enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:48 MSB: Envanterdeki C-130 uçaklarının uçuşları tedbiren durduruldu
09:38 Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!
00:34 Bakan Işıkhan, “2025 yılı Ağustos ayı itibarıyla belediyelerin, SGK’ye toplam borcu 234,2 milyar lira”
00:12 Sağlık hizmetlerindeki tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine köklü değişiklik
17:28 Düşen askeri kargo uçağında 20 askerimiz şehit oldu
07:57 Adana’da Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın “Üç Jokerli Konken’i” adlı oyununa büyük ilgi… 
07:57 Aon Türkiye 30.Yıl Risk Zirvesi’nde iş dünyasının gündemindeki ilk 10 risk paylaşıldı
07:47 ABD’nin Orta Asya Stratejisinde Yeni Dönem: C5+1’in Dönüşümü
07:29 Konya’dan Kenya’ya bir başarı hikayesi
07:09 TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency’ndan Veysel KAVRAYAN’ın Alanya notları…
00:58 Kapadokya’da balon sepetlerine, “10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü”nde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri asıldı.
00:57 CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’yla ilgili gerekçeli kararı açıklandı…
00:41 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda konuştu..
00:40 İBB iddianamesi tamamlandı: İmamoğlu’na 2 bin 430 yıla kadar hapis istemi…
00:38 İletişim Başkanı Duran, “KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman’ın ziyareti, Erdoğan’ın davetine icabetle gerçekleşiyor”
00:31 PFDK’dan Zorbay Küçük kararı
00:13 Ömer Çelik: Cumhur İttifakı’nı koalisyon sanıyorlar
21:12 Bahis oynadığı tespit edilen 1024 futbolcu PFDK’ya sevk edildi
13:56 Beni Hatırlayınız!…
11:42 Yiğit Bir Dava Adamı: Osman Yüksel Serdengeçti…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!

Gelenekle modernlik arasında köprü kuran kadın sufiler!
13.11.2025
A+
A-

* Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Harvard Üniversitesi’nde yürüttüğü çalışmalarda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kadın sufilerin manevi, kültürel ve toplumsal rollerini mercek altına aldı.

* Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin tarih boyunca “toplumun manevi dokusunu örerken satır aralarında kalmış kahramanlar” olduklarını söyledi.

* ABD’deki Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezinde doktora sonrası araştırmalarını sürdüren Dr. Yalçınkaya, Genç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet döneminde yaşamış kadın sufilerin “gelenek ile modernlik arasında köprü kuran öncü şahsiyetler” olduğunu vurguladı.

*İşte detayı!…

Öne çıkan konu başlıkları:

-“Kadınlar geri plandaydı” algısı bir yanılgı

-Kadın sufilerin yaşam öyküleri birer yol haritası niteliğinde

-Maneviyat, günlük hayatla bütünleşmeli

-Kadın sufilerin yaşam öyküleri birer yol haritası niteliğinde

-Maneviyat, günlük hayatla bütünleşmeli

-Kadın sufiler “modern Türkiye’de bir tür manevi arka plan liderliği” yaptı

* İşte detayı!…

TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency

İnsanlık yeniden tarif edilecek! Harvard Üniversitesi'nde çalışmalarını yürüten Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya anlattı… - iskenderun

Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi 

Ataner YÜCE (@AtanerYuce) / X

WASHİNGTON (Cambridge), 13 KASIM 2025 – Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, Harvard Üniversitesi’nde yürüttüğü çalışmalarda Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kadın sufilerin manevi, kültürel ve toplumsal rollerini mercek altına aldı.

ABD’deki Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezinde doktora sonrası araştırmalarını sürdüren Dr. Yalçınkaya, Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet döneminde yaşamış Hatice Cenan Sultan, Semiha Cemal Hanım, Samiha Ayverdi, Safiye Erol, Meşkure Sargut ve Sofi Huri gibi isimlerin “gelenek ile modernlik arasında köprü kuran öncü şahsiyetler” olduğunu vurguladı.

Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, “Bu kadınlar, resmi unvanlardan ziyade manevi rehberlikleriyle toplumsal birlik ve empatiyi güçlendirdiler. Onlar hep oradaydılar; gönül erleri yetiştiren gönül anneleri, kültürümüzün isimsiz mimarları oldular.” dedi.

