enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:55 Kocaeli’de Ekmek Skandalı: Zam Oyunuyla Vatandaş Soyuluyor!
08:10 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
07:56 Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “Bu yıl da Aspendos’ta13 bin 500 metrekarelik aktif çalışma sahasına ulaşmayı hedefledik”
07:55 Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’e Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanı tevcih edildi
07:46 CORENDON’den Haarlemmermeer Belediyesi’ne yapılan 700.000 Euro’luk dev bağış Hollandılıları adeta büyüledi…
07:40 Eski tip sürücü belgelerinin kullanımları 31 Temmuz 2025’te dolacak
07:30 İngiltere: İsrail adım atmazsa, Eylül’de Filistin devletini tanıyacağız
07:24 Kitap: “Kırım Savaşları ve Sürgünler”
07:18 Türkiye orman yangınlarıyla mücadelede teknolojik kapasitesini artırdı, yangın tespiti 2 dakika, ilk müdahale süresi ise 11 dakikaya kadar düşürüldü
07:16 İbn Haldun Üniversitesi’nde, 51 Şehirden Yüzlerce Aday Öğrenci “Yarınki Türkiye” İçin Bir Araya Geldi
07:13 Uzmanlar su tüketimini azaltmak için yapay zekâ gelişiminde ortak hareket, büyük dil modelleri yerine görev odaklı küçük modeller öneriyor.
23:09 Kurtulmuş: Hepimizin yaşanan soykırıma karşı birlikte hareket etmesi ahlaki bir yükümlülük
22:47 İngiltere’nin Euro 2025 zaferi: Takımın stoperi turnuvayı ayağında çatlakla oynadı
22:09 CHP’li kurmaylar eşit temsil ya da nitelikli çoğunlukla karar alma koşulu sağlanmazsa komisyona girmeyecek
19:58 İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında İstanbul merkezli 6 ilde yeni bir operasyon yapıldı.
19:37 Bursa’daki FETÖ’cü kundakçının bağlantıları araştırılıyor
19:03 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
18:48 MGK yarın Beştepe’de toplanacak: İşte gündem başlıkları…
11:07 Amsterdam Belediyesi’nin ‘Sincan’ yerine ‘Doğu Türkistan’ denilmesi kararı, tüm dünyada büyük ilgi gördü
09:42 Erdoğan’ın “favori” gazetecisiydi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İstanbul Müzakereleri ve İran Nükleer Programı

İstanbul Müzakereleri ve İran Nükleer Programı
29.07.2025
A+
A-

Tetik mekanizması geri sayımda: İran nükleer programı etrafında tırmanan gerilim, İstanbul’daki kritik müzakerelere taşındı.

İstanbul Müzakereleri Ve İran Nükleer Programı - İSMET HORASANLI

Yazar* İsmet HORASANLI

İran Nükleer Programı, İran ve Batı arasında uzun zamandan beri ihtilaf konusu olmuştur. Öyle ki, geçtiğimiz Haziran ayında meydana gelen 12 günlük İran-İsrail savaşının temel sebebini de İran nükleer programı oluşturmuştur. Savaştan kısa süre sonra bir yandan ABD, diğer yandan E-3 olarak bilinen İngiltere, Almanya ve Fransa, İran’ı müzakere masasına çağırmıştır. İran ise bu çağrıları net bir cevap vermeyince 17 Temmuz 2025’te Almanya, İngiltere ve Fransa Dışişleri Bakanları, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’yi arayarak İran’ın diplomasi masasına dönmemesi durumunda “tetik mekanizmasını” devreye sokacaklarını bildirmiştir. [i] İran ise geleneksel olarak dışişleri bakanlığı düzeyinde Avrupa’da gerçekleşen müzakereye, dışişleri bakan yardımcısı düzeyinde ve ancak İstanbul’da katılım sağlayacağını duyurmuştur. Müzakereye İran Dışişleri Bakanı Siyasi Yardımcısı Mecid Tahtırevançı ve Uluslararası İlişkiler Yardımcısı Kazım Garipabadi katılmıştır. [ii] Peki bu müzakere neden önemli ve tektik mekanizması nedir?

