Özhaseki ile Koca’nın askerliği bitti; Mehmet Şimşek’inki ne zaman biter?

10HABER İnternet Sitesi’nin duayen köşe yazarı İsmet BERKAN, Bakan Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı olduğu günden bu yana en ayrıntılı ve uzun mülakatını BloombergHT adlı ekonomi televizyonuna verdiğini yazdı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Yazar İsmet BERKAN, kaleme aldığı “Özhaseki ile Koca’nın askerliği bitti; Mehmet Şimşek’inki ne zaman biter?” başlıklı yazısında, Şimşek’in mülakatında dikkatini çeken şeyin, onun ‘Ben bu görevi askerlik görevi gibi görüyorum, maddi manevi pek çok fedakarlık yaparak bir vatan hizmeti olarak bu görevi yapıyorum’ demesi olduğunu yazdı.
“Şimşek’in 2018’de Tayyip Erdoğan’dan ciddi hakaretler işitip bakanlıktan uzaklaştırıldıktan sonra 2023’te yeniden göreve gelmeye pek istekli olmadığını hepimiz biliyoruz” diyen BERKAN, “Ama elbette ülkenin Cumhurbaşkanı sizi göreve çağırınca ona ‘Hayır’ demek de kolay değil” diyor.
“Şimşek’in yeniden göreve gelmeyi nasıl olup da kabul ettiğini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bir takım şartlar söyleyip söylemediğini, Erdoğan’ın ona nasıl bir görev talimatı ve bu talimatı yerine getirmesi için ne genişlikte bir hareket alanı bıraktığını vs. bilmiyoruz; bu detaylar hiçbir zaman açıklanmadı” diyen Yazar İsmet Hazine ve Maliye Bakanı olduğu günden bu yana en ayrıntılı ve uzun mülakatını önceki gün BloombergHT adlı ekonomi televizyonuna verdi. yazısına şöyle devam ediyor:
“Ama şunu biliyoruz: Mehmet Şimşek, kendisinin görevde olmadığı 2018-2023 arası makro ekonomi politikalarının hemen hemen tamamını tersine çevirmek ve bu yolla fiyat ve ekonomik büyüme istikrarını kurmak için uğraşıyor. Demek Cumhurbaşkanı’nın verdiği görev talimatı bunları içeriyor.
Tabii Şimşek’in bir yandan bazı uluslararası danışmanlıklarla, bir yandan da sağlık sorunlarıyla boğuşarak ve devlet dışında geçirdiği 5 yılda hayat durmadı. Önce Berat Albayrak’ın, ardından da Nurettin Nebati’nin kurduğu ekonomik düzen içinde hem ortaya yeni yeni paydaşlar çıktı hem de kendine göre bir yeni düzen oluştu”.
BERKAN, Şimdi Şimşek’in o düzeni terse çevirmesinin, gerek Ak Parti’de ve gerekse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hala yakın çevresinde tutmaya devam ettiğinin, belirli bir grupta tepki çekmemesinin, ip canbazının ne zaman düşeceğini bekleyen seyircilerinki gibi bir iştahla izlenmemesinin mümkün olmadığını dile getiriyor.
Bu çevrenin ve Ak Parti içindeki grupların Mehmet Şimşek’in başarısız olmasının, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ondan ve politikalarından sıkılmaya başlamasının beklediklerine kuşkunun olmadığını hatırlatan Yazar İsmet BERKAN, şöyle devam ediyor:
“Açıkçası, Mehmet Şimşek açısından en stresli durum da bu zaten. Muhalefetten veya diğer ekonomi çevrelerinden gelen eleştiriler Şimşek’i çok daha az rahatsız ediyor olmalı; o esas içeriden gelen seslere önem veriyor.
Hakkını teslim etmek gerek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geride kalan 1 yılda her fırsatta Mehmet Şimşek’e sahip çıktı, ona açık destek ilan etti. Erdoğan açısından siyaseten zor olan konularda (örneğin faiz artışı, örneğin emekliye zam verilmemesi vs) bile Cumhurbaşkanı Şimşek’in arkasında durdu. Bundan daha önemlisi, Erdoğan bu desteğini Ak Parti’nin kendi içinde yapılan kapalı toplantılarda da bazen son derece sert ifadelerle dile getirdi, parti içinden gelecek olası eleştirileri daha başlamadan susturdu.
Anlatılan bir örnek olay şu: Yerel seçim öncesinde, Ak Parti’nin seçim için stratejisini ve kampanyasını yöneten Ertan Aydın, anketlerde emeklilere verilecek ikramiye miktarının 10 bin liraya yükseltilmesinin seçimde ciddi bir oy kazancına dönüşeceğini gördü. Bu anket sonuçlarıyla Cumhurbaşkanı’na çıkmak, ona bir sunum yapıp emekli ikramiyesinin 10 bin liraya çıkmasını sağlamak istedi. Ama iddiaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel kalem müdürü Hasan Doğan ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ona ‘Sakın ha’ dediler, ‘Randevu isteme, herhangi bir anda bu konuyu açma bile, çünkü Cumhurbaşkanı sana çok kızar.’
