Peygamber Efendimiz (S.A.S)’in, ‘Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!

* Geçmişte ahilik teşkilatında sergilenen o güzel ticari ahlakından maalesef bugün eser kalmadı. Market zincirleri, günümüzün tüccarları, esnafları, pazarcıları; terazi şaşıyor, aman dikkat!…
* İşte detayı!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Yazar* Bilal KOCAK
İSTANBUL, 21 EYLÜL 2025
İslam dini ticarete büyük önem vermektedir. Bizzat kendisi de ticaretle meşgul olan Peygamber Efendimiz (S.A.S) ticaretin ne kadar önemli olduğunu “rızkın onda dokuzu ticarettedir” hadisiyle ifade ediyor. (İbn Hacer el-Askalânî, 1419: 7/352)
Cuma namazı hutbesinde ticaret ahlakı ele alındı. İslam dininin ticarette ahlaklı ve dürüst olmayı son derece önemsediği vurgulandı. Sevgili Peygamberimiz (S.A.S)’in huzuruna bir sahabi geldi ve şöyle dedi: “Ey Allah’ın Elçisi! Ben ticaretle uğraşırım. Mal alırken fiyatı düşük söyler, sonra yavaş yavaş artırırım. Mal satarken de yüksekten başlar, sonra düşürürüm. Bu yaptığım doğru mudur?” Bunun üzerine Allah Resûlü (S.A.S) şöyle buyurdu: “Asla dediğin şekilde yapma! Bir şey alacaksan malın gerçek fiyatını söyle. İster versinler ister vermesinler. Bir şey satacaksan da onun gerçek fiyatını söyle. İster alsınlar ister almasınlar.”
Dinimize göre, ticaret ahlakının temelinde helal-haram hassasiyeti yer alıyor. Allah,ِْ”Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın” ayetiyle ticaretle uğraşanları uyarıyor.
İmam hutbede cemaate şöyle diyor: “Ticarette, doğruluk ve dürüstlüğü esas almak, yalan ve hileye tevessül etmemek vardır.”
Peki günümüzde ticaretle uğraşanlarda bu hassasiyet var mı? Ne yazık ki, genellikle yok. Toplumsal ahlaki çöküntü, ticaretteki hile ile başladığında vay ki vay halimize!..
Hz. Şuayb Medyen ve Eyke halkına gönderilmiş bir peygamberdir. Medyen ve Eyke halkına, Allah’a inanmalarını, ticarette adil davranmalarını öğütledi. Fakat, kavmi inkara ve alışverişte adaletsizliğe devam etti. Bunun üzerine Medyen kavmi şiddetli bir deprem ve sesle, Eyke halkı ise gökten kendilerine yağan ateşle helak edildi.
Peygamberimiz (S.A.S), ticarette terazisine hile karıştıran, diline yalan bulaştıran, kazancına haram katanları cehennem azabıyla uyarmıştır.
İmam, hutbede cemaati uyarıyor: “Maalesef bugün Peygamber Efendimiz (S.A.S)’in, ‘Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını helâlden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!” buyurduğu günlerden geçiyoruz.
Kimi insanlar, daha çok kazanma ve kısa yoldan zengin olma arzusuna kapılıp helâl haram hassasiyetini kaybetmiş durumdadır. İslam’a göre; sattığı ürünü olduğundan farklı göstermek, karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk yapmak kul hakkıdır, haramdır.
Verdiği sözü yerine getirmemek, yerine getiremeyeceği bir şeyi taahhüt etmek yalancılıktır, günahtır. Alım satımda yerli ve yabancı kişilere farklı tarifeler uygulamak, aldatmadır, günahtır. Afet zamanlarını, öğrencilerin okul, memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmak kul hakkıdır, vebaldir. Alışverişte satılan malların kusurlarını bilerek gizlemek, satıcının bilgisizliğinden veya zor durumda kalmasından istifade ederek malı gerçek fiyatından düşük bir fiyata almak fırsatçılıktır, emeğe ihanettir.”
Tarihte milletimiz, Allah Resûlü (S.A.S)’in güzel ahlakını, ticari hayatımıza ahîlik teşkilatı ile taşıdı. Ahilik ahlakında, tüccar halkı aldatmadı, esnafın terazisi hiç şaşmadı.
Geçmişte ahilik teşkilatında sergilenen o güzel ticari ahlaktan maalesef bugün eser kalmadı. Market zincirleri, günümüzün tüccarları, esnafları, pazarcıları; terazi şaşıyor, aman dikkat!..