enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
14:46 Kuruluşunun 85. yılında Köy Enstitüleri…
14:29 Prof. Dr. Üşümezsoy, Marmaraereğlisi’nde meydana gelen ve İstanbul’dan da hissedilen depremi değerlendirdi…
09:10 Afetten İhyaya Deprem Bölgesinde İki Yılın Muhasebesi…
09:00 Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 verilerine göre en çok göç alan şehirler belli oldu…
08:49 “Yılın En İyi Televizyon Habercisi”Ödüllü gazeteci Ayşegül Ekinci, dünyayı dolaştı. Bu süreçte ise yaşam, varoluş ve ölüm konularında araştırma yapıp kitap yazdı….
08:44 İtalya’yla Yakalanan Pozitif İvme ve Avrupa’ya Yansıması
08:15 Türkiye, terör örgütleri DEAŞ ve PYD/YPG’yi hedef alarak başlattığı Zeytin Dalı harekatı…
08:00 Trump’ın İlk 100 Günü…
07:39 Jeofizik Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Avcılar, Bakırköy ve Küçükçekmece gibi ilçeler kırmızı alarm bölgesinde yer alıyor”…
07:35 Durumdan Vazife Çıkaramayanlar Rahatsız!…
07:21 Halkı Kaybeden Sol, Kimi Kazandı?
07:09 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, Dijital Telif Yasası’nın Haziran ayında Meclis’e sunulacağını açıkladı…
10:08 Teröre Karşı Ters Asimetri: İstihbarat -II-
09:16 Türkiye’nin turizm geliri, yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar oldu…
09:05 İletişim Başkanı Altun: TRT, yarım asrı aşan yayıncılık birikimiyle önce bir kurum olmuştur…
09:05 Ankilozan Spondilit hastalığında ortalama tanı süresi 5 ila 8 yıl arasında gecikebiliyor…
08:56 Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi kaçağıyla mücadele kapsamında Diyarbakır’da kapsamlı bir denetim süreci başlattı…
08:38 Araştırmacı-Yazar Muzaffer Ayhan Kara, Otizmli bireylerin farklı alanlarda karşılaştığı zorluklara dikkat çekti…
08:27 NOW TV ekranlarında yayınlanan ve her bölümüyle gündem yaratan Kızıl Goncalar dizisi için final kararı alındı…
08:22 Prof. Dr. ESİN SUZER, İzmir Körfezi’ndeki kirliliğin ardından alınan örneklerde amonyak ve çözünmüş oksijen seviyesi normale yaklaştı”…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Neden Katar, Hep Katar?

Neden Katar, Hep Katar?
A+
A-

Katar ile kurulan ortaklığın Türkiye’ye getirdiği sonuç, yatırımlar ve ülkemizin Körfez bölgesinde etkin olması için açılan bir kapı elde etmesidir. Bunu görmekten ve anlamaktan aciz bir muhalefetin iktidara alternatif olabileceğini ileri sürmek ne kadar mümkün olabilir?

     Prof. Dr. Kemal İNAT

Başlıktaki bu ifadeler Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Ardından da “Kataristan’a döndü bin yıllık devlet” cümlesini kullandı geçen hafta yaşanan “Katar tartışması” sırasında. “Katar tartışması” diyorum zira Katar meselesi bir türlü muhalefetin gündeminden düşmüyor. Bu konuyu bir muhalefet yapma aracına dönüştürdüler. Anlaşılan bu mesele üzerinden ürettikleri yalanlarla kitleleri etkileyeceklerini ve seçimlerde bu şekilde avantaj sağlayacaklarını düşünüyorlar.

Muhalefetin Katar üzerinden muhalefet yapma siyasetini hem dış hem de iç politika açısından analiz etmeye çalışalım. Bu çerçevede şu sorulara cevap arayalım: Katar’a yönelik ifadeleri, iktidar olması durumunda ana muhalefet liderinin rasyonel bir dış politika izleyip izleyemeyeceği konusunda ipuçları verir mi? “Bin yıllık devlet Kataristan’a döndü” ifadesi ciddiye alınabilecek bir ifade midir? Katar meselesinde takındığı muhalif tavır iç politikada CHP’ye avantaj getirir mi?

Öncelikle, Katar’a yönelik angajmanının Türkiye’nin yakın coğrafyasında etki alanını genişletme politikasının açık tezahürü olduğunun altını çizmek gerekir. Bölgede Türkiye’nin çıkarları aleyhine politikalar izleyen BAE gibi devletler nasıl kendi etki alanları dışına çıkarak Doğu Akdeniz’de ülkemize karşı ittifaklara giriyorsa, bu aktörleri dengelemek için Türkiye’nin de Körfez bölgesinde kendisine ekonomik ve askeri ortaklar bulması zorunlu hale geliyor. Yani Katar’la geliştirdiği yakın ilişki Türkiye’nin çıkarlarının korunmasıyla yakından ilgili ve kendisine karşı yıkıcı politikalar izleyen ülkelere karşı savunmasını sınırlarının çok ötesinde başlatmasının bir sonucu. Ayrıca uluslararası siyasal sistemdeki konumunu bölgesel gücün ötesine taşımak isteyen Türkiye için kendisine sınırdaş olmayan Katar ve Libya gibi yakın coğrafya ülkeleriyle ilgilenmek de zorunlu. Tıpkı Almanya’nın, Fransa’nın ve İngiltere’nin Doğu Akdeniz ve Ortadoğu ile yakından ilgilenmeleri gibi. Zira ekonomik çıkarların muhafaza edilmesi çoğu zaman askeri angajmanları zorunlu kılıyor.

Hal böyle iken, muhalefetin Türkiye’nin Katar ile kurduğu yakın ilişkiler üzerinden Körfez bölgesinde Osmanlı döneminden beri ilk defa bu derece etkinliğini artırmasından rahatsız olması ve hatta bu politikayı baltalamaya yönelik bir tutum içerisinde olması büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Bu tavır açık bir şekilde dış politik çıkarların iç politik hesaplara kurban edilmesi anlamına gelir. Bir yandan iktidarın Türkiye’yi yalnızlaştırdığı suçlamasında bulunurken diğer yandan Körfez bölgesine yönelik siyaset açısından önemli bir ortak olan Katar’la ilişkilerin bozulması için bu kadar çaba harcanması anlaşılabilir bir tutum değildir.

Katar’la kurulan ekonomik ve askeri ortaklıkta “büyük ortak” Türkiye olmasına ve Katar’ın güvenliğinin korunmasında Ankara’nın ciddi katkılarına rağmen, bu ilişki üzerinden yola çıkarak “Bin yıllık devlet Kataristan’a döndü” gibi bir cümle kullanmak ise bir başka sorumsuzluk örneğidir. 300 binden biraz fazla yerli nüfusa sahip olan Katar’la yakın ilişki kurmanın “Türkiye’yi Kataristan’a döndüreceğinden” endişe etmek ancak kendi ülkesini tanımamak ve ona güvenmemekle açıklanabilir.

Katar ile kurulan ortaklığın Türkiye’ye getirdiği sonuç, yatırımlar ve ülkemizin Körfez bölgesinde etkin olması için açılan bir kapı elde etmesidir. Bunu görmekten ve anlamaktan aciz bir muhalefetin iktidara alternatif olabileceğini ileri sürmek ne kadar mümkün olabilir? Acaba, ideolojik saiklerle hareket eden az bir kısmı hariç, halkın bu sorumsuz söylemleri sandıkta cezalandıracağını anlamaları çok mu zor?

[TÜHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.