enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
10:08 Teröre Karşı Ters Asimetri: İstihbarat -II-
09:16 Türkiye’nin turizm geliri, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar oldu…
09:05 İletişim Başkanı Altun: TRT, yarım asrı aşan yayıncılık birikimiyle önce bir kurum olmuştur…
09:05 Ankilozan Spondilit hastalığında ortalama tanı süresi 5 ila 8 yıl arasında gecikebiliyor…
08:56 Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi kaçağıyla mücadele kapsamında Diyarbakır’da kapsamlı bir denetim süreci başlattı…
08:38 Araştırmacı-Yazar Muzaffer Ayhan Kara, Otizmli bireylerin farklı alanlarda karşılaştığı zorluklara dikkat çekti…
08:27 NOW TV ekranlarında yayınlanan ve her bölümüyle gündem yaratan Kızıl Goncalar dizisi için final kararı alındı…
08:22 Prof. Dr. ESİN SUZER, İzmir Körfezi’ndeki kirliliğin ardından alınan örneklerde amonyak ve çözünmüş oksijen seviyesi normale yaklaştı”…
07:45 Mardin Telkârisi Turizmle Buluşuyor…
07:00 İnşaatı tamamlanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi’nin açılışına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak…
23:33 Diyarbakır’da aniden başlayan fırtınanın etkisiyle, fırtınada çatılar uçtu tabelalar devrildi…
17:40 İletişim Başkanı Altun’dan “1 Mayıs” mesajı…
12:16 Kocaeli’nin Körfez Belediye Başkanı Söğüt’ten ilk Hereke Halısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verildi!…
11:27 Şampiyon gibi oynamıyoruz!…
09:27 KASKF Başkan adayı Mevlüt Ağra, “Ben değil, biz anlayışı ile şeffaf kararlar alınacak”…
09:23 Uluslararası İstanbul Anne, Bebek, Çocuk Fuarı ‘CBME’ Türkiye’nin Yeni Odak Grupları Belli Oldu!
08:47 Ruslar, Ukrayna’daki cephede saldırılarını önemli ölçüde artırdı…
08:20 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de en büyük risk terör örgütleri”
08:00 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in bir kalıcı ateşkes garantisi verme niyeti yok”
07:56 Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Askerlik sınıflandırma sonuçları e-Devlet üzerinden erişime açıldı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İlhami Güler ve Hüseyin Atay!

İlhami Güler ve Hüseyin Atay!
13.09.2023
A+
A-

İlhami Güler, perspektif.online’da “Hocam Hüseyin Atay” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz. 

Hüseyin Atay hocamdan düşünme cesaretini öğrendiğim için, kendini eleştirme cüreti gösterdim. Makamı cennet olsun. Menzil şeyhinin (Gavs) cenaze törenine gösterilen siyasi ilgi ve halk ilgisi ile hocanın cenaze törenine gösterilen ilgisizlik, Türkiye’nin dinsel algısındaki aklın/ilmin ve duygunun yerini göstermesi bakımından ibretamizdir.

hüseyin atay

Rahmetli hocamın karakteri, Kur’an’ın izzeti ile Karadeniz’in ısrarı/iradesi ve inadının sentezi idi. Mezhepte değil, mutlak müçtehit idi. Temel İslam ilimlerinin akli ve nakli olanlarının hepsine (Kelam-Fıkıh-Hadis-Siyer, Tefsir, Felsefe, Tasavvuf) hâkimdi. Kendi deyimi ile “Kitaplara mahkûm değil; kitaplara hâkim” bir “Allame” idi. Mutezile-Maturidi ve Meşşâi (Farabi-İbn Sina-İbn Rüşd) ekollerine yakın durdu. Ağırlıklı olarak Arapça ile ilim yaptı. Kuzey Afrikalı düşünürler H. Hanefi, Ebu Zeyd, Cabiri, Arkoun ve T. Abdurrahman vb. gibi, Batı dillerine ve modern felsefeye muttali olan kendine has bir sistematik metodolojisi (Örneğin: Yapısalcılık, Post-Yapısalcılık, Fenomenoloji, Hermenötik, Müeyyed Akıl) ve mega yenileme “proje”si yoktu.

Doktora tezi olan “Kur’an’a Göre İman Esaslarının Tespiti” ile Sünni (Eş’ari) “kader” inancını, itikad (Amentü) esası olmaktan çıkardı. Kur’an, sahih sünnet ve aklı merkeze alarak Sünniliğin hem usulünde (Fıkıh Usulu-Usuliddin/Akide) hem de furuunda (fıkıhta-muamelat) içtihatlar yaptı. Örneğin, Kur’an’a dayanarak Sünniliğin Mesih-Mehdi inancını, taammüden oruç bozmanın 60 günlük kefareti gerektirdiğini, kaza namazını, abdestsiz Kur’an’a dokunulamayacağını-okunamayacağını… reddetti. “Kur’an’a Göre Araştırmalar” adlı dört kitapçıkta daha birçok içtihatlarını müdellel olarak yayınladı. Kur’an’a, sahih hadislere ve akla dayanarak, Türk-Tasavvuf Sünniliğini yenilemeye çalıştı. Rahmetli Ercümet Özkan ve Yaşar Nuri Öztürk, onun muakkipleri ve görüşlerini vülgarize edenlerdi.

