* Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Başkan Yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan iklim krizinin, ülkeleri fosil yakıt kullanımını azaltmaya ve sıfır karbon hedeflerine yönelttiğini belirterek, Nükleer enerjinin günümüzdeki öneminin de oldukça arttığına dikkat çekti.
* Detayı haberimizde!…
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
ESKİŞEHİR, 06 MAYIS 2025 –Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Başkan Yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, TUDPAM için kaleme aldığı “Nükleer enerjiye küresel talep arttı...” başlıklı yazısını TÜHA Haber’e değerlendirdi.
Mustafa Metin KAŞLILAR, son yıllarda artan enerji talebi ve fosil yakıtların çevresel etkilerinin, nükleer enerjinin önemini oldukça arttırdığını ve iklim değişikliğiyle mücadelede düşük karbon salınımlı enerji kaynaklarına yönelimin de, nükleer enerjinin tekrar odağa gelmesini sağladığını belirtti.
Sürdürülebilirlik ve teknolojik gelişme gibi faktörlerin enerjinin stratejik bir çözüm olarak değerlendirilmesini zorunlu hale getirdiğini söyleyen KAŞLILAR, “Bu kapsamda, nükleer enerji hem çevresel hem de jeopolitik boyutu sayesinde 21. yüzyılın en kritik enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir” dedi.
Mustafa Metin KAŞLILAR, enerjinin günümüzdeki öneminin oldukça arttığına vurgu yaparak, özellikle günümüzün en büyük sorunlarından biri olan iklim krizinin, ülkeleri fosil yakıt kullanımını azaltmaya ve sıfır karbon hedeflerine yönelttiğinin altını çizdi.
“Bu süreçte de nükleer enerji elektrik üretiminde karbondioksit salımı yapmaması sayesinde atmosferin kirletilmesini önleyen bir alan olmuştur” diyen KAŞLILAR, “Zira bir nükleer santral, aynı kapasitedeki kömür ve doğal gaz santraline göre yılda milyarlarca ton karbondioksit salımı engeller diyebiliriz” dedi.
“Nükleer enerjinin önemli bir talebe sahip olmasının diğer sebeplerinin ise yenilebilir enerji kaynaklarının çevre dostu olmalarına rağmen üretimlerinin süreklilik taşımaması olduğunu dile getiren TUDPAM Başkan Yardımcısı Mustafa Metin KAŞLILAR, şunları söyledi:
“Nükleer enerji bu noktada 24 saat enerji üretimi sağlar. Diğer yandan kentlerin, sanayilerin ve altyapının ihtiyacı olan yüksek ölçekli ve sürekli elektrik ihtiyacını karşılar. Özellikle dikkat çekilmesi gereken nokta da enerji güvenliği ve jeopolitik bağımsızlık adına nükleer enerjinin oldukça önemli bir konuma gelmiş olmasıdır. Rusya-Ukrayna Savaşı ile başlayan enerji krizi, Avrupa ülkeleri açısından oldukça sıkıntılı zamanların oluşmasını beraberinde getirmiştir. Avrupa, bu sebeple daha bağımsız enerji üretimi noktasında çalışmalar yürütmektedir. Nükleer enerji bu noktada ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltarak ulusal enerji güvenliğini arttırır, aynı zamanda jeopolitik risklere karşı dirençli enerji altyapısının oluşumunu sağlar diyebiliriz” .
ABD’nin Houston şehrinde düzenlenen CERAWeek 2025 konferansı bu noktada oldukça önemli gelişmelerin yaşanmasına olanak sağlamıştır. Nükleer enerji firmaları dışında toplanan büyük şirketler, ki bu büyük şirketler Google, Amazon, Meta ve Dow gibi oldukça önemli şirketler, nükleer enerjinin enerji güvenliği ve sürdürülebilir temiz enerji sağlamadaki rolü üzerine istişarelerde bulunmuşlardır. Bu şirketler, 2050’ye kadar küresel nükleer enerji kapasitesinin en az 3 katına çıkması noktasında çalışmalarda bulunma kararı almışlardır. Bu noktada zaten 14 küresel banka ve finans kuruluşu, 140 nükleer endüstri şirketi ve 31 ülke nükleer enerji kapasitenin arttırılması noktasında önemli adımlar atmaya başlamışlardır. Bu noktada Türkiye de bu katılımın içerisinde yer almaktadır.
