enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:16 Kocaeli’nin Körfez Belediye Başkanı Söğüt’ten ilk Hereke Halısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verildi!…
11:27 Şampiyon gibi oynamıyoruz!…
09:27 KASKF Başkan adayı Mevlüt Ağra, “Ben değil, biz anlayışı ile şeffaf kararlar alınacak”…
09:23 Uluslararası İstanbul Anne, Bebek, Çocuk Fuarı ‘CBME’ Türkiye’nin Yeni Odak Grupları Belli Oldu!
08:47 Ruslar, Ukrayna’daki cephede saldırılarını önemli ölçüde artırdı…
08:20 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de en büyük risk terör örgütleri”
08:00 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in bir kalıcı ateşkes garantisi verme niyeti yok”
07:56 Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Askerlik sınıflandırma sonuçları e-Devlet üzerinden erişime açıldı…
07:45 Gazeteci Gül KABACAOĞLU’nun ‘Orada N’ler Oluyor!’ Dış kaynaklı haberleri!…
18:08 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, “Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi”nde konuştu…
17:43 Erdoğan: Kameraları bantlamak bizim kitabımızda yazmaz…
14:21 Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılına girerken, bu sürecin birçok toplumsal boyutu tekrar gözden geçiriliyor…
13:41 Bakan Kurum’dan Arnavutköy’deki TOKİ konutlarına ilişkin açıklama
13:19 Türkiye’den ve Dünya’dan kısa kısa ‘Satır Başı’ haberler!
12:33 XI. Uluslararası Urla Enginar Festivali ve I. Uluslararası Urla Sürdürülebilir Gastronomi ve Tarım Konferansı Başarıyla Gerçekleşti…
11:05 DoktorTakvimi, bir kez daha Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında
10:39 Doğal afetlerden kaynaklanan ekonomik kayıplar ilk çeyrekte 83 milyar dolara ulaştı
09:22 RTÜK) Başkanı Şahin, “sokak röportajları” toplumda ayrışmaya, manipülasyona ve yanlış bilgilendirmeye yol açıyor…
09:00 Terör ve İstihbarat!…
08:54 ROKETSAN, Türkiye’nin 2024’te savunma sanayisinde 7 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdi…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Perspektif: Devletlerin karşı karşıya geldiği büyük çaptaki doğal afetler ve OHAL

Perspektif: Devletlerin karşı karşıya geldiği büyük çaptaki doğal afetler ve OHAL
01.03.2023
A+
A-

Türkiye’nin saygın, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’ndan Araştırmacı-Yazar Mert Hüseyin AKGÜN, 6 Şubat depremleri sonrasında OHAL İlanı ve Sonuçlarını Perspektif açıdan değerlendirdi.

OHAL SEBEBİ OLARAK DOĞAL AFETLER
Devletlerin karşı karşıya geldiği büyük çaptaki doğal afetler olağanüstü tedbirleri dolayısıyla OHAL ilanını gerektirebilir. Deprem, tsunami, kasırga, volkanik patlama, sel, heyelan ve orman yangını gibi afetler şiddet ve yaygınlıklarına göre kamu kurumlarının işleyişini ve toplum hayatını derinden sarsabilir.

Bu tip doğa olaylarının olağanüstü bir yıkıcılıkta geniş bir bölgeyi etkilemesi halinde hem yardım ve kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi hem de hukuk düzeninin korunması güçleşebilir. Bu sebeple dünya genelinde çok sayıda demokratik devletin anayasa ve kanunlarında doğal afetler sebebiyle OHAL uygulamasına gidilmesine izin veren düzenlemeler bulunmaktadır. Hatta şartlar gerektirdiğinde doğal afetlerin en sık uygulanan OHAL sebeplerinden biri olduğu dahi söylenebilir.

Örneğin İtalya 2016’de Amatrice kentini vuran ve yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiği 6,2 şiddetindeki deprem ve 2022’de ise hem Ischia Adası’nda 11 kişinin hayatını kaybettiği heyelan nedeniyle hem de ülkenin bazı bölgelerindeki kuraklık sebebiyle OHAL ilan etmiştir.

ABD’de 1979-2019 arasında Ulusal Acil Durumlar Yasası (National Emergencies Act) kapsamında toplam altmış iki kez OHAL ilan edilmiştir.

