enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:48 SPD Başkanı Yıldız : Kuruyan Göllerimiz ve Kesilen Sularımızın Nedeni Benzer !
23:02 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sahte diploma soruşturmasına ilişkin, yargı sürecinin devam ediyor
22:33 Bakan Tunç: Kamu hizmetlerinin güvenliği hayati önemdedir
22:22 Kocaelispor lig için olumlu sinyaller veriyor!
21:54 TÜHA/ TÜRKUAZ İnternational News Agency, Nevşehir Kültür Yolu Festivali’nde
07:26 Aceleci Tepki Siyasetine Hapsolmak
07:25 Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), faaliyete geçtiği günden bugüne yapılan 52 bin 749 başvurudan 50 bin 770’ini sonuçlandırdı…
07:15 Gazeteci Veysel KAVRAYAN’dan Türkiye Kültür Yolu Festivali’den notları!
07:13 Avrupa’nın en büyük bankalarının hisseleri geçtiğimiz hafta itibariyle Küresel Finans Krizi’nden bu yana en yüksek seviyelere ulaştı…
07:11 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
07:07 Nazım Hikmet Yaz Kampı’nın 10’uncusu Tamamlandı: Gençler Büyükada’da Buluştu
07:02 TBMM Başkanı Kurtulmuş: İnanıyorum ki komisyonumuz tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecek
07:00 Azerbaycan ve Ermenistan Barış Görüşmeleri : Abu Dabi
07:00 Kocaeli Ticaret Odası’dan (KOTO), Mobilya Sektörü’ne yönelik bilgilendirme ve istişare toplantısı
06:55 Sahte Diplomalı Akademi: Türkiye’nin Çürüyen Liyakat Sistemi
06:26 İzmir’de bugünden itibaren su tüketiminin yoğun olduğu 11 ilçede planlı ve dönüşümlü su kesintilerine başlanacak…
22:21 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:10 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
07:42 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Doğal Afetlerin kişiler üzerindeki etkileri

Doğal Afetlerin kişiler üzerindeki etkileri
03.07.2022
A+
A-

ANKARA – TÜHA HABER / Emekli DSİ Genel Müdürü ve Su Politikaları Derneği Üyesi İnş. Müh. İlker Özel, doğal Afetlerin kişiler üzerinde önemli etkileri bulunduğunu açıkladı.

TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)nın ‘Su politikaları Derneği’nin İnternet Sitesinde yer alan İnş. Müh. İlker Özel’in haberinde, doğada kendi halinde uzun yıllarca akan, bazen şiirsel, bazen yaramaz çocuk gibi şımaran bu dünyanın olmazsa olmazı akar suların durup dururken o şiirsel halinden kurtularak, sağa sola saldırıp ve etrafa zarar vererek sanki düşmanımız oluverdiğini dile getirdi.

“Bu bizim yaramaz dere, ovada, ağaçların arasında akarken yanında çimenlere sırt üstü yattığımız sevimli deremizdir” diyen Özel, “Babamız bize çocukluğumuzda bu derede balık tutmayı öğretmiştir.  Ama hızla gelişen sanayi, hızla gelişen kentleşme ve teknolojinin baş döndürücü atakları bizleri şaşkına çevirmiştir” dedi.

İnş Müh. İlker Özel, yerleşimcilerin ekilebilir tarım alanlarını ve yeraltı su havzalarını görmemeye başladığını belirterek ve böylece o güzelim varlığı vahşi bir düşmana çevirdiğini ifade etti.

Sel Gider Kum Kalır

İlker Özel, “Bizim meşhur bir atasözümüz vardır.” Sel gider kum kalır”. Bu  deyim bizim çocuklukluğumuzdaki sakin, sesiyle uyku veren, minik balıkların zıpladığı dereler” olduğunu dile getirdi.

“Ruhlarımızı coşturan bu güzel  görüntüler, artık doğada gizli kalmış köşelerde, ya da dizilerde görülebiliyor artık” diye konuşan İlker Özel, şunları aktardı:

“Amasya gibi kentlerin içinde geçen nehirler,  kentleşmenin ilk başladığı günlerden beri dikkatle korunmuş, bu konu da fazla bilgim olmamakla birlikte kanunlarla korunmuştur. Toplumların sosyal hayatında yazılı olmayan ancak toplumun davranışlarıyla uyguladığı kanunlar vardır.

Alttaki fotoğrafı tetkik ederseniz Yeşil Irmak çok mutludur. Yatağı geniş ve rahat, ona komşu olan dostlarının sevimli konutları yüksekte, köprüler rahat ve güven vericidir. Bu nedenle Yeşil Irmak da mutludur her an.

