enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
17:40 İletişim Başkanı Altun’dan “1 Mayıs” mesajı…
12:16 Kocaeli’nin Körfez Belediye Başkanı Söğüt’ten ilk Hereke Halısı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verildi!…
11:27 Şampiyon gibi oynamıyoruz!…
09:27 KASKF Başkan adayı Mevlüt Ağra, “Ben değil, biz anlayışı ile şeffaf kararlar alınacak”…
09:23 Uluslararası İstanbul Anne, Bebek, Çocuk Fuarı ‘CBME’ Türkiye’nin Yeni Odak Grupları Belli Oldu!
08:47 Ruslar, Ukrayna’daki cephede saldırılarını önemli ölçüde artırdı…
08:20 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de en büyük risk terör örgütleri”
08:00 Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in bir kalıcı ateşkes garantisi verme niyeti yok”
07:56 Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Askerlik sınıflandırma sonuçları e-Devlet üzerinden erişime açıldı…
07:45 Gazeteci Gül KABACAOĞLU’nun ‘Orada N’ler Oluyor!’ Dış kaynaklı haberleri!…
18:08 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, “Güçlü Medya, Bilinçli Toplum Zirvesi”nde konuştu…
17:43 Erdoğan: Kameraları bantlamak bizim kitabımızda yazmaz…
14:21 Hollanda’ya Türk göçünün 60. yılına girerken, bu sürecin birçok toplumsal boyutu tekrar gözden geçiriliyor…
13:41 Bakan Kurum’dan Arnavutköy’deki TOKİ konutlarına ilişkin açıklama
13:19 Türkiye’den ve Dünya’dan kısa kısa ‘Satır Başı’ haberler!
12:33 XI. Uluslararası Urla Enginar Festivali ve I. Uluslararası Urla Sürdürülebilir Gastronomi ve Tarım Konferansı Başarıyla Gerçekleşti…
11:05 DoktorTakvimi, bir kez daha Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında
10:39 Doğal afetlerden kaynaklanan ekonomik kayıplar ilk çeyrekte 83 milyar dolara ulaştı
09:22 RTÜK) Başkanı Şahin, “sokak röportajları” toplumda ayrışmaya, manipülasyona ve yanlış bilgilendirmeye yol açıyor…
09:00 Terör ve İstihbarat!…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

28 Şubat Destekçileri Bugün Neredeler?

28 Şubat Destekçileri Bugün Neredeler?
A+
A-

O dönemde, ‘iç düşman’ olarak lanse ettikleri, ‘irtica, PKK’dan daha tehlikelidir’ diyerek MGK toplantısında sıkıştırdıkları, başbakan olmasına rağmen her gün gazete manşetleri ve köşelerinden “irticacı”,  “gerici” ve şeriatçı” diye hakaret edip küçümsedikleri, alaya aldıkları rahmetli Necmettin Erbakan’ı anma gecelerinde boy gösteriyorlar. Hatta ödül bile alıyorlar.

Doç. Dr. Nebi MİŞ & SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü

O dönemde, “iç düşman” olarak lanse ettikleri, “irtica, PKK’dan daha tehlikelidir” diyerek MGK toplantısında sıkıştırmaya çalıştıkları, başbakan olmasına rağmen her gün gazete manşetleri ve köşelerinden “irticacı”,  “gerici” ve şeriatçı” diye hakaret ettikleri, küçümsedikleri, alaya aldıkları rahmetli Necmettin Erbakan’ı anma gecelerinde boy gösteriyorlar. Hatta ödül bile alıyorlar.

28 Şubat darbesinin altyapısını hazırlayan, darbeyi gerçekleştiren, destekleyen ve alkış tutanların önemli bir kısmı hayatta. Üzerinden 24 yıl geçse de o dönem darbenin bir yerlerinde görev almış kişilerin azımsanamayacak bir kısmı kamuoyunda etkinler.

Bu kesimin içinden bugün için hâlâ en aktif olanlar, medyada çalışanlar ve siyasetçiler.

Bu kesimlerin bazıları, “28 Şubat darbe değildi, bir uyarıydı” diyerek kendi geçmişlerini de temizleyeme çalışıyor. Hiç öz eleştiri yapmıyorlar. Geçmişleri ile gurur duyduklarını sosyal medyadan paylaşma ihtiyacı bile hissediyorlar.

