2018 yılında Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki konsolosluğunda öldürülmüş; Kaşıkçı’nın cesedine ulaşılamamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cinayetten Suudi Arabistan’ın üst yönetimini ve Muhammed bin Selman’ı sorumlu tutmuş; Ankara da cinayete dair elindeki bilgileri ABD ve Birleşmiş Milletler raportörüyle paylaşmıştı.

Ardından Suudi Arabistan tarafından Türkiye’ye yönelik resmi olmayan bir boykot başlamış ve bu durum, Türkiye’nin kötüye giden ekonomisini olumsuz etkilemişti.

Türk lirasının rekor değer kaybı yaşadığı 2021 sonundan itibaren Ankara, birçok bölge ülkesiyle olduğu gibi Riyad’la yakınlaşma adımları attı. Nihayet Nisan 2022’de Türkiye’de sürdürülen Kaşıkçı davası Riyad’daki yargı organlarına teslim edildi ve hemen ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aylar önce yapacağını açıkladığı Suudi Arabistan ziyareti gerçekleşti.

Muhabir, sadece ekonomi ve ticari ilişkilerin değil; savunma ve güvenlik işbirliğinin de masada olduğunu belirtti. Kanal, iki ülkenin İslam dünyasında birçok konuda “aynı fikirde olduğuna” dair bir de geniş haber yayımladı.

Suudi Arabistan’la Türkiye arasındaki ilişkilerde son yıllarda en önemli gerilim noktalarından biri de, Müslüman Kardeşler adlı gruba Türkiye’nin verdiği destekti. Suudi Arabistan, Müslüman Kardeşler grubunu ‘terör örgütü’ kabul ederken Türkiye, Mısır’da idama mahkum edilen ya da farklı cezalar alan üyelere Türkiye’de güvenli liman sağlamıştı.

Son dönemde hem Riyad, hem Birleşik Arap Emirlikleri hem de Mısır’la yakınlaşan Türkiye’nin, kendi topraklarından yayın yapan Müslüman Kardeşler bağlantılı haber kanallarına da kısıtlamalar getirdiği biliniyor.

‘Asıl hedef bölgede oyun kurucu olduğunu göstermek’

Londra merkezli Al Sharq al Awsat gazetesi de Muhammed bin Selman’ın asıl hedefinin “Bölgede oyun kurucu olduğunu göstermek” olduğunu; bu amacına ulaştığını ifade eden bir yazı yayımladı. Yazar Tarık Hamid’e göre Suudi Arabistan için bu ziyaretin yatırımlar ve ekonomik büyüme açısından da önemi vardı ancak asıl mesele “siyasi güç” ve “İran’a karşı işbirliği alanlarını konuşmak”tı.

Yazıda, Biden’ın Temmuz ayında yapmayı planladığı ziyaret öncesi Mısır ve Ürdün’ü de ziyaret eden Veliaht Prens’in İran’a karşı güçlü bir işbirliği mesajı verdiği; bu ziyaretler için özellikle bu dönemi seçtiği belirtiliyor:

“İran’la yaşanan gerilimin arttığı bu dönemde Körfez-Arap ülkeleri arasındaki koordinasyon ve İran’ın da etkili olduğu Irak ve Suriye gibi ülkelerde askerleri bulunan Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirilmesi, Riyad için önemliydi.”