Peki aşağıdaki fotoğrafı tetkik ederseniz yorumunuz ne olur? Ki kısa bir mesafede denize ulaşma imkanı olan ancak  delirmiş gibi akan bir nehrin kırıp döküp, her şeyi önüne katıp sanki deniz kaçtı gibi çıldırmasına sebep bizler değilmiyiz.

Ve her kısa süreli, her uzun süreli yağışlar yerleşim yerlerine zarar vermektedir. Hızla artan kent nüfusuna paralel olarak sıkışık  tarzda yapılaşma doğaya meydan okumanın ilk adımıdır.

İnsanlar yerleşik düzene geçmeye başladıklarında hep yukarlara, hep daha yukarlara bakmışlardır yerleşim için. Yol yapımı, su iletimi, atık suların iletim tekniklerini geliştirmişler, bunları planlarken de yeni teknolojileri keşfetmişler, adım adım uygarlıklar doğmaya başlamıştır. Arkeolojik bulgular bunları hala gün yüzüne çıkarmaya devam etmektedir”.

İnsanoğlu birkaç yüzyıl öncesine kadar  bunları yaşam kolaylıkları için geliştirmiş, hiçbir zaman doğaya; dolayısı ile doğa güçlerine meydan okumayı düşünmemiştir.

Su Politikaları Derneği Üyesi İnş Müh. İlker Özel, hızlı nüfus artışının, zamanla insanlardaki yazlık sahibi olma modasının, ileride çocukları için yatırım olanağı yaratmak düşüncesiyle, nehirlerimizde yarattığı olumsuzlukların  da sebepleri arasında olduğuna dikkat çekti.

Taşkın seviyesinin neredeyse meskenlerin alt katlarının yarısında olduğuna dikkat çeken İlker Özel, “Köprüye doğru sağ taraftaki beyaz renkli 5 katlı konut; belki de yarım kat da daireler var, izin verilmesi bir yana yapım tekniğini yakalasa binayı nehrin üstüne yapacak. Bunu hangi aklı evvel yerel yönetim ilgilisi görmemiş acaba?” dedi.

“Bazı özel coğrafi durumlar ve falezler gibi;” Örnek: Antalya”. Nehre fazla yaklaşmamış, kıyıdan uzakta kalmıştır” diyen Özel, “Ancak ne yazıktır ki deltalar ve delta ovaları arayıp da bulunamayan imar planlarına kucak açmış, aranıp da bulunamayan yerleşim yerleri oluşmuştur” şeklinde konuştu.

İnş Müh. İlker Özel, “Nehir yatağına resmi daire yapımı ülkemizde sanki kaçınılmaz bir olaydır. Her zaman da zarar gören ilk  yapılar olduğunu hatırlattı.

Böyle nehir yatağı düzenlemesi olur mu?         Yer yokmuş gibi nehir yatağına cami.

Karadenizde tam anlamı ile nehirle alay etmek, sadece ve sadece bir mesken yapmak değil, inatla doğaya, dereye, nehre meydan okuma.

İzmir’de her yoğun yağışta  görülen ve alışılmış görüntülerden biri. Hem de denizin hemen kenarında.

Su Politikaları Derneği Üyesi İnş Müh. İlker Özel, enkitlerini daha fazla sürdürmeyi burada bırakmanın daha doğru olur kanaatinde olduğunu belirterek, ama yine de çok önemli birkaç hususu belirtmeden geçemedi.

İlker Özel, zarar görmüş  her türlü yıkıntıyı  alelacele seçilmiş yerlerde depolamanın  çevreye olumsuz etkilerinin düşünülmesi gerektiğini ifade ederek, özellikle molozların taşınması aşamasında yeterli ayıklama yapılmadığını ve buna  imkanın da olmadığını söyledi.

Taşkının bitiminden sonra yapılan harcamaların, bu harcamaların daha önce planlanmış olan yatırımları durdurarak buralara aktarımının da  önemli olduğunu açıklayan Özel, tahrip olmuş alt ve üst yapının tekrar onarılıp, eski haline getirilinceye kadar halka geçici iskan yerlerinin seçimi ve optimum hijyenik koşulların sağlanmasının önemli olduğunu vurguladı.

İlker Özel, taşkın sonrası sağlık ve eğitim hizmetlerinin önemine de değinerek, halka temiz su temini, atık suların kontrol altına alınıp yeni atık su sisteminin yapımının da çok önemli olduğunu açıkladı.

Su Politikaları Derneği Üyesi İnş Müh. İlker Özel yazısının sonunda, “Asla onaramayacağımız, taşkına sebep suların deniz, doğal ve yapma göl olan son noktadaki olumsuz etkileri de dikkate alınmalıdır” dedi.

[TÜHA Haber Ajansı, 03 Temmuz 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.