Türkiye’deki medreseli ve ilahiyat fakültelerindeki mukallit Sünni ulema, geçmiş toplumların ve müşriklerin yeni bir söz-fikir karşısında: “Hayır, biz, babalarımızı bir din/ümmet üzere bulduk ve biz onların izinden gitmekteyiz.” (43/22, 23) dedikleri gibi, hocaya şaşı gözle baktılar ve onun içtihatlarını “bidat” olarak gördüler. İbadetlere ve donmuş akaide aşırı vurgu yapan bu “İlmihal Müslümanlığı”nı “İmansız ve ahlaksız” olduğu gerekçesi ile sert bir şekilde eleştirdi. Namazın kazasının olmadığına inandığı için “Sahib-i Tertip” idi. İçi ne ise, dışı da o idi. İkiyüzlülük ve münafıklık (takiyye-siyaset) yapmadı. Siyasete daima mesafeli durdu. Siyaset erbabı çağırdığında ise, çekinmeden gitti doğru bildiğini söyledi. Kenan Evren döneminde din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, onun önerisi ile olmuştu. İslam enstitülerinin ilahiyat fakültelerine dönüştürülmesi de, onun önerilerindendi. 28 Şubat döneminde oluşturulan bir komisyonun (H. Atay, Y. N. Öztürk, B. Bilgin, R. Ayas, A. Güneş, H. Elik) hazırlamış olduğu “İslam Gerçeği” (1995) kitapçığında, daha önce savunduğu fikirleri kıvırmadan serdetti. Siyasi erk, onu “tehlikeli” gördüğü için Diyanet İşleri Başkanı yapmadı. Oysa kendi, bu görevi bir dönem istemişti. Cumhuriyet’in değerleri ile İslam’ın değerlerinin sentezlenmesine çalışıyordu. Devlet görüşü Platon-Farabi’ye (Bilge Kral) yakındı. Siyasette “Şura”yı önemsiyordu.

hüseyin atay fakülte

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kur’an’ın akla dayandığına ve aklın yanılmaz olduğuna inanıyordu. Aklı yanıltanın irade, duygular ve içgüdüler (heva) olduğunu inanıyordu. Aklı yanıltan hususlar “akıl” ile memzuç, iç-içe, çamur gibi olduğu için, aklın “yanılmazlığı” görüşü kanaatimce doğru değildir. Hermenötik disiplini ve post-modern felsefe, klasik felsefenin ve pozitivizmin bu dogmasını tahtından indirmiştir. Metafizik, ahlak ve sosyal-psikolojik mevzularda “yorum”dan başka bir şey yoktur. Bu nedenle de sürekli teyakkuzda-tetikte olmak gerekir. Kur’an’ın “Takva” dediği şeyin de bu olduğu kanaatindeyim.

Kur’an’ın hitabının ve bütün hükümlerinin evrensel olduğuna inanıyordu. Oysa ben, Fazlurrahman gibi Kur’an’ın hitabı canlı muhataplar olarak Araplara olduğu için, ondaki bazı hükümlerin de “tarihsel” olduğu kanaatindeyim. Temel mesajının Hz. Nuh-Hz. İbrahim’den beri evrensel olduğu ve kıyamete kadar baki olduğunda herhangi bir ihtilaf yoktur. Tarihselci teori, kendini şeriatların “nesh” edilmesine dayandırır. Maturidi’nin dediği gibi, Hz. Ömer’in bazı içtihatlarında olduğu gibi, son şeriattan sonra “İçtihadi Nesh” ile şeriat yenilenir: “Sabit Din Dinamik Şeriat”. Evrensel olan ile tikel-tarihsel olan arasındaki dengeyi kuramamak, felsefi ve dogmatik teolojik düşüncenin tarih duygusunun zayıflığının bir alametidir.

Oysa, evrenselci görüş, insanlığın ahlaki tekamülü ile bazı hukuki hükümlerin yenilenmesi gerektiğine inanmadığı için; üstelik, bu sorumluluğu üstlenmeyi “küfür” olarak gördüğü için, filolojik ve sözlük açısından ibarelerin asla kaldıramayacağı anlamlar yüklenerek bu hükümler yenilenmeye çalışılır veya olduğu gibi uygulanması gerektiği savunulur. Benzer durumlara Atay Hoca da düşmüştür. Onun Kur’an mealinde böylesi garip durumlara rastlanır.  Nisa suresinin 34’üncü ayetindeki “Fedribuhunne” ibaresine verdiği anlam, bunun iyi bir örneğidir.

Hocamdan düşünme cesaretini öğrendiğim için, kendini eleştirme cüreti gösterdim. Makamı cennet olsun. Menzil şeyhinin (Gavs) cenaze törenine gösterilen siyasi ilgi ve halk ilgisi ile hocanın cenaze törenine gösterilen ilgisizlik, Türkiye’nin dinsel algısındaki aklın/ilmin ve duygunun yerini göstermesi bakımından ibretamizdir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.