enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
20:59 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
10:22 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:04 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:16 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:09 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
05:01 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:51 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
00:43 Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine Karşı Hak İhlalleri Devam Ediyor…
00:36 Yunan Genelkurmay Başkanı Floros’un Tarihi Olayların Değerlendirilmesindeki Entellektüel Yaklaşım Eksikliği
00:35 Otellerde kimlik fotokopisi dönemi bitti, turizmciler ulaştırma sistemlerini işaret etti
00:16 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını gerçekleştirdi…
00:09 Devlet adamlığı, her istediğini yapabilme serbestliği değil; her yerde kendini sınırlayabilme iradesidir…
00:02 Gazeteciler Cemiyeti Mobil Basın Evi, Gaziantep Üniversitesi’ni ziyaret etti
00:01 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kültürel değerlerimizi evrensel bakışla harmanlayıp inşa etmeliyiz…
00:01 CHP Genel Başkanı Özgür Özel tartışmanın fitilini Brüksel’den ateşledi, AK Parti’den yanıt gecikmedi…
12:05 “Terörsüz Türkiye” süreci…
00:52 Alexis Anne-Braun ile Sanat ve Mimarlıkta Anlamın İnşası Konferansı
00:51 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü’ne ilişkin mesaj yayımladı…
00:41 Filistinli Hind Rajab’ın hikayesini anlatan “Hind Rajab’ın Sesi” filmi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Darbeciler her türlü seçimden nefret eder

Darbeciler her türlü seçimden nefret eder
A+
A-
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 1961-1981 arası dönemi anlatan bir kitap yazmış. Söz konusu dönemin güç mücadelesini, yazdığı kitapta “derinlemesine” ele almış…
Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü
Tanıtım için verdiği bir mülakatta, Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askerî darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi” sözleri ile kitabının bir anlamda temel tezini de ortaya koymuş.
Başbuğ röportajlarla kitabını tanıttığına göre, ortaya koyduğu fikirlerin tartışılmasını da istiyor diyebiliriz. Dolayısıyla Başbuğ’un 27 Mayıs 1960 cunta darbesine yönelik fikirlerinin ne anlama geldiği farklı açılardan eleştirilecektir. Ayrıca gündem üzerinden tartışılması da doğaldır.
Öncelikle kitap bir “dönem çalışması” olduğuna göre, söz konusu dönemin belgelerine ve tartışmalarına bakması ve vâkıf olması gerekirdi.
Hele ki 27 Mayıs ve erken seçim arasında bağ kurarak, bizatihi darbenin yapılmasını erken seçim kararının alınmamasına bağlayan bir araştırmacının 26 Mayıs’ta Eskişehir’de Menderes’in “erken seçime gidileceği” açıklamasını bilmiyor olması büyük eksiklik.
Çünkü 27 Mayıs’la ilgili literatüre kabaca bir göz atıldığında; Menderes’in Eskişehir konuşmasında “erken seçime gidileceği ve 3 aylık olarak kurulan Tahkikat Komisyonu’nun görev süresinin bir ay bile dolmadan sonlandırıldığı” açıklaması muhakkak karşınıza çıkar. Bu açıklamanın darbe yanlıları tarafından engellendiği de sıradan bir bilgidir.
Yani 27 Mayısçıların ve sonraki darbecilerin seçimlerin erkene alınması ya da zamanında yapılması gibi bir dertleri yoktur.
Demokrat Parti iktidarını darbe ile düşürme planının, 1954 seçimlerinden itibaren işlemeye başladığı da bilinen bir gerçekliktir.
Şöyle ki, 1950 seçimlerinin hemen ardından ordu içinde bazı klikler Demokrat Parti’nin seçim başarısından rahatsız olmuştu. Ama 14 Mayıs’ın sonuçlarını, “halkın sehven işlediği bir hata” olarak görmeyi tercih etmişlerdi. 1954 seçimlerinde toplumun bir önceki “hatasını” düzelteceğine inanmışlardı.
1954 seçimlerinde Demokrat Parti daha fazla halktan destek görünce; cuntacılar, CHP ve diğer bazı muhalefet unsurları “artık seçimlerle bu işin düzelmeyeceğini” anlamışlardı.
“Erken seçim kararı alınsaydı darbe olmazdı” demek, seçimleri CHP’nin kazanacağından emin olmayı gerektirir. Bunu söylediğinizde de darbeci ve cuntacıların sadece 27 Mayıs’ta değil, sonraki tüm vesayet dönemlerinde tarafının kimden yana olduğu gerçeğini -belki istemeden de olsa- bir kez daha vurgulamış olursunuz.
Darbeciler, erken ya da zamanında yapılmasından bağımsız olarak, demokratik seçimlerden nefret ederler. Çünkü her darbenin ardından yapılan ilk seçimlerde, millet darbecilere sandıkta dersini vermiştir.
Dolayısıyla Başbuğ’un “erken seçim olsaydı darbe olmazdı” tezi, 27 Mayıs’ı meşru gösterme çabalarına hizmet eder. Başbuğ’un askerlik hayatının neredeyse yarı döneminde 27 Mayıs “bayram” olarak kutlanmıştır. Yine 15 Temmuz darbe girişimi hariç, diğer darbe ve cunta girişimlerini Başbuğ bizzat ordunun içinde yaşamıştır.
Hatta 27 Nisan e-Muhtıra’sında seçilmiş hükûmete darbe girişimi yapıldığında Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı’dır.
Dolayısıyla darbecilerin seçimlerin her türlüsünden nefret ettiğini biliyor olması gerekir. Bunu söylerken, eski Genelkurmay Başkanı’nın darbeci olduğunu falan söylemiyorum.
İlker Başbuğ’un yazdığı kitapların izi sürüldüğünde günümüze kadar bir seriyi takip edeceği anlaşılmaktadır. Şimdiden merak ediyoruz. Başbuğ 27 Nisan e- Muhtıra’sının gerekçesini nasıl açıklayacak?
27 Mayıs darbesi “seçimler erkene alınmadığı” için yapıldıysa, 27 Nisan muhtırası da seçimlerin yapılmasını engellemek içindi. Abdullah Gül’ün Meclis tarafından seçilmesinin engellenmesi ve hatta AK Parti’nin yaklaşan seçimlerde de büyük çoğunlukla kazanacağından duyulan endişenin bir sonucu olarak darbe planları devreye sokulmuştu.
Hülasa, cuntacılar kendi iktidar alanlarını korumak için darbe yaparlar. Seçim sonuçları ise ittifak içinde oldukları çıkar gruplarını ve yapılarını aşındırıcı, hatta engelleyici bir sonuç üretir. Dolayısıyla darbeciler seçimlerden nefret ederler.

[TÜHA Haber Ajansı, 10 Ocak 2021] 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.