enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:26 İzmir’de yarından itibaren su tüketiminin yoğun olduğu 11 ilçede planlı ve dönüşümlü su kesintilerine başlanacak…
22:46 Aceleci Tepki Siyasetine Hapsolmak
22:21 Tarihi komisyonun ilk toplantısı sona erdi
22:11 Dışişleri Fidan’ın üniversite diplomasına ilişkin iddiaları yalanladı
22:02 TBMM Başkanı Kurtulmuş: İnanıyorum ki komisyonumuz tarihi misyonu layıkıyla gerçekleştirecek
12:23 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye’yi bölgesinde kutupbaşı yapacağız
08:10 Uluslararası Türk Dünyası Sosyal Bilimler Kongresi (UTDSBK), 15 – 17 Ekim 2025 tarihlerinde Bosna Hersek’te düzenlenecek
07:42 Rusya-Ukrayna Arasında Barış Neden Sağlanamıyor?
07:39 İslamofobi mi Yoksa İslam Düşmanlığı mı?
07:34 Rusya’da bilime ve akla yatırım
07:32 Mersin’de ünlüleri gençleştiren, şifa ve güzelliğin adresi: Getat uzmanı Dr. Işıl ÖZDEMİR!
07:20 İsrail ve Yunanistan bu gelişmeyi, sadece güvenlik değil, nüfuz mücadelesi açısından da kritik bir eşik olarak okuyor…
07:19 Devlet Bahçeli: Türkiye terör musibetinden kalıcı olarak kurtulacaktır
07:16 WWF’ten plastik kirliliğine karşı güçlü ve hukuken bağlayıcı bir küresel anlaşma çağrısı
07:11 Doğu Türkistan’da neler oluyor? Doğu Türkistan sadece Doğu Türkistanlıların davası değil, Türklerin en büyük davası olması gerekiyor…
06:48 Bakan Uraloğlu: “Taşınabilir Elektronik Cihazlarla İlgili Uluslararası Kurallara Titizlikle Uyulması Gerekiyor”
06:35 Bakan Yerlikaya Suriye İçişleri Bakanı Hattab ile görüştü
23:24 Bakanlıktan, otel yangınıyla ilgili eski İş Başmüfettişi hakkında soruşturma izni
23:14 Milli İstihbarat Akademisi, İsrail ile İran arasındaki savaşı raporlaştırdı
23:06 Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Avrupa’nın Huysuz Siyasetçisi

Avrupa’nın Huysuz Siyasetçisi
23.11.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Macron, Türkiye’yi ve Erdoğan’ı hedef aldığında susan Avrupalı siyasetçiler, şimdilerde bu ‘hırslı’ lider adayının yaptıklarından endişelenmeliler. Tüm Avrupa’yı zora sokacak bir huysuzluk söz konusu.

  Prof. Dr. Burhanettin DURAN

Fransız Cumhurbaşkanı Macron son dönemde hırçın söylem ve politikalarıyla dikkat çekiyor. Bizim kamuoyumuz, Macron’un Türkiye karşıtı açıklamalarına alışık. Meşhur “NATO’nun beyin ölümü” tezi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan aldığı cevap hala zihinlerde. Erdoğan’ın dış politika hamleleri Macron’u ziyadesiyle rahatsız ediyor. Hatta en son ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Türkiye’nin Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Dağlık Karabağ’daki varlığını “çok agresif” bulmakta hem fikir oldu. Pompeo’nun derdi kendisini Başkan Trump’tan ayrıştırarak siyasi kariyerine yatırım yapmak için Türkiye/ Erdoğan karşıtlığını kullanmak. Macron ise daha reel bir sorun yaşıyor. Ankara’nın artan inisiyatifi Paris’in nüfuz alanlarını daraltıyor.

