enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
22:10 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye’ye özel bir destek programını başlatıyoruz
21:57 Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde 2001’de kurulan AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerini kazanarak geldiği iktidarda 23 yılı geride bıraktı.
21:36 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Adıyaman Üniversitesi’nin 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Töreni’ndeki konuştu…
17:56 Yargımızın Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı Sorunu
17:29 ABD’nin toplam kamu borcu, 22 Ekim itibarıyla 38 trilyon doları aşarak rekor seviyeye ulaştı.
07:56 Almanya, Türkiye’yi “stratejik ortak” olarak görüyor…
07:54 Mamdani Rüzgârı: Demokrat Parti’nin Sol Popülizmle İmtihanı
07:49 Türk Halk Müziği sanatçısı Mahsun Kırmızıgül Moskova’yı büyüledi…
07:38 Cumhuriyetin 102. Yılında: Şahi’den KAAN’a Uzanan YolFatih Sultan Mehmet’in Macar Orban’a döktürdüğü Şahi topu, dünya tarihinde bir devrin kapanışını simgeler.
07:35 Doç. Dr. İbrahim Karataş, DEAŞ’ın İslam’ın imajına verdiği tahribatın Gazze direnişiyle nasıl tersine döndüğünü anlattı…
07:22 Terörsüz Türkiye’de Gelinen Süreç ve Sonrası
07:22 Türkiye sadece platform değil ‘konsept’ de ihraç ediyor
07:17 TBMM Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam edecek…
07:00 Lübnan Ne Yapmak İstiyor?
00:26 İstanbul Ticaret Odası (İTO), Ekimde fiyatı en çok artan ve azalan ürünleri açıkladı…
00:14 TFF Başkanı Hacıosmanoğlu: Bahis soruşturması yaklaşık 3 bin 700 sporcuyla devam edecek
20:45 Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK), “5. Küresel Medya Buluşması” Alanya’da başlıyor
07:56 Engelli bireylerin toplumsal hayata katılımlarını artıran aktif yaşam merkezleri yeniden yapılandırılıyor…
07:50 Moskova’da Kritik Buluşma: Rusya’nın Suriye Politikası ve Ortadoğu’daki Güç Dengeleri…
07:24 Trump-Xi Görüşmesi: Soğuk Barış mı? Denge Arayışı mı?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılı röportajın 2. bölümü…

Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılı röportajın 2. bölümü…
18.04.2025
A+
A-

* Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılına girerken, bu sürecin birçok toplumsal boyutu tekrar gözden geçiriliyor.

* Göçmen toplulukların Hollanda’ya kattığı değerler, kültürel zenginlikler ve zorluklar geniş çapta tartışılmakta. Ancak bu süre zarfında en çok değişen ve dönüşen rollerden biri, Türk kadınının imajı olmuştur.

*Detayı röportajımızda!…

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

HOLLANDA  18 NİSAN 2025 – Hollanda’nın saygın yayın kuruluşu ‘Platform Dergisi’ Genel yayın yönetmeni Gazeteci Ebubekir TURGUT, dergisi için “Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılı” dolayısıyla gerçekleştirdiği röportajda, İlk kuşak kadınların Hollanda toplumundaki yeri, ikinci ve üçüncü kuşakla birlikte önemli bir evrim geçirdiğini aktarıyor.

Kadının aile içindeki rolünden iş hayatındaki yerine, toplumsal katkılarından kültürel kimliğini koruma çabalarına kadar birçok yönüyle yeniden şekillenen bu imajın, bugün nasıl algılandığını? Hollanda’daki Türk kadınının kimliği, beklentileri, başarıları ve mücadelelerinin neler olduğunu Göçün 60. yılı dolayısıyla Türk kadınının Hollanda’daki imajını ve bu süreçte yaşadığı dönüşümleri değerlendiriyor.

Göçün 60. Yılında Hollanda'da Türk Kadınının İmajı Haberleri | Platform Dergisi

Hollanda’da yaşayan Türk kadınları, yaşadıkları toplumda çeşitli engellerle mücadele ederken, kendi kimliklerini koruyarak, toplumsal entegrasyon sağlamaya çalışıyorlar. Av Nursel Köse-AlbayrakFigen Arslan (UID Hollanda Ar-Ge ve Eğitim Başkanı), Selma Sayın. ( Analist, Araştırmacı, Yazar)Av.Celen Jale ve Sevtap Parlak (Stichting sanatoli ), Meral Çelik (HDV) gibi kadınların röportajları, bu mücadelenin farklı boyutlarını ve zorluklarını ortaya koyuyor. Bu yazıda, söz konusu röportajlardan yola çıkarak Hollanda’daki Türk kadınlarının karşılaştığı sorunlar ve toplumdaki yerlerini değerlendiriyor.

Bugün de röportajımızın 2. bölümünde Av Nursel Köse-Albayrak, Selma Sayın. ( Analist, Araştırmacı, Yazar) ve Sevtap Parlak’dan (Stichting sanatoli ) söz edeceğiz…

Türk kimliğim içimde kök salmış bir parçam. Örf, adet ve değerlerimizi yaşıyor ve hissediyorum

Av. Nursel Köse: Küçük yaşta Hollanda’ya geldiğim için başka bir ülkede Türk kadınına yönelik tutumlarla ilgili tecrübem yok. Bu yüzden kıyaslama yapamam ama Hollanda’da Türk kadını olmanın değerli bir durum olduğunu düşünüyorum. Günlük hayatta kadına verilen değer, sunulan imkanlar ve bireyin kendi doğrularına göre bir yaşam çizebilme özgürlüğü, huzur ve yaşam seviyesini katbekat artırıyor.

