hem transit hem de hedef ülke olarak Türkiye, düzensiz göçü yönetmek için hangi entegre politikaların uygulanması gerektiğini tartışmak zorunda.

Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü

Düzensiz göç tartışması siyasi hayatımızın kalıcı bir unsuruna dönüşüyor. Ülkemizdeki 3.7 milyon Suriyelinin geleceği meselesine ek olarak şimdi de Afgan sığınmacı akını riski muhalefetin eleştiri gündeminde. Hem transit hem de hedef ülke olarak Türkiye, düzensiz göçü yönetmek için hangi entegre politikaların uygulanması gerektiğini tartışmak zorunda.

Sığınmacı yükü açısından dünyada en fazla elini taşın altına koyan bir ülke olarak Türkiye, bu meseleye çok aktif müdahale etmek durumunda. Nitekim 2016 sonrası Suriye’de üç operasyon yapmamızın ve İdlib’deki askeri varlığımızın sebeplerinden birisi PKK terör koridorunu engellemek ise diğeri de düzensiz göçü durdurmaktı. Şimdi de Afganistan-İran hattından gelebilecek göç dalgasının engellenmesi gerekiyor.

İster Taliban’ın yönetimi tümüyle ele geçirmesi durumunda ister İran’ın siyasi- ekolojik sorunları sebebiyle Türkiye’ye doğru hareketlenecek milyonlara karşı önlemler alınmalı. Sorunların kaynak ülkede çözümüne katkı, İran ile işbirliği ve sınırlarımızın etkin şekilde korunması ilk akla gelen önlemler. Türkiye’nin insani göç politikası uyguluyor olması yeni sığınmacılara kapı açması gerektiği anlamına gelmiyor. Zira etrafımızdaki bölgenin krizlerinden kaynaklanan düzensiz göç yükünü Türkiye, tek başına taşıyamaz.

Avrupa’ya Karşı Ortak Duruş Gerekli

Avrupa’nın bu yükü paylaşmakla ilgili önerdiği birkaç milyar euro sorunu çözme değil, kendi dışında tutma amaçlı. Afgan göçü ihtimaline karşı Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un “Eğer insanlar kaçmak zorundalarsa, herkesin Avusturya, Almanya ya da İsveç’e gelmesindense, Türkiye gibi komşu ülkeleri ya da Afganistan’ın güvenli bölgelerini kesinlikle daha doğru yer olarak görüyorum” demesi Avrupa’nın iflas etmiş “değer ve politika” dünyasına işaret ediyor.

Kurz’un yükü Türkiye’ye atma yaklaşımının kabul edilemezliği ortada. Nitekim Dışişleri Bakanlığı Sözcümüz Tanju Bilgiç’in “Türkiye’nin yeni bir göç dalgasını üstlenmeyeceğini” söylemesi hem Kurz gibi Avrupa siyasetçilerine uyarıdır hem de düzensiz göçle etkin mücadele anlamında kararlılık göstergesidir. Bu itibarla kapımıza dayandığı söylenen Afgan göçünü önlemek için acil tedbirlerin alınması gerektiği açık. Zaten Savunma ve İçişleri bakanlıkları da bu amaçla çalışmalarına ağırlık verdiler. Avrupa’nın gerçekten yük paylaşımı yapması için iktidar ve muhalefet ortak duruş göstermeli. CHP ve İP’nin iktidarı suçlamak için kullandığı “sahte Avrupa eleştirisi” komik kalıyor.

Gerçek “Beka Meselesi” Hangisi?

On yıldır ülkemizde yaşayan Suriyeli sığınmacılara gelince, bunların ne kadarının Türk toplumuna entegre edilebileceği ve ne kadarının ülkelerine geri döndürülebileceği konusu hayli karmaşık ve zorlu bir konu. Her şeyden önce sığınmacıların dönüşünün gönüllü, güvenli ve sürdürülebilir olması gerekiyor. Bazı popülist-ırkçı yaklaşımların söylediğinin aksine zorla göndermek mümkün değil. Sözgelimi Esad rejiminden kaçanları Esad ile anlaşsanız bile zorla gönderemezsiniz. Şu iyi anlaşılmalı: Düzensiz göç ile mücadele siyasetin ortak meselesi.

Yakın vadede hızlı ve kesin çözüm yok. Bu yüzden kısa, orta ve uzun vadeli şekilde bir politika yürütülmeli. Muhalefetin konuyu ideolojik-popülist düzleme çekmesi ise hayli sıkıntılı bir durum. Daha açık söyleyeyim, ülkemizdeki ekonomik sorunlarla sığınmacıların varlığını bir araya getiren ırkçı-faşist dil, Türk demokrasisini zehirler. Yabancı düşmanlığını körükler.

Sorunu çözülemeyecek hale getirdiği gibi yeni sorunlar, yeni toplumsal fay hatları üretir. İşin özü, 2023 seçimlerinde kullanmak üzere CHP ve İP’in Suriyelileri muhalif-popülist bir söylemin merkezine oturtmasını hayli tehlikeli buluyorum. Bolu Belediye Başkanı’nın ayrımcı dili sadece bir işaret. Düzensiz göç ciddi bir sorun, muhalefetin bu konudaki sorumsuz popülizmi ise bir “beka” meselesi.

[TÜHA Haber Ajansı, 08 Ağustos 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.