enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
09:27 İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Türkiye’de son 23 yılda yapılan spor yatırımları meyvelerini topluyor
09:14 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Devlet, hukuka aykırı her girişime karşı kararlılıkla gereğini yapacaktır”
09:05 Yeni eğitim öğretim yılında bugün yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin öğretmen ders başı yapacak.
08:53 CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yaşanan olaylar ve sosyal medyada provokatif paylaşım yapanlar hakkında soruşturma
08:11 Hava savunma doktrininde “tespit, teşhis, takip, önleme ve imha” zincirinin kusursuz işlemesi esastır
07:48 Türkiye Yaşlı Profil Araştırması nedir ve neyi amaçlamaktadır?
07:45 Lokomotif Çocuk Köyü Psikoloğu Saraçoğlu, “Okula uyum sadece okulda değil, evde de başlar”
07:33 CHP’nin Çok Katmanlı Krizi
06:47 Gazze’de Kıtlık ve Soykırım
07:48 Dünyanın en prestijli savunma sanayii listesi olarak kabul edilen “Defense News Top 100″de 5 Türk şirketi yer aldı.
07:47 CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Kanko, Bakan Mehmet Şimşek’in uyguladığı yeni vergi zamlarına sert sözlerle tepki gösterdi.
07:25 Soykırımcı katil İsrail ordusu Gazze kentine kara saldırılarını genişlettiğini duyurarak bölge halkına “bir an önce kenti terk etmeleri” çağrısında bulundu.
07:23 Kocaeli’nin spor tarihi bu sempozyumda
07:08 Prof. Dr. Güven Arıklı, gerçekleri görme vakti; Duygularla değil, Akılla Yol Almalıyız!
07:06 Büyüleyici Bir An: Lahey Büyükelçimiz Fatma Ceren YAZGAN Hollanda Kralı önünde göz kamaştırdı!
00:25 Konya Büyükşehir Belediyesi, Türkiye – İspanya Milli Futbol Maçı öncesi ve sonrası, tramvay ve otobüs seferlerinde düzenlemeye gitti…
00:10 Kocaeli’in Karamürsel ilçesi modern otogara kavuştu!
00:06 Şanghay Perspektifinden Çok Kutupluluk: Türkiye–Çin İlişkileri
23:10 Gazze “açlıktan” ölüyor!
23:00 TRT ortak yapımı “Filistin 36” Filistin’in Oscar adayı oldu, Toronto’da alkışlarla uğurlandı
TÜMÜNÜ GÖSTER →

CHP’nin Çok Katmanlı Krizi

CHP’nin Çok Katmanlı Krizi
A+
A-

CHP’nin krizini yargısal süreçler üzerinden tartışmak, olanları perdelemeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Yargısal süreçler bir sonuçtur. Süreci mahkemeye taşıyan CHP’lilerdir.

Nebi Miş | Yazar | Kriter Dergi

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Genel Koordinatörü ve Siyaset Araştırmaları Dirörüktörü

CHP’nin yargıya düşmesi, parti içi hesaplaşmanın bir sonucu. Yargı süreçlerine mevcut yönetim itiraz edebilir. CHP’li yöneticiler, yargı süreçlerini aşırı siyasallaştırarak bu krizi iktidar muhalefet rekabeti gibi göstermeye çalışabilir. Batı’ya mektup yazarak, medyasına demeç vererek iktidarı şikayet edebilir.

Özgür Özel yönetimi ve onu destekleyenler zaten bunları yapıyor. Ancak CHP’nin çok katmanlı devam eden krizlerine bu yaklaşım çözüm olmaz. Aksine devam eden krizi daha da derinleştirir.

