enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
19:39 Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 81. yılı
07:50 İklim krizi, mevcut eşitsizlikleri, adaletsizlikleri açığa çıkaran ve derinleştiren bir “risk çarpanı”…
07:46 Adı terörle anılan Gabar Dağı, şimdi enerjide önemli bir nokta…
07:30 Tarihi komisyon 18 Kasım’da toplanacak
07:16 Gazeteci Mustafa Salman’ın, Küresel Gazeteciler Konseyi 5. Küresel Medya Çalıştayı izlenimleri…
07:16 Babam Prof. Dr. İbrahim Hakkı Atun!…
07:01 Romanya Dışişleri Bakanı Oana Toiu’nun Ankara Ziyareti ve Türkiye-Romanya Güvenlik İlişkilerinde Gelişmeler
02:55 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’nin Kıbrıs davasındaki duruşunun her zaman net…
22:23 Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen “C130” tipi askeri kargo uçağında şehit olan askerlerin naaşları Ankara’ya getirildi…
12:48 MSB: Envanterdeki C-130 uçaklarının uçuşları tedbiren durduruldu
09:38 Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!
00:34 Bakan Işıkhan, “2025 yılı Ağustos ayı itibarıyla belediyelerin, SGK’ye toplam borcu 234,2 milyar lira”
00:12 Sağlık hizmetlerindeki tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine köklü değişiklik
17:28 Düşen askeri kargo uçağında 20 askerimiz şehit oldu
07:57 Adana’da Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın “Üç Jokerli Konken’i” adlı oyununa büyük ilgi… 
07:57 Aon Türkiye 30.Yıl Risk Zirvesi’nde iş dünyasının gündemindeki ilk 10 risk paylaşıldı
07:47 ABD’nin Orta Asya Stratejisinde Yeni Dönem: C5+1’in Dönüşümü
07:29 Konya’dan Kenya’ya bir başarı hikayesi
07:09 TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency’ndan Veysel KAVRAYAN’ın Alanya notları…
00:58 Kapadokya’da balon sepetlerine, “10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü”nde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri asıldı.
TÜMÜNÜ GÖSTER →

HDP İddianamesi ve Hukuki Süreç

HDP İddianamesi ve Hukuki Süreç
05.04.2021
A+
A-

TÜHA HABER / Anayasa Mahkemesi, Yargıtay cumhuriyet başsavcısının 17 Mart tarihli HDP hakkında hazırladığı kapatma davası iddianamesini 31 Mart Çarşamba günü iade etme kararı aldı. Bu karar üzerine çeşitli tepkilerin gösterildiğine şahit olduk. HDP sözcüleri iade kararının iddianamenin mesnetsiz olduğunu ve kapatma için yeterli gerekçenin bulunmadığını gösterdiğini iddia etmiştir. Buna karşılık karara sert tepki gösteren MHP…

Cem Duran UZUN & SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmaları Direktörü

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay cumhuriyet başsavcısının 17 Mart tarihli HDP hakkında hazırladığı kapatma davası iddianamesini 31 Mart Çarşamba günü iade etme kararı aldı. Bu karar üzerine çeşitli tepkilerin gösterildiğine şahit olduk. HDP sözcüleri iade kararının iddianamenin mesnetsiz olduğunu ve kapatma için yeterli gerekçenin bulunmadığını gösterdiğini iddia etmiştir. Buna karşılık karara sert tepki gösteren MHP Genel Başkanı Bahçeli ise Anayasa Mahkemesinin kapatılması gerektiğini söylemiştir.

İade kararını ele almadan önce hukuki çerçeveyi tespit etmek yerinde olacaktır. Siyasi parti kapatma davasının nasıl yürütüleceğine ilişkin hükümler Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu ve Anayasa Mahkemesi Kanunu’nda düzenlenmektedir. Ayrıca 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kanunu’nun 52. maddesine göre “Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin davalar, 5271 sayılı Kanun’un davanın mahiyetine uygun hükümleri uygulanmak suretiyle dosya üzerinden Genel Kurulca incelenir ve kesin karara bağlanır.” Bu hüküm parti kapatma davasında yargılama usulü açısından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun genel kanun olarak uygulanacağını hükme bağlamaktadır.