Diğer taraftan Çin ise 10 yeni nükleer enerji reaktörünün inşasına onay vermiştir. 200 milyar yuan (27,44 milyar dolar) mal olacak reaktörlerin yanında diğer hâlihazırda olan reaktörlerin de güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Çin, bu çalışması ile birlikte kurulu nükleer kapasitesi olarak 2030’a kadar ABD’yi geçmiş olacaktır. Nükleer enerji Çin’in elektrik üretiminde 2024 tarihinde yüzde 5 iken, 2040 planına göre bu oranın yüzde 10’a çıkarılması hedeflenmektedir. Çin, hâlihazırda yenilenebilir enerji kaynaklarına oldukça büyük yatırımlar yaparken, diğer yandan enerji güvenliğini sağlamak adına nükleer enerji kapasitesini de büyük oranda arttırmayı bu şekilde hedeflemektedir. Bunun diğer bir önemli yanı ise nükleer santrallerin ana ekipmanlarını tamamen yerli bir şekilde üretmeyi başarması olmuştur.
Nükleer enerjiye olan talep Avrupa’da da etkisini arttırıyor diyebilirim. Fransa bu noktada önemli adım atan ülkelerden biri konumunda yer almaktadır. Fransa’nın her yıl toplanan Nükleer Politika Konseyi, “Fransa’nın mevcut jeopolitik çerçevede uranyum egemenliğini sağlamasına”hizmet edeceği yeni planlar açıkladı. Bu noktada Fransa, 6 yeni Avrupa basınçlı su reaktörü inşa edeceğini açıkladı. Fransa zaten nükleer enerji noktasında önemli Avrupa ülkelerinden biri; zira nükleer enerji, Fransa’nın elektrik üretimin ana kaynağı noktasında diyebiliriz. Fransa, elektrik ihtiyacının bu çerçevede yüzde 70’ini nükleer enerjiden karşılayan ülkelerden biri.
Türkiye ise nükleer enerji noktasında önemli atılımı olan ülkelerden biri konumda; zira nüfusu ve enerji talebi oldukça artan bir ülke konumunda yer alıyor. Ekonomisi, ihracatı ve sanayisi gün geçtikçe büyümeye devam eden Türkiye, bu noktada nükleer enerjiye oldukça ihtiyaç duymaktadır. Türkiye, enerji ihtiyacını ithal yollarla karşılayan bir ülke olarak dışa bağımlılığın ve küresel enerji fiyatlarında olan dalgalanmalardan oldukça etkilenen bir ülke olarak enerji bağımsızlığını sağlamak zorunda ve nükleer enerji bunun büyük atılımlarından biri olacak. Bu, Türkiye’nin enerji politikalarının temel unsuru konumunda diyebiliriz.
Türkiye, enerji bağımsızlığını düşürmek adına zaten hâlihazırda yeşil enerjiye yatırımlarını arttırmış ve büyük potansiyel taşıyan ülkelerden biri konumunda yer alıyor. Bunun yanında Karadeniz’de keşfedilen doğal gaz, bu çerçevede çok önemli bir yer tutuyor. Nükleer enerji ise 12 Mayıs 2010 tarihinde Rusya ile varılan anlaşma noktasında Akkuyu sahasında bir nükleer güç santrali inşası için imzalar atılmıştır. 2013 tarihinde başlayan çalışmalar bugüne kadar devam etmektedir.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin birinci ünitesi ise 2025 tarihi içerisinde devreye alınacak ikinci güç ünitesinin yakıtı ise Türkiye’ye getirilmiştir. Proje tamamlandığında 4.800 MW kapasitesi ile Türkiye’nin elektrik ihtiyacının %10’unu karşılayacak, aynı zamanda uzun ömürlü olması açısından da elektrik üretimi süreklilik kazanacak duruma gelmiş olacaktır.
