enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:28 Kocaeli’nin Kartepe Belediyesi’nden Taraklı Yangınına Müdahale Desteği
07:51 Yenidoğan Çetesi’ davasında 5. duruşma görüldü
07:43 Rusya Haziran ayında Ukrayna’ya 5.337 insansız hava aracı fırlattı
07:40 Almanya’da bir şirkette meydana gelen bıçaklı saldırıda bir kişi öldü, iki kişi yaralandı
07:40 Azerbaycan ve Küresel Süreçler
07:28 İtalya’da kavurucu sıcaklar: İki ölü, 17 şehir için kırmızı alarm
07:25 ‘Cam tavanı’ aşmak: Bilimde kadınların dönüştürücü gücü
07:10 Hangi AB ülkesi en çok düzensiz göçmeni geri gönderiyor?
07:10 Sessiz kahramanlara bir saygı duruşu: “Babam Misafir İşçiydi” kitabı
07:03 RTÜK Başkanı Şahin: “İslamofobi sadece ‘bir içerik sorunu’ değil, bir güvenlik, bir kimlik ve bir insanlık meselesi”
07:00 Fırtınalı bir dönemde AB dönem başkanlığını devralan Danimarka’yı neler bekliyor?
06:48 Tunç Soyer’in gözaltına alındığı İzmir’deki yolsuzluk operasyonunda şaşırtan detay! Şikayet eden Cemil Tugay çıktı.
06:08 Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Hatay, İzmir ve Manisa’daki yangınlar kısmen kontrol altına alındı.
22:34 CHP kurultayıyla ilgili ceza davası: Görevsizlik kararı kaldırıldı
22:30 MİT Başkanı Kalın, Irak’ın kuzeyinde temaslarda bulundu
08:56 Büyük yolsuzluk operasyonu İzmir’e de sıçradı: Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer gözaltına alındı
08:32 TBMM bugün yoğun gündemle haftaya başlıyor
08:15 CHP kurultayı davası ertelendi
07:32 (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında tutuklanan iş insanı Murat Kapki’ye ait iki depoda tarihi eser ele geçirildi
07:26 Uluslararası Sistemde Azerbaycan’ın Jeopolitiği ve Dış Politikasının Temel Öncelikleri
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Medyada Hak, Hakikat ve Dijital Linç…

Medyada Hak, Hakikat ve Dijital Linç…
A+
A-

Medyanın çoğullaşması, sokak röportajlarındaki manipülasyonlar ve uluslararası medya etkileri, medya sisteminin sağlıklı işleyişini sağlamak için düzenlemelerin gerekliliğini ve toplumsal etkilerini gözler önüne sermektedir.

Nebi Miş | Yazar | Kriter Dergi

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Direktörü

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada medyanın dünü, bugünü ve geleceğiyle ilgili önemli mesajlar verdi.

İlk mesajı medyanın çoğullaşması üzerineydi. Türkiye üzerine yapılan analizlerin birçoğunda olduğu gibi, medya ile ilgili bir analiz yapıldığında sanki tek sesli ve sadece iktidara yakın medyanın olduğuna dair üretilmiş bir ezber var. Dijitalleşmenin her alanda derinleştiği bir dönemde bir ülkede medyanın tek sesli olması zaten zor. Bugün Türkiye’de muhalefeti destekleyen sadece konvansiyonel medya bağlamında bile onlarca kanal ve gazete var.

Dijital mecralar aynı zamanda küresel siyasi ve ekonomik güç odaklarının elinde. Ulusal devletler bu alanları denetimde yetersiz. Türkiye’de muhalefet çevreleri; botları, trol ağlarını ve reklam algoritmalarını kullanmada daha mahir bir konumda.

İktidarın medyayı kontrol ettiğini söyleyenlerin büyük bir kısmı, geçmişte medyada kendilerine imtiyazlı bir statü elde eden, büyük ekonomik kazançlar sağlayan ve siyaseti şekillendirme gücü olan çevrelerdir. Bugün eleştiri ya da medyada konuşma özgürlükleri kısıtlanmadığı hâlde, sızlanmalarının en önemli nedeni eski imtiyazlı konumlarını kaybetmiş olmalarıdır. Bu çevrelerin altın çağı olarak nitelendirdikleri 1990’ların medya düzenine bakmak başkaca söz söylemeyi gereksiz kılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında medya üzerine dikkat çektiği diğer başlık, yabancı güçlerin operasyon aygıtı olarak toplum mühendisliğine soyunan medya gücü ile ilgiliydi. Son yıllarda uluslararası medyada Türkiye ile ilgili eleştiriler editoryal ve özel olarak yazılan makalelerle destekleniyor. Aynı argümanlar sürekli tekrar ediliyor.

Türkiye’yi insan hakları ve demokrasi konusunda onlarca “başyazı” ile eleştiren uluslararası medya mahfilleri İsrail’in uyguladığı soykırımla ilgili tek bir editoryal başyazı yayınlanmadı. Demek ki, insan hakları gibi bir dertleri falan yok. Türkiye’ye yönelik ilgilerinin altında başka bir gündem var.

Üçüncü dikkat çektiği konu başlığı sokak röportajları ile ilgiliydi. Erdoğan konuşmasında, özellikle sokak röportajı adı altında, “sokaklarda adeta terör estirilmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor” dedi. Gerçekten de sokak röportajları daha fazla kurguya, yönlendirmeye ve kutuplaşmaya hizmet eden bir manipülasyon zemini hâline geldi. Sosyal medya algoritmalarına uygun olarak üretilen içeriklerin çoğu, duyguları kışkırtma ve öfke üretmeye yönelik kurgulanmaktadır.

Belirli ideolojik temsillerin güçlendirilmesi için yapılan sokak röportajlarında, görüşünü sevmediği, istediği cevabı almadığı kimseye hakaret etmek giderek yaygınlaşıyor. Bu durumun her gün yeni bir örneğini görüyoruz. Mesela iktidara yakın olduğunu düşündüğü ve kendince cahil olarak göstereceği bir kişiyi önce kılık kıyafeti üzerinden seçip mikrofon uzatıyor, provokatif sorular soruyor, ardından da beklediği çıkmayıp mikrofon uzattığı kişinin donanımlı ve argümanlı bir şekilde konuştuğunu görünce hakaret etmeye başlıyor.

Geçtiğimiz hafta başörtülü birine sokak röportajında yapılan hakaretler tam da böyle bir durumun yansımasıydı. Vicdanı olan herkesin tepki göstermesi gereken bir görüntüydü.

İktidar-muhalefet olarak meseleye bakmadan, medyada hak ve hakikatin, doğru bilgi ve haberin topluma ulaştırılmasının mekanizmalarını, yol ve yönetimi konuşmalıyız. Bu alanın yol ve yöntemleri üzerine düşünmeden, bunun için gerekli düzenlemeyi yapmadan sağlıklı bir kamuoyu oluşamaz. Böyle bir sonuç, toplumsal ve siyasal iklimi daha da kötüleştirici bir yere sürükler.

Not: Yeni adıyla Türkiye Basın Federasyonu’nun 10. Anadolu Medya Ödülleri, seçilenlere Cumhurbaşkanımız tarafından takdim edildi. TRT’de yayınlanan ve yorumcularından biri olduğum Enine Boyuna programı da “Yılın Televizyon Programı” ödülüne layık görüldü. Bu vesileyle, Türkiye Basın Federasyonu yetkililerine ve seçici kurula buradan program arkadaşlarım adına da teşekkür ederim.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.