Örneğin Bill Clinton kuraklık, Barack Obama domuz gribi ve Donald Trump da koronavirüs (Covid-19) salgını sebebiyle OHAL ilan etmiştir.
Türkiye’de daha önce doğal afetler nedeniyle bir OHAL ilanına gidilmediği görülmektedir. Özellikle 17 Ağustos 1999 depreminde OHAL ilan edilmemesi, afetle mücadeleyi zaafa uğrattığı gerekçesiyle eleştirilmiştir.

57. hükümetin şartları gerçekleşmesine rağmen OHAL ilanından kaçınmasının arkasında iş dünyasını ve sermaye piyasalarını ürkütmeme kaygısının yattığı dile getirilmiştir. Bahse konu sebeplerle koşulları ortaya çıktığı takdirde diğer bütün kurumlar gibi OHAL ilanı da bir gereklilik arz eder.

Büyük afette üçüncü gün! İşte deprem bölgesinde son durum - Son Dakika Haberleri Milliyet

Bu durumda ihtiyaç olduğu halde OHAL ilanına gitmeyen siyaset kurumu görevini yerine getirmemiş olur. Türkiye, merkez üssü Kahramanmaraş olan 6 Şubat depremlerinde Cumhuriyet tarihinin en büyük doğal afetiyle karşı karşıya gelmiştir. 7,7 ve 7,6 büyüklüklerinde aynı gün gerçekleşen iki deprem Kahramanmaraş ile birlikte Adıyaman, Hatay, Osmaniye, Malatya, Gaziantep, Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır,
Elazığ ve Kilis’in de yer aldığı on bir ili etkilemiştir.

Yaklaşık 300 kilometrelik bir fay kırılmasının yaşandığı ve 14 milyon insanın doğrudan maruz kaldığı felaket sebebiyle (28 Şubat 2023 itibariyle)44 bin 374 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 6 Şubat depremlerinin etkili olduğu bölgenin genişliği, mağdur ettiği nüfusun büyüklüğü ve şiddeti göz önüne alındığında “ağır tehdit”, “öngörülemezlik” ve “geçicilik” unsurları açısından OHAL ilanını gerektiren niteliklerde olduğu açıktır.

Kahramanmaraş'taki deprem Suriye'de de hissedildi: 42 kişi hayatını kaybetti - Gündeme Bakış

OHAL’İN SONUÇLARI
Yürürlükteki Anayasa OHAL uygulamasında temel hak ve hürriyetlerin sınırlanabileceğini veya kullanımlarının geçici olarak durdurulabileceğini düzenlemektedir.

Anayasa’nın 15. maddesindeki OHAL dönemlerinde dahi sınırlanamayan çekirdek haklar şunlardır:

• Kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz.

• Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz.

• Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez.

• Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

Bu çekirdek haklar dışındaki hak ve özgürlükler için yapılacak sınırlamalar da uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklere ve ölçülülük ilkesine aykırı olmamaktadır.

Kanun Hükmünde Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri Anayasa’nın OHAL sürecinde cumhurbaşkanına tanıdığı en güçlü yetki ise şüphesiz kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarabilmesidir. Bu kararnamelerle ancak OHAL’in gerekli kıldığı konularda düzenleme yapılabilir.

Bu şartı karşılamak koşuluyla OHAL Cumhurbaşkanlığı kararnameleri temel hak ve özgürlükleri, kişi haklarını ve siyasi hakları ilgilendiren düzenlemeleri ihtiva edebilir. Kanun hükmündeki OHAL Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Resmi Gazete’de yayımlanır ve aynı gün Meclisin onayına sunulur (m. 119/5, 6).

Geçmişte çokça tartışılan önemli bir husus ise bu kararnamelerin yargısal denetime kapalı olması meselesidir. Anayasa’nın 148. maddesine göre OHAL’de ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde dava açılamamaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi 15 Temmuz sonrasında çıkarılan OHAL kararnamelerine ilişkin
verdiği kararda yargı yolunun bizzat Anayasa tarafından kapatıldığını belirterek iptal istemlerini yetkisizlik nedeniyle reddetmiştir.

Öte yandan OHAL kararnamelerinin yayımlandıkları gün Meclise sunulması ve kanunlaştırılması zorunludur. Kanunlaştırılan kararnameler içinse Anayasa Mahkemesine yargı yolu açılacaktır.

Bununla birlikte 1982 Anayasası’nın ilk halinde OHAL KHK’larının Mecliste ne kadar bir sürede görüşüleceği belirtilmediği için kararnamelerin görüşülmesi geciktirilebilmekteydi. 2017 Anayasa değişikliğiyle OHAL sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin üç ay içinde TBMM’de görüşülüp kanunlaştırılacağı aksi halde kendiliğinden yürürlükten
kalkacağı öngörülmüştür.