Ama hepsi demokrat pozu vermeye bayılıyorlar. Darbecilikle demokratlığı, bir yolunu bulup çoktan harmanlamışlar. Geçmişte darbeci olmanın bugün için demokrat ve özgürlükçü pozlar kesmeye engel olmadığını yutturmaya çabalıyorlar.

***

Bir hususu önce bir netleştirelim: 28 Şubat süreci, tam bir darbedir.

“Postmodern darbe” olarak adlandırılması sizi yanıltmasın. Modern dönem cunta darbelerinde silah doğrudan kullanılır. 28 Şubat’ta darbeciler, doğrudan silah yerine medyayı bir silah olarak kullandığı için böyle adlandırılmıştır.

Bu kez silahsız kuvvetle halletsin” emri, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya tarafından verilmişti. Bu emir, öncelikle medyaya, ardından meslek odaları ve birliklerine, sendikalara ve sivil görünümlü ve kendini sivil toplum olarak adlandıran kuruluşlaraydı. Dolayısıyla, silah perdenin arkasında, silahsız kuvvetler ise cephede olacaktı.

Bu manşeti atan gazete ve o gazetenin genel yayın yönetmeni, o dönemde emri veren komutanı açıklamamışlardı. “Bir kuvvet komutanı” diyerek, emrin failini bilinçli olarak gizlemişlerdi.

Bu tip açıklamaları yapan ismi gizlemek, darbeye ortam hazırlamak için önemli bir taktiktir. Bu taktiğin işlevselliğinin darbe literatüründe önemli bir yeri vardır. Bunu, gazeteciler de darbeyi planlayanlar da iyi bilir.

Darbenin üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra manşeti atan gazeteciler, kendilerini savunmak için “biz sadece söyleneni yaptık” dediler.

Hâlbuki, mesele o kadar basit değildi. O dönemin gazetelerini incelerseniz, bu emri veren komutanın adının bilinçli olarak gizlenmesi, darbeye zemin hazırlamaya dönük bir operasyondu. Komutanın kim olduğu ordunun üst kademesinde bile bilinmiyordu.

Dolayısıyla ordunun da her an darbeye hazır olması gerektiği bu tip haberlerle, açıklamalarla, manipülasyonlarla olgunlaştırılmıştı. Darbecilerin, müdahale konusunda ne kadar kararlı olduğu gösterilmeye çalışıyordu.

Bu yeni darbe yapma taktiği, sivil yöneticilerin içinden darbeye karşı gelebilme potansiyeli olanları ikna ya da korkutmak içindi. Bir anlama darbenin yol temizliği de böylece yapıldı.

Nitekim dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in, 2013 yılında verdiği bir röportajda, “Nitekim, asker bana ‘Nizamiyeden döndük’ demiştir” açıklaması o dönemdeki darbecilerin taktiğinin işe yaradığının bir göstergesidir.

Asker, nizamiyeden falan dönmemiştir. Darbe gerçekleşmiştir. Sadece yönetimi üzerine devralmamıştır.

28 Şubat’ın, 27 Mayıs 1960 ya da 12 Eylül 1980 darbesinden sonuçları bakımından hiçbir farkı yoktur. 28 Şubat’ta “kan dökülmedi” ve “ordu yönetime doğrudan el koymadı” demek darbe olmadığı anlamına gelmez.

Daha önceki darbelerde olduğu gibi, iktidar düşürülmüştür. Yüzlerce insan tutuklanmıştır. Binlerce insan devlet memurluğundan atılmış, yüz binlerce öğrenci mağdur edilmiş, hakları gasbedilmiştir. Ticaret, eğitim, sivil toplum, medya gibi birçok alanda, kendileri gibi düşünmeyen çevrelere karşı darbeciler, cadı avı başlatmışlardır…

Uzatmayalım. 28 Şubat bir darbedir. Zaten darbenin askerî kanadının bir kısmı darbecilikten yargılanmış ve ceza almışlardır.

Darbenin sivil kesiminden bazılarının, rahmetli Erbakan’ı anma gecelerine katılmaları, hatta bazılarına ödül verilmesi yeni nesilleri yanıltmasın.

28 Şubat’ın üzerinden bin yıl geçse bile, darbeciler ve darbeye destek verenler unutulmaz. Unutturulmamalıdır!..

[TÜHA Haber Ajansı, 04 Mart 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.