* “Terörsüz Türkiye” süreci, kırk yılı aşan terör sorununda çözüm umutları yeniden gündeme gelirken araştırmacı yazar Ahmet Dinç’in kaleme aldığı “Bozkürt: Ülkücü Kürtlerin Saklı Kalmış Hikâyesi – Biji Türkiye” adlı kitap yayımlandı.
* Detayı bültenimizde!…
TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency
ANKARA, 01 Haziran 2025 –Hayat Yayınları’nın “Deşifre X Kitaplar” dizisinin ilk eseri olan “Bozkürt”te, Ülkücü Hareket’e gönül vermiş Kürt ve Zaza kökenli bireylerin bilinmeyen hikâyelerini gün yüzüne çıkarılıyor.
Gazeteci Kamuran Akkuş’un editörlüğünü üstlendiği 328 sayfalık kitap, titiz arşiv çalışmaları ve 50’nin üzerinde Ülkücüyle yapılan birebir görüşmelere dayanıyor. Kitap, Kürt ve Zaza bireylerin Ülkücü Hareket’e nasıl ve neden katıldıkları sorusunun peşinden gidiyor ve bu tercihlerde etkili olan sosyal, ideolojik ve kişisel dinamikleri masaya yatırıyor.
Kitabın yayımlanma tarihi ve içeriği de Türkiye’deki sıcak gündemle dikkat çekici bir kesişim sergiliyor. Önsözü, Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve fesih çağrısının kamuoyuna duyurulduğu gün olan 27 Şubat 2025’te kaleme alınan Bozkürt, PKK sonrası dönemde Kürt milliyetçiliğine alternatif bir toplumsal alanın inşasına vurgu yapıyor. Ahmet Dinç gelinen kritik eşiği şöyle değerlendiriyor:
“Şimdi artık ‘Bozkürtler’ için; o çekildikleri köşelerden çıkma, tahrip olan ilişkileri, zihinleri, duyguları, müşterek gelecek hayallerini yeniden onarma konusunda bilinçli birer ‘ortak payda’ olarak harekete geçme zamanıdır.
‘Bozkürtler’, iki halkın birliği ve ortak gelecek kurguları adına kırk küsur yıldır zarar gören ne/neresi varsa, ‘PKK sonrası’ dönemde tüm hasarları onarmak için, her iki halkı da çok iyi tanıyan uzmanlar olarak sahalara yeniden dönmelidir. (…) Yeni dönemde ‘Bozkürtler’ gerçek birer tutkal olacaktır/olmalıdır.”
Eserde, Alparslan Türkeş’in liderliğinde şekillenen MHP ve Ülkücü Hareket’in, Devlet Bahçeli ve Muhsin Yazıcıoğlu gibi figürlerin etrafında toplanan Kürt kökenli kadroları ele alınıyor. 12 Eylül öncesinden günümüze kadar geniş bir tarihsel çerçevede işlenen anlatılar, sadece bireysel biyografiler değil, aynı zamanda kolektif hafızaya ait önemli veriler sunuyor. Ülkü Ocakları’nın Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki kuruluş süreci, Kürt şehirlerindeki faaliyetleri ve bölgedeki toplumsal etkileşimleri, daha önce gün yüzüne çıkmamış bilgilerle destekleniyor.
Kitapta ayrıca, dönemin Başbakan Yardımcısı Alparslan Türkeş’in 1975 yılında Diyarbakır’da bir tank üzerinden gerçekleştirdiği miting konuşmasına ait görsel ve belgeler de yer alıyor. Bu sahne, eserin simgesel anekdotlarından biri olarak öne çıkıyor ve Türkeş’in bölgeye verdiği önemi sembolik olarak temsil ediyor.
Bozkürt, okuyucuya yalnızca Ülkücü Hareket içindeki Kürt bireyleri tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda siyasi tarihin önemli sorularına da yanıt arıyor. Kitapta yer alan başlıca sorular arasında şunlar öne çıkıyor:
“Bozkürt kavramı ne zaman ortaya çıktı? Bazı Kürtler ve Zazalar neden Ülkücü Hareket’e katıldı, niçin Türkeş’in en sadık askerleri oldular? Akrabaları ‘dağa çıkan’ BBP’li Bozkürtler kimlerdi? Türkeş, Kürtlere ve Alevilere yönelik hangi gazeteyi yayımladı? ‘Kürt’ Ziya Gökalp ile ‘Türk’ Mustafa Kemal arasındaki entelektüel ve siyasi ilişki nasıldı? Hormek Aşireti lideri M. Şerif Fırat, Kürtlerin Türk olduğunu savunduğu eserini neden yazdı ve niçin öldürüldü? Dersim İsyanı sırasında Bozkürtler hangi tarafta yer aldı ve bunun sonuçları ne oldu?”
Tüm bu sorulara yanıt arayan Bozkürt, sade dili, arşiv belgeleri, tanıklıkları ve akademik arka planıyla hem akademisyenler hem gazeteciler hem de tarih meraklıları için değerli bir kaynak olma niteliği taşıyor.
***
Yazar hakkında