enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:12 Petrol ve Doğal Gaz Üretiminde Tüm Zamanların Rekoru
00:12 Cumhurbaşkanı Erdoğan  Suudi Arabistan ve Azerbaycan ziyaretleri dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını da cevapladı
00:11 Adalet Bakanı Tunç,“Çocuklarımızı şiddete teşvik eden, aileleriyle bağlarını kopartan hiçbir dijital platforma izin vermeyeceğiz”
00:11 Erdoğan: Ülkemizin güvenliği için sınır ötesi operasyonlar gündemimizde
00:09 Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, “119 Terör Yandaşı Hesaba Erişim Engeli Getirdik”
00:09 Abdulkadir Selvi: Kandil, Öcalan’a karşı direniyor
00:07 Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nden, Basın İlan Kurumu (BİK) ile yaşanan sorunlarla ilgili ortak basın bildirisi
00:07 Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ben konser belediyeciliği yapmadım”
00:06 Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nden (TÜREK 2024) notlar!
00:06 Karabağ Zaferinin 4. Yılında Güney Kafkasya
00:05 Su Politikaları Derneği (SPD) Başkanı Dursun Yıldız: Kuraklık kapıyı kırıyor
00:04 Katil, soykırımcı İsrail, Gazze’ye 6 günde 6 bin bomba attı
00:03 Kafkasyada barışın önündeki engel Rusya mı Azerbaycan mı
00:02 22. Astana görüşmelerinde Trump’ın Suriye politikası öne çıkıyor
00:00 Bakan Murat Kurum COP29’da Türkiye’nin iklim vizyonunu paylaştı
11:32 Türkiye-Yunanistan İlişkileri ve Dışişleri Bakanı Fidan’ın Atina Ziyareti
10:13 Zirvelerde lider diplomasisi
09:15 Erdoğan: İsrail Gazze’de çevre felaketine sebep oluyor
08:07 TDT Genel Sekreteri: Türk Dünyası başarılı bir geleceğe doğru yönlenecek
07:21 Güneş Sistemi’nde ‘yıldızlararası tünel’ keşfedildi
TÜMÜNÜ GÖSTER →

İsrail’in ‘Reset’ Stratejisi ve Washington’ın Tercihleri

İsrail’in ‘Reset’ Stratejisi ve Washington’ın Tercihleri
A+
A-

İran İsrail’e karşı gerçekleştirdiği füze saldırısıyla Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesinin cevapsız kalmayacağını göstermeye çalıştı. Aynı zamanda saldırının belli bir süreyle sınırlan-dırılması ve muhtemelen Amerikan tarafına da bildirilmiş olması, İran’ın tam bir savaştan kaçındığına işaret ediyor. Bir yandan İsrail’in bir süredir kışkırtmaya çalıştığı topyekûn savaştan uzak durmaya kararlı görünen İran, bir yandan da İsrail’in oluşturmaya çalıştığı tam hareket özgürlüğünü sınırlandırmaya çalışıyor. İran’ın füze saldırısını nükleer altyapısını yok etmek için fırsata çevirmek isteyen İsrail ise Washington’ı ikna etmekte zorlanıyor. BM kürsüsünden Ortadoğu’da ulaşamayacakları bir hedef olmadığı tehdidini savuran Netanyahu, hem Hizbullah hem de İran’a karşı şiddeti tırmandırma stratejisinden vazgeçmeyecek görünüyor.

Kadir ÜSTÜN, SETA Washington D.C. Koordinatörü

İran İsrail’e karşı gerçekleştirdiği füze saldırısıyla Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesinin cevapsız kalmayacağını göstermeye çalıştı. Aynı zamanda saldırının belli bir süreyle sınırlan-dırılması ve muhtemelen Amerikan tarafına da bildirilmiş olması, İran’ın tam bir savaştan kaçındığına işaret ediyor. Bir yandan İsrail’in bir süredir kışkırtmaya çalıştığı topyekûn savaştan uzak durmaya kararlı görünen İran, bir yandan da İsrail’in oluşturmaya çalıştığı tam hareket özgürlüğünü sınırlandırmaya çalışıyor. İran’ın füze saldırısını nükleer altyapısını yok etmek için fırsata çevirmek isteyen İsrail ise Washington’ı ikna etmekte zorlanıyor. BM kürsüsünden Ortadoğu’da ulaşamayacakları bir hedef olmadığı tehdidini savuran Netanyahu, hem Hizbullah hem de İran’a karşı şiddeti tırmandırma stratejisinden vazgeçmeyecek görünüyor.