Nitekim geçen cuma günü Jeune Afrique’te yayımlanan uzun mülakatında Macron, Rusya ve Türkiye’nin Afrika’da “sömürge sonrası öfke üzerine” oynayarak “Fransa karşıtı hisleri beslemek için strateji” sürdürdüğünü iddia etti. Benzer bir gerekçeyle de Ankara ve Moskova’nın Dağlık Karabağ çatışmasında ortak gözlem yapmasını istemiyor. Astana türü bir süreç yerine ateşkesin uygulanması için uluslararası gözetim öneriyor. Minsk Grubunu öne çıkarmaya çabalıyor. Yani masada yer almak için çırpınıyor. Macron’un bürokratları ve medyası da Türkiye’ye saldırmaktan geri durmuyor. Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreteri C. Beaune, Türkiye’nin “kültürel ve jeopolitik anlamda saldırgan bir İslamcılık yaptığı” yalanını ifade etti. Aralık ayındaki AB zirvesinde de Marcon’un Ankara’ya yaptırım çıkarılması için uğraşacağını öngörmek hiç de sürpriz değil.

Macron’un huysuzluğu, Türkiye ve Erdoğan karşısındaki hırçınlıkları ile sınırlı değil. Fransa’yı zora sokacak politika ve kavgalara girişiyor. Siyasal İslam’ı terörizmle/bölücülükle eşitleyen tehlikeli bir “Fransa İslam’ı” politikası yürütüyor. Hatta geçen çarşamba günü Macron, ülkesindeki Müslüman liderlerden İslam’ın siyasi bir hareket olmadığını belirten ve Müslüman gruplara “dış müdahaleyi” yasaklayan bir “cumhuriyetçi değerler” şartını kabul etmelerini istedi. Bu müdahaleciliğine eleştiriye tahammülsüzlük ve sansürcülük de eşlik ediyor. Charlie Hebdo’da Hz. Muhammed ile ilgili yayınlanan karikatürleri özgürlük diye sunan Macron, yeni uygulamaya başladığı sert laikçilik politikasının Anglo-Sakson dünyasından eleştirilmesine hiç katlanamıyor.

Macron, Washington Post ve New York Times’da Fransa’nın başörtüsü yasağı ile Müslüman nüfusu dışlamasının Selefilerin işine yaracağını söyleyen makalelerine sert tepki verdi. Telefonla yazarları arayarak “şiddeti meşrulaştırmakla” suçladı. Daha önce de Londra’daki Financial Times’ta “Macron’un ayrılıkçı İslam’la mücadelesi ülkede bölünmeyi daha da derinleştiriyor” başlıklı haberi geri çektirmişti. Sözde “karikatür özgürlükçülüğü” ile uyuşmayan bu hırçınlık kendini Avrupa’nın geleceği konusunda da gösteriyor. Bilindiği üzere, Biden’ın başkan seçilmesiyle ABD ve Avrupa ittifakının güçlenmesi bekleniyor. Ancak bunun formatının ne olacağı henüz belli değil.

ABD’nin koruyucu şemsiyesini önemseyen Alman Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer “Avrupa’nın stratejik bağımsızlık illüzyonları” ifadesini kullanarak Macron’un hışmını çekti. Sert bir üslupla bunun “tarihin yanlış bir yorumu” olacağını söyleyen Macron, Avrupa devletlerinin “Avrupa savunma mekanizması inşa etme” konusunu kenarda tutmamalarını istiyor.

Dünkü Frankfurter Rundschau gazetesi, ABD’nin Avrupa’nın geleceğindeki rolü konusunda Paris ile Berlin arasındaki ayrışmanın ticaret politikalarında da yaşanacağına dikkat çekti. Ayrışmanın özünü, Fransa’nın “kıtaya liderlik” yapma arzusu olarak tarif etti. Macron, uluslararası sistemdeki jeopolitik değişimi anlamaktan uzak. Fransa’nın ve kendi liderliğinin kapasitesini de abartıyor.

Macron, Türkiye’yi ve Erdoğan’ı hedef aldığında susan Avrupalı siyasetçiler, şimdilerde bu “hırslı” lider adayının yaptıklarından endişelenmeliler. Tüm Avrupa’yı zora sokacak bir huysuzluk söz konusu.

[TÜHA Haber Ajansı, 23 Kasım 2020]

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.