“Kadınlar geri plandaydı” algısı bir yanılgı

Tasavvuf geleneğinde kadınların genellikle geri planda kaldığı yönündeki yaygın algıyı değerlendiren Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin tarihsel olarak tasavvufun görünmez mimarları olduğunu ifade etti.

Dr. Yalçınkaya, “Tarihsel olarak baktığımızda kadın sufiler, tasavvuf geleneğinin görünmez mimarları gibidir. İlk İslam asırlarından itibaren kadınlar tasavvuf yolunda varlık göstermiş, ancak isimleri çoğu zaman kayda geçmemiştir.” dedi.

8. yüzyılda yaşamış Rabia el-Adeviyye’nin, “kadınların da en yüksek manevi mertebelere ulaşabileceğini kanıtladığını” dile getiren Dr. Yalçınkaya, Osmanlı döneminde ise kadınların rolünün çoğunlukla tekke ve dergahların “gönül mutfağını işletmek şeklinde” olduğunu belirtti.

Osmanlı’nın son dönemine damga vuran Ken’an Rifai Hazretleri’nin annesi Hatice Cenan Sultan’ın rolüne dikkat çeken Dr. Yalçınkaya, Hatice Cenan Hanım’ın oğluna olan nasihatini aktararak, bir kadın sufinin toplumsal birlik ve empatiyi nasıl yücelttiğini söyledi.

Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin rolünün resmi unvanlardan ziyade manevi rehberlikte gizli olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla ‘kadınlar geri plandaydı’ algısı, tarihin satır aralarını okumadığımızda ortaya çıkan bir yanılgı. Aslında onlar hep oradaydı; gönül erleri yetiştiren gönül anneleri, kültürümüzün isimsiz mimarları oldular.” diye konuştu.

Kadın sufilerin yaşam öyküleri birer yol haritası niteliğinde

Modern dünyanın karmaşasında yön arayan kadınlar için tarihsel kadın sufilerin yaşam öykülerinin birer yol haritası niteliğinde olduğunu belirten Dr. Yalçınkaya, onların ortak paydasının “irade, sabır ve sevgiyle kendi nefislerini aşarak topluma ışık saçmaları” olduğunu kaydetti.

Cumhuriyet’in ilk kadın felsefecilerinden Semiha Cemal Hanım’ın hayatını, “akılla kalbin, bilimle maneviyatın buluşmasına örnek” olarak gösteren Dr. Yalçınkaya, onun felsefe eğitimi almasının tasavvuf yolunda engel değil, aksine bir donanım olduğunu, Semiha Cemal’in azminin, “ilim ve irfan birlikte olabilir” mesajını genç kadınlara ulaştırdığını söyledi.

Samiha Ayverdi’nin, romanlarıyla tasavvufun sevgi ve olgunlaşma prensiplerini geniş kitlelere taşırken; Safiye Erol’un ise “bir kadının hem entelektüel hem de manevî olabileceğini” göstermesiyle dikkat çektiğini anlatan Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, “Meşkûre Sargut Hanım ise adanmışlığı ve hizmet anlayışıyla modern kadına sabır, sevgi ve sadakat dersi veriyor. Sofi Huri ise farklı bir kültürden gelip tasavvufun enginliğinde hakikati bulan evrensel bir örnek olarak sevginin sınır tanımadığını hatırlatıyor.” ifadesinde bulundu.

Günümüz tasavvuf çevrelerinde Cemalnur Sargut’un annesi olarak bilinen Meşkûre Sargut Hanımefendi’nin yaşamını “tam bir adanmışlık destanı” olarak nitelendiren Dr. Yalçınkaya, onun hikayesinin modern kadınlar için sabır, sadakat ve hizmetin sembolü olduğunu kaydetti.

Maneviyat, günlük hayatla bütünleşmeli

Modern dünyadaki ruhsal doyumsuzluk ve aidiyet eksikliğine karşı kadın sufilerin birer “kutup yıldızı gibi yolumuzu aydınlattığını” ifade eden Dr. Yalçınkaya, bu figürlerin maneviyatın günlük hayatla bütünleşebileceğinin kanıtları olduğunu söyledi.

Samiha Ayverdi’nin kadının toplumsal uyumdaki rolünü tanımlayan sözlerini hatırlatan Dr. Yalçınkaya, Ayverdi’ye göre kadının, “cemiyet ahenginin ipuçlarını elinde tutan ve aile kavramını petekleyip dolduran sırlı kuvvet” olduğunu belirtti.