Netanyahu Biden’ı Savaşa İkna Edemiyor

İsrail’in el yükselterek Washington’ı İran’a karşı askeri operasyona ikna çabası, en azından şimdilik başarılı olmadı. Başkan Biden’ın İsrail’in karşılık verme hakkı olduğu ancak cevabının ‘orantılı’ olması gerektiğini söylemesi, İran’ın saldırısını savaş ilanı değil Nasrallah operasyonuna cevap olarak gördüğünü gösteriyor. Biden’ın ayrıca İsrail’in İran’ın nükleer tesislere saldırmasına destek vermediğini açıklaması, Amerikan tarafının son iki gündeki İsrail’in yoğun lobisine rağmen İran’la savaşmak istemediğini gösteriyor. İran’ın Nisan ayındaki saldırısına benzer biçimde son füze saldırısını sınırlı tutması, Biden’ın Netanyahu’ya İsrail’in cevabının da sınırlı olması gerektiğini söylemesini sağlamış anlaşılan. Ancak Netanyahu’nun son bir yıl içinde Biden’ın çizdiği kırmızı çizgileri ihlal ettiği hatırlandığında İran’a cevabının orantısız olma riskinin az olmadığı söylenebilir.

Biden yönetiminin 7 Ekim’den beri İsrail’e verdiği şartsız desteğin sonuçlarını kontrol etmekte zorlandığını görüyoruz. Biden Gazze’nin yaşanmaz hale getirilmesinin ürettiği siyasi maliyeti yönetemeyerek Netanyahu’nun etnik temizlik stratejisine teslim oldu. İsrail’in Refah’a girmesini kırmızı çizgi ilan eden Biden, bunun ihlaline de göz yumdu. Bir yıldır savaşın bölgesel bir savaşa dönüşmediği ve Gazze’yle sınırlı kaldığı sürece kabul edilebilir olduğu mesajını veren Biden yönetimi, şimdilerde İsrail’in savaşı Lübnan’a doğru genişletmesine razı görünüyor. Nasrallah suikastını hayırlı bir iş olarak niteleyen Washington, bu sefer İran’la savaşın sınırlarını çizmeye çalışıyor.

İsrail’in 7 Ekim saldırılarını tarihi bir fırsata çevirerek İsrail’in Ortadoğu’da tam hareket özgürlüğünü tesis etmeye çalışmasını seyreden bir Amerikan yönetimi var karşımızda. Biden yönetimi Çin’e ve Rusya’ya odaklanarak Ortadoğu’dan çekilmeyi hedeflediğini söylemişti ancak İsrail’e karşı güvenlik garantilerinden vazgeçmedi. İsrail’in güvenliğinin tehlikeye girdiği görüntüsü oluştuğu anda hemen bölgeye geri dönmek zorunda kalan Biden yönetimi, İsrail’in stratejisinin bir sonucu olan İran’ın füze saldırısını nötralize etmekle iştigal etti. Kendi önceliklerini Rusya ve Çin olarak belirlemesine rağmen İsrail’in Filistin’i işgalinin sonuçları yüzünden bölgeye geri dönmek sorunda kaldı. Diğer bir deyişle, Amerika Ortadoğu’ya kendi stratejisi gerektirdiği için değil, İsrail’in bölgesel savaş stratejisinin peşine takıldığı için geri dönüyor.

Reset Stratejisi

İsrail’in bölgesel dengelere reset atma girişiminin Amerika tarafından engellenmediği gibi İran tarafından durdurulmasının pek mümkün olmadığı görülüyor. Haniye ve Nasrallah operasyonları İran ve Hizbullah cephesinde derin istihbarat ve güvenlik zaafları olduğunu gösterdi. Hizbullah’ın Lübnan’da İsrail’e ağır kayıp verdirme kapasitesi hâlâ var. İran’ın füzelerinin hatırı sayılır bir kısmının da İsrail’e ulaşabildiğini gördük. Ancak Amerikan askeri koruması ve desteğinin İsrail lehine net bir üstünlük sağladığı açık. Biden yönetimi bir yandan İsrail’in stratejisinin sınırlarını belirlemekte zorlanıyor ancak bir yandan da İsrail’e saldırıları engellemeye kararlı. Bu durumda İran’ın İsrail stratejisini boşa çıkarması ve bölgesel dengeyi 7 Ekim öncesine döndürmesi mümkün görünmüyor.

Amerikan başkanlık seçimlerine kadarki dönemi kritik bir fırsat aralığı olarak değerlendiren Netanyahu hükümeti, Washington’ı İran’ın nükleer programına karşı saldırıya ikna etmeye çalışıyor. Ancak seçimlere bir ay kala değil Biden yönetimi herhangi bir Amerikan yönetimi İran’la savaşa girmek istemeyecektir. Son bir yıldır İsrail’e kayıtsız şartsız destek veren Biden savaş senaryosuna direniyor. Seçim sonrasında Trump gelirse Netanyahu her istediğini alabilir ancak onun da savaş istemediği ve İran’la anlaşmayı tercih ettiği biliniyor. Muhtemel bir Harris yönetimi de nükleer anlaşma arayışında olacaktır. Netanyahu 20 senedir Amerika’yı İran’la savaşa ikna edemedi ancak sürekli el yükselterek bu çatışmayı tetikleme noktasına getirmeyi başardı. Washington İsrail’in İran’la arasındaki bölgesel dengeyi değiştirme çabalarına kerhen de olsa destek veriyor ancak nükleer meseledeki statükoyu değiştirmesine kolay kolay izin vermeyecektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.