Katil soykırımcı İsrail, bölgede saldırılarını ve katliamlarını acımasızca sürdürüyor
Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi (TUDPAM) Başkan Yardımcısı Mustafa Metin Kaşlılar, İsrail, 7 Ekim sonrasında Gazze’de ağır ve büyük oranda sistematik bir etnik temizlik uygulama yolu ile askerî operasyonlar düzenlemekte ve bu doğrultuda Hamas üzerinde baskı kurmaya çalışmaktadır” dedi.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
(TUDPAM) Başkan Yardımcısı Mustafa Metin Kaşlılar, İsrail’in, amaç olarak Gazze’de Hamas’ın gücünü zayıflatmak ve halkı belirli bir yere sürerek bölgeye hâkim olma politikası yürüttüğünü açıkladı.
Hamas’ın büyük ölçüde ve büyük dirayetle karşı savunma yapmasının, İsrail’in bölgede daha fazla agresifleşmesine sebebiyet verdiğini ve bu durumun da bölgesel bir savaşı tetiklediğini söyleyen Mustafa Metin Kaşlılar, “İsrail, özellikle güneyinde Hamas, kuzeyinde İran destekli Hizbullah ile sürekli bir çatışma hâlinde ve bu doğrultuda askerî ve istihbarat operasyonlarını daha agresif şekilde yürütmektedir” dedi.
(TUDPAM) Başkan Yardımcısı Kaşlılar, İsrail’in, Gazze’nin Refah kentine kadar ilerlemesi sonrasında ordusunu kuzeye yönlendirerek askerî ve istihbarat operasyonlarının yoğunluğunu kuzey cephesine aktardığını ve Hizbullah ’a karşı askerî ve istihbarat operasyonlarını yürütmeye başlatığını dile getirdi.
Mustafa Metin Kaşlılar, “Fakat İsrail, tek bir hedef doğrultusunda değil, Lübnan’ın her yerinde askerî operasyonlar yürüterek bir göç dalgası başlatmıştır. Özellikle savaşların yoğun olduğu bölgelerde başlayan göç sorunu, Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren en önemli meselelerden biri olmaya devam etmektedir” dedi.
“Türkiye, özellikle bölgesinde başlayacak bir savaş riskinden oldukça çekinmektedir” diye konuşan Kaşlılar, şunları söyledi:
“Zira bu durum hem ekonomik sorunlara yol açacak hem güvenlik sorunlarını arttıracaktır ve Türkiye’ye doğru büyük bir göç dalgası yaşanacaktır. Türkiye bu sorunları şimdiden görmekte ve bölgede sükûneti sağlamak adına birçok adım atmaktadır.
İsrail’in yoğun saldırıları sonrasında Lübnan, tarihinin en büyük göç dalgalarından birini vermiş ve Lübnan halkı güvenli bölgelere gitmeye başlamıştır. İsrail’in bunu özellikle planladığını söylemek gereklidir; zira İsrail, hem Gazze’de hem de Lübnan’ın güneyinde bu saldırılar sonrasında göçü teşvik ederek bölgede Yahudi yerleşkeleri kurmayı amaçlamakta ve bu vesileyle de ordusu ile bölgede tam hâkimiyet kurmaya çalışmaktadır. Fakat bu göç dalgası, sığınmacılar için güvenli liman hâline gelen ve Avrupa’ya kaçış rotası olarak düşünülen Türkiye olacaktır”.
(TUDPAM) Başkan Yardımcısı Mustafa Metin Kaşlılar, Millî Savunma Bakanlığı kaynaklarının Suriye üzerinden bir göç beklentisi olmadığını söylemesine rağmen durumun kritik; fakat Türkiye’nin Suriye’de askerî olarak varlığını sürdürmesinin de iki nedeninin mevcut olduğunu ve bunlardan birinin “terörü kaynağında yok etme,” diğerinin ise “Türkiye’ye yönelecek göç dalgasını yerinde engelleme” üzerine kurulu bulunduğunu aktardı.
“Özellikle İsrail’in Lübnan’a saldırılarını başlattığı günden itibaren hava yoluyla Mustafa Metin Kaşlılar, konuşmasını şöyle tamamlandı:
“Türkiye’ye birçok geliş yaşanmış ve sığınmacı olarak değil, Lübnan’da endişenin azalması beklentisi içerisinde dönüş için gelmişlerdir” diyen Fakat bölgede İran ve İsrail arasındaki gerilimin artması ve bölgesel bir savaşın ortaya çıkması oldukça tehlikeli bir durum olacaktır; zira Türkiye açısından bölgesel bir savaş riski, ekonomi ve güvenliğin yanında oldukça büyük bir göç dalgasına sebebiyet verecektir. Türkiye’nin amacı ve politikası ise bölgede bölgesel bir savaş riskini engelleme ve gerilimi azaltma üzerine inşa edilmiştir”.
Gazeteci* Ataner YÜCE, TRT