Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Bölümü Öğretim görevlisi ve SETA Vakfı Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, Garantörlük kavramının anlamı nedir?, Türkiye’nin garantörlük teklifi neleri içermektedir? ve Türkiye’nin garantörlük teklifinin önemi nasıl değerlendirilmelidir? soruların yanıtlarını ele aldı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Araştırmacı-Yazar Prof. Dr. Yücel ACER, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, İsrail’in gittikçe yoğunlaşan saldırılarının başlangıcından yaklaşık iki hafta sonra, 21 Ekim 2023’te Kahire Barış Konferansı’nda Türkiye’nin garantörlük teklifini dile getirdiğini hatırlatarak, İsrail’in Gazze’ye gerçekleştirdiği ve halen devam eden geniş çaplı askeri saldırıların meydana getirdiği ağır insani dramları sona erdirme arayışı,nın Türkiye’nin bu teklifinin dikkat çekmesine yol açtığını söyledi.
Prof. Dr. ACER, henüz içeriği net ifadelerle açıklanmamış olsa da garantörlük teklifinin nasıl bir sisteme dayandığını, yani garantörlüğün ne demek olduğunu ortaya koyarak Türkiye’nin teklifinin önemini ve ne türden anlamlar içeriyor olabileceğini izah etmek önem arz ettiğini ifade etti.
GARANTÖRLÜK KAVRAMI
Uluslararası hukukun, devletlerin haklarını ve sorumluluklarını düzenleyen yani devletlere haklar ve sorumluluklar yükleyen bir hukuk düzeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yücel ACER, şunları söyledi:
“Bu hukuk düzeninin kuralları devletler tarafından birlikte oluşturulur ve bu kuralların uygulatılması yine devletler eliyle gerçekleştirilir. Bir başka deyişle uluslararası hukuk düzeni çerçevesinde kuralların uygulatılmasına dair otonom yani devletler üstü bir sistem henüz kurulabilmiş değildir. Günümüze kadar yalnızca uluslararası barışın korunmasına dair kuralların uygulatılması için bir nevi devletler üstü nitelik gösteren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi sistemi kurulabilmiş ancak bu sistem de neredeyse hiçbir zaman işleyememiş, günümüzün uluslararası siyasi dengeleri içerisinde neredeyse tamamen işlevsiz kalmıştır…
Kuralların ihlalinin önlenmesi, ihlallerin durdurulması ve sorumluların cezalandırılmasına dair etkili bir sistem eksikliği, uluslararası ilişkilerde hukuk kurallarının uygulatılmasının devletlerin bizatihi kendi alacakları tedbirlere bırakılmasına neden olmuştur. Bu bağlamda ihlallerin durdurulması için devletler birbirlerine karşı yasa dışı güç kullanma dışında birçok türden zorlayıcı önlem uygulayabilmektedir. Ayrıca bunun dışında birbirlerine karşı teşvik edici ya da ikna edici türden önlemlerin uygulanabildiği de görülebilmektedir” dedi.
Garantörlüğün bu niteliklere sahip bir sistem içerisinde, hukuk kurallarının uygulanmasının sağlanmasında geçmişten beri önemli bir mekanizma olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. ACER, Bu bağlamda garantörlük ile devletler, önceden kurulmuş belirli bir statünün ya statükonun korunması ya da bir sürecin başlatılıp devam ettirilmesi için ellerindeki imkanlarla müdahale etmeyi taahhüt etmelerini ifade etmektedir. Kısaca “garantörlük sistemi” denen bu mekanizma ile üçüncü devletlerin zorlamaya ya da teşvik etmeye dönük güç unsurları kullanılarak bir statünün korunması ya da bir sürecin oluşturulup işlemesi sağlanmaya çalışılmakta” olduğunun altını çizdi.
Prof. Dr. Yücel ACER, geçmiş yüzyıllarda genelde büyük devletlerin çok değişik statülerin korunması için garantör olduklarına değinerek, “Bir barış anlaşmasının oluşturduğu durumun, tarafsız bir devletin tarafsızlığının, askersizleştirilmiş bir statünün, tampon bölgenin ve kurulmuş bir anayasal düzenin korunması gibi amaçlar için garantörlük sistemleri kurulmuştur” dedi.
“Garantörlük şayet bu türden bir süreci başlatmak ve sürdürülmesini sağlamak için ise o takdirde bu çoğu kez bir sorunun çözümü ya da barış sağlama süreçleri olmuştur” diyen Araştırmacı Prof. Dr. ACER, “Zira bazı durumlarda bir sorunun çözümüne ya da barış sağlanmasına dair süreçlerin başlaması dahi mümkün olamamakta ya da başlasa bile devam ettirilebileceğine dair şartlar yetersiz kalabilmekte olduğuna vurgu yaptı.
SETA Vakfı Araştırmacısı Prof. Dr. Yücel ACER, geçmişte Ortadoğu’da kurulmaya çalışılan kapsamlı bir iş birliği sürecinde olduğu gibi bazı durumlarda garantörlüğün bir barış sürecinden ziyade bir ülkede ya da bölgede belirli bir düzenin kurulması için de işlevsel bir sistem olabildiğini belirterek, garantörlüğün çoğu kez bir barış anlaşmasının içerisine konulan hükümler ya da ayrı bir anlaşma ile kurulmuş olabildiğini açıkladı.