CHP’liler önce bu çok katmanlı krizin kök nedeni ile yüzleşmelidir. Aslında hem mevcut yönetim, hem de yönetime muhalif olanlar hem de CHP’yi destekleyen gazeteciler ve siyasi analizciler yargının konusu olan iddiaların hepsini biliyorlar. Geçmiş açıklamalarına bakınca, özellikle CHP’yi destekleyen gazetecilerin bu konularda epeyce bilgiye sahip oldukları anlaşılıyor. Hatta Özgür Özel-İmamoğlu blokuna yakın olan gazeteciler bu konularda parti içinde konuşulanları geçmişte ifşa etmişler.

CHP’de giderek derinleşen bu krizin esas nedeni açık. Kılıçdaroğlu döneminde CHP geleneğinden gelmeyen daha pragmatist siyasetçilerin partiye eklemlenmesi ve ardından da bu siyasetçilerin parti yönetimini ele geçirmeye dönük hamleleri…

Daha somut bir ifade ile bu kriz, iktidar olamadığı yıllarda CHP’de siyaset yapanlarla, sonradan CHP’ye eklemlenenlerin hesaplaşmasıdır, kavgasıdır.

Bu krizin kök nedenlerinin ortaya çıkmasında Kılıçdaroğlu yönetimlerinin sorumluluğunu CHP’liler yadsımıyor. Geçmiş dönemlerde farklı partilerde siyaset yapanlar, muhalefetin en önemli partisi olan CHP’ye eklemlenerek yerel yönetimlerde aday oldular. CHP geleneğinden gelmeyen bu kişilerin, CHP’ye kolay eklemlenmesinin iki önemli nedeni vardı.

İlki; CHP yönetimi, geleneksel siyaseti ve siyasetçisiyle seçimi kazanamayacağına yönelik kendini gerçekleştiren bir kehanete sahipti. Kılıçdaroğlu, sağa açılarak bu tarihsel yükü ve baskıyı hafifleteceğini düşündü. Sağ siyasetten gelenler bunu bir fırsat olarak gördüler.

İkincisi de; siyasi kimlik ya da ideolojik duruştan daha çok pragmatik nedenlerle siyaset yapan bu siyasetçiler, CHP tabanının iktidar karşıtlığı ile kendilerini kolayca sahipleneceğini biliyorlardı.

Öyle de oldu. CHP’de aday oldular. İktidar karşıtlığında oluşan muhalif enerji ile belediyelerde seçim kazandılar. Ancak, bu ekipler yerel yönetimlerdeki sahip oldukları iktidar ve kentsel rantlarla yetinmek istemiyorlardı. Kendilerini CHP’ye eklemleyen Kılıçdaroğlu’nu da bir tarafa bırakarak CHP’yi ele geçirmek istediler. İstanbul’dan süreci başlattılar.

Büyükşehirlerin kentsel rantları, istihdam olanakları ve medya desteği ile partiye sonradan eklemlenenler parti içi rekabette “kaynak üstünlüğünü” ele geçirdiler. Kılıçdaroğlu ve ekibini bu kaynak üstünlüğü ile devirdiler.

Kaynak üstünlüğüne sahip yeni yönetimle rekabet edemeyince, eski yönetimi destekleyenler, süreci mahkemeye taşıdılar. Parti içi iktidar mücadelesinde mahkemeye sunulacak delilleri de topladıkları anlaşılıyor.

CHP’nin krizini yargısal süreçler üzerinden tartışmak, olanları perdelemeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Yargısal süreçler bir sonuçtur. Süreci mahkemeye taşıyan CHP’lilerdir.

Değişimcilerle-eski yönetim yanlılarının hesaplaşma süreci, CHP’de krizi daha da derinleştirecek. Çünkü, partinin eski ve yeni yöneticileri bu krizi, “akil CHP’lilerin arabuluculuğunda” çözmek istemiyorlar.

Halbuki yargı ne karar verirse versin, CHP kendi sorununu çözebilir. Ancak bunu yapmak, parti içi rekabette birilerinin kaybıyla sonuçlanacağından, sorumluluğu iktidar ve yargıya yüklemek daha fazla çıkarlarına geliyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.