enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:34 Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 2025’te yanan orman alanı 1 milyon 34 bin hektara ulaşarak kayıtlardaki en büyük kayıp oldu.
00:04 Gazeteci Feyza Gümüşlüoğlu, Körfez ülkeleri açısından 2025’in bilançosunu değerlendirdi…
00:03 Saadet partisi Lideri Mahmut Arıkan; İran, Türkiye için önemli bir ülkedir
00:03 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca, 2026 yılı Çevre cezaları belli oldu…
00:02 Corendon Airlines, 2025 yılı uçuş verilerini kamuoyuyla paylaştı.
00:01 İran: ABD’nin tehditleri BM Şartı’nı açıkça ihlal ediyor
00:00 Filistinli Gazeteci Duha HMİDAN, gündemin öne çıkan haberlerini aktardı
11:06 2026 Yılında Otoyol ve köprü geçiş ücretlerinde yeni bir düzenleme
08:56 Çorum’un yöresel lezzetleri arasında bulunan, kurabiye türü olan Çorum şekerlemesi tescillendi…
08:47 Demir-Çelik sektöründen Türkiye ihracatına 2.3 milar dolarlık güçlü katkı
08:38 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: 180 kültür varlığı 2025’te Türkiye’ye iade edildi
08:36 Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, TSK Spor Gücü Kır Koşusu Takımını Kabul Etti
08:04 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’den, CHP Kongre ve Kurultay davalarına yeni karar
07:58 Güzelliğin Karanlık Yüzü: Denetimsiz Estetik
07:46 Hatay Sörf Merkezi LC Waikiki sponsorluğunda yılın son sörf şenliğini gerçekleştirdi
07:19 Uyuşturucuya Karşı Sadece Operasyon Yetmez!
07:19 Türkiye’de bir ilk: Derince’den yükselen “Noterli” devrim!
07:06 İletişim Başkanı Duran, İstanbul’da1 Ocak’ta sabah namazının ardından yapılacak Filistin’e destek yürüyüşü için çağrıda bulundu
06:37 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Sarıyer-Kilyos Tüneli inşaatında incelemelerde bulundu…
06:37 CHP Genel Başkanı Özel, “Erdoğan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nı, saray rejiminin muhafızı olarak nitelendirip yetkilendiriyor”
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Medeniyetler Çatışması, Batı Karşıtlığı ve İslamcılığın Yeniden İnşası

Medeniyetler Çatışması, Batı Karşıtlığı ve İslamcılığın Yeniden İnşası
30.06.2025
A+
A-

* Rehine değişimi için sağlanan kısa bir aradan sonra İsrail çocuk, sivil, hasta vs. demeden Gazze’deki katliamlarına devam ediyor. Savaşın başlangıcından bu yana Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin konusuna giren bir dizi ‘suç’ işlendiği kuşkusuz.

* Detayı bültenimizde!…

TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency

ihsan dağı haberleri

Prof.Dr.İhsan Dağı / Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)

ANKARA, 28 HAZİRAN 2025

Uluslararası toplum sessiz veya etkisiz kaldı, ama dünyanın neredeyse her bölgesinde milyonlar insani ve vicdani bir tavır alarak hem kendi hükümetlerini hem de İsrail’i protesto etti.

İsrail'in Gazze'ye Saldırıları ve Uluslararası İnsancıl Hukuk, Yorum Yücel Acer | SETA

Orantısız güç kullanarak bir halkı toptan cezalandırma ve yok etme girişimi, Filistinlilerin kimliklerinden ve hatta Hamas’tan bağımsız olarak çok farklı ülkeden, dinden, ulustan insanlar tarafından kınandı. Ancak, çatışmanın her iki tarafından da bazıları, olayları ‘medeniyetler çatışması’nın bir uzantısı olarak ‘değerlendirme’yi ihmal etmedi.

İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam ve Batılı devletlerin İsrail’e verdiği destek tarihsel ‘İslam-Batı çatışması’ söylemine İslam ülkelerinde ve de Türkiye’de güç katmış görünüyor. Filistin halkına destek veren ve İsrail’i lanetleyen neredeyse herkes bir yandan da Batı’yı İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımın ‘suç ortağı’ ilan ediyor. Gazze savaşı, geleneksel İsrail-Filistin sorununun bir parçası olmaktan çıkarılarak, bir tür ‘haç-hilal çatışması’na dönüştürülüyor.

İslam-Batı çatışmasının mahiyeti

Bu, bazı çevrelerde üretilen ve yayılan kasıtlı bir söylem stratejisi olabileceği gibi, belli bir tarihsel/kültürel çevreden gelen kesimlerin Batı’ya standart bakışını da yansıtabilir. Sonuç değişmez; Filistin’de olup bitenleri, İsrail saldırılarını ve Batı’nın rolünü ‘İslam-Batı’ çatışması ekseninde okumaya ve ‘satın almaya’ eğilimli bir kitle var ve bu kitle büyüyor.

Huntington ‘medeniyetler çatışması’ makalesini 1993’te yazdı, ama bizim coğrafyada bu ‘çatışma’nın toplumsal hafızadaki tarihi çok eskidir, Haçlı seferlerine kadar gider. Derin bir ‘haç-hilal’ çatışması ‘anlatısı’ Türkiye’yi de içine alan İslam coğrafyasında sömürgecilik çağında yeniden uyanır ve modern dönem İslamcılık hareketiyle de ‘kimlik inşa edici’ bir içeriğe bürünür. Yalnız, bu tarihsel hafıza üzerine inşa edilen sadece İslamcılık değildir, genel-geçer ‘Müslüman kimlik’tir de.