Buna göre Anayasa Mahkemesi davanın esasına girerek kapatma talebi hakkında karar vermeden önce ilk inceleme aşamasında iddianamede eksik ya da hatalı hususların olup olmadığına bakacaktır. 5271 sayılı Kanun’un “İddianamenin İadesi” başlıklı 174. maddesinde iddianamenin verilmesinden başlayarak on beş gün içerisinde mahkemenin eksik ve hatalı noktaları belirtilmek suretiyle iddianameyi savcılığa iade edebileceği düzenlenmektedir. 174. maddenin atıf yaptığı 170. maddede ise “Yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” demektedir. İşte Anayasa Mahkemesi iddianamenin iadesi kararında “partinin yetkili organlarının eylemleriyle Anayasa’nın 68 ve 69. maddesinde düzenlenen ‘odak olma’ fiili arasında gerekli ilişkilendirmelerin yapılmadığı” gerekçesine dayanmıştır.

Mahkemenin bu kararında kapatma davasının esasına ilişkin bir değerlendirme veya partinin Anayasa’ya aykırı eylemlerin odağı olması konusunda bir karar söz konusu değildir. İlk inceleme aşamasında esasa girmeden önce usuli eksiklikler incelenmiş ve bunların düzeltilmesi amacıyla iade kararı verilmiştir. O sebeple bu karara büyük sonuçlar atfetmek ve mahkemeyi suçlamak anlamlı değil.

Başsavcılığın iddianamesinde yukarıda değinilen eksikliğin yanında kapatılması istenen partiden ayrılmış veya ölmüş kişilerin eylemlerine de yer verildiği ve bu kişiler hakkında da siyaset yasağı istendiği belirtiliyor. Bu sebeple iddianamenin aceleyle özensiz hazırlandığı eleştirileri yöneltildiği ve hatta önceki kapatma iddianamelerine benzetildiği görülüyor. Hatırlanacak olursa Fazilet Partisi hakkında Başsavcı Vural Savaş tarafından hazırlanan iddianamede “metastas yapan ur” tabiri kullanılmıştı. AK Parti’yi kapatma iddianamesinde yer alan iddialar ve deliller hakkında ise Anayasa Mahkemesi şu tespitleri yapmıştı: Parti üyesi olmayan kişilerin eylemlerine ve hukuksal niteliği olmayan öznel yorumlara yer verildiği, herhangi bir ses ve görüntü kaydı ile desteklenmeyen yanlı basın organlarında yer alan haberlerin kullanıldığı, bazı delillerin medyada yer aldığı şeklinden başkalaştırılarak kullanıldığı ve hatta bazılarının ise gerçek olmadığı görülmüştür (AYM, E.2008/1, K.2008/2, Karar tarihi: 30.07.2008). Yani Anayasa Mahkemesi açıkça AK Parti iddianamesinde çarpıtılmış sahte delillere yer verildiğini tespit etmiştir. Bu açıdan bu iddianamelerle HDP hakkında hazırlanan iddianameyi kıyaslamak mümkün değildir.

HDP iddianamesi incelendiğinde medyada çıkan haberler, konuşmalar, görüntüler ve ses kaydı gibi bulgulara değil doğrudan yargı kararlarına delil olarak yer verildiği görülüyor. 609 sayfayı bulan iddianamenin 581 sayfasında partinin genel başkanı, yöneticisi, milletvekili, belediye başkanı ve üyeleri gibi 687 ismin yargı kararına konu olmuş eylemlerine yer veriliyor. Mahkeme kararları usul hukukunda bir vakanın varlığı konusunda kesin delil olarak kabul edilmektedir (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, m. 204). Bu açıdan iddianamenin dayandığı delillerin zayıf olduğunu söylemek mümkün değildir.

Başsavcılık, Anayasa Mahkemesinin iade kararı doğrultusunda usuli eksiklikleri giderip iddianameyi yeniden Anayasa Mahkemesine sunacaktır. Anayasa Mahkemesi bu kesin delillerle tespit edilmiş eylemlerin Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrasındaki yasak amaçlara (yani devletin bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırma amacına) ilişkin olduğu ve kararlılık içerisinde işlendiği sonucuna varır ise partinin odak haline geldiğine ve kapatılmasına karar verebilecektir (Anayasa, m. 69/6). Aksi durumda ise kapatılmama kararı veya devlet yardımından yoksun bırakma cezasına hükmedebilecektir. Şüphesiz davanın önemli siyasal sonuçları ve etkileri olacaktır. Ancak bundan sonra sürecin yargı tarafından hukukun gereğine uygun bir şekilde yürütülmesine hassasiyet gösterilmesi gerekir.

[TÜHA Haber Ajansı, 5 Nisan 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.