* Sandıktan çıkan sonuçlar bize seçmenin geçim sıkıntısıyla sandığa gittiğini gösteriyor.
* Yüksek gıda ve kira enflasyonu altında sıkıntı çeken dar gelirli kitleler ve geçmiş yılların kazanımlarını kaybetmekle karşı karşıya kalan orta sınıflar hükûmete bir mesaj verdi.
* Ancak mesele sadece ekonomi değil, kültürel eğilimler ve yeni şehirli demografinin siyasetten beklentilerini de göz ardı edemeyiz.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
STAR Gazetesi’nden köşe yazarı Doç. Dr. M. Yalçın YILMAZ, “Sandıktan ders almak” başlığıyla kaleme aldığı yazısında, mevcut tablonun DEM’le beslenen Cumhuriyet Halk Partisi için bir iktidar bileti olmadığına dikkat çekiyor.
Yazarı M. Yalçın YILMAZ yazısında, şunları aktarıyor:
“1989 yerel seçimlerine giderken Erdal İnönü yüksek enflasyon ve dar gelirlilerin kısmen umudu olmuştu. SHP Belediyelerinin önünü açan bu tablo yine de sürdürülemedi. Kısa süren DYP-SHP koalisyonu 90’ların istikrarsız ortamını başlatmıştı”.
“Şimdi AK Parti’nin özeleştiri yapma zamanı” olduğunu ifade eden YILMAZ. Partinin varoluşunu sağlayan dar gelirli kitlelerin Covid-19 salgınından sonra enflasyonla karşı karşıya kaldığını, artan gıda, akaryakıt fiyatları ve konut kira artışlarının en çok dar gelirli kesimi ve rutin alışkanlıkları olan orta sınıfı etkilediğinin altını çiziyor.
M. Yalçın YILMAZ, “Elbette bütün bu sürecin arkasında küresel gelişmeler, artan petrol fiyatları ve küresel kavganın ortasında kritik eşikten geçen Türkiye var. Ancak asgari ücretliye, emekliye bu gelişmeleri anlatmak pek de kolay değil. Tencere yurttaşla iktidarın arasını açabiliyor. Seçmen rasyonel bir şekilde genel seçimde verdiği oyları yerel seçimde değiştirebiliyor ve merkezi hükümetin politikalarına tepkili mesaj veriyor” diyor.
Erdoğan iktidarının kurulduğu günden bu yana parti merkezinde etkili olan entelektüel alanın iyice daralmışa benzediğini ifade eden STAR Gazetesi köşe yazarı YILMAZ, “Üstelik parti-entelektüel alan arasındaki bağ neredeyse kopmuş durumda. Oysa geleceği okuyan politikalar geliştirmek hiç de zor olmasa gerek.
Türkiye’nin geleceğe dönük yatırımları var ve bu yatırımlar uzun soluklu. Savunma sanayi, enerji ve koridor projeleri belki uzun vadede meyvelerini verecek ancak Erdoğan bugün bir yandan bu yatırımların arkasında dururken bir yandan da sosyolojik dönüşümü fark etmek zorunda”.
M. Yalçın YILMAZ, AK Parti için siyasetin önünü açacak söylem ve toplumsal kesimleri demokratik zemine dâhil edecek atmosferin oluşturulmadığını belirterek, “Üniversiteler, düşünce kulüpleri, sivil toplum kuruluşları demokratik sisteme seçim dışında da mesaj verebilmeli” diyor.
AK parti döneminde büyüyen dijital çağın etkisinde bir gençliğin bulunduğunu yazan YILMAZ, özellikle Erdoğan’ı kesintisiz destekleyen kitlelerin çocuklarının artık birer yetişkin ve onların duymak istedikleri yeni bir söylem ve başka hikâye olduğunun altını çiziyor.
Artık her şeyi Erdoğan’dan beklemenin de hata olacağına vurgu yapan STAR Gazetesi köşe yazarı YILMAZ, “Sandıktan ders almak” başlığıyla kaleme aldığı yazısını şöyle noktalıyor:
“Parti elitlerinin politika üretmesi şart. Partinin siyaset üretmesi ve entelektüel alanla iletişim kurması bir zaruret. Siyasetin farklı kitlelere ulaşma yöntemleri var. Siyaset yapıyorsanız geleceğe odaklanan, kitlelere ulaşabilen, demokrasiyi tabandan tavana yayabilen bir anlayışı benimsemek zorundasınız.
AK Parti vatandaşın gündemini siyasetin gündemine taşımak zorunda. AK Parti bu sonuçları iyi değerlendirebilirse bu kazayı da atlatacak tecrübeye sahip. Yeter ki doğru kanallar açık olsun ve politika üretilsin”.