Yani Erdoğan’ın Mehmet Şimşek’in politikalarına desteği bu seviyedeydi, nitekim daha sonra dolaylı yoldan bu anlatılan hikayeyi doğruladı Erdoğan, ‘Seçim kaybetme pahasına mali disiplinden vazgeçmedik’ dedi.
Ancak ben Mehmet Şimşek’i TV’de dinlerken o desteğin zayıflamakta olduğu, hatta sona ermekte olduğu izlenimine kapıldım. Şimşek’in ‘Ben bu görev için maddi manevi çok büyük fedakarlıkta bulunuyorum’ demesi, öyle geçiştirilecek bir şey değil. Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben söylendi esas olarak, size bana hitaben değil.
Bu sözleri ‘Ben sana muhtaç değilim, sen bana ihtiyaç duyduğun için buradayım, istemiyorsan da yarın sabah giderim’ şeklinde okumak da mümkün.
Baktığınızda Erdoğan kabinesinde Mehmet Şimşek gibi başka isimler de var.
Örneğin sağlık gerekçesiyle görevinden ayrılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, geçen yılki seçimde milletvekili adayı da olmak istemedi, siyasetten kopmak, kendi köşesine çekilmek, Kayseri’ye geri dönmek istiyordu. Ama Erdoğan onu ‘askere çağırdı.’ O da geldi, bakan oldu. Bakanlıktaki performansını çok konuşacağız ama esas olarak deprem konutları konusu Özhaseki’nin dönemine damgasını vurdu. Bu konutların ihaleleri ve ihalelerdeki tercihler meselesinin Özhaseki’nin sağlık sebepleriyle ayrılmasında önemli bir faktör olduğu konuşuluyor.
Özhaseki’den daha çarpıcı örnek Sağlık Bakanı Fahrettin Koca. O, 2018’den beri kabine üyesiydi ve genel olarak da başarılı bir bakan olarak görülüyor, muhalefetten bile saygı görüyordu.
Ama aynı saygıyı Ak Parti’den görmüyordu, çünkü Sağlık Bakanlığı’nda işe alımlarda hükümetin geri kalanına göre daha farklı davranıyor, her şeye rağmen liyakata önem veriyordu.
Bakacak olursanız Fahrettin Koca’nın bakan olmazdan önce de işi başından aşkındı zaten. Mensubu olduğu cemaat bir üniversite ve hastaneler kurmuştu, Fahrettin Koca da onları yönetiyordu.
Bakan olarak kişilik sergiledi, kendisini eleştirenlerle bile yüz yüze baktı, onlarla diyaloğunu kesmedi. Aslında bunlar gayet sıradan insani hasletler ama Erdoğan kabinesinde yer alınca sıra dışı davranışlar gibi algılanıyor.
Erdoğan’ın ona da desteği tamdı ama yakın zamanda birden bire bu destek ortadan kalkıverdi. Kızılcahamam’daki kampta Fahrettin Koca ağır bir dille eleştirildi, Erdoğan da eleştirenlere hak verir tarzda konuştu, onu korumadı.
Açık açık söylememişti ama Fahrettin Koca da, bakanlık görevi için maddi manevi fedakarlıkta bulunuyordu. 2023 seçiminde Erdoğan bütün kabinesine milletvekilliği önerdiğinde o reddeden az sayıda isimden biriydi. Evine ve kendi işinin başına dönmek istiyor, askerlik görevinin bitmesini bekliyordu.
Erdoğan kabinesinde böyle başka isimler de var. Bakanlık yapmadan da yaşayabilirler, hatta yapmamayı tercih ederler ama Erdoğan’ın davetini kıramadıkları ve buna ‘Milli görev’ gözüyle baktıkları için yerlerinde duruyor, bakanlık görevlerini hakkıyla yapmaya çalışıyorlar. Gelen eleştirileri de olgunlukla karşılıyorlar. Örneğin Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bu tür bakanlardan bir başkası.
Dönelim yeniden Mehmet Şimşek’e…
İki hafta önce Sözcü gazetesinin manşetinde kullandığı otomobille ve yardımcılarının çift maaş almasıyla eleştirilmesine çok içerlediği anlaşılıyor. Yazının başında alıntı yaptığım fedakarlık sözlerini de bu eleştirilere cevaben dile getirdi aslında ama siteminin adresi sanki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisiydi.
Bunu duygusal ve anlık bir tepki gibi görmemek lazım bana kalırsa. Şimşek, Erdoğan’ın desteğini kaybetmekte olduğuna dair bir izlenime sahip olmalı. Vergi paketinin içeriğinin konuşulaşacağı ve pakete son şeklinin verileceği günlerde Şimşek’in pakette yer alan ‘Nereden buldun’ ve ‘Asgari gelir vergisi’ düzenlemelerini TV’ye çıkıp uzun uzun savunması, bize gerilim noktasının neresi olduğu konusunda bir fikir veriyor.
Bakalım Şimşek’in askerliği devam mı edecek, yoksa o da Mehmet Özhaseki ve Fahrettin Koca gibi teskere alacağı gün için şafak mı sayıyor?