enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
12:31 Haftayı Geri Sar:10 maddede bu hafta
10:59 İznik 1700 yıl sonra yeniden dünya gündeminde…
08:57 Dış Bakış Dergisinin “TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI” Özel Sayısı Yayında
06:43 CHP’nin Avrupa’nın Çöküşüyle Bütünleşme Programı 2 – CHP’nin farklı kimlikleri
00:45 Karadeniz’de Ukrayna’nın Operasyonları
00:40 Erbil-Ankara hattında gerilim: ‘Maksadını aşan yorumlar endişe verici’…
00:39 Türkiye’de öğretmen istihdamı, köklü düzenlemeler içeren Öğretmenlik Mesleği Kanunu…
00:29 Dijital şiddet artıyor: Kadınlar daha fazla risk altında
00:19 2026 Yılı Türkiye İçin Diplomasi Yılı mı Olacak?
00:13 Türkiye’den NATO ve AB üyesi bir ülkeye ilk savaş gemisi satışı’dan notlar!
00:12 Ankete 9 AB ülkesinden toplam 9 bin 500’den fazla kişi katıldı…
00:11 Deutsche Bank’tan kapsamlı Türkiye analizi: Dolar, büyüme ve faiz tahmini
00:03 Ayvalık merkezli Türk zeytinyağı firması Nova Vera, uluslararası arenada dünya birincisi oldu…
11:38 Futbolda bahis soruşturmasında yeni operasyon
10:07 Küresel piyasalarda son durum ve günlük değişimler
09:43 Cuma Hutbesi: “İnsan, Huzuru İbadetle Elde Eder”
09:09 Türkiye’nin yerli otomobil markası Togg, kasım ayında elektrikli otomobil satışlarında liderliği elde etti…
06:28 Düşünce ve ifade özgürlüğü!…
00:58 Dışişleri Bakanı Fidan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 32. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nda konuştu…
00:53 Türkiye genelinde satılan gayrimenkul sayısı bu yılın ocak-kasım döneminde yüzde 7,6 artış oldu…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Neden Katar, Hep Katar?

Neden Katar, Hep Katar?
A+
A-

Katar ile kurulan ortaklığın Türkiye’ye getirdiği sonuç, yatırımlar ve ülkemizin Körfez bölgesinde etkin olması için açılan bir kapı elde etmesidir. Bunu görmekten ve anlamaktan aciz bir muhalefetin iktidara alternatif olabileceğini ileri sürmek ne kadar mümkün olabilir?

     Prof. Dr. Kemal İNAT

Başlıktaki bu ifadeler Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ait. Ardından da “Kataristan’a döndü bin yıllık devlet” cümlesini kullandı geçen hafta yaşanan “Katar tartışması” sırasında. “Katar tartışması” diyorum zira Katar meselesi bir türlü muhalefetin gündeminden düşmüyor. Bu konuyu bir muhalefet yapma aracına dönüştürdüler. Anlaşılan bu mesele üzerinden ürettikleri yalanlarla kitleleri etkileyeceklerini ve seçimlerde bu şekilde avantaj sağlayacaklarını düşünüyorlar.

Muhalefetin Katar üzerinden muhalefet yapma siyasetini hem dış hem de iç politika açısından analiz etmeye çalışalım. Bu çerçevede şu sorulara cevap arayalım: Katar’a yönelik ifadeleri, iktidar olması durumunda ana muhalefet liderinin rasyonel bir dış politika izleyip izleyemeyeceği konusunda ipuçları verir mi? “Bin yıllık devlet Kataristan’a döndü” ifadesi ciddiye alınabilecek bir ifade midir? Katar meselesinde takındığı muhalif tavır iç politikada CHP’ye avantaj getirir mi?

Öncelikle, Katar’a yönelik angajmanının Türkiye’nin yakın coğrafyasında etki alanını genişletme politikasının açık tezahürü olduğunun altını çizmek gerekir. Bölgede Türkiye’nin çıkarları aleyhine politikalar izleyen BAE gibi devletler nasıl kendi etki alanları dışına çıkarak Doğu Akdeniz’de ülkemize karşı ittifaklara giriyorsa, bu aktörleri dengelemek için Türkiye’nin de Körfez bölgesinde kendisine ekonomik ve askeri ortaklar bulması zorunlu hale geliyor. Yani Katar’la geliştirdiği yakın ilişki Türkiye’nin çıkarlarının korunmasıyla yakından ilgili ve kendisine karşı yıkıcı politikalar izleyen ülkelere karşı savunmasını sınırlarının çok ötesinde başlatmasının bir sonucu. Ayrıca uluslararası siyasal sistemdeki konumunu bölgesel gücün ötesine taşımak isteyen Türkiye için kendisine sınırdaş olmayan Katar ve Libya gibi yakın coğrafya ülkeleriyle ilgilenmek de zorunlu. Tıpkı Almanya’nın, Fransa’nın ve İngiltere’nin Doğu Akdeniz ve Ortadoğu ile yakından ilgilenmeleri gibi. Zira ekonomik çıkarların muhafaza edilmesi çoğu zaman askeri angajmanları zorunlu kılıyor.

Hal böyle iken, muhalefetin Türkiye’nin Katar ile kurduğu yakın ilişkiler üzerinden Körfez bölgesinde Osmanlı döneminden beri ilk defa bu derece etkinliğini artırmasından rahatsız olması ve hatta bu politikayı baltalamaya yönelik bir tutum içerisinde olması büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Bu tavır açık bir şekilde dış politik çıkarların iç politik hesaplara kurban edilmesi anlamına gelir. Bir yandan iktidarın Türkiye’yi yalnızlaştırdığı suçlamasında bulunurken diğer yandan Körfez bölgesine yönelik siyaset açısından önemli bir ortak olan Katar’la ilişkilerin bozulması için bu kadar çaba harcanması anlaşılabilir bir tutum değildir.

Katar’la kurulan ekonomik ve askeri ortaklıkta “büyük ortak” Türkiye olmasına ve Katar’ın güvenliğinin korunmasında Ankara’nın ciddi katkılarına rağmen, bu ilişki üzerinden yola çıkarak “Bin yıllık devlet Kataristan’a döndü” gibi bir cümle kullanmak ise bir başka sorumsuzluk örneğidir. 300 binden biraz fazla yerli nüfusa sahip olan Katar’la yakın ilişki kurmanın “Türkiye’yi Kataristan’a döndüreceğinden” endişe etmek ancak kendi ülkesini tanımamak ve ona güvenmemekle açıklanabilir.

Katar ile kurulan ortaklığın Türkiye’ye getirdiği sonuç, yatırımlar ve ülkemizin Körfez bölgesinde etkin olması için açılan bir kapı elde etmesidir. Bunu görmekten ve anlamaktan aciz bir muhalefetin iktidara alternatif olabileceğini ileri sürmek ne kadar mümkün olabilir? Acaba, ideolojik saiklerle hareket eden az bir kısmı hariç, halkın bu sorumsuz söylemleri sandıkta cezalandıracağını anlamaları çok mu zor?

[TÜHA Haber Ajansı, 08 Temmuz 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.