enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
11:16 İslam aleminin üç ayları Pazar günü başlıyor…
10:52 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
08:59 İHA tehdidi: Türkiye’nin hava savunması hazır mı?
00:47 Mehmet Akif Ersoy soruşturmasındaki soru işaretleri
00:35 Şirketlerden N’Aber!
00:28 Fikret Yüksel Foundation ile Başlayan 27 Yıllık Yolculuk, Fikret Yüksel Eğitim Vakfı ile Türkiye’de Kök Salıyor
00:25 Bakan Tunç: ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz için, milletimizin geleceği için çok önemli bir süreç…
00:24 AK Parti’nin 60 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu TBMM Başkanlığı’na teslim edildi…
00:19 Donald Trump 900 milyar dolarlık savunma bütçesini imzaladı
00:17 Almanya’da tüketici güveni sarsıldı
00:13 ASELSAN’dan NATO üyesi ülkeye 410 milyon dolarlık ihracat
00:08 Süre yıl sonu doluyor: Suriye’de Kürtlerle anlaşma olur mu?
00:02 Yunanistan’ı kuranlar, onu kendi çıkarları için kullanmak isteyen İngilizler ve Fransızlardı…
10:22 Dünyada gündemin öne çıkan haberlerinden özetler!….
10:04 Türkiye’de ve Dünyada ‘Ekonomik Görünüm’…
09:16 Gazeteci Aslı SÖZLİR’den ‘Sabah Kahvesi’ Orada N’ler oluyor?
07:09 Dünyanın korkulu rüyası: Gazap ve Hayalet sistemleri
05:01 Trump’ın Ukrayna Barış Planı ve Self-Determinasyon Üzerinde Düşündürdükleri
00:54 (TARİŞ), 2025–2026 üretim sezonu için zeytinyağı alım fiyatlarını açıkladı…
00:51 Doğu Kudüs’ten Filistinli Gazeteci Huda Fadıl NAİM, Gazze’de yaşananları haber yaptı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Bir doktorun deprem güncesi

Bir doktorun deprem güncesi
23.02.2023
A+
A-

Posta Gazetesi Yazarı Oral Çalışlar, “Bir doktorun deprem güncesi” başlıklı bir yazı kaleme aldı:

Oral Çalışlar - Biyografyasiyah kurdele deprem anlamı|TikTok AramaDeprem bölgesinden yeni dönmüştü. Bir doktor arkadaşımızın doğum gününde karşılaştık. Orada bir hekim olarak yaşadığı 5 günü anlattı:

“Büyük bir deprem olduğunu uyanır uyanmaz göz gezdirdiğim haberlerden öğrendim. Görev verilirse deprem bölgesine gidecektim. Başhekimliğimizin çağrısı üzerine gönüllü gitme isteğimi bildirdim. Zaman kaybetmeden eve uğrayıp olası yoksunlukları düşünerek daha çok çorap, çamaşır ve polar ihtiva eden bir çanta hazırladım.

Yaklaşık 30 kişilik bir ekibe dahil olarak yola çıktım. Havaalanında arama kurtarma ekipleri, bölgeye transfer için bekliyordu. İsimlerimiz okundukça hangi şehre gideceğimizi öğreniyor ve çantalarımızı yükleniyorduk. Ailelerinin bulunduğu şehirlere gitmek isteyenler gruptan ayrılıyordu.

Herhangi bir tanıdık veya akrabamın olmadığı bir kentte ne ile karşılaşacağımı düşünüp faydalı olma isteği ve başıma neler gelebileceği korkusu ile yola koyuldum. Havaalanında, 1.5 saat hastaneye nakil için araç bekledik.

Yaralıların, acile başvuran onlarca hastanın, kalabalığın arasından çalışacağım servise bir hastane çalışanı beni götürüp tanıttı. Kendileri de depremzede olan görevli doktor ve hemşirelerin yüzünden yorgunluk, üzüntü ve şok anlaşılıyordu. Oraya birlikte gittiğimiz hemşire arkadaşlarımızla onların işini mümkün olduğunca devraldık. Ancak bizim sayımız da azdı.

Hızla müdahale etmemiz gereken, durumu kritik birçok hastamız vardı. İş yükü uzun süre psikolojik ve fiziksel olarak kaldırılabilecek gibi görünmüyordu. Orada geçirdiğim günler zihnimde haftalar gibi uzun.

Crush sendromu dediğimiz ezilme durumunun yarattığı tablo nedeni ile kaybettiğimiz gençler, anneler, babalar, uzuvları kesilmek durumunda kalan çocuklar, yakınlarını arayan insanlar, kimliği belirsiz hastalar, depremzede olmasına rağmen çalışmaya devam eden sağlık çalışanları, yeğenlerine anne olacak olan teyzeler, halalar, uykusunda hıçkıran, seslenildiğinde korku ile fal taşı gibi gözlerini açarak uyanan insanlardı tanık olduğum.

Herkes öyle keder içindeydi ki ne isyan edebilen vardı, ne sesi yükselen. Duvarlarındaki tek tük çatlaklar, sıva döküntüleri görünen hastane kullanılabilir durumdaydı. Bu en büyük avantajımızdı. Su vardı, elektrik vardı, açlığımız olmadı, birbirimizi dinlendirdik, uyuyacak yerler bulduk. Arada olan artçılarla işimize devam ettik. Kayıt tutmaya çalıştık, cerrah arkadaşlarımız kayıtlarını videolar çekerek tuttular.

Her gün destek için, işinin ehli meslektaşlarımız geldi yanımıza. Beşinci günün sonunda kendi isteğimiz ile döndük. Bu sürede yaşadığım şeyler öğretti ki; kamu binalarının kullanılabilir durumda olması çok önemli ve hayat kurtarıcı. Biz her birimiz yurttaş olarak yaptığımız işi doğru ve olması gerektiği gibi yapmış olsaydık bu acılara gark olmazdık.

Beni tanımadığı halde gördüğünde çok mutlu olduğunu dile getiren afetzede bir hekim, o yaşadığı travmanın üzerine çalışarak başka bir travma ile yüzleşmek durumunda kalmamalıydı.

Umarım bu derin acı, bilgi, liyakat, adalet ve doğrulukla gerçekten güçlenen bir toplumu inşa etmemize vesile olur.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.