Tetik Mekanizması ve İşleyişi

Hatırlanacağı üzere 2013-2015 yıllarında ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya ile İran arasında, İran’ın nükleer programını kapsayan bir müzakere gerçekleşmiştir. İki sene süren müzakere sonucunda Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak bilinen bir anlaşma imzalanmıştır. KOEP’e göre İran nükleer faaliyetlerini barışçıl düzeyde sınırlı tutacak, bunun karşılığında İran’a uygulanan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve ABD yaptırımlarının kalkması planlanmıştı. Ancak 8 Mayıs 2018’de Trump tek taraflı olarak ABD’yi KOEP’ten çekmiş, böylece ABD yaptırımları geri gelmiştir. Öte yandan BM ve AB yaptırımları sözde de olsa halen askıda kalmaya devam etmektedir. BM yaptırımlarının askıda kalmasını sağlayan faktör ise BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararıdır, bu kararı ortadan kaldıracak şey ise tetik mekanizmasıdır. Dolayısıyla tetik mekanizmasının devreye girmesiyle BMGK 2231 sayılı karar ortadan kalkacak ve bunun sonucunda da BM’nin İran’a yönelik yaptırımları otomatik olarak geri gelecektir.

Mekanizmanın devreye girmesi için bir süreç gerekmektedir. Buna göre; KOEP’in 36. ve 37. Maddesi uyarınca KOEP kapsamındaki anlaşmazlıkların çözülmesi için KOEP’in ortak bir komisyonu bulunmaktadır. Bu doğrultuda KOEP’e hala taraf olan Fransa, Almanya, İngiltere, Rusya veya Çin, İran tarafından bir ihlal tespit ettiğinde bu durumu ortak komisyona bildirecektir. Benzer şekilde İran da diğer taraflardan bir ihlal tespit ettiğinde ortak komisyona bildirebilir. Ancak ABD resmi olarak anlaşmadan çekildiği için hukuki olarak böyle bir yetkisi yoktur. Ortak komisyonun, sorunu çözmek için 15 gün süresi bulunmaktadır. Bu süre içerisinde sorun çözülmezse konu, tarafların dışişleri bakanlıklarına götürülecektir. Dışişleri bakanlıklarının da sorunu çözmek için 15 günü bulunmaktadır. Burada da sorun çözülmezse sonraki beş gün içerisinde konu BMGK’ya taşınacaktır.

Konu BMGK’ya taşındığında ise 2231 sayılı karar devre dışı kalacak, dolayısıyla BMGK’nin BM yaptırımlarını askıda tutması için yeni bir karar çıkarması gerekecektir. BMGK’nin yeni bir karar çıkarması için otuz gün süresi bulunmaktadır. Dolayısıyla bir ihlalin ortak komisyona bildirilmesinden yaptırımların geri gelmesine kadar maksimum 65 gün süre bulunmaktadır. BMGK yeni bir karar çıkaramadığı taktirde 2231 sayılı kararın askıda tuttuğu bütün yaptırımlar tekrar uygulamaya girecektir. [iii] Çıkacak olan yeni karar vetoya tabi olduğundan dolayı büyük olasılıkla ABD böyle bir kararı veto edecek ve bu sürece girildiği taktirde yaptırımlar kaçınılmaz olarak geri gelecektir. Nitekim bu özelliğinden dolayı sürecin adı tetik mekanizması olarak konulmuştur. Bu nedenle İran’ın tek yapabileceği şey sürecin devreye girmesini engellemek olacaktır. Bu açıdan son dönemlerde bütün yaşananlara rağmen İran’ın, İstanbul görüşmelerine katılım sağlamasını bu yönde bir çaba olarak nitelendirmek mümkündür.

Diğer taraftan süreç açısından zaman giderek daralmaktadır. Zira BM yaptırımlarını askıda tutan 2231 sayılı karar 20 Ekim 2015’te yürürlüğe girmiş ve on sene geçerliliği bulunmaktadır. Aksi bir durum söz konusu olmadığında yani tetik mekanizması devreye girmediğinde, on sene sonunda (20 Ekim 2025’te) BM yaptırımları kalıcı olarak ortadan kalkacaktır. Bu açıdan bakıldığında yaptırımların kalkmasını istemeyen tarafların en geç 15 Ağustos’a kadar tetik mekanizmasını devreye sokmaları gerekmektedir. Rusya ve Çin’in böyle bir niyeti olmadığı anlaşılmaktadır. İngiltere, Fransa ve Almanya ise İran’ı tetik mekanizmasını devreye sokmakla tehdit ederek kendi İran’a istekleri doğrultusunda baskı oluşturmaktadırlar.

