enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:42 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Menfi ile görüştü
00:37 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP vesayete teslim olmuş, baskılara direnememiş, sürecin önünü açacak hiçbir somut teklif getirememiştir.”
00:29 Karadağ, Türk vatandaşlarına vize muafiyetini yeniden başlatıyor
00:14 Dışişleri Bakanı Fidan, Hamas heyetiyle görüştü
00:06 11. Yargı Paketi Meclis’te kabul edildi
00:05 Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu…
00:01 “Aşkabat Forumu: Çok Kutuplu Düzen Arayışında Barış ve Güvenin Yeni Parametreleri”
11:14 Asgari Ücret Zammı Açıklandı: Yeni Tutar Net 28 075 TL! Türkiye’nin Nabzı Gündemde
10:35 SPD Başkanı Yıldız : Ankara su yönetiminde örnek bir başkent olmalı!
09:27 Finansın geleceği Ataşehir’de yazılıyor…
00:56 (TÜHA) Türkuaz Uluslararası Haber Ajansı, DW ve Euronews abonesi
00:44 SDG meselesinde kilit güç ABD: Mazlum Abdi ve YPG’nin silahlı sayısı gerçekçi rakamlarla değerlendiriliyor
00:41 İletişim Başkanı Duran’dan Netanyahu’ya tepki
00:34 TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci, “Filistin’deki sistematik zulme karşı sessiz kalmayı reddediyoruz”
00:19 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Cumhurbaşkanı Avn ile görüştü
00:17 İzmir’de açılan “Hollanda & Türkiye Sergisi” büyük ilgi görüyor…
00:05 İletişim Başkanlığı “savunma sanayi projelerine yeterli ödenek ayrılmadığı” iddiasını yalanladı
00:03 Türk siyaset bilimci: Türkiye’nin artan rolü hem fırsatlar hem de riskler getiriyor…
00:02 İstanbul Havalimanı aralık ayında da Avrupa zirvesinde
20:34 400 yıllık dostluk ‘Ortak Miras’ sergisiyle taçlandı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Demokrasi ve Darbe

Demokrasi ve Darbe
20.07.2022
A+
A-

Demokrasi gibi bir evrensel değeri yüceltirken demokrasilere darbeyi hoş karşılayan Batılı anlayışı sorgulamak gerekmekte.

Dr. Öğr. Üyesi Murat Aslan, Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Batının siyasi düşünce tarihi Yunan medeniyetini ve Roma İmparatorluğu’nu referans göstererek bir yandan demokrasiyi diğer yandan emperyalizmi açıklar. Hıristiyanlığın yayılmasıyla birlikte 200 yıl şiddeti reddeden, ancak Batı dünyasının aynı dönemde barbar çehresi nedeniyle çatışma ve şiddeti meşrulaştıran aynı anlayış, ancak 1648 yılındaki Vestfalya ile kendine kısmen çeki düzen verebildi.

Demokrasi kültürü, Fransız ihtilaline kadar yine de hatırlanamadı. Hatta demokrasi sadece Batı’ya mahsus bir değer olarak görüldü. Böylece demokrasiyi ve medeniyeti ‘geri kalmış’ toplumlara öğretmek adına sömürgeciliğin ahlaki temelleri kurgulandı. ‘Beyaz adamın yükü’ iddiasıyla Avrupa ve Amerika’nın ‘medeni kültürü’ oryantalist izleriyle güya ‘geri kalmış’ toplumlara öğretilmek istendi. Halbuki sömürgecilikten öteye geçmeyen Batılı devletler, binlerce yıllık zengin kültürü miras alan Çin, Arap, Acem ve Türk dünyasında kaybolmaya mahkûmdu.

Dünya savaşlarıyla ‘kural koyma’ ve ‘sistemi kurgulama’ lüksüne kavuşan aynı anlayış, 18’inci yüzyıldan itibaren kendi değerlerini evrensel niteliğe kavuşturdu. Daha doğrusu kendisini referans haline getirdi. Öte yandan Batı’nın kendisi için keşfettiği bu değerler itiraz edilebilecek kavramlar da değildi. Örnek vermek gerekirse; yaşam hakkı, mutlu olma hakkı, mülk edinme hakkı gibi insana özgü kazanımları reddetmek mümkün değil. Ancak bireyden toplum ve devlete geçiş yapıldığında Batı’nın referans verdiği siyasi değerlerin, özellikle demokrasi söz konusu olunca, kapsamı değişiyor.

Demokrasi ile ifade edilen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna damga vuran ‘halkın iradesi’ Batı tarafından ‘talep edilen ama aslında arzu edilmeyen’ bir değer. Örneğin, Avrupa Birliği’nin üyeliği ve ikili ilişkilerin ön koşulu Avrupa değerlerinden bahsediyor. Demokratik bir siyasi sistemin, sosyal bir kültür olarak yaşatılması da açıkça ifade edilen beklenti.

O halde şu an bazı soruları gündeme taşımak gerekir: Batılı ülkeler demokrasiyi bir ulvi değer olarak görüyorsa – ki öyle de olması gerekir, neden demokrasi kesintilerini yeri geldiğinde hoş görüyor? ABD eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’un başka ülkelerde darbeler planladıklarını itiraf etmesiyle darbeler modern dönemde dahi Batılı istihbarat örgütlerin bir yöntemi olmaya devam etmekte. Bu kapsamda 15 Temmuz’da yaşanan ve üçüncü sınıf bile olamayacak bir Amerikan filminin senaryosunu hatırlatan kalkışma bu noktada hatırlanmak durumunda.

Demokrasi narasıyla Türkiye’ye ders veren Batılı ülkeler halen 15 Temmuz’un tescilli faillerini ülkelerinde fikir ve inanç hürriyeti maskesiyle himaye ediyor. Amerikalıların ‘bizim çocukları’ tarafından yapılan 12 Eylül askerî darbesi aynı dönemde Avrupa’da ters etki yaratmıştı. 12 Eylül nedeniyle Türkiye’yi Avrupa Ekonomik Topluluğuna almayan Avrupalılar, belki de sırf Türkiye’yi Avrupa’da görmek istemedikleri için darbeyi bahane ettiler. Öte yandan aynı Avrupa zihniyeti 15 Temmuz kalkışmasına karşı geç ve göstermelik tepkiyle yaklaşmakta.

FETÖ zanlılarının iadesi için, arif olan FETÖ’nün darbe girişimi için ilginç bir şekilde kanıt talep ediliyor. Hatta FETÖ üyelerine üniversitelerde, düşünce kuruluşlarında ve devlet destekli vakıflarda Türkiye ile ilgili konularda kürsü veya pozisyon veriliyor. FETÖ’cü yayın ve yayım organları serbestçe Türkiye aleyhine fikir yayabiliyor. Yani, Türkiye’nin Batılı ülkelerle ilişkilerine FETÖ prangası takılıyor.

O halde demokrasi gibi bir evrensel değeri yüceltirken demokrasilere darbeyi hoş karşılayan Batılı anlayışı sorgulamak gerekmekte.

[TÜHA Haber Ajansı, 20 Temmuz 2022]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.