Getirilen azami üç ay koşulu OHAL kararnameleri üzerindeki yargı kısıntısını hafifletmiştir. Bu yönüyle hukuk devleti açısından olumlu
bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.

Diğer taraftan OHAL kapsamında kararname dışında ilgili yürütme ve idare makamlarının alacağı tüm kararlar idari yargının denetimine tabi olmaya devam edecektir. Bu bağlamda tüm işlemler hakkında yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.

Gerçek ve Tüzel Kişiler için Para, Mal ve Çalışma Yükümlülükleri Anayasa’nın işaret ettiği üzere “OHAL’de vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği” 2935 sayılı OHAL Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Kanun, OHAL’de yürütme ve idare organlarının alabileceği tedbirleri doğal afet, ağır ekonomik bunalım ve şiddet hareketleri için farklılaştırmak suretiyle üçe ayırmıştır.

Buna göre yaygın şiddet olaylarında daha çok kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı nitelikte önlemler öngörülürken doğal afet için ilan edilen OHAL’lerde “felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafisi için” para, mal ve çalışma yükümlülükleriyle ilgili tedbirlerin alınabileceği belirtilmiştir. Tedbirlerin temelinde ise hayati ihtiyaçlara ivedi cevap verebilme gayesi yatmaktadır.

Doğal afetin gerektirdiği ihtiyaçların öncelikle kamu kaynaklarından karşılanması esastır. Eğer bu mümkün değilse vatandaşlara ve özel kuruluşlara para ve mal yükümlülükleri getirilebilir. Ayrıca yine zaruri ihtiyaçlar öncelikle OHAL ilan edilen bölgeden karşılanmaya çalışılır eğer bu mümkün değilse OHAL bölgesine en yakın yerlerdeki kişiler için yükümlülükler getirilebilir.

Doğal afet sebebiyle OHAL ilan edilmesi durumunda alınabilecek tedbirler ve getirilecek yükümlülükler şu şekilde özetlenebilir:

• Acil ve hayati ihtiyaç maddeleri için kamu kaynaklarından yeterli finansman zamanında sağlanamazsa bölgedeki banka ve diğer kredi kuruluşlarının imkanları kullanılır.

• OHAL ilan edilen bölge içindeki tüm tüzel ve gerçek kişiler istenilen arazi, arsa, bina, tesis, araç gereç, yiyecek, ilaç ve tıbbi malzeme ile
giyecek ve diğer maddeleri teslim etmek zorundadır.

• Şayet zaruri nitelikteki bu taşınır ve taşınmaz mallar OHAL ilan edilen bölgeden temin edilmezse yine OHAL yükümlülükleri uygulanarak
en yakın bölgelerden sağlanır.

• OHAL bölgesinde bulunan 18-60 yaşları arasındaki bütün vatandaşlar OHAL sebebiyle kendilerine verilecek işleri yapmakla yükümlüdür.

• İş yerlerinde günlük çalışma saatleri artırılabilir. Bu kapsamda hafta sonu veya bayram tatilleri gibi çalışanların tatil hakları uygulanmayabilir.

• OHAL bölgesinin belirli yerlerinde ikamet edilmesi yasaklanabilir, belli yerleşim yerlerinin tahliyesine veya taşınmasına karar verilebilir. Bazı yerleşim yerlerine giriş çıkışlar sınırlandırılabilir.

• Her türlü eğitim öğretim kurumunda öğrenime ara verilebilir; öğrenci yurtları süreli veya süresiz olarak kapatılabilir.

• Eğlence ve konaklama tesisleri kapatılabilir, faaliyet zamanları değiştirilebilir veya OHAL’in gerektirdiği farklı amaçlar için kullanılabilir.

• Bölgede OHAL hizmetlerinin yürütülmesi ile görevli personelin yıllık izinleri kaldırılabilir.

• OHAL bölgesindeki tüm haberleşme araç gereçlerinden yararlanılabilir, koşulların gerektirmesi durumunda bunlara geçici olarak el
koyulabilir.

Kahramanmaraş'ta 7.7 büyüklüğünde deprem: 10 kenti vurdu - Son dakika haberleri – Sözcü

• Tehlike oluşturan binalar yıkılabilir; sağlığı tehdit eden taşınır ve taşınmaz mallar ile gıda maddeleri ve mahsulleri imha edilebilir.

• Belli gıda maddeleri, hayvanlar, hayvansal ürünler ve hayvan yemlerinin OHAL bölgesine giriş çıkışları sınırlanabilir veya yasaklanabilir.