Görüşmelerin İstanbul’da Gerçekleşmesinin Anlamı ve Önemi

İran’ın nükleer müzakereleri geleneksel olarak Avrupa’da gerçekleşmiştir. Nitekim İran nükleer programı açısından tarihi bir metin olarak nitelendirilen KOEP de Avusturya’nın başkenti Viyana’da imzalanmıştır. Ancak İran-İsrail savaşı sırasında KOEP’i imzalayan taraflardan biri olan ABD tarafından İran nükleer tesisleri bombalanmıştır. Bu dönemde İsrail İran’a yönelik 12 günlük bir saldırı gerçekleştirmiş, Avrupa ise saldırıları genellikle cılız seslerler karşılamıştır. Durum böyleyken İran, diplomatik olarak daha çok güvendiği komşusu Türkiye’de görüşmelerin gerçekleşmesini kabul etmiştir.

Diğer yandan bölgede durmadan yoğun çatışmaların yaşandığı bir konjonktürde Türkiye’nin izlemiş olduğu denge politikasının artan önemi de dikkat çekmektedir. Bu doğrultuda Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken Türkiye arabuluculuğunda iki ülke arasında pek çok kez İstanbul’da görüşmeler gerçekleşmiştir. Nitekim İran nükleer görüşmelerinin hemen öncesinde 23-24 tarihleri arasında da bu iki ülke arasında yeni bir görüşmeyi ev sahipliği yapmıştır. Bu açıdan bakıldığında İran nükleer görüşmelerinin İstanbul’da gerçekleşmesini Türkiye’nin aktif diplomasisinin bir sonucu olarak da değerlendirmek mümkündür. Nitekim söz konusu görüşmenin İstanbul’da gerçekleşmesi Hakan Fidan’ın İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’yle yaptığı bir telefon görüşmesinden sonra meydana gelmiştir.

Sonuç olarak Türkiye’nin bu süreçte ev sahipliği yaptığı görüşmeler, bölgedeki denge politikası ve aktif diplomasisinin bir yansıması olarak öne çıkmaktadır. İstanbul’da gerçekleşen müzakereler, İran’ın nükleer faaliyetleri etrafındaki gerilimi azaltmak ve BM yaptırımlarının geleceğini belirlemek adına kritik bir öneme sahiptir. İran nükleer programı, uluslararası diplomasinin en karmaşık ve hassas meselelerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Tetik mekanizmasının devreye girme ihtimali ve 20 Ekim 2025’te BM yaptırımlarının kalıcı olarak kalkma olasılığı, tarafları zamanla yarışan bir diplomasi sürecine itmektedir. İstanbul müzakereleri, sadece İran ve Batı arasındaki ilişkilerin değil, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel arabuluculuk rolünün de geleceğini şekillendirecek önemli bir adım olarak tarihe geçebilir. Bu bağlamda, Türkiye’nin diplomatik girişimlerinin, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunması umulmaktadır.

***
Yazar hakkında

İsmet Horasanlı

Lisans derecesini Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden alan İsmet Horasanlı aynı üniversitede yüksek lisansını Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Devrim Sonrası İran’ın Körfez Bölgesine Yönelik Dış Politikası” teziyle tamamladı. Horasanlı 2014’te ABD’de bulunduğu dönemde CIEE’nin düzenlemiş olduğu “CIEE Civic Leadership Summit” programına katılma hakkı kazanıp başarıyla tamamlamıştır. Horasanlı 2017-2021’de İRAM’da çalışmıştır. Horasanlı AYBÜ/Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (ULİSA) Güvenlik Çalışmaları’ndan “The Rise of ISIS in Afghanistan: Islamic State-Khorasan (IS-K)”, teziyle ikinci yüksek lisans derecesini almıştır. Horasanlı bir dönem SETA Berlin’de staj yapmış, hali hazırda SETA Ankara’da çalışmaktadır. Horasanlı çalışmalarında Afganistan, İran dış politikası ve Körfez bölgesine ağırlık vermektedir. İleri düzeyde İngilizce, Farsça, orta düzeyde Peştuça ve Arapça bilmektedir.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.