Toplumdaki yerimiz ne olursa olsun, düşüncelerimizi ifade edebilmek, eğitim alabilmek, kendimizi geliştirmek, çalışma ve aile hayatını dengeleyebilmek gibi konularda sağlanan kolaylıklar başka ülkelerde bu düzeyde bulunmayabilir.

Türk kimliğim ise içimde kök salmış bir parçam. Örf, adet ve değerlerimizi yaşıyor ve hissediyorum. Hollanda kültürüyle uyuşmayan durumlar olsa da, özümden vazgeçmek zorunda kalmadığım sürece bu farklılıklar beni güçlendiriyor. İki kültüre sahip olmak gerçekten harika bir durum.

Tabii ki herkes gibi benim de üzüldüğüm olaylar oluyor. Ama Türk kadınlığına dair hissettiğim gurur, onur ve kararlılık, beni hayatta dengede tutuyor. Kadınlığımı hiçbir zaman bir mağduriyet olarak görmedim, aksine Türk kadını olmayı her zaman bir lütuf olarak gördüm. Bu bakış açısıyla hangi ülkede olursanız olun, istikrarınızı kaybetmezsiniz.

Selma Sayın: Hollanda’da ikinci nesil Türk kadını olarak kendimi “İki kültür arasında sıkışmış, bir şeylerin eksikliğini yaşamış ve sürekli kendini ispatlamaya çalışmış biri” olarak tanımlardım.

Selma Sayın: Hollanda’da ikinci nesil Türk kadını olarak kendimi “İki kültür arasında sıkışmış, bir şeylerin eksikliğini yaşamış ve sürekli kendini ispatlamaya çalışmış biri” olarak tanımlardım.

Şahsi tecrübelerim, çoğu kişi gibi, travmatik bir geçmişe dayanıyor. Çocukluk dönemine kadar uzanan eksiklikler ve duygular bu sürecin bir parçasıydı. İlkokula tek kelime Hollandaca bilmeden başladım. Anaokulu döneminde, herkesin ebeveynleri etkinliklere katılırken, annemin çekingen tavrı nedeniyle yalnız kalırdım. Yine de annemin bana sarıldığı bir anı asla unutmam; o sevgi dolu jest içimi ısıtmıştı.

Eksikliklerle büyüdük. Bu durum, bizlere özgüven eksikliği yaşatsa da küçük yaşta mücadele etmeyi öğretti. Özellikle ikinci nesil, iki kültür arasında sıkışıp kaldı. Hollanda’nın bazı değerleri bizim için “tabu” kabul ediliyordu. Karnaval dönemlerinde kıyafet seçerken hem Hollanda kültürüne uymaya hem de Türk geleneklerinden sapmamaya çalışırdık. Özellikle kız çocukları üzerinde “el âlem ne der” baskısı yoğundu.

Eğitim hayatında da kolaylık sağlanmadı. Öğretmenler genelde Türk kızlarını ciddiye almadı ve küçümsedi. Bu dönemde ailelerimizden de duygusal bir destek göremedik. Bu, yükümüzü daha da ağırlaştırdı. Tüm bunlara rağmen, hayatımıza damga vuran başarılarımız, genelde çocukluk dönemimizdeki mücadelelerden beslendi.

Sevtap Parlak: Türk kimliğimle Hollanda’daki yaşamım arasında bazen denge kurmam gereken durumlar oluyor

Sevtap Parlak: Hollanda’da bir Türk kadını olarak kendimi hem Türk kimliğimle hem de Hollanda’da yaşamanın getirdiği deneyimlerle şekillenen çok kültürlü bir kimlik olarak tanımlıyorum. Türk kimliğim, yetiştiğim kültür, dilim, aile bağlarım ve değerlerimle şekillenmiş durumda. Bunlar bana güçlü bir kök ve aidiyet duygusu veriyor. Örneğin, Türk mutfağı, gelenekler, aileme olan bağlılık, Türkçe konuşmak ve kendimi bu dilde ifade etmek gibi değerler, hayatımda önemli bir yer tutuyor.

Hollanda’daki hayatım ise bana daha geniş bir bakış açısı, çeşitliliğe açık bir yaklaşım ve bağımsızlık sunuyor. Hollanda kültürünün bireyselliğe ve özgürlüğe olan vurgusu, kendimi ifade etme konusunda beni daha cesur ve kendine güvenen bir birey haline getirdi. Toplumdaki hoşgörü kültürü, farklılıklara saygı duyma ve herkesin kendi kimliğiyle var olabilmesi, burada kendimi rahat hissetmemi sağlıyor.

Türk kimliğimle Hollanda’daki yaşamım arasında bazen denge kurmam gereken durumlar oluyor. Örneğin, ailemin değerleriyle buradaki yaşam tarzı ve sosyal beklentiler bazen çelişebiliyor. Bu tür durumlarda iki kültür arasındaki dengeyi bulmaya çalışıyorum. Kendi kültürümden vazgeçmeden, Hollanda toplumuna katkıda bulunabileceğim, oraya da uyum sağlayabileceğim bir yol arıyorum.

Bu iki kültür arasındaki denge aslında benim kimliğimin bir parçası haline geldi. Kendimi “çift kültürlü” olarak tanımlamak en doğrusu olur. İki kültür arasında köprü görevi görmeyi, bu çeşitlilikten beslenerek güçlü bir birey olarak yol almayı seviyorum. devam edecek

Kadin Dergisi | Avrupa Platform 11. Şiir Yarışması Başladı

Gazeteci* Ebubekir TURGUT, Platform Dergisi, Hollanda

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.