• Sağlık, beslenme, ısınma, temizlik, ulaşım, sanayi, inşaat, tarım, aydınlanma veya kamu için her türlü maddenin üretimi, satışı, dağıtımı, depolanması ve ticareti konularında gerekli tedbirler alınabilir. Bu kapsamda ilgili işletmelere el koyulabilir, satıştan kaçınan, fahiş fiyatla satış yapan, üretimi durduran veya yavaşlatanlar hakkında fiilin niteliğine göre ve bulunduğu yerleşim yeri için hayati önem taşımadığı takdirde kapatma kararı verilebilir.

• Ulaşım araçlarının OHAL bölgesine giriş çıkışları sınırlandırılabilir; kara, deniz ve hava trafik düzenine ilişkin gerekli tedbirler alınabilir.
OHAL kapsamında para, mal ve çalışma yükümlülüğünü yerine getiren kişilere yükümlülüklerinin karşılığı olan ücret veya bedeller yasal faiziyle ödenir.

Tespit olunan ücretin yeterli görülmemesi durumunda vatandaş yargı yoluna başvurabilir (2935 sayılı OHAL Kanunu, m. 16).

Adli ve Cezai Hükümler:

• O Kanunu’na göre OHAL kapsamında görev yapan güvenlik güçleri ilgili kanunlardaki düzenlemeler kapsamında silah kullanma yetkisine sahiptir. Görevlendirilen kolluk ve silahlı kuvvetler personelleri hakkındaki soruşturma süreci tutuksuz olarak yürütülür (m. 23).

• OHAL kapsamında alınan tedbirlere ve verilen emirlere aykırı hareket eden kişiler bu fiilleri başka bir suçu oluştursa dahi ayrıca üç aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Halkı korku ve panik oluşturacak şekilde ve özel olarak bunu gerçekleştirme kastıyla “asılsız, mübalağalı havadis ve haber yayan veya nakledenler, fiilleri başka bir suç oluştursa bile ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla” cezalandırılır. Bu suçlar basın ve yayın organları aracılığıyla işlenirse verilecek cezalar bir kat artırılır (m. 25).

Şu ana kadar yürütme organı OHAL’in sunduğu imkanların önemli bir kısmını kullanmak zorunda kalmamıştır. Nitekim OHAL’in amacına uygun olarak öncelikle kamu kaynaklarından istifade edilmiş, bunun dışında ulusal ve uluslararası çapta pek çok yardım ve kurtarma faaliyeti gönüllü olarak gerçekleştirilmiştir.

Konya Adım Adım Hatay'ı Suyla Buluşturuyor

Örneğin Konya Büyükşehir Belediyesi Hatay’da içme suyu altyapısı ve barınma ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yürütmüş, havalimanının hasar pistinin tamiri ve uçuşa açılması için Afet ve Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda İGA (İstanbul Grand Airport) ve TAV firmaları seferber olmuş, çalışmalara Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri de destek vermiştir.

Ayni ve yardımlarda da hem gerçek hem de tüzel kişilerin önemli bir desteği söz konusudur. Türkiye’nin önde gelen pek çok özel sektör kuruluşu yardım çalışmalarına katılmaktadır. Bununla birlikte depremin yıkıcılığı nedeniyle yardım, kurtarma, enkaz kaldırma, rehabilitasyon ve yeniden inşa faaliyetleri aylar hatta yıllar alacaktır.

Böylesi kapsamlı bir afet yönetiminde önümüzdeki dönemde OHAL’in halihazırda kullanılmayan araçlarına başvurulması gerekebilir ve bunlar çalışmalarda kolaylaştırıcı bir etkide bulunabilir. Ancak halihazırda Türk milletinin bütün unsurlarıyla sergilediği birliktelik tablosu buna pek de ihtiyaç olmayacağını göstermektedir.

İddianamelerde 15 Temmuz Darbe Girişimi ve FETÖ | SETA 15 Temmuz Çalışmaları

Mert Hüseyin Akgün

Araştırmacı
Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde almıştır. Yüksek lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümü’nde “2017 Anayasa Değişiklikleri Sonrası TBMM’nin Yürütmeyi Denetim Araçları” başlıklı tez çalışmasıyla tamamlamıştır. Doktora çalışmalarına Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kamu Hukuku Bölümünde devam etmektedir. Araştırma alanları arasında hükümet sistemleri, yeni anayasa çalışmaları, demokratikleşme, yasama faaliyetleri, yargı reformu ve insan hakları yer almaktadır.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.