“Garantörlüğe dair hükmün antlaşmanın içerisinde yer aldığı yakın dönemdeki bir örnek Rusya, Ukrayna, Türkiye ve Birleşmiş Milletler (BM) genel sekreterinin Temmuz 2022’de imzaladıkları Tahıl Koridoru Anlaşması olmuştur” diyen Prof. Dr. ACER, şöyle devam etti:
“Tahıl Koridoru Anlaşması’nın amacı “tahıl ve ilgili gıda maddeleri ile amonyak dahil gübrelerin Odesa, Çornomorsk ve Pivdennyi/Yuzhny limanlarından ihracatı için güvenli seyrüseferi kolaylaştırmak” olarak belirtilmiştir. Anlaşmaya Türkiye ve BM genel sekreteri bir nevi garantör olarak imza atmıştır.
Anlaşma örneğin “Taraflar, Birleşmiş Milletler genel sekreterinin bu girişimle ilgili müzakerelerin güvence altına alınmasındaki rolünü kabul ediyor ve Birleşmiş Milletler’in insani misyonunu ilerletmek için ondan daha fazla yardım talep ediyor” ifadesiyle BM genel sekreterine garantörlük niteliğinde bazı sorumluluklar vermiştir.
Garantörlüğün ayrı bir anlaşma ile kurulduğu bir örnek ise Kıbrıs’ta tesis edilen anayasal düzen için oluşturulan Garanti Antlaşması (Zürich, 11 Şubat 1959) olmuştur. Antlaşmanın 2. maddesinin başlangıcında şu ibare yer almıştır:
Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1’nci maddede belirtilen taahhütlerini kaydederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve
garanti ederler”. (devam edecek-Türkiye’nin garantörlük teklifi neleri içermektedir?)
***
YÜCEL ACER
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden uluslararası ilişkiler lisans derecesi, Sheffield Üniversitesi’nden (İngiltere) uluslararası hukuk yüksek lisans derecesi, Bristol Üniversitesi’nden (İngiltere) uluslararası hukuk doktora derecesi almıştır. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı’nda milletlerarası hukuk profesörüdür. Uzmanlık alanları uluslararası deniz hukuku, uluslararası silahlı çatışmalar hukuku ve uluslararası insan hakları hukukudur. Birçok bilimsel makalenin yanında İngiltere’de basılmış The Aegean Maritime Disputes and International Law, Uluslararası Hukukta Saldırı Suçu, Küresel ve Bölgesel Perspektiften Türkiye’nin İltica Stratejisi, Uluslararası Hukuk Temel Ders Kitabı ve Ege ve Doğu Akdeniz’de Sınırlandırma Sorunları isimli kitapların da yazarıdır. ABD’de Hawaii Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde doktora sonrasında çalışmalar yapan Acer; Kara Harp Okulu, İzmir Ekonomi, Eskişehir Osmangazi ve Atılım üniversitelerinde dersler de vermiştir.
Narin Güran cinayeti davasında savcı, 4 sanığın tutukluluk halinin devamını talep etti. TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davanın 3. gününde tutuklu sanıklar, Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi’ne getirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2...
CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Burcu Köksal’ın, “Başkan seçilirsem, belediyenin kapıları DEM Parti hariç herkese açık olacak” sözleri, parti içinde krize yol açtı. TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency CHP’nin Afyonkarahisar mitingi, parti içerisinde “Dem Parti” krizine neden oldu. CHP’nin Afyonkarahisar mitinginde konuşan Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal, DEM Parti’yi, “Belediye...
TÜHA HABER / AKP, yeni bir kurum oluşturarak sosyal medyada yaptırım ve denetim uygulamalarını genişletecek. Hedef; yalan haber ve provokasyonu önlemek. Muhalefet ise “Yeni bir cadı avı başlayacak” endişesinde. (TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı’nın ‘Deutsche Welle‘den aktardığı Hilal KÖYLÜ’nün özel haberine göre, Muhalefetten “Haberleşme özgürlüğüne büyük engel gelecek, sosyal medyaya...
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, tahıl koridoruna ilişkin “Temennimiz, şu anda durmuş olan bu tahıl nakliyatının bir an önce başlaması, tarafların bu konuda mutabakat sağlaması. Bunun yeniden başlaması için gayretlerimizi sürdürüyoruz.” dedi. TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Akar,...
12 Eylül 1980’de ilkokul 4’e giden bir çocuktum…evde “darbe oldu” dediklerinde, bir çocuğun anlayacağı kadar anlamıştım mevzuyu… Büyüyünce Evren’in bu sırıtışını anlar oldum…ABD’yi , İsrail’i, arz-ı mevutu, terörü, sağcı olsun solcu olsun kardeşlerin birbirine neden düşürüldüğünü, emperyalizmi, sömürgenin mantığını anlar oldum… Aradan yıllar geçti…sanırım 10 sene önceydi…dümenden bir 12 Eylül...
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ulaştırmada 29 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 286 kilometreye çıkardık. Mardin-Midyat yolu ve Ceylanpınar-Kızıltepe yolunun yapımına devam ediyoruz” dedi. TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mardin’in çevre yolu eksiğini inşallah önümüzdeki dönemde gidereceğiz. Kalkınma koridorunun bir parçası...