Akkuyu santralinin güvenliği çerçevesinde incelersek olağanüstü olaylara karşı dayanacak şekilde yapıldığını söylememiz gereklidir. Büyüklüğü 9’a kadar olan depremler için dirençli hale getirilecek santral, Türkiye’nin enerji güvenliğinde önemli bir yere sahip olacak. Bir diğer proje ise Sinop bölgesinde bir santralin daha yapılması yönünde. Bu noktada çalışmalar devam etmektedir.
Sonuç itibarıyla, dünyada nükleer enerjiye olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Nükleer enerji, artan enerji ihtiyacı noktasında önemini arttırmıştır diyebiliriz. Nükleer enerji bu çerçevede elektrik üretmekten de fazlasıdır diyebilirim.
İklim krizi, enerji güvenliği, ekonomik büyüme ve teknolojik gelişme gibi tüm kümelerin kesişim noktasında yer almaktadır. Bu sebeple birçok ülke nükleer enerji yatırımlarını arttırmaya çalışmakta, yeni santral planlarına yönelmekte ve Ar-Ge yatırımlarını arttırmaktadır.
Türkiye, enerji güvenliği noktasında oldukça önemli atılımlar yaparak artan enerji talebini millî imkânlarla geliştirmeye devam etmeye çalışmaktadır. Nükleer enerji noktasında ise çalışmalar sürmektedir. Bu noktada nükleer enerjiye eleştiriler yapılsa da bu eleştiriler tamamen havada kalmaktadır; zira enerji, gücün simgesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Sekreteri Talip Uzun, “Meclis açılışı Cumhuriyetimizin 100. yılına tekabül eden bir açılış. 1 Ekim bayram havasında geçiyor, bu heyecan hepimize yansıyor, hem Meclis açılışı hem de akşamki resepsiyon için bütün hazırlıkları yapmış durumdayız” dedi. TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency TBMM Genel Kurulu, 2,5...
Demokrat Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, Et ve Süt Kurumu tarafından ucuz et satışı yapabilmek amacıyla canlı hayvan ithal edileceği yönündeki haberleri eleştirerek, “Size bu aklı veren danışmanlarınızı derhal görevden alın. Bu yolla çiftçiyi zarara uğratırsınız.” ifadelerini kullandı. TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency Demokrat Parti (DP) Sözcüsü...
TÜHA HABER / İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından Haziran ayında satın alınan Fatih Sultan Mehmet tablosunun bu hafta içi İstanbul’a getirileceği açıklandı. TRT Haber‘de yer alan DHA’nın haberinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) yapılan açıklamada, İBB Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat’ın tabloyu almak üzere İngiltere’ye gittiği ifade edildi. Polat tarafından...
Ermeni terör örgütlerinin 1970’ler ve sonrasında düzenlediği silahlı ve bombalı saldırılarda, bugüne kadar 31 Türk diplomat ve yakını hayatını kaybetti. TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’nın ‘TRT Haber, AA’ kaynaklı haberine göre, Büyük çoğunluğu ASALA ve JCAG gibi Ermeni terör örgütlerinin saldırılarında, bugüne kadar 58’i Türk vatandaşı olmak üzere (31’i diplomat...
MARDİN-TÜHA HABER /Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın ve ülkemizin giderek artan kuraklık tehdidiyle karşı karşıya bulunduğu şu dönemde bu projenin çok anlamlı ve önemli olduğuna inanıyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mardin’de Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES Açılış Töreni’nde konuştu. “Ilısu Projesi’ni önümüze çıkarılan nice engellere rağmen...
* Geçtiğimiz günlerde hem Akhisar ve Koçhisar’ın denize indirildiği hem de Pakistan için üretilen Babur gemisinin teslimatının yapıldığı törende kritik bir detay vardı. * TCG İstanbul’da kullanılan ve Türk mühendislerce geliştirilen Cenk-S radarına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin bir alanda daha dışa bağımlılığı sona erdirdiği görüşünde… Sertaç Aksan TRT Muhabiri Türkiye’nin...