Sevr Antlaşması 102 yıl önce hangi koşullarda imzalandı, Milli Mücadele'yi nasıl etkiledi? - BBC News Türkçe

İnanç ve ibadet alanının dışında ortalama Müslümanlar, İslam-Batı çatışmasının ‘ortak zemini’nde buluşur. Cumhuriyetin yüz yıllık laiklik tarihi bu ortak zemini değiştirmemiştir. Bazen ‘Sevr sendromu’, bazen ‘dış güçler’ olarak karşımıza çıkar İslam-Batı çatışması, bazen de ‘Bizi kıskanıyorlar’a dönüşür.

Son yıllarda iktidarın kullandığı bu söylemin gücü ve toplumsal desteği sözünü ettiğimiz derin kültürel-tarihsel zeminde gizlidir. Futbol maçlarında duyduğumuz ‘Avrupa, Avrupa duy sesimizi’ de aynı kaynaktan beslenen bir anlatının popüler ve daha vulgar bir versiyonudur. Ayrıca, bu topraklardaki ‘sol anti-emperyalizm’ de böylesi bir tarihsel-kültürel mirasla akrabadır.

Bu çatışmanın bazen adı konur, bazen de örtülü biçimlerde, semboller üzerinden yürür. Kültürel gibi görünen ama hayatın neredeyse her alanını kapsayan bu gerginlik açık bir ‘İslam-Batı’ karşıtlığına ve çatışmasına döküldüğünde, yani siyasal alana taşındığında ve siyasal bir dile kavuştuğunda farklı bir içerik ve sonuç oluşturur; çatışma, ‘köken’ine döner, İslami-İslamcı bir oluş, duruş ve kimlik inşa eder.

Gazze savaşı yeniden böyle bir ‘açıklık’ kazandırıyor ‘İslam-Batı’ çatışma anlatısına. Bilinçli bir itmeyle veya kendiliğinden, insanlar sadece Filistinlilerle dayanışma göstermiyorlar, İsrail’i destekleyen Batı karşısında İslami kimliklerini de ya yeniden keşfediyorlar ya da keskinleştiriyorlar. Yani, kültürel-dinsel kimlik ‘Batı karşıtlığı’ üzerinden siyasallaşıyor. Buna sıradan Müslümanın din üzerinden siyasallaşması da diyebiliriz…

Öylesine herkesi kesen, ortak, ortalama bir ‘değer’ ve ‘anlatı’ üzerinde cereyan ediyor ki bu siyasallaşma, ‘marjinal’ bir konumda kalmadan buna itiraz etmek neredeyse imkansız. Aslında İslamcılar kendi konumlarını tersine çeviriyor; Türkiye toplumunda hala geçerli ‘İslamcılığın marjinalliği’, Gazze katliamlarının meşrulaştırdığı ve toplumsallaştırdığı İslam-Batı çatışması anlatısı üzerinden tersine çevriliyor. İslamcılık ve İslamcılar Batı karşıtı ‘yeni merkez’de konumlanırken, sıradan vatandaş/ortalama Müslüman, İslamcıların merkezinde bulunduğu, ancak ‘ortak Müslüman duyarlığı’nın tanımlandığı Batı karşıtı bloka katılmazsa marjinalleşeceğini düşünüyor.

İsrail Gazze'de katliam yapıyor, AB ise hala ateşkes çağrısında bulunmuyor - Son Dakika Haberleri

Gazze’de katliama uğrayan masum Filistinli sivillerin üzerinden toplumun ‘İslam-Batı çatışması’nda taraf olmaya zorlanması bunun bir örneği. Gazze’de katledilen Müslüman çocuklar ve siviller bağlamında ‘İslam-Batı’ kutupları arasında yer seçmeye zorlandığınızda nereyi seçersiniz? Normal, ortalama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hangisinden yana olur? Sadece kültürel, tarihsel veya dinsel değil, siyasal bir tercih olarak da Batı’ya karşı İslam açık ara makul ve doğru bir tercih olarak öne çıkar, değil mi? Olan budur; böylesi tarihsel anlar toplumsal ‘norm(al)’in yeniden kurulduğu anlardır ve siyasal sonuçları peşinden gelir.

Batı karşıtlığı ne zaman toplumsal ve tarihsel köklerinden ‘siyasal alan’a taşınsa, siyasallaşsa İslamcılar kazançlı çıkarlar bundan. 1990’larda çıktılar da. Batı karşıtlığını siyasal kimliğinin temeli yapan, bütün rakiplerini ‘Batı kulüpçü’ olmakla suçlayan ‘Milli Görüş’ hareketi, merkez siyasetin ‘Batı Sevr’i hortlatmak istiyor’ söyleminin normalleştirdiği Batı karşıtlığı ikliminde iktidara geldi ve bir daha da gitmedi.

Batı karşıtlığına dayanan bir ‘medeniyetler çatışması’ söylemi ve ortamı, ne sosyalistleri ne ulusalcıları iktidara getirir; sadece İslamcıların iktidarını kalıcılaştırır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.