enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:36 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, doğurganlık hızındaki düşüş ile yaşlanan nüfusa dikkati çekti
23:17 Hafta sonu hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerine çıkıyor
23:03 MİT Başkanı Kalın’dan Hakkâri, Yüksekova ve Çukurca’ya ziyaret
22:57 Bakan Yumaklı: Lütfen dışarıda ateş yakmayın
21:36 Başkent Ankara’da 17. Türkiye Gitar Buluşması!
19:58 Fransa yumuşak gücünü artırmak için ‘diplomatik rezerv’ başlattı
19:14 Türkiye – Türkmenistan arasında ticaret hacmi yılın ilk altı ayında yüzde 26,3 arttı
18:53 Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal sulama projeleriyle atıl vaziyette bulunan tarım arazileri suyla buluştu…
17:55 Derin yoksulluk: Görünmeyenin gerçeği
17:44 Marmara Bölgesi’nde işverenler istihdamda olumlu hava bekliyor
17:31 KADEM Kocaeli Temsilciliği’nden “Aşurede Buluşalım” Etkinliği
17:02 Kocaeli Organizasyonuna yeni bir soluk!
10:09 İletişim Başkanı Altun: Özgür Özel’in ifadeleri toplumsal barışı zedeleyen ciddi bir sorumsuzluktur
09:51 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarına tepki
09:39 Bakan Tunç: Kamu düzenini bozan eylemler, ifade özgürlüğü hakkı kapsamında değerlendirilemez
09:29 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, “İran-İsrail çatışmaları nedeniyle İran’da kalan uçaklar, Türkiye’ye geri getirilecek”
09:20 Sanayide kullanılan su nereden geliyor
09:19 6 kıtaya karavan satıyor
09:17 Kaspersky uzmanları, kullanıcıların kişisel verilerini çalmak amacıyla oluşturulan sahte internet siteleri konusunda uyarıyor.
08:29 Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre ihracat, yüzde 8 artışla 20 milyar 537 milyon dolara çıktı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Gazze’deki İsrail zulmü karşısında Türk ve Dünya solu

Gazze’deki İsrail zulmü karşısında Türk ve Dünya solu
A+
A-

İsrail’in tam bir yıldır Gazze’deki Filistin halkına yaptığı zulüm, uyguladığı soykırım, yaşattığı inanılmaz acılar; bunlara karşı dünyada gösterilen tepkiler konusunda gerçek bir kriter rolü yerine getirdi.
Zulüm ve haksızlık karşısında kim nerede duruyor, kim ne söylüyor, kim hangi eylemde bulunuyor, bunun ayrımı için bir araç oldu. Bugün geldiğimiz yerde şu yargıya varacak durumdayız: Hemen hemen bütün ülkelerde solcular ve sol hareketler kendi çaplarında mazlum Gazze halkından yana, İsrail karşısında konumlandılar. Sözlü veya fiili, kişisel veya örgütsel tepkiler ortaya koydular.Hep iddia edildiği gibi ideolojik olarak solun daima ezilenden, sömürülenden yana, zalimin karşısında bulunduğunu bir ölçüde kanıtladılar. Ne yazık ki yalnızca Türk solcuları ve solcu örgütleri böyle bir duruştan istisna teşkil ettiler. Solculuk adına çok cılız, çok etkisiz bireysel bazı seslerin haricinde dişe dokunur, hatırı sayılır bir tepki gösteremediler. Daha da önemlisi Türkiye’deki muhalif kesimler ve solcular genel olarak Arapları ve dolayısıyla Filistinlileri aşağılama, “pis Araplar, oh olsun!” deme eğilimini yansıtan beyanlarda bulundular.

Bugün Filistin’de yaşananın sıradan bir Filistinli Arap ve İsrail çatışması olmadığını; sahipsiz, savunmasız bir halkın savaş makinası bir güç karşısında facialar içinde yok olmaya terk edildiğini görmek istemediler.

Gazze’de yaşananlar dinden, ırktan, herhangi başka bir aidiyetten bağımsız şekilde yalnızca soyut insanlık sorunu olarakele alınmadıkça adaletli bir duruşa ulaşılamaz. Gazze ve Filistin halkı, Müslüman değil de kıpkızıl kafir, Mecus, putperest bile olsa zulme muhatap olduğu için “amasız”, “fakatsız”yanında olunması gerekir. Ama bazı muhalefet çevreleri ve Türk solcuları Gazze’deki tarihin bu en büyük zulmü karşısında, “mazluma kimliği sorulmaz” şeklindeki son yılların politik literatürünün çok değerli ilkesinden hiç haberleri yokmuş gibi davrandılar.

Türk sağı ve muhafazakarları soğuk savaş yıllarında ne kadar ABD politikalarına alet olduysa, Türk solu da son çeyrek yüzyıldır ABD’nin Ortadoğu politikalarından en azından rahatsızlık duymayan bir çizgiye kaydılar. Bu yüzden “Mavi vatan” politikasını “masal” diye nitelediler. Gazze’deki zulüm ve soykırım söz konusu olduğunda ABD’nin sorumluluğu, günahı, vebali İsrail’den bir gram dahi eksik olmadığı halde dişe dokunur bir isyan, bir itiraz, bir tepki ortaya koymadılar. Soğuk savaş yıllarının solculuğu ile 21. yüzyılın solculuğu arasında büyük bir çelişki sergilediler.

12 Ekim tarihli Sabah’ta Melih Altınok, anlatmaya çalıştığım gerçeğin püf noktasını yakalamayı, konuya damardan girmeyi başarmış. İşte o yazıdan birkaç satır:

“ABD’den Avrupa’ya dünya solu çağımızın son soykırımı karşısında iyi bir sınav verdi. İsrail karşısında amasız Filistin halkının yanında durdular.

Türkiye’de “sol” denilen yapılar içinse mesele Vatan Partisi gibi bir iki istisna dışında “geri kalmış, pis Arapların sorunu”ndan ibaret. Biraz üstlerine giderseniz, arkasına ABD’yi almış bu savaş aygıtına direnen mazlum halkın temsilcisi Hamas’tan “terörist” diye bahsetmeye başlıyorlar.

Kollarına Che dövmesi yaptıran, Küba’ya gidip gelince kendini hacı gibi hisseden bu arkadaşlara Castro’nun 1979 yılında BM kürsüsünde yaptığı efsane konuşmadaki şu cümleyi hatırlatsak sizce bir işe yarar mı: ‘Siyonizm Nazizm’le aynıdır.’

1959 Gazze ziyaretinde, 1948 Nekbe’sinden kaçan 120 bin Filistinli mültecinin yaşadığı bir köye giden Che, bölgede şahit olduğu vahşeti yanındaki Küba Ordusu’nda yüzbaşı olan Omar Fernandez Canizares’e bir cümleyle özetler:
‘Bak, bu Gringoların (ABD) işi.’”

İki şey bağdaşmaz: Para sevgisi ve dindarlık - DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ

İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.