“Toplumsal birliktelik ve empati, maneviyat arayışındaki herkese iyi gelecektir”

Dr. Arzu Eylül Yalçınkaya, kadın sufilerin, özellikle 1966’da Samiha Ayverdi’nin öncülüğünde kurulan Türk Kadınları Kültür Derneği (TÜRKKAD) gibi sivil toplum faaliyetleri aracılığıyla “geleneksel maneviyatı modern toplum formuna adapte ettiklerini” ve bunun günümüzde STK’larda kadınların üstlenebileceği rol için yol gösterici olduğunu ifade etti.

Kadın sufiler “modern Türkiye’de bir tür manevi arka plan liderliği” yaptı

Harvard Divinity School’a sunduğu araştırma önerisinin temelinde, kadın sufilerin Cumhuriyet döneminde manevi geleneğin devamında üstlendiği “arka plandaki misyonun” yattığını belirten Dr. Yalçınkaya, kadın sufilerin “modern Türkiye’de bir tür manevi arka plan liderliği” yaptığını dile getirdi.

Bu çalışmaların toplumsal hafızaya kazandırılmasıyla oluşacak etkiye değinen Dr. Yalçınkaya, şunları kaydetti:

Cumhuriyet döneminde tekkelerin resmen kapalı olduğu zaman diliminde, manevi geleneğin sönmeyen ışığı kadınlar sayesinde devam etti… Kadınlar bu geleneğin öznesi, aktörü, kurucusu, hamisi olagelmiş.

Sofi Huri gibi evrensel örneklerin İslam tasavvufunun kapsayıcılığını göstermesi açısından kritik olduğunu vurgulayan Dr. Yalçınkaya, yabancı meslektaşlarının bu hikayelere hayran kaldığını ve böylece “kültürel diplomasi” diyebileceği bir faydanın ortaya çıktığını belirtti.

Dr. Yalçınkaya, sözlerini bu kadın sufilerin hayatlarından öğrenilecek daha çok şeyimiz olduğunu dile getirerek, şöyle noktaladı:

Bu kadın sufilerin hayatlarından öğrenecek daha çok şeyimiz var. Onları okudukça, anlattıkça hem kendimiz manevi olarak besleniyoruz hem de toplumumuza ilham olacak değerler kazandırıyoruz.

***

Kısa Özgeçmiş

Arzu Eylül Yalçınkaya, İstanbul Üniversitesi’nde “Ken’ân Rifâî’nin Mesnevî Sohbetleri” adlı yüksek lisans tezini tamamlamasının ardından (2012), Harvard Üniversitesi Extention School Dini Etütler Bölümünde ikinci master programına başladı (2013). Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nün kuruluşu itibariyle (2015) halen sürdürmekte olduğu öğretim elemanlığı görevine atandı. Bu sırada, Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde başladığı doktorasını Abdullah Kartal ve Harvard Universitesi Tarih bölümünden Cemal Kafadar’ın ortak danışmanlığıyla 2020 yılında tamamladı. Başlıca araştırma dilleri Arapça, İngilizce ve Farsça’dır. 2022-23 Akademik yılında Harvard Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde ziyaretçi araştırmacı olarak görevlendirilen Yalçınkaya, “The Role of Sufi Thought as the Bridge between the Late Ottoman Empire and Early Republican Turkey: Attitudes of Sufi Intellectuals during the Transitional Period” [Geç Osmanlı İmparatorluğu ile Erken Cumhuriyet Türkiyesi Arasında Bir Köprü Olarak Tasavvuf Düşüncesinin Rolü: Sufi Entelektüellerin Geçiş Dönemindeki Tutumları] başlıklı projesi üzerinde çalışmaktadır. Akademik çalışmalarından bazıları şu şekilde sıralanabilir: “Ahmed er-Rifâî’nin Tasavvuf Anlayışının Anahtar Kavramları: Tevâzu, Meskenet, Züll, İnkisâr, Acz, Fakr”; “Son Dönem Osmanlı Şeyhlerinden Kenân Rifâî: Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı”, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran 2020, “İlk Dönem Tasavvuf Klasiklerinde Zühd Kavramı Üzerine”, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Haziran 2020. Yurt içi ve yurt dışında sempozyumlara katılan Yalçınkaya, çeşitli kültür merkezlerinde halkı bilgilendirme amaçlı konferans ve